Her ne zaman bir Türk takımı Avrupa Kupaları'ndan elense içim bir burkulur. Fenerbahçe elendiyse yaşadığım burukluğun içinde biraz da sevinç barınır. Çünkü tek adam sistemi "bir kez daha" çökmüştür. Sonra gerçeklere bakarım. O takımın elenmeyi hak edip etmediğine bir bakarım. Maçlarını izlediysem oyunlarına bakarım. Bir önceki sezon bittikten sonra neler yaşadıklarına bakarım ki neden ilk resmi maçta böyle döküldüklerini gerçekçi bi bakışla anlayabileyim...
Fenerbahçe şampiyonluk yoksa gidersin geleneğini sürdürdü ve Christoph Daum ile yollarını ayırmayı kafasına koydu Trabzonspor maçından sonra. Fakat bu durum ne kadar sürdü? 15 Mayıs'ta "şampiyon olamadıklarını" fark ettikleri 2 dakikalık şaşkınlığın ardından alınan karar 25 Haziran'da sonuçlanabildi ancak. Yani Fenerbahçe yönetimi ve takımı 40 gün böyle kaybetti. Aykut Kocaman'ın teknik direktörlüğe başlama tarihi de 9 Temmuz olarak gözüküyor. Yani sana bir 14 gün daha... Etti 54 gün kayıp. Denilebilir ki Aykut Kocaman o süreçte takımın yine başındaydı en azından kurulacak yeni takımın başındaydı. 12'sinde Belçika kampı başlamış tam 16 gün sonra 28 Temmuz'da Fenerbahçe çok kritik ve ilk resmi maçına çıkmış.
Bu takım'da çok büyük değişiklikler yok, geçen sezonki takım, neyini hazıralayacaksın ki diyebiliriz. Fakat Daum ve Kocaman'ın oynatmak istedikleri futbol tarzları arasında çok büyük farklar var. Demirkol her sabah tekrar ediyor: "Daum kontratakçı, Kocaman pasçı." 16 günde bu tarz kökten bir değişiklik yapabilmek mümkün müdür? Bunun mümkün olduğunu iddia edenlere şunu soralım o zaman. 16 gün içinde, ligde ikinci haftasını oynamış rakibinin fizik kondisyonuna ulaşmak o kadar kolay mıdır?
Fenerbahçe bu yıla çok geç başladı. Galatasaray da, Beşiktaş da... Üç takım da hala transfer peşinde hala turlarını geçebilmiş değil (Fenerbahçe geçemedi bile). Bu akşam Beşiktaş ve Galatasaray da aynı hezimetle karşılaşabilir. Ama Fenerbahçe'nin aynı hezimeti aslında ve sadece Galatasaray ilgileniyor diye aldıkları Stoch'un kırmızı kart görmesiyle yaşamış olması ibretlik. Alma Adnan'ın ahını çıkar Kocaman, Kocaman...