Sayfalar

12 Haziran 2008 Perşembe

Hocam Sen Ne Ballı Adamsın!

Kariyerin bitmek üzereyken yine dimdik ayağa kalktın. Hoca sen ne şanslı adamsın!

Semih'in alnını Arda'nın ayağını öpsen yetmez!

Maçı falan bıraktım, Hocam ben sana taktım. Fatih Hocam sen ne ballı adamsın!

10 Haziran 2008 Salı

Dün Geceden Kalanlar

Çok erken kaybetmiştik O'nu. 88 Avrupa Şampiyonası'nı hatırlıyorum. SSCB'ye attığı o muhteşem golü. Her şeyiyle mükemmeldi Marco. Attığı her gol ustalık ve estetik kokardı. Artık mükemmel bir Teknik Adam. Uzun zamandır temellerini atmaya çalıştığı Milli Takım'ı yıkılmaz ve tepesine ulaşılmaz bir gökdelen haline getirmiş. Makina intizamında çalışmak demek herhalde bu. Chelsea'nin Van Basten'in peşine düşmesi gayet normal, başarı isteyen ve hocası olmayıp da O'nun peşine düşmeyen takımlar anormal. Ah Marco keşke Türkiye'de bir takımın başına geçebilseydin de, futbolun ne demek olduğunu görebilseydi bütün ülke.

Romanya'yı ve oyun şablonunu feci şekilde bize benzettim. Sanki aynı okulun biz daha 1. sınıfındayız da onlar son sınıfındalar, bu turnuva da mezuniyet törenleri. Mutu'nun yerinde Nihat'ın, Niculae'nin yerinde Semih'in oynadığını düşünsek bile biraz umut veriyor. Hücumda tam bir 4-2-4, savunmaya geçildiğinde Mutu'nun ve kanatların gömülmesiyle 4-5-1 hatta zaman zaman 4-6-0. M.Demirkol'un dediği gibi Terim Manchester United taktiği oynatmak istedi ama malzeme buna uygun değil. Piturca'nın malzemesi ise daha kıvamında. Chivu'su, Mutu'su, Contra'sı var. Beğenmediğimiz, yaka paça - tekme tokat gönderdiğimiz Tamas'tan bile 2 Gökhan Zan çıkar.

Fransa ile ilgili bazı şeyleri de tekrar gösterdi bu maç bizlere:

* Domenech ile bu iş olmaz.
* Viera'sız bu iş hiç olmaz.
* Henry'siz bu iş hayatta olmaz.
* Yeni Zidane falan diye bir şey yok.
* Beyaz Fransız'dan milli olmaz, olursa ancak Toulalan kadar olur.
* Anelka'dan bu sistemde hiç bir şey olmaz.
* Frey varken Coupet'i kaleye koymak da ne demek!
* Ribery sistem oyuncusu değil.
* Thuram = yıllanmış şarap

Gözüken o ki Fransa bu gruptan çıkamaz, Domenech de bavullarını toplar.

İki!

--Yorumsuz--

9 Haziran 2008 Pazartesi

Şampiyonalar Klasiği

Gomes sırıttı, gerisi bildiğimiz Almanya'ydı. Her şampiyona aynı disiplin, aynı karakter. Sezon boyu yokları oynayan Podolski bugün yıldızı oynadı, rolünde çok başarılıydı.

Artık bir klasik Almanya'nın turnuvalardaki bu performansı. Derwall, Vogts, Klinsmann, Löw veya her kimse Almanya her zaman favori. Ve Sergen'in dediği gibi "Bu turnuvada sürpriz bir skor olacaksa bu Almanya maçında olmayacaktır". Gruptan 2. olarak çıkabilirsek geçemeyeceğimiz rakibimiz onlar, benim final için favorim de, hatta şampiyonluk için de.

Bugün Podolski, yarın Klose, sonra Ballack, yetmedi Lahm, Schweinsteiger, Frings. Bu takım kim oynarsa oynasın tam bir klasik. Avusturya ve Polonya mendili erkenden salladılar turnuvaya, kendi aralarındaki maç da beraberliğe namzet. İlk maçlar gruptaki sıralamayı da belirledi gibi. Bu arada Polonya'da Guerriero'nun teknik oyununu bir hayli beğendiğimi söylemeliyim, oyuna girdikten sonra her iki kanadını da Almanya'nın oldukça hırpaladı, o da transfer piyasasına adım attı.

8 Haziran 2008 Pazar

Terry Porter Phoenix'te

Milwaukee'de 2 sezon koçluk, Kings ve Pistons'da birer sene asistan koçluk kariyeri var Porter'ın. Bucks kariyeri ilk sezonu 41-41 ile play-off'a giden bir apolete sahip, ama ertesi sezon sadece 30 galibiyetli kötü bir dönem geçirince bavullarını toplamıştı Porter.

Oyunculuğunda Blazers, Timberwolves, Heat ve Spurs formalarını terletirken, oynadığı takımlar sedece 1 kez play-offları kaçırdı. NBA'in en iyi koçlarıyla çalıştı hep. Ancak şimdiye kadar kendini tam anlamıyla kanıtlayamamıştı. İlk kez eline çok önemli bir fırsat ve yaşlanmakta olsa da çok değerli bir kadro geçti.

D'Antoni'nin run&gun'ından sonra daha sabırlı basketbol oynatmayı seven ve savunma konusunda son derece bilgili bir isim Porter. Bakalım Kerr ile olan samimi arkadaşlığından dolayı göreve getirildiği dedikodularını arkasında bırakıp 3 sezon için alacağı 7 milyonu hak edebilecek mi?

Uf Olduk!

--Yorumsuz--