Sezon başında "Değiştiği anlaşılamayan Orlando üzerine" diye bir yazı yazmış, ziyadesiyle tepki almıştım. Efendim Orlando bu sene daha komple bir takım olmuş, bençi zenginleşmiş, tecrübesi tavana vurmuş, Carter gibi bir megastar gelmiş. Bunların hepsi hikaye, hele hele Carter tam anlamıyla hikaye.
Orlando Magic Stan Van Gundy sayesinde takım olmaya çalışırken Carter denilen bir tümörle mücadele etmek zorunda kalıyor. Ne istikrarlı bir dış şutu, ne başarılı bir savunması ne de arkadaşlarını oynatma kapasitesi var. Hatta daha doğrusu oyun istikrarı yok bu adamın. İşin acı tarafı arkadaşlarının da ona saygısı kalmamış. Megastar, süper yıldız dediğin adam sıkıştığın anlarda topu vermek için arayacağın, güvendiğin adamdır. Bir tek Allah'ın kulu yok ki 24 saniye dolmak üzereyken ya da takım gerideyken ekstra bir şeyler yapar diye Carter'ı arasın. Carter tam anlamıyla tekere sokulan çomak. Otis Smith kınayı hazırlamadıysa hala, ben burdan kargolarım üzülmesin.
Bu takımda 3 yıldız var: Dwight Howard, Rashard Lewis ve Stan Van Gundy. Takım olamamanın ve basketbolun aslında çok basit bir oyun olduğunun unutulmasının cezası olarak Howard bu sezon adeta harcanıyor. Attığı şut sayısı neredeyse 4 azalmış, sayı ortalaması 5-6 düşmüş, bir türlü top alamayan modern bir korkuluk gibi. Dolayısıyla potadan uzak aldığı her topta saatli bomba gibi. Konsantrasyonu tam olmayınca savunmada da bir facia. 10 top kaybı ne demektir arkadaş! Lewis beslendiği ölçüde ürün veriyor, Neson geçen senelere göre sorumluluğunun daha farkında ve bencilliklerinden biraz sıyrıldığı için olabildiğince besliyor Lewis'i. Ama başka kimseler yok. Redick kaç sayı atarsa atsın savunmada kara delik. Kaç maçtır ortalarda olmayan Belinelli, Wright, DeRozan ona karşı coştular. Bass kenarda harcanıyor, Gortat göbek bağlamak üzere, Anthony Johnson ise örümcek bağlamıştır sanırım.
Bu tablo Otis Smith'in eseri, kendisiyle ne kadar gurur duysa az. Hem bütçenin hem takımın içine etmeyi başardı. Gözler kolay fikstürle güzel boyanmıştı. 35 maçın 22'si % 50'nin altındaki takımlara karşı. Hadi bakalım bundan sonra neler olacak. Sezon boyu kaç Lakers, Cavs, Celtics, Suns, Mavs, Spurs galibiyeti alınacak? 0, 1, 2?
Toronto ise Orlando'nun aksine her hafta üzerine koyarak ilerliyor. Savunmayı yapmayı öğrendikleri gibi bunu artık maçın daha uzun sürelerine yayıyorlar. Bu tip maçlar onlara maç sonu oynamayı da öğretiyor. Bu sezon öğrenerek ve gelişerek belki de 5. sıradan play-off yapabilirler. Smith'in aksine Colangelo çok iyi işler yapmış durumda. Sezon sonu dereceleri ve gelişimleri Bosh'u Toronto'da kalmaya ikna edebilir. Eski dost Hidayet ise tam bir tutkal rolünde yeni takımında. Ne zaman ne lazımsa onu yapıyor. Savunma, sayı bulma, asist. Bazen 6-7 hücum top eline değmiyor bazen 6-7 hücumu arka arkaya o yönlendiriyor. Toronto için son yılların en büyük kazancı ve bu takıma vereceği, arkadaşlarına öğreteceği çok şey var.
Netice olarak Carter'dan salatalık, Orlando'dan sezon sonunda cacık olmaz tezimi kuvvetle savunuyorum. Güneydoğu grubu kaybedilebilir bile! Doğu Finali'ni ise hiç mi hiç beklemiyorum. Geçen seneki takım ve ruhu çoooook arayacağız.