Kariyerin bitmek üzereyken yine dimdik ayağa kalktın. Hoca sen ne şanslı adamsın!Semih'in alnını Arda'nın ayağını öpsen yetmez!
Maçı falan bıraktım, Hocam ben sana taktım. Fatih Hocam sen ne ballı adamsın!
Kariyerin bitmek üzereyken yine dimdik ayağa kalktın. Hoca sen ne şanslı adamsın!
Çok erken kaybetmiştik O'nu. 88 Avrupa Şampiyonası'nı hatırlıyorum. SSCB'ye attığı o muhteşem golü. Her şeyiyle mükemmeldi Marco. Attığı her gol ustalık ve estetik kokardı. Artık mükemmel bir Teknik Adam. Uzun zamandır temellerini atmaya çalıştığı Milli Takım'ı yıkılmaz ve tepesine ulaşılmaz bir gökdelen haline getirmiş. Makina intizamında çalışmak demek herhalde bu. Chelsea'nin Van Basten'in peşine düşmesi gayet normal, başarı isteyen ve hocası olmayıp da O'nun peşine düşmeyen takımlar anormal. Ah Marco keşke Türkiye'de bir takımın başına geçebilseydin de, futbolun ne demek olduğunu görebilseydi bütün ülke.
Romanya'yı ve oyun şablonunu feci şekilde bize benzettim. Sanki aynı okulun biz daha 1. sınıfındayız da onlar son sınıfındalar, bu turnuva da mezuniyet törenleri. Mutu'nun yerinde Nihat'ın, Niculae'nin yerinde Semih'in oynadığını düşünsek bile biraz umut veriyor. Hücumda tam bir 4-2-4, savunmaya geçildiğinde Mutu'nun ve kanatların gömülmesiyle 4-5-1 hatta zaman zaman 4-6-0. M.Demirkol'un dediği gibi Terim Manchester United taktiği oynatmak istedi ama malzeme buna uygun değil. Piturca'nın malzemesi ise daha kıvamında. Chivu'su, Mutu'su, Contra'sı var. Beğenmediğimiz, yaka paça - tekme tokat gönderdiğimiz Tamas'tan bile 2 Gökhan Zan çıkar.
Gomes sırıttı, gerisi bildiğimiz Almanya'ydı. Her şampiyona aynı disiplin, aynı karakter. Sezon boyu yokları oynayan Podolski bugün yıldızı oynadı, rolünde çok başarılıydı.
Milwaukee'de 2 sezon koçluk, Kings ve Pistons'da birer sene asistan koçluk kariyeri var Porter'ın. Bucks kariyeri ilk sezonu 41-41 ile play-off'a giden bir apolete sahip, ama ertesi sezon sadece 30 galibiyetli kötü bir dönem geçirince bavullarını toplamıştı Porter.