Sayfalar

3 Temmuz 2009 Cuma

NBA'de Adamlar Kapış Kapış!

NBA piyasası çılgın günler geçirmeye devam ediyor. Daha dün Rockets'le anlaşmak üzere dediğimiz Gortat'a ciddi şekilde talip olan Dallas Polonyalı oyuncunun işini bitirmek üzereymiş. Dallas'ın teklifi full mid level exception, yani 5.6 milyondan başlayıp 4 ila 6 yıl arası sürebilecek nitelikte ki bu teklif bence Gortat için biraz fazla. Neyse Otis Smith dizini dövsün.

Cleveland'la neredeyse anlaştı dediğimiz Ariza ile Cavs'in arasına Rockets girmiş. Ariza'nın da tıpkı Gortat gibi 5 yıllık bir full mid-level exception alması bekleniyor.

Enteresan başka bir gelişme ise Ariza'yı kaybeden Lakers'ın Rockets'ın bıraktığı Ron Artest ile anlaşmak üzere olması. Artest de 3 senelik bir kontrat ve 18 milyona Lakers'a evet demiş. Aslında daha çok para isterdi bizim bildiğimiz Artest ama gözüken o ki yüzük sevdasına kapılmış. Kanaatimce Lakers'ta sorun çıkarır, şut paylaşımı dengesizliği yaratır ve Lakers yönetimini pişman eder Artest. Allah Jack Nicholson'a sabır versin.

Ayrıca Rasheed Wallace bugün Boston Celtics ile görüşeceğini açıklarken, Sixers yönetimi de Mike Bibby ile kontak kurmuş. Davis, Powe kalacaksa Wallace Boston'a lüks olur ama Mike Bibby Andre Miller sonrası Philadelphia'da sınıf atlayan bir takım oyunu ve gelişimi hızlanan gençler demektir benim literatürümde. Umarım Bibby Sixers'la imzalar.

Bu arada dün yazamadık Zach Randolph Memphis'e New York'tan gelen Quentin Richardson karşılığında takas edildi. Blake Griffin'in böylece ilk 5 yolu açılmış oldu. Ayrıca Q-Rich Mobley sonrası problem olmaya başlayan üçlük meselesini çözüme kavuşturacak bir adamdır. Baron Davis sağlıklı kalabilirse Clippers çok can yakar. Randolph da basketbola adapte olabilirse Thabeet'le pota altında iyi iş yaparlar. Gasol sonrası artık Memphis'ten bir çırpınış görmek istiyorum ben şahsen.
En son olarak yine Hidayet diyelim. Hidayet Portland'a giderek kulübü, tesisleri ve şehri incelemeye başladı. Konuşmalarından anladığımız kadarıyla McMillan ve Pritchard onu ikna etmiş gibi. Benim tercihim de Portland'la imzalaması yönünde. Aşağıdaki linkte Portland Havaalanına inişi sonrası verdiği demeci bulabilirsiniz, hem yazılı hem de görüntülü olarak. Portland kondüsyoneri Jay Jensen de önemli bir jest yapmış hazırladığı pankartla. Çok kral adamsın Jay Jensen.

2 Temmuz 2009 Perşembe

Kelly Dwyer Dallama mı?

Kelly Dwyer Yahoo Sports'un NBA yazarlarından, daha önce SI'da yazıyordu. Kendisi sivri yorumlarıyla tanınan bir arkadaşımız. Herkesin a dediğine b demesiyle de bilinir. Ama şu iki gündür yazdığı yazılarla tam anlamıyla "yuh artık, dallama mısın be!?!" dedirtti insana. Arkadaş bu nasıl üslup, bu nasıl bakış açısı, bu ne perhiz bu ne domuz pastırması be arkadaşım!

Dünkü yazısında Hidayet üzerinden Portland'a giydirirken, Hidayet'i de "Şimdilik şunu bunu yapıyor da 2 sene sonra ne .okum işe yarar, üstelik takımın ahengini bozacak, yaşı gelmiş 30'a, böyle yaşlı adama yatırım mı yapılır?" diyerek yerden yere vurdu. Hem de daha 6 gün önce 32 yaşındaki Carter'ın Orlando'ya takasını övmüşken!

Bugünkü yazısında da Jason Kidd'e takmış diyor ki özetle Takımlar Neden Jason Kidd'i istiyor? başlıklı yazısında "Jason Kidd olsa ne yazar, herif gelmiş 37 yaşına, Brevin Knight da onula aynı istatistiği yapıyor, niye onu kimse istemiyor da, bir zamanlar iyi bir oyuncu olan, ama şu sıralar kıçındaki kıllar kadayıf olmuş Kidd bu kadar kapışılıyor?".

E yuh be Kelly, çüş be Dwyer. Ya arkadaş sen basketboldan ne anlıyorsun, ne bekliyorsun insanlardan anlamadım. Daha 1 hafta önce Shaq takasında sen demedin mi "Shaq takası bence işe yarayacak, Shaq iyi bir ekleme oldu." Arkadaşım Shaq 18 yaşında mı 28 yaşında mı. Ya bu Shaq 38 yaşında değil mi, biz mi yanlış biliyoruz?

Dwyer'ın yazılarına gelen yorumlardan biri yaklaşık şöyleydi ve ben de atıyorum imza mı altına:

"Dwyer'ın son yazılarını dikkatle okursanız hedefini anlarsınız. Dwyer çok iyi biliyor ki Yahoo'da takım Genel Menajerlerine yeterince sallayabilirseniz mutlaka birinin yerine geçersiniz. Tecrübe edilmiştir Kerr ile."

Sonuç olarak kendi yorumum bu Dwyer efendinin dallama olup olmadığını araştırmamız gerektiği yönünde. Bir gün öyle, bir gün böyle yazarak saygı değil nefret kazanılır. 30 yaşındaki adama yaşlı diyip 38 yaşındaki adamı iyi transfer diye anlatmak, gittiği takımdaki oyun kuruculara oyunu öğretecek, tecrübesini aktarıp onları daha iyi bir seviyeye çekecek adamı beğenmemek kaliteni dünya aleme göstermiştir Dwyer, kutluyorum.

Sol Campbell Portsmouth'tan Ayrılıyor

Arsenal günlerinde takımının ve İngiltere Milli Takımının savunmadaki değişmezi, direğiydi. FM'de vazgeçilmez transfer hedefimizdi. Tarzını, tatlı sert oyununu ve vazgeçmeyen yapısını her izlediğimde takdir ettiğim bir isimdi. Sol Campbell Portsmouth'un içinde bulunduğu belirsizlik ortamında daha fazla kalmak istediğini açıklamış ve ayrılmak istediğini söylemiş. Sözleşmesi dün itibariyle sona ermiş ve gelecek tüm tekliflere açık olduğunu belirtmiş. Amacı en az 2 sene daha oynamak, oynarken de tekrar eski günlerde olduğu gibi başarı için ter dökmekmiş. Bugünlerde savunma oyuncusu arayan TSL, Yunanistan Ligi kalburüstü takımlarına cuk oturur Campbell aslında. Duruşuyla bile savunmayı toparlayacak karizma sahibi bir adam. 34 yaşında belki ama kuvvetli fiziğiyle bu handikapı örtebilecek bir oyuncu Campbell. Nasılsa bizim ligimizde futbol günlük başarıya endeksli bir oyun, o zaman neden Campbell'la ilgilenen ve kısa vadede savunma sorunlarını unutmak isteyen bir takım çıkmasın ki Türkiye'den? Mesela yarın Fenerbahçe Campbell'a talip olsa ben bir futbolsever olarak sevinirim. Tecrübesiyle Fenerbahçe'ye çok şey katar. Keşke gelse.

Yeni Aslan Keita!

Galatasaray’ın flaş bir açıklama ile transferini açıkladığı Fildişi Sahilli futbolcu Abdul Kader Keïta orta sahada kanatlarda, özellikle sağ açıkta (forvet) forma giyebiliyor. Fildişi Milli Takımı’nın önemli bir elementi olan Keita Afrika Sports’ta başladığı kariyerine sırasıyla Tunus ekibi Etoile du Sahel, Birleşik Arap Emirlikleri’nden Al Ain ve Katar’dan Al Sadd takımında forma giymişti.

2005 yılında Fransa’ya Lille ekibine gelen Keita’nın burada gösterdiği büyük çıkış futbol dünyasında sansasyon yaratmıştı ve Keita 2007 yazında 16 milyon avro bonservis bedeliyle Lyon’a transfer olmuştu. Lyon’da bu süreç içinde 52 maça çıkarken 5 gol kaydetti. Lille’den sonra Lyon’da bekleneni verememişti. Fildişi Sahilli futbolcunun adı daha önce Manchester United, Inter, AC Milan ve Liverpool gibi Avrupa’nın dev ekipleriyle geçmişti. Keita’nın futbol açısından en büyük özelliği ise sürati, çizgide rahat adam geçmesi ve ofansif yönünün kuvvetli oluşu, özellikle şutları…

KÜNYE
Tam ad: Abdul Kader Keïta
Doğum tarihi: 6 Ağustos, 1981
Doğum yeri: Abidjan, Fildişi Sahili
Boy: 1.84
Mevkii: Orta saha, Forvet
Kariyeri;
1999-2000 Africa Sports 23 (4)
2000-2001 Etoile du Sahel 22 (7)
2001-2002 Al Ain 19 (6)
2002-2005 Al Sadd 71 (23)
2005-2007 Lille 63 (14)
2007-2009 Lyon 52 (5)
2009-…. Galatasaray

kaynak: sporx

Elbette kendi yorumlarımı da yazacağım bu transferle ilgili! Öyle copy-paste bloggerlığı yapmam. Geçici bir çözümdür bu. Şimdilik biraz bekleteceğim sizleri. Sadece ters köşeye yatacağımızı biliyorduk. (Bknz. alt başlık Transfersiz de yeterli. Verimli transfer yapmak gerek alt başlığının hemen üstü.)

Aha bu da videosu ve nefis golleri...

sevgiler volkanbk3



Ekleme Cenky: Ben de tam şunları yazmıştım, volkanbk3 daha hızlı çıktı, neyse ben de katkı vermiş olayım. Hiç kimsenin adını bir kez bile zikretmediği Lyon'un orta saha-forvet kırması oyuncusu Abdul Kader Keita bu sabah Galatasaraylı oldu. Fildişi Sahilleri vatandaşı, 30 kezden fazla Drogba ile aynı formayı terletmiş olan Keita özellikle Rijkaard'ın sistemine çok uygun bir isim gibi gözüküyor. Hem sağ hem sol açıkta oynayan 28 yaşındaki oyuncu daha önce 2 sene Lille 2 sene de Lyon'da forma giymiş. Özellikle geçen sezon süresinin azaldığını hatırlıyoruz. Sakatlığı var, Lyon o yüzden bıraktı da deniyor ama vaziyetin aslını Hollanda kampında göreceğiz. Uzun zamandır Galatasaray'a topla bu kadar hızlı ve o kadar hızlı koşarken enfes çalım yapabilen bir adam gelmemişti. Ne diyelim Haldun Üstünel yine sağ gösterip gıdıkladı medyayı, helal olsun, sevgiler Haldun ağabey.

NBA'de Bombalar Patlıyor

Birinci transfer görüşmeleri gününün sonunda Ben Gordon ve Charlie Villanueva'yı ikna eden Detroit Pistons, takımı bir hayli gençleştirmiş oldu. Gordon 5 sene ve 55 milyon Charlie V de yine 5 sene ve 35 milyona imza atacaklar. Tabi 8 Temmuz'a kadar birileri akıllarını çelmezse.

Öte yandan Orlando'nun kan kaybı Marcin Gortat'la devam edecek gibi duruyor. Yao Ming'in gelecek sezonun tamamını kaçırma olasılığına karşılık Rockets Gortat'a bir teklif sunmuş. Görüşme esnansında Rocets taraftarının Gortat'ın Houston'a gelmesi için gönderdiği e-posta ve mesajları göstermiş GM Morey. Sevgi ve ilgiden etkilenen Gortat Knicks'ten vaz geçip her an Rockets'la imzalayabilir. Otis Smith de Carter'lı yedeksiz kadrosuyla tek pota antrenman yapar.

Hidayet'e Toronto da 5 sene ve 60 milyonluk bir teklifle gelmeye hazırlanıyormuş ki para yanında takım içinde nasıl bir rol teklif edeceklerini görmek gerek. Portland daha kuvvetli ihtimal Hidayet için şu an.

1 Temmuz 2009 Çarşamba

Hidayet Portland'da Gibi!

Lon Babby 1-2 saat önce yaptığı açıklamada Blazers koçu Nae McMillan'ın Hidayet'le görüşmek üzere bu akşam Orlando'ya uçacağını söyledi. McMillan, Hidayet ve Babby akşam yemeğinde buluşup Hidayet'in Portland'a transferini tartışacaklar. Bu bir anlamda ikna yemeği. İsmi açıklanmayan bir kaynak Portland'ın 5 sene ve 50 milyonluk bir kontratla geldiğini belirtmiş. Bu tip olaylar genelde menajer tarafından piyasayı kızdırmak için sızdırılır yakın dostları üzerinden. Hidayet'i almak isteyecek takımların bu fiyatı aşması ve Hidayet'e başarı vaad etmesi gerekiyor.

Bu gece yemekte Orlando'da McMillan'la bir araya geldikten sonra yarın Hidayet de iadeyi ziyarette bulunup Portland'da Blazers tesislerini gezip, imza atması durumunda nerede çalışıp yaşayacağını görecekmiş. Kısacası Magic Hidayet'e Portland'ın verdiğine eşdeğer bir kontrat vermezse, ki bu ziyadesiyle zor gözüküyor, Hidayet Portland oyuncusu oldu diyebiliriz. Bu noktadan sonra ne Heat, ne Sacramento ne de Toronto Hidayet'i kolay kolay ikna edemez. Sanırım 8 Temmuz gecesi saat 00:01'de imzalar atılır ve Hidayet yeni forması ile poz verir, sabahında da taraftarına tanıtılır. Bundan sonra forma numarasını ve Blazers takımındaki rolünü tartışırız Hidayet'in. Hayırlı olsun diyelim şimdiden.

BENZEMez kimse sanA, büyük harflere baksana!

Lyon sıcak parayı görünce dayanamayıp satmam, vermem dediği Benzema'yı bıraktı sonunda. Tabii ki piyasadaki en kalite adamları adamları fahiş fiyata toplayan Perez'e. 20 milyon € deniliyordu teklif edilen mebla olarak Benzema için, birden yüksek teklifiyle (35 milyon €) piyasayı kırdı geçirdi yine Perez. Sadece bu sezon başlamadan yaptığı harcama 200 milyonu çoktan geçmiş vaziyette. Üzerine daha önce çok konuştuk bu paranın kaynağı neresi diye, Aceto başta olmak üzere bir çok kişi anlattı. İşin kredi kısmında paranın alındığı bankanın Barcelona bankası olması da ayrı bir ironi. Neyse sevgili Florentin Amcamızın elerin öpüyor, Benzemez Kimse Sana şarkısını armağan ediyoruz kendisine. Benzema Real'de ne yapar sorusuna verecek cevabım var da yazacak takatım yok, sonra bir ara tıklatırız tuşları. Başlıkta da öyle bir anagramsı olaylara girdim, çıktım.

Yine Bir Hürriyet Bombası

Geçen gün volkanbk3 Sporx için yazmıştı bir dolu şey. Haklıydı. Hadi o nispeten yeni bir kuruluş da yılların Hürriyet'inde bu kaçıncı bomba, bu kaçıncı rezalet. Çok üzülüyorum, sinirleniyorum, anlam veremiyorum.

Hidayet'ten Son Dakika Haberi

Portland Genel Menajeri Kevin Pritchard gece 12:01'de Hidayet'in menajeri Lon Babby'i aramış, Hidayet'in durumunu sormuş ve kontrat görüşmelerine başlayalım demiş. Bu, Portland'ın bu zamana kadar defalarca kez söylendiği gibi Hidayet konusunda ciddi olduğunun en büyük göstergesi. Detroit'in de Hidayet'le ilgilendiği hatta Sacramento'dan da bir telefon geldiği söylenmekte. Lon Babby Portland'la kontrat görüşmelerine başladıklarını ancak bir kaç resmi teklif daha aldıklarını ama isimlerini vermeyeceğini de açıklamış.

Taraftar yorunlarından gördüğümüz kadarıyla Portland ikiye bölünmüş durumda Hidayet konusunda. Bir kısım play-off stresini sırtlanıp, takımı rahatlatabilecek ve pas vermeyi bilen bir oyuncu olduğu için Hidayet'i sevinçle karşılarken bir kısımsa Hidayet'in özellikle geçen sezonki düşük şut yüzdesine takmış durumda. Ayrıca Hidayet'i istemeyen taraf onun Roy ve Aldridge'in şutlarından çalacağını düşünmekte. Buna karşı fikir yine başka bir taraftardan gelmiş: Bu takımda Outlaw diye Basketbol zekası yerlerde sürünen bir adam var ve siz onun arkadaşlarından çaldığı şutları söylemiyor da Hidayet'in atacağı şutları tartışıyorsunuz!

Ne olur, Hidayet Portland'a gider mi gitmez mi bilinmez ama daha adının zikredildiği ilk dakikada hakkında tartışmalar başladığı düşünülünce, Portland'a gitmesi durumunda taraftarla hemen bütünleşemeyeceği gerçeği gözlerimizin önünde. Ah Otis ah!

Oregonlive'daki haberden alıntı da hemen aşağıda. Haberi verdiği için müdavimimiz sevgili Tolga'ya sonsuz teşekkür.

The Trail Blazers' summer agenda was revealed late Tuesday night at the minute the free agent market opened. That's when general manager Kevin Pritchard and assistant general manager Tom Penn called agent Lon Babby to begin the courtship of small forward Hedo Turkoglu.

"Kevin Pritchard and Tom Penn called me at the earliest possible moment and expressed enthusiasm for engaging in discussions about Hedo becoming a Trail Blazer," Babby said late Tuesday night. "We have begun that process."

Pritchard said he first contacted guard Brandon Roy and forward LaMarcus Aldridge, who both are seeking contract extensions with the Blazers, before inquiring about Turkoglu.

30 Haziran 2009 Salı

Hidayet'in Yolu #2

"Otis Smith'in yaptığı yeni kontrat teklifini kabul etmediğine göre, Hidayet'e gelen teklif 30-35 milyon civarında 4 ya da 3+1 takım opsiyonlu bir teklifti. Tahminen en fazla 7 - 8 - 9 -10 diye giden ve son senesi garanti olmayan bir teklifle geldi Smith. Bu Hidayet'i rahatsız etmiştir. Onun arzusu en az 4 yıllık ve 38-40 milyon civarında garanti bir kontrat diye tahmin ediyorum aylardır konuşulanlardan. Ortada bir Corey Maggette gerçeği var keza. 5 sene ve 50 milyonluk bir kontratı Maggette alıyorsa Hidayet'in onu referans almasında bir sorun göremiyorum. Yani mantık olarak Hidayet'in istediği kontrat en az 4 yıl ve 8-9-10-11 milyon şeklinde ya da sabit 9-10 arası bir mebla ile yine 4 yıllık ya da e az 9-9-9-9-9 şeklinde devam eden 5 yıllık bir kontrat olmalı. Şahsi kanaatim kesinlikle absürd veya uçuk bir kontrat değil Hidayet'in talep ettiği. Bu tarz bir teklifle gelmiş olsa Smith, asla geri çevrilmezdi."

Bu satırları geçen cuma günü yazmışız. Bugün John Denton Florida Today'de açıkladı Hidayet'e gelen teklifi: 4 sene ve 35 milyon değerinde bir kontrat önermiş Smith Hidayet'e. Aynen tahmin ettiğimiz gibi, tatminkar olmayan bir teklif, büyük ihtimalle son senesi de garanti değildir. Üzerine kabul görmeyince, daha fazlasını veremeyiz diyip Carter'ı ve kontratını alıp, kadronun geri kalanını 2.sınıf adamlarla doldurma kararı ne kadar doğru onu off-season hamleleri sonunda irdeleriz.

Yarın sabah TSİ 07:01 itibariyle gündeme bomba gibi düşecek serbest oyuncu imzaları ve sign and trade hamleleri. İki sene önce Lewis'in 12:01'de Orlando ile imzalaması gibi, bu sene de Hidayet gidebilir yasağın kalktığı ilk dakikalarda Umarım dizimizi dövmeyiz Orlando taraftarlı olarak.

Bir de Andre Miller'la Portland'ın ilgilendiği haberi var ki hayrete düştüm. Portland Miller ya da Hidayet'e yönelerek gelecek için yönünü çizecek. Keza onlara topu paylaşan, arkadaşlarını oynatan bir adam gerek, topu evine kadar götürmeye çalışıp potadan başka bir şey düşünmeyen bir adam değil. Hidayet Portland'a imza atmayabilir, belki başka takıma da gidebilir ama Miller'ı orada görmek, o gençlere, o güzide takıma yazık olacağını düşünmek çok acı.

Hidayet'in Yolu

Habere gel!

Bu sefer de muhteşem bir haber Milliyet'ten geldi. Volkan yıllık ücretinin arttırılması konusunda diretiyor. Haklı da. Kariyer olarak bunu hakettiğini söyleyebiliriz. Deivid ne yapıyor ki ondan daha yüksek ücret alıyor? Veya Edu? Volkan ise son Avrupa Şampiyonası'nı üçüncü bitiren takımın kalecisi! Yanılmıyorsam da Hırvatistan maçında penaltı tutmamış mıydı bu adam? Londra'daki Arsenal maçında kalesini gole kapayıp, son hazırlık maçımız olan Fransa karşısında da nefis bir oyun sergilemişti. Ama yönetim Volkan'ın karakterine, maç içindeki agresifliğini baz alarak ücretinde arttırıma gitmiyorsa yine haklılar. Takımını bu kadar çok yakan bir kaleci var mı başka? Zaten Daum da istemiyor Volkan'ı. Onu görünce korku tüneline giriyor Daum!

Neyse Milliyet kaynaklı, sporx'te yayınlanan haber şöyle bitiyor...

"...Volkan’ın Mikanos’ta tek başına tatil yaptığı, denize girip güneşlendiği öğrenildi." Ya bir insan adada başka ne yapabilir ki? Bunu öğrenince eline ne geçer ki insanın. Volkan'ın denize girip güneşlendiği beni neden ilgilendirsin ki spor sayfasında...

sevgiler volkanbk3

Gördüğüm En Güzel Messi-Ronaldo Değerlendirmesi

Başlıkta dediğim gibi, en güzeli bu arkadaş. Kafamızdan geçirip de bir türlü satırlara dökemediğimiz o kelimeleri klavyeyle buluşturmuş alengir. Bu blogda uzun süre tartıştık Messi mi Ronaldo mu diye. Tartışmaya katılan çoğu kişinin düşüncesiydi iticiliği. Bu tatil sezonunda Ronaldo Los Angeles'ı sıradan geçirirken Messi ile ilgili Arjantin Milli Takımı dışında tek haber okumadık. Ronaldo hazretleri 94 milyona Real'e transfer olmuş ve kulüpler anlaşmışken bile Madrid'e teşrif etmediler. O an tatilden ve tatildeki mezelerden daha önemli bir şey yoktu onun için. Messi ise aynı günlerde sırasıyla Arjantin ve İspanya'da detayları açıklanmayan şekilde hayır işleri ile meşguldü. İşte 2 oyuncu arasındaki en büyük fark bu. Biri mütevazi ve ağırbaşlı, öteki kibirli ve şımarık.

Şuradan alengir'in Nevresim Takımı'na işlediği son Messi - Ronaldo kıyaslaması motifine ulaşabilir, gülebilir ya da ben gülerken de düşünenlerdenim edasıyla üstüne uzun uzun düşünebilirsiniz.

29 Haziran 2009 Pazartesi

NBA'de Top 10 Serbest Oyuncu

NBA.com'dan John Schuman'ın yazısı. Kendine göre, 1 Temmuz'da başlayacak transfer sezonunda, bu sezon serbest kalabilecek oyuncuları listelemiş, ilk 10'u yorumları ve istatistikleri ile vermiş, sonrakileri sıralamış sadece. Vaktim olsa çevirip koyardım ancak sadece linkini verebiliyorum şimdilik. Fena bir yazı değil piyasayı görmek açısından, bir bakın derim.

No reason to think frugally with these 10 free agents

İlk 10'dan sonrasını şuraya yapıştırıvereyim gitmeden :D

11. Ben Gordon, SG, Chicago
12. Shawn Marion, PF, Toronto
13. Mehmet Okur, C, Utah (Early Termination Option)
14. Rasheed Wallace, C, Detroit
15. Jason Kidd, PG, Dallas
16. Andre Miller, PG, Philadelphia
17. Anderson Varejao, PF, Cleveland (Player Option)
18. Mike Bibby, PG, Atlanta
19. Allen Iverson, SG, Detroit
20. Glen Davis, PF, Boston (Restricted)
21. Raymond Felton, PG, Charlotte (Restricted)
22. Ramon Sessions, PG, Milwaukee (Restricted)
23. Brandon Bass, PF, Dallas
24. Kyle Korver, SF, Utah (Early Termination Option)
25. Marcin Gortat, C, Orlando (Restricted)

Bu mudur yani!

Resmi büyük görmek için lütfen resmin üstüne tıklayınız.

Türkiyenin en büyük spor haber portalı olabilirler. Ama en iyisi değiller. Olamayacaklar. Türkiyenin en iyi spor portalı hiç olamayacak belki de. Neden mi? Haberin hızı gazetecilikte çok önemlidir. Ne kadar yayın kuruluşundan önce yayınlarsan o kadar iyisindir. Özellikle bu internet haberciliğinde çok geçerli bir durum. Ama seni kalıcı yapacak olan hızın değil kalitendir, güvenilirliğindir. İnternet gazeteciliği hıza dayalı devam ettiği sürece bizimle daha çok '.aşak' geçerler...

Olasılıksız

Olasılıksız Amerikalı yazar Adam Fawer'ın şu ana kadar yazdığı iki kitabından ilki. Olasılıksız sayesinde kazandığı milyonları koyacak yer bulabildi mi bilmiyorum ama ben bu kitabı kitaplığımın en güzide yerlerinden birine, tekrar tekrar okumak üzere, yerleştirdim. 472 sayfalık kitabı sadece dün toplamda 8 saatte okuyarak bir çırpıda bitirdim. Böylesine okuduğum son kitap Dan Brown'ın Melekler ve Şeytanlar kitabıydı. Ziyadesiyle zevk aldım Olasılıksız'dan. Hep kafamda beliren soru işaretlerinden biriydi anlattığı, çözüldü mü, tabii ki hayır ama farklı bir bakış açısı getirdi bu soruya orası kesin. Özellikle ilk 200 sayfasındaki bilgi sağanağı muhteşemdi. Kuantum Fiziği'nden, matematik tarihine, psikolojiye bir çok yeni bilgi edindim kitaptan. Sürükleyiciliği enfesti. Karakterlerin içine fazla düşmeden ama onları yeterince tanıtarak her biriyle bizi aşina etmesi tam bir ustalık ürünü. Fawer'ın bu romanı 4 senede yazdığını düşününce o kadar da olsun diyor insan. Fawer'ın 2. kitabı da Empati imiş. Demek ki benim alacağım ilk kitabın adı belli. Bu arada Dan Brown''ın adını ve konusunu sır gibi sakladığı 5. kitabını bekliyoruz, bakalım ne zaman çıkacak. Ha Dan Brown demişken Olasılıksız'ın çevirmeni Şirin Okyayuz Yener bence kitabın teknik bilgi gerektiren kısımlarını çok iyi çevirmiş olsa da, devamlılık gerektiren ve günlük hayattan alıntı olan bölümlerinde Dan Brown çevirileri yapan Petek Demir'e göre daha geride kalmış gibi geldi. Genel itibariyle iyi bir çeviri olsa da yine de Petek Demir'i aradım diyebilirim. Yakında filmini çekerler bunun, uzun da olur bayağı.

Kitap imzalayan zat Adam Fawer