Sayfalar

29 Haziran 2009 Pazartesi

Olasılıksız

Olasılıksız Amerikalı yazar Adam Fawer'ın şu ana kadar yazdığı iki kitabından ilki. Olasılıksız sayesinde kazandığı milyonları koyacak yer bulabildi mi bilmiyorum ama ben bu kitabı kitaplığımın en güzide yerlerinden birine, tekrar tekrar okumak üzere, yerleştirdim. 472 sayfalık kitabı sadece dün toplamda 8 saatte okuyarak bir çırpıda bitirdim. Böylesine okuduğum son kitap Dan Brown'ın Melekler ve Şeytanlar kitabıydı. Ziyadesiyle zevk aldım Olasılıksız'dan. Hep kafamda beliren soru işaretlerinden biriydi anlattığı, çözüldü mü, tabii ki hayır ama farklı bir bakış açısı getirdi bu soruya orası kesin. Özellikle ilk 200 sayfasındaki bilgi sağanağı muhteşemdi. Kuantum Fiziği'nden, matematik tarihine, psikolojiye bir çok yeni bilgi edindim kitaptan. Sürükleyiciliği enfesti. Karakterlerin içine fazla düşmeden ama onları yeterince tanıtarak her biriyle bizi aşina etmesi tam bir ustalık ürünü. Fawer'ın bu romanı 4 senede yazdığını düşününce o kadar da olsun diyor insan. Fawer'ın 2. kitabı da Empati imiş. Demek ki benim alacağım ilk kitabın adı belli. Bu arada Dan Brown''ın adını ve konusunu sır gibi sakladığı 5. kitabını bekliyoruz, bakalım ne zaman çıkacak. Ha Dan Brown demişken Olasılıksız'ın çevirmeni Şirin Okyayuz Yener bence kitabın teknik bilgi gerektiren kısımlarını çok iyi çevirmiş olsa da, devamlılık gerektiren ve günlük hayattan alıntı olan bölümlerinde Dan Brown çevirileri yapan Petek Demir'e göre daha geride kalmış gibi geldi. Genel itibariyle iyi bir çeviri olsa da yine de Petek Demir'i aradım diyebilirim. Yakında filmini çekerler bunun, uzun da olur bayağı.

Kitap imzalayan zat Adam Fawer

5 yorum:

tolga dedi ki...

dakikada 0.98 sayfa demektir bu.şimdi şöyle düşünelim:kitap klasik 13,5*19,5 kitaplarından değil.bu kitap 13,5*21.yani klasik saydıklarımızda sayfa başına 30'u geçmeyen paragraf sayısı bu tip kitaplarda 35 sınırında gezinir.ayrıca okurken randıman kaybın,kafanın dalıp gitmesi sonucu bazı şeyleri tekrar okuma,aç-tok karna okuma,bebek çocuk zırıltısı derken-bilimsel bir veri yok,kerameti kendimden menkul tamamen-dakika başına düşen sayfa sayısı iner de iner,hatta kitabı da bir arkadaşınız zorla okuması için vermiş ve siz de ayıp olmasın diye okuduğunuz zaman,beşer onar sayfa atlasanız da dakikaya taş çatlasa 0.10 sayfa düşer.lise çağlarımız bu rekorları geliştirmekle geçti işte.birkaç senede bitirilen kitapları var dostlarımın.

Cenky dedi ki...

35 paragraf dediğin sanırım satır sayısı tolga. Bir tane 2 senedir bitiremediğim, bir tane de 3 senedir bitiremediğim kitabım var açıkçası. Öyle bir ilişki oldu ki aramızda o ii kitapla 1 sayfasını okumak işkence geliyor, sanki görevmiş gibi sıkıyo. Ama Olasılıksız farklıydı gerçekten. O yüzden de rüzgar gibi geçti.

tolga dedi ki...

haklısın cenk hocam...'satır'a balta,bıçak,keser,hızar dersin de paragraf dendiğini ilk kez gördüm.bunu gören arkadaşlardan özür diler,şöyle en okkalısından bi kahkaha basmalarını tavsiye ederim.

Adsız dedi ki...

Kitabı okuyan kimseyle fikrim uyuşmadı şu ana kadar. Sebebine gelince: kitabın arkasındaki yazıya bakınca Secret türü bir kitap olduğunu düşündüm. Okumaya başlayınca baktımki alakası yok. Arkadaki yazıdan sonra sanrım ben fazla şeyler bekledim kitaptan. Melekler ve Şeytanlar daha keyifliydi bana göre. Bu kitap da çok sürükleyiciydi. Bir solukta okudum ben de. Film izlemek gibi bir tat bıraktı bende. Ama dedim ya beklentilerime cevap bulamadığım için beğenmedim. Bu yazarın kitabını bir daha almadan önce üç beş kere düşünürüm. Tatilde sana kitabı okuduktan sonra bir konuşalım demiştim. Nette konuşmak nasipmiş. Şimdi kendimden şüphe ettim. Ben mi yanlış yormladım acaba? Kitabı tekrar okumalı mıyım? Bir sürü soru işareti üşüştü aklıma...

Cenky dedi ki...

Çoğunlukla kitap arkası yazıları okumayı sevmem. Kitap kapağı, türü ve en önemlisi yazarı benim için çok önemlidir. Bu kitabı okumadan önce Adam Fawer'ı araştırdım sonra almaya karar verdim. Tıpkı Chatam ve Brown'a yaptığım gibi. Kitap okumaya başladığımda içinde bulunduğum ortamdan soyutlanıp mekan serbesti olan bir görünmez adam gibi kitabın dünyasına dalıyor ve kendimi kaptırıyorum bana hitap eden bir kitaptı. Parapsikoloji, metafizik, kuantum fiziği, bilim kurgu, aksiyon ve gizem doyumsuzu olarak hepsini birarada bulabildiğim için çok sevdim bu kitabı. İlk yarısı da açıkçası çok şey öğretti bana, ikinci yarısında kitaba yetişmeye çalıştım adeta. O yüzden kitap okumaya başlamadan önce beklentiye girmemek güzel bir çare. Ayrıca secret, kişisel gelişim, karakter geliştirme gibi tarzdaki kitaplaradan nefret ederim. Fawer'ın 2. kitabını da aldım ayrıca :)