Sayfalar

1 Haziran 2011 Çarşamba

JJ Abrams'ın Yeni Bombası - Alcatraz



Bu adam muhteşem, bu adam ne yapsa gidiyor. En kötü işi bile milyonlarca hayran ediniyor. Alcatraz ise yeni projesi, üstelik yine bir ada odaklı!. Lost'un gizemi, Fringe'in paranormal hali, Alias'ın ajan işleri ve her birinin birbiri içine girmiş acayip hikayeleri Alcatraz'da tekrar şekillenecek gibi. Gelecek sezonun ortasında yayın hayatına başlaması bekleniyor dizinin. Başrollerde efsane Sam Neill, başka bir efsane Jorge Garcia ve Sons of Anarchy'den tanıdığımız Sarah Jones var. Şimdiden heyecanlandım sanki...

30 Mayıs 2011 Pazartesi

Final'den Aklıma Kazınanlar

Herkes gibi beni de fazlasıyla duygulandıran sahne kupayı Abidal'in kaldırmasıydı. Söylenecek söz yok Barcelonalı futbolcu ve teknik ekibe.

Barcelona'nın neden dünyanın en iyi takımı olduğunu gösteren en ince ayrıntı ise oyuna 88. dakikada giren Puyol'a o ana kadar kaptanlık pazubandını taşıyan Xavi'nin Puyol istemeden koşarak gidip kaptanlık bandını vermesiydi. Bu takımda inanılmaz bir saygı, ağabey-kardeş ilişkisi ve mütevazilik var. Yaptığı işe ve arkadaşlarına bu denli saygılı olan adamların başarısız olması da beklenen bir sonuç değil benim nazarımda.

Maçın 85. dakikasında Sir Ferguson maçtan umudunu kesmiş, yerinde çökmüş bir yüz ifadesiyle otururken, sahadaki 10 oyuncusu da ona eşlik etmekteydi. 10 oyuncu diyorum çünkü yalnızca bir tanesi neden efsane olduğunu ve o yaşa gelmişken neden hala United 11'inde ve herkesten daha fazla o formayı hak ettiğini gösteriyordu. Hakeme, arkadaşlarına ve susan seyirciye ardı ardına isyan eden adam Ryan Giggs'ti. Bu kupayı United kaybetmiş olabilir, Ferguson yenilmiş olabilir ama önceki gecenin Barcelona ile birlikte şampiyonu Giggs'ti benim için. Yeşil sahaya çok yakışıyorsun onurlu adam...

29 Mayıs 2011 Pazar

Gazi Üni SK Korumalı Futbol (Amerikan Futbolu) Türkiye Şampiyonu!!!

Sanırım böyle bir maç daha yaşanmaz Türkiye'de. Normal süresi 26-26 biten Şampiyonluk maçında 6. uzatma sonunda Gazi Üniversitesi Boğaziçi Üniversitesi'ni 41-38 yenerek Türkiye Şampiyonluğunu elde etti. Senelerdir hem Üniversiteler Ligi'nde hem de Pro Lig'de hep finalde kaybeden Gazi için bu şampiyonluğun anlamını ifade etmek kolay değil. Boğaziçi ilk devredeki defans hatalarını yapmasa belki de ikinci yarıda maçı koparıp götürecekti. Ancak yaklaşık 5 buçuk saat süren müsabakada ayakta kalan taraf uzatma iki kez geriye düşmesine rağmen eşitliği yakalayan Gazi Üni. oldu. QB Burak ve hem WR hem de FS pozisyonlarında mükemmel bir oyun çıkaran Mert Boğaziçi'nin elinden resmen kupayı sökerek aldılar. Seyircilerin bile ayakta duracak hali kalmamışken 6. uzatma sonunda 30 yard üzeri bir mesafeden field goal bulan Gürkan sanırım kulüp tarihine geçen adam oldu. İlk yarıdaki performansını hesaba katmazsak Boğaziçi QB'si Abdülgani ve 2. yarıdaki muhteşem koşularıyla RB Sertan Sultans için maçın adamı olmaya aday 2 isimdi. Benim için maçın adamı ise Gazi Üniversitesi'nden Mert Köse'den başkası değil. Neredeyse maçın tamamında sahadaydı Mert ve hem hücumda hem savunmada efsane bir perdormans ortaya koydu.

Senelerce unutulmayacak bu maçı Sakarya'ya verdiği için TBSF başkanı Sayın Şahin Kömürcü'ye sonsuz teşekkürler. 1 haftadır elimizden geldiğince organizasyona Sakarya Tatankalar olarak destek verdik. Ödül töreninde sunumu yapmak ve şampiyonu anons etmek de bana nasip oldu. Bugün Gazili oyuncuların yaşadığı bu muhteşem keyfi önümüzdeki senelerde kendi oyuncularımıza da yaşatmak en büyük hedefim. Tatankalar da bir gün bu seviyelerde mücadele eden bir takım haline gelecek.

Hem Boğaziçi hem hem de Gazi Üniversitelerini kutluyorum. Muhteşem bir maçtı...



1. Çeyrek: 8-0 Gazi
2.Çeyrek: 20-8 Gazi
3.Çeyrek: 20-18 Gazi
4.Çeyrek: 26 - 26 (26-20 Boğaziçi öne geçti, Gazi geriden geldi)
2.Uzatma: 32 - 32 (Boğaziçi ilk TD yaptı, Gazi geriden geldi)
5.Uzatma: 38 - 38 (Boğaziçi ilk TD yaptı, Gazi geriden geldi)
6.Uzatma: 41-38 Gazi (Gazi Field Goal-Gürkan)

Çoban Salata 3 Yaşında!!!

2011 Çoban Salata için biraz buruk geçti açıkçası. 2008'de bu blogu kurarken sahip olduğum heyecanı hem askerlik ve sonrasındaki iş yoğunluğu hem Galatasaray hem de Türk sporundaki tatsızlıklar nedeniyle bir hayli kaybettim. Askerlik sonrası yeni hayatım nihai şeklini almaya başlarken, diğer noktalarda da umut ışıkları belirince biraz daha Çoban Salata'nın geleceği netleşti gözümde. 3 senedir verilmiş bunca emek heba edilemezdi. Bir çok gün bloga ayırılabilecek en azından bir yarım saat bulabileceğimi düşünüyorum. Zaten blogu kurarken de amacım buydu benim. Başkalarıyla konşamadığım şeyleri bloga anlatmak. Sevgili ozhano da bir çok cereme atlattı bu heves kaybetme sürecinde. O da yavaş yavaş kendini toparlayacak gibi. İkimiz birbirimizi gakeyana getiren 2 önemli etkendik zaten ilk yazmaya başladığı günden beri, umarım bu sürecek.

Diğer yazar arkadaşları da tekrar yazmaya davet ediyorum bu vesileyle. 3. yaşamızı kutlarken bir de yeni yazar ekliyoruz kadroya. Gazi Üniversitesi Amerikan Futbol Takımın oyuncularından Sevgili İlter de ilerleyen günlerde bizlerle olacak.

Kolay kolay kaybolup gitmesine izin vermeyeceğiz Çoban Salata'nın. Ömrümüz ve gücümüz oldukça buradayız. 3 senedir yanımızda olan herkese sonsuz teşekkürler...