8 Ağustos 2009 Cumartesi
Koca Bebeğe Meme Verdiler
Blanc - Kramer
Allah Sabır Versin Tuncay
Terry'e Niyet Upson'a Kısmet
Abdullah Mucip Avcı
2007-2008 (38 puan, 12. 9 puan 3 büyüklerden)
BÜYÜKŞEHİR BLD.SPOR 2-0 FENERBAHÇE 10 Ağustos 2007
BEŞİKTAŞ A.Ş. 0-0 BÜYÜKŞEHİR BLD.SPOR 28 Ekim 2007
GALATASARAY A.Ş. 2-2 BÜYÜKŞEHİR BLD.SPOR 2 Aralık 2007
FENERBAHÇE 2-2 BÜYÜKŞEHİR BLD.SPOR 13 Ocak 2008
BÜYÜKŞEHİR BLD.SPOR 2-1 BEŞİKTAŞ A.Ş. 22 Mart 2008
BÜYÜKŞEHİR BLD.SPOR 0-3 GALATASARAY A.Ş. 19 Nisan 2009
2008-2009 (42 puan, 9. 4 puan 3 büyüklerden)
FENERBAHÇE 2-0 BÜYÜKŞEHİR BLD.SPOR 30 Ağustos 2008
BÜYÜKŞEHİR BLD.SPOR 1-1 BEŞİKTAŞ A.Ş. 27 Eylül 2008
GALATASARAY A.Ş. 2-0 BÜYÜKŞEHİR BLD.SPOR 16 Kasım 2008
BÜYÜKŞEHİR BLD.SPOR 2-0 FENERBAHÇE 8 Şubat 2009
BEŞİKTAŞ A.Ş. 2-1 BÜYÜKŞEHİR BLD.SPOR 27 Şubat 2009
BÜYÜKŞEHİR BLD.SPOR 0-1 GALATASARAY A.Ş. 19 Nisan 2009
2009-2010
BÜYÜKŞEHİR BLD.SPOR 1-1 BEŞİKTAŞ A.Ş. 8 Ağustos 2009
Görüldüğü üzere Abdullah Avcı büyük takımları her halükarda oldukça zorluyor. "İBB maçı var bu hafta farklı alırız" düşüncesinin yanından bile geçemiyor büyükler. 2007-2008’deki 3-0’lık maçı saymazsak hep zorlamış rakiplerini Avcı’nın takımı. İlk sezonunda onlardan aldığı 9 puanı çıkarınca İBB ligden düşme potasında. 2. sezonunda diğer maçlara biraz daha ciddi yaklaşınca 2007-08’deki puanın tamamını 28 maçta toplamış, büyüklerle oynamadan. Dün akşamki ilk maç da gösterdi ki istikrarlı çıkışını sürdürmeye kararlı Avcı. Lig öncesi sorulan ligin ilk 5’i kim olur sorusuna cevap veren hocalardan Bülent Uygun kendi takımını ilk 5’e sokmazken, Avcı İBB’yi 5.liğe koyacak kadar da iddialı. 2-3 önemli adamını kaybetmiş olsa da transferleri ilk maç için doğru yapmış gibi gözüktü. Bu sezon daha iyi bir İBB olacak gibi geliyor bana, Avcı’nın bu sefer 50 puan civarında olmaya çalışacağını hissediyorum. 50 puan civarı bir puan da İBB’yi 5-7. sıralar arasında bir yere rahat oturtur. Seviyorum bu cesur adamı.
Galatasaray'a Yakışan Formalar
Madara Olmadan Futbolu Bırakması Gerekenler #1
7 Ağustos 2009 Cuma
İşbilmez TRT
Bugün Bundesliga Wolfsburg-Stuttgart maçı ile start aldı. Son 3 sezonun 2 şampiyonu karşılaşıyor, sahada Türk asıllı Serdar Taşçı var, Yıldıray yedekte, Grafite, Dzeko, Hleb, Pogrebnyak gibi yıldızlar sahada ama Bundesliga'nın açılış maçı TRT 3'de. Ara ara zor buldum maçı Digiturk'te, muhtemelen uydudan da izlenemiyor, çünkü yurtdışı yayını da yasak tıpkı diğer liglerde olduğu gibi. Doğru düzgün reklamı yapılmamış, öne çıkarılmamış, diziler lige tercih edilmiş. Milletin futbola muhtaç olduğu şu dönemde, La Liga ve Serie A başlamadan Bundesliga tutkunları oluşturabilirdi TRT kendine. Örneğin şu anda izlediğim Wolfsburg maçı öylesine zevkli ve kıran kırana geçiyor ki 2. yarısı başlayan Beşiktaş maçını hiç mi hiç aramıyorum.
Bunun adı işbilmezliktir, devlet kurumu TRT alabileceği onca reklamı da heba ederken milletin parası boşa gitmektedir. Yazık, çok yazık.
Düzenbaz mı Enayi mi?
Ukrayna-Türkiye Maçı Aday Kadromuz
UEFA Avrupa Ligi Atış Poligonu
HNK Rijeka (Hırvatistan) - FC Metalist Kharkiv (Ukrayna) 2 2
KAA Gent (Belçika) - AS Roma (İtalya) 2 2
SC Vaslui (Romanya) - AC Omonia (Kıbrıs Rum Kesimi) 2 1
FK Slavija Sarajevo (Bosna) - MFK Košice (Slovakya) 1 1
IFK Göteborg (İsveç) - Hapoel Tel-Aviv FC (İsrail) 1 2
PSV Eindhoven (Hollanda) - PFC Cherno More Varna (Bulgaristan) 1 1
FC Metalurh Donetsk (Ukrayna) - NK IB Ljubljana (Slovenya) 1 1
Vålerenga Fotball (Norveç) - PAOK FC (Yunanistan) 2 2
APOP/Kinyras Peyias FC (Kıbrıs Rum Kesimi) - SK Rapid Wien (Avusturya) 2 2
FC Honka Espoo (Finlandiya) - FK Karabağ (Azerbaycan) 2 2
FC Vaduz (Liechtenstein) - FC Slovan Liberec (Çek Cumhuriyeti) 2 2
Saint Patrick's Athletic FC (İrlanda) - PFC Krylya Sovetov Samara (Rusya) 2 1
Randers FC (Danimarka) - Hamburger SV (Almanya) 2 2
Tromsö IL (Norveç) - NK Slaven Koprivnica (Hırvatistan) 1 1
Brøndby IF (Danimarka) - Legia Varşova (Polonya) 1 1
FK Vojvodina (Sırbistan) - FK Austria Wien (Avusturya) 2 2
CSKA Sofia (Bulgaristan) - Derry City FC (İrlanda) 1 1
FC Steaua Bükreş (Romanya) - Motherwell FC (İskoçya) 1 1
MSK Zilina (Slovakya) - Hajduk Split (Hırvatistan) 2 1
SC Braga (Portekiz) - IF Elfsborg (İsveç) 1 2
Aberdeen FC (İskoçya) - SK Sigma Olomouc (Çek Cumhuriyeti) 1 2
FK Rabotnicki (Makedonya) - Odense BK (Danimarka) 2 2
FK Sevojno (Sırbistan) - LOSC Lille (Fransa) 2 2
FK Petrovac (Karadağ) - SK Sturm Graz (Avusturya) 2 2
Fenerbahçe(Türkiye) - Honved FC (Macaristan) 1 1
Bnei Yehuda (İsrail) - FC Paços de Ferreira (Portekiz) 2 1
Club Brugge (Belçika) - FC Lahti (Finlandiya) 1 1
Athletic Club Bilbao (İspanya) - Young Boys (İsviçre) 1 1
KR Reykjavík (İzlanda) - FC Basel (İsviçre) 2 2
Galatasaray (Türkiye) - Maccabi Netanya (İsrail) 1 1
FC Dinamo Tiflis (Gürcistan) - FK Crvena Zvezda (Sırbistan) 2 2
KSP Polonia Varşova (Polonya) - NAC Breda (Hollanda) 2 2
FK Vetra (Litvanya) - Fulham (İngiltere) 2 2
6 Ağustos 2009 Perşembe
Capello’nun Yeni Prensi Ben Foster
Sir Alex Ferguson onu Stoke City’den alırken bir çok kişi hayretle bakmıştı İskoç fubol bilgesine. Stoke formasını tek resmi maçta giyememiş, envayi çeşit takımda kiralık oynamış bir yedeğin yedeği eldivendi United’a gelirken. Ferguson Foster’a inandığını her fırsatta söyledi. Maç tecrübesi kazanması için onu Watford’a kiraladı alır almaz, kiralarken şart koydu ve 1. kaleciniz olacak dedi Golden Boys’a. Foster 2 sezonda tam 73 maç formasını giydi ve oynadığı takım gibi altın çocuk olup döndü Old Trafford’a.
2 sezondur Manchester yedek bankında ve kupa mücadelelerinde yer kapmak için çalışıyor Foster. Antrenmalarda en çok çalışan adamlardan biri. Van der Sar’dan sonra o çizginin adamı olmak için uğraşıyor. Ferguson geçen sezon sonunda “Ben’in Edwin’den sonra kaleye geçmeyi hak edecek adam olduğuna inanıyorum” şeklinde bir açıklama yapınca herkes dikkatini Foster’a vermişti. Üstüne bir de United’da oynamayan oyuncuya Capello milli çağrıda bulununca Foster İngiltere'nin en çok merak edilen kalecisi olmuştu. David James 40 yaşına doğru gelirken, Robinson, Carson ve Green o kalenin adamları olmadıklarını defalarca kez göstermişken, geçen sezonki Carling Cup'ı kurtarışlarıyla getirmesine karşın sezona yedek olarak başlayan Ben Foster, hem Capello’nun hem İngiltere’nin hem de Kızıl Şeytanların yeni umudu. Eğer Foster bundan sonra Milli takımın kalecisi olacaksa bu Van der Sar’ın hayırlı sakatlığı nedeniyledir. Bir kırık bir kalecinin kariyerini bitirirken diğerinin kariyerini şahlandırabilir. Capello’nun yeni prensinin önünü açanın bir kırık olması da yabancı istilasına uğramış EPL düşünülünce oldukça manidardır.
Brezilya Ligi Avrupa'ya Uyacak (mı?)
İşte bu sebeplerle Brezilya'da bir kaç senedir "Acaba Brezilya özellikle dışarıya en çok oyuncu sattığı kıta olan Avrupa'ya göre yeni bir fikstür düzenlemeli mi?" sorusu çok gündemde. Brezilya'da her yıl Ocak'ta başlayıp Aralık'ta biten bir turnuvalar, şampiyonalar silsilesi var. Ocak ayında önce Mayıs'a kadar sürecek olan Eyalet Şampiyonaları sonrasında Mayıs'ta başlayıp aralıksız devam eden ve Aralık'ta biten Brezilya Ligi oynanıyor. Brezilya Kupası ise bütün Temmuz ayı boyu sürüyor. Bu arada ligle de tam anlamıyla paralel gitmeyen uluslararası Libertadores Kupası ve Sul-Americana mevcut. Bu sırada Dünya Şampiyonası, Amerika Şampiyonası ya da Konfederasyon Kupası gibi milli etkinlikler de Ligi tam ortasında ikiye bölüyor. Lig devam ederken bir çok oyuncu takımını bırakıp milli formayı giyiyor, takımlar kan kaybediyor. Fikstür Avrupa ile uyumlu olmadığından Avrupa'daki transfer sezonları Brezilya Ligi'nin en civcivli haftalarında yıldızları Brezilya'dan koparıyor. 20-25. haftalara kadar hiç durmayan transfer temposu yüzünden ilk 20 haftayı lider geçiren bir takım ligi alamayabiliyor, zayıflayan üst sıra takımlarına diğerleri kafa tutup sürpriz şampiyon adayları çıkarabiliyorlar.
Brezilya Futbol Federasyonu Başkanı Ricardo Teixiera, ki yukarıdaki fotoğrafta kara kara düşünen adamdır kendisi, Brezilya'nın Avrupa Ligleri fikstürleri ile benzer ve eşzamanlı bir fikstüre geçmesinin artık elzem olduğunu belirterek bu konuda çalışmaya başladıklarını söylemiş. Ligin daha geniş zamanlara yayılmasıyla kulüplerin iç dengelerinin bozulmayacağını, Amerika Kupaları'nda mücadele eden takımların sıkışık takvim nedeniyle katılamadıkları Brezilya Kupası'na katılıp kupanın değerinin arttırabileceğini, bu sayede sponsor bulmanın daha kolay bir hale gelebileceğini de eklemiş sözlerine. Bunu gerçekleştirebilmek için takımlarla görüşmeler de başlamış yavaş yavaş.
Bana kalırsa doğru yaparlar bu kararı alabilirlerse. Daha istikrarlı ve çekişmeli bir lig izlenir, takımların kadro kaliteleri artar ve aşırı maç oynamaktan ambale olmuş Brezilyalı futbolcular biraz kendilerini bulup daha fazla verim verebilirler ki bu da Brezilya Milli Takımına aday daha çok futbolcu çıkması demektir. Avrupa'daki transfer çılgınlığının vardığı boyut bu, bir Güney Amerika ülkesinin futbol yapısının değiştirilmesi. Endüstriyel Futbol kendi kurallarını koyuyor artık.
5 Ağustos 2009 Çarşamba
Saint Patricio
2 Ucuz Transfer
Chelsea Agüero'nun Peşinde
Adamın Parası Bitmedi Be Arkadaş!
Olduğu Kadar
4 Ağustos 2009 Salı
NBA Haritası
Geçmiş Olsun Dayı
Iverson Yunanistan'a mı Geliyor?
Bogdan
Ruanda yenilgisinin bile normal karşılandığı bir ülke haline geldik, boy aynamız dev aynası oldu artık sığmıyor aksimiz. Yazık ki ne yazık. Basketbol değerlerimiz dışarıdan bakarken milli takıma, milli takımdakilerin yarısı orada olduğuna bile şaşkın. 2-3 kişi var ki mecburen aldığı, mecburiyet olmasa bir gün bile düşünmeden harcanacak adamlar onlar. Turgay Demirel - Bogdan Tanyevic ortaklığı son sürat buz dağına doğru yol almakta. Olan yine bize, gemideki masum yolculara olacak, herkes farkında, bir onlar değil. Aynaya bakmaktan önlerine bakamaz olmuşlar. Haydi Bogdan, kim tutar ki seni!
3 Ağustos 2009 Pazartesi
Blog Kardeşliği Yalan mı?
Kendi adıma ben her gün en az 25-30 arası blogu her hafta da toplamda 75 civarı blogu takip ediyorum büyük bir hazla. Eray Sözen gibi üşenmeden tez kıvamında, Pclionfc Uğur gibi içeriden duyum ve sağlam bilgilerle yazanlar var. Alper Öcal (Lambuja), Artemio Franchi gibileri kendi kendilerine gelişmiş ve futbol-spor bilgisi olarak kendini öne çıkartabilmiş olanları. Erbatur Ergenekon (Erbo's), Murat Türker (Desportivo) ise spor ekranından blog dünyasına taşanlar. Salsa Basket ise Türkiye'den potanın yansıması adeta. Ve tabii adını sayamadığımız niceleri...
Bu kadar kaliteli bloglar mevcut, bu bloglar yavaş yavaş medyada yer kaplamaya başlamış durumda, gazeteler, portallar bloglardan hissetirmeden haber araklıyor ancak bloglar arası bağlar ne durumda ben onu gözlemlemeye çalışıyorum uzunca bir süredir. Blog İdman Yurdu ve Futbloglar bu blog oluşumunu bir arada listeleyip okuyucuya kolaylık sağlama amacında gibi. Başka amaçları olduğunu iddia edenler tekelleşme çabasının ilk adımlarıdır bunlar diyor, her şeyin maddiyattan geçtiğini söylüyorlar. Tam aksini iddia edenler de mevcut haliyle. Neyse asıl konu bu değil zaten.
Şu sıralar özellikle blog sahiplerinin misafir olduğu Yensen de Yenilsen de NTVSpor'da ilgi çeken bir yapım halinde. Aceto ve Okancı'nın Habertürk'te yaptıkları program sonrasında ilk ciddi blogger katılımlı program bu. Mehmet Demirkol'un her sabah NTV'de bloglardan verdiği fotoğraflar ve yaptığı alıntılar da blogların popülerliğini arttırmakta. Mesela Demirkol'un favori bloglarından, bizim de çok sevdiğimiz, Tukresoccer özellikle nostaljik fotoğraflarıyla sık sık yer alıyor programda ve bu da haliyle onun ziyaret sayısını tepeye vurdurmuş durumda. Kısacası kulaktan kulağa, dilden dile yayılıyor bloglar.
Peki bu yayılma eğilimi artarken, her gün yeni bir blog açılırken blogger denilen sizin bizim gibi adamlar birbirlerine nasıl destek oluyorlar? En basit yolu diğer bloglara link vererek paylaşıma girmek. Blogger.com'un son hizmetlerinden bir olan güncel yazıları üst sıraya çıkaran blog listesi hizmeti ile bu mümkün. Önceleri blogların amacı içini dökmek isteyen insanlara bir mecra olmak iken, bir anda bu link paylaşımı, medyada yer bulma ihtimali ve telaşı işi çok farklı bir boyuta getirdi. Sansasyonel yazılar yazma uğraşı, dış kapının mandalından alınan duyumlarla yazılan balon transferler, hakaret içeren gönderiler, diğer bloglara saldırılar, diğer bloglarda sırf hit arttırmak için kendi reklamını ısrarla yapmalar, bir bloga linkini bir şekilde koydurtup ondan sonra bir daha o bloga uğramamalar ve benzeri anlam veremediğimiz hareketler yeni moda haline geldi.
Yukarıdaki kadar can sıkıcı olmasa da düşündüren bir başka konu da, blogda link verilmiş olan diğer bloglar arasında ayrım yapılması. Hakkıdır illaki blog sahibinin en çok beğendiklerini ya da sıklıkla okuduklarını ayrıca gruplaması ancak bunlarla da link paylaşıyoruz, bizim bloga link vermişler şöyle bir kenarda dursunlar yaklaşımı da bana hoş gelmiyor açıkçası.
Günlük olmaktan ileriye geçip sporsever ve taraftarın sesi haline gelen blogların önü her gün açılırken aralarındaki bağların zayıflaması iyiye işaret değil. Bir kaç ay önce blog kardeşliği söylemiyle daha bir bütünlük içindeydi sanki spor blogları camiası. Gerçi insanlık tarihinde bir tekerrürdür verimli toprakların talanı ve herkesin en fazla meyveyi toplamak istemesi. Ön plana çıkmak, olası şöhret kapısından geçmek isteyenlerin bir oyuncağı mı olacak bloglar? Bu yüzden birbirimizi kötüleyip, ilerilere atılmak için diğerlerini ezmeye, küçülmsemeye ve küçültmeye çalışacak mıyız? Acaba bugün blog kardeşliği ölüyor mu? Yoksa zaten öyle bir şey yok muydu, yalan mıydı blog kardeşliği?
Allah Ayırmasın!
EB: Babamsın, şefkat dolusun, Hughes gibi değilsin...
FR: Dedikodu yapma, yersin şaplağı kıçına.
EB: Sustum...