Bu blogda bir çok seferler blogların önemine, değerine ilişkin kelamlar ettik, kimileriyle sürtüştük hatta tartıştık. Hep dediğimiz şuydu "Yazık etmeyin bloglara, kullanılıp dolap kenarında unutulmuş, naçar bırakılmış bir kıyafet muamelesi yapmayın. Çünkü bloglar sizlersiniz, bizleriz. 140 karaktere sıkıştırmayın kendinizi, kısıtlamayın." Ancak anlayan oldu, anlamayan oldu, yine de sırtını dönüp bırakıp gidenler, blogların kaymağını yediği halde vefasızlık yapanlar oldu. Ben bırakmadım blogumu ama çok üzüldüm, çok hevesim kırıldı.
Bu karışık düşünceler içindeyken dün Sevgili Sabri Ugan'ın Radyospor'da yaptığı programının sonlarına denk geldim otomobilimde. Ve gerçekten son derece duygulandım, mutlu oldum, sevindim. Meğer Sabri Ugan her programında bloglardan alıntılar yapıp tanıtıyormuş her gün 3 blogu. İnanılmaz bir paylaşım, harika bir dayanışma örneği. Bloglar üzerinden medyaya geçiş yapan ya da blogu sayesinde seviye atlayan medya sakinleri blogların üzerine bitmiş bir sigaranın izmaritiymiş gibi basarken, Sabri Ugan onları yeniden değerli hale getirmek için çok içten ve takdir edilesi bir gayret içine giriyor. İşte bu karakterli hareket, aslında her şeyin maddiyat üzerine kurulu olmadığını ve hiç bir karşılık beklemeden paylaşma güdüsünün hala var olduğunu ispat eden bu hareket, ancak Sabri Ugan gibi bir beyefendiden, adam gibi adamdan gelirdi.
Teşekkürler Sevgili Sabri Ugan, tüm bloggerlar adına, bir hemşehrinden hürmetlerle...