"Çok fazla kazanan kaybetmesini bilmez. Bu çok zor ve ben bunu daha önceden söylemiştim."
"Bu kinin sevgiye dönüşeceğine inanacak kadar salak değilim."
Bu sözler Jose Mourinho'ya ait. Sevenimiz, sevmeneyimiz, nefret edenimiz etmeyenimiz vardır mutlaka. Herkese hitap eder bir tavrı yok Portekizlinin. Olması da mümkün değil. Hem onun yapısı hem de insanoğlunun genel genetik yapısı uygun değil buna. Benim için Mourinho bir istisna. Onun takımlarını izlerken takımlarının ne yaptığı değil onun ne yaptığı ya da yapacağı önemli benim için. Çok sevdiğim Barcelona'nın elenmesini bile sırf bu yüzden çok istiyordum. Acaba maç bitince Jose ne yapacak, ne söyleyecek? Senelerdir sabrediyordu, senelerdir katlanıyordu Şampiyonlar Ligi'nde kaybetmeye. Bu sefer farklı olmalıydı. Geçmiş yıllarda çok daha fazla hak ettiği dönemlerde başaramamıştı. Malzemesi bolken yapamadığını daha az malzemeyle ama sırf yapabileceğine inandığı için yapabileceğini biliyordum ben. Üstelik büyük başarılar en büyük engelleri aştığında kazanılır.
Kurada yarı finalde muhtemel Barcelona - Inter eşleşmesini gördüğümde şampiyon Mourinho olacak demiştim. Çünkü o farklı, çünkü o hepimizin içinde olan ama ortaya çıkaramadığımız isyankar ruh, çünkü o cesaret edebilen, kaybettiği, beceremediği milyonların göz şahitliğinde vücut bulacak olsa da bundan korkmayan adam. Mourinho en önemlisi ne olduğunu biliyor. Kendini küçümsemeyi bırakmış ve farkına varmış bir adam. Acı gerçekleri kabullenmeyi bilen ama isyanından yine de geri kalmayan bir şövalye. Yukarıdaki sözleri söylemek yürek ister. Kaybetmenin ne demek olduğunu çok iyi biliyor. Sevgi ile kini ayırt edebiliyor, en önemlisi arkaya bakma huyu yok onun, hep önündeki fırsatların peşinde, elindeki değerlerin kıymetini bilmekte, o yüzden şimdi olduğu yerde Mourinho, işte o yüzden Inter Şampiyonlar Ligi'ni kazanacak, işte o yüzden Mourinho olmak isteyecek yüzlerce antrenör, içlerinde tutmayacaklar, sabredecekler, tecrübe edecekler, düşecekler ama Mourinho olmayı öğrenecekler. Belki hiç biri tam anlamıyla 2. bir Mourinho olamayacak, belki sadece bir efsane olarak hatırlanacak Portekizli ama gerçekçiliği, isyanı, değer vermeyi, gerektiği yerde kavga etmeyi nasıl doğru yaptığını en azından ben hiç unutmayacağım.