
Şöyle bloglar da açılmış baksanıza:
Vuvuzela Yasaklanmasın!
Ban the Vuvuzela! (Consigliere'ye teşekkürler)
Bir broşür transferi daha mutlu sonla tamamlandı. Adebayor, Manchester City’nin sağlık kontrolünden sorunsuz geçmiş. İş buraya kadar geldiyse anlaşma olmuş-bitmiş demektir diyebiliriz. Ancak imza atarken Adebayor’u durdurabilecek tek şey birinin çıkıp “Durun o imzayı atarken tüm dünyada biyolojik silahlar harekete geçecek” gibi bir isyanda bulunması halinde anlaşma düşebilir. Dünya bu her şey olur! mu demek isterken bir anda acaba çok mu dizi izliyorum düşünceleri beni benden alırken aklıma aceto’nun Arsenal ilk üçe bile giremez tezi takılıyor.
Arsenal en son ne 2000-2004 yılları arasında şampiyonluk görmüştü. 2004/2005 sezonunu ikinci tamamlamışlar ve ardından gelen yılları 3 ve 4′üncü sıralarda tamamlamışlar. Geçen sezonu da zaten dördüncü tamamladılar. Adebayor da takımdaydı. Yani demem odur ki, “Bize bilmediğimiz bir şey söyle aceto. Bu takım her sezon ilk üçe girmekte zaten zorlanıyor.” Ayrıca ben inanıyorum ki eğer Arsenal Fabregas’ı da satmazsa bu yıl geçen yılkinden daha başarılı olacak. Neden mi?
Arsene Wenger, tabi ki Alex Ferguson ile Premier Lig’de jenerasyonları en iyi yakalayan teknik direktör. Davor Suker’li dönemden, Pires’li, Ljungberg’li ve Henry’li döneme geçişi çok iyi sağlamıştı. Şimdi de elinde çok muhteşem yetenekleri olan bir jenerasyon var. Nasri, Fabregas, Eduardo, Rosicky, Arshavin ve Van Persie birbirinden nitelikli, inanılmaz hızlı düşünen ve oynayan, deparları mükemmel futbolcular. Ve hepsi gole yakın isimler. Liverpool ile 4-4 biten maçını unutmadık Arsenal’in. Arshavin ve Walcott inanılmaz deparlarla Liverpool defansını sürklase etmişti. (sürklase kelimesini de sanırım ilk defa kullandım blogda. hepimize hayırlı olsun)
17.07.2009
2 gün önce neler demişim. Neler olmuş, olmamış. Manchester City henüz Adebayor’a formayı giydiremedi. Taze çalışma izni çıkarmaya çalışıyorlarmış. Ben tam anlayamadım neden yeni bir çalışma izninin daha gerek olduğunu. Zaten İngiltere’de çalışıyordu adam. Sadece kulüp değiştiriyor. Neyse o prosedürler şimdilik Manchester City’nin derdi olsun. Bu derdin de büyüyebileceğini söyleyebiliriz. Çünkü bu dönemde Milan ani bir atak yapıp oyuncunun kafasını karıştırabilir. Adebayor da para yerine Milan’ı tercih edebilir. Ayrıca Milan’ın onun gibi bir forvete çok ihtiyacı var. Artık Inzaghi’yle, Shevchenko ile olmayacak bu iş. Pato tek başına yetmeyebilir. Belki 2 sene sonra Kaka’nın seviyesine gelebilir. Boriello ise henüz Milan’ın forvetinin yükünü kaldıracak bir adam değil. O yüzden Adebayor eğer bir mucize olur da Milan teklif yaparsa, kesin oynayabileceği ve Weah’tan sonra Milan’da bir Afrikalı olarak efsaneleşebileceği Milano takımına gidebilir. Futbol bu, her şey olur…
İki gün evvel Adebayor giderse Arsenal’e yine bir şey olmaz tezimin arkasındayım. Ayrıca Arsene Wenger bu yıl muhtemelen Oğuzhan Özyakup gibi bir genç yeteneği Walcott’u 16 yaşında takıma aldığı gibi bazı maçlarda sahaya sürecektir. Bir de eğer Adebayor’dan gelecek bonservis bedeli ile yerini doldurabilecek kaliteli bir forvet neden almasın ki? Tottenham’dan Darren Bent, Arshavin’den çok daha iyi verim alabilmek için ulusal takımdan arkadaşı Roman Pavlyuchenko’yu yine Tottenham’dan alabilir. İkisi de topun ağzında. Tabi ki bu transferler iki ezeli rakip arasında ses getirmesi, olay yaratması önemli transferler… Transfer piyasası bu, her şey olur…
Haberi duydum ve şaşırdım. Beklemiyordum. Bekleniyordu belki de. Ben neden beklemedim bilmiyorum. Yok biliyorum galiba. Zlatan gibi itici bulduğum bir futbolcuyu, belki de dünyanın en sempatik takımı Barcelona’ya yakıştıramıyordum. Bir de Eto’o gitmek istemiyordu Barca’dan takasla. Ben takasla transfer olmam da nası mantıksız bir düşüncedir. Takas edilmek istediğin kulüp Inter’se neyin egosundasın? Bonservis olarak giren çıkan kulübe. Takas olunca yıllık ücretinden bir şey kaybetmiyorsun ki… Neyse. Neden bu kadar takas muhabbeti geçtiğine geleyim.
Dün gece La gazetta della sport Inter Başkanı Moratti, Barcelona Başkanı Laporta ve Barcelona Sportif Direktörü Txiki Begiristain Milano da buluşup yemek yemiş. Yanlış anlamadıysam hem iade-i ziyaret hem de transfer konuşmak için bir araya gelmişler. Transferdeki isimler ise Zlatan Ibrahimovic ve Samuel Eto’o tabi ki. İki kulüp de birbirinin oyuncusunu isityor. Eh krizdeyken takas yapmak kalıyor ama bu nasıl bir takas ki ben çözemedim. Bu sabah hem AS hem de MARCA gazetelerinde okuduğuma göre Zlatan’ın ederi 35-40 milyon Euro civarında bir para ve Eto’o ve bir yıllık kiralik Hleb’miş. Bunun hesaplamasını nasıl yapıyorlar algılaması kolay değil. Fakat Zlatan’ın geçen yıl Inter’i bir başına şampiyon yaptığını iddia edebiliriz. Fakat Eto’o da 3 yılda iki kez Şampiyonlar Ligi kupası kaldırdı. Son sezonunda La Liga'da 30 gol attı. Neden Zlatan=Eto’o+40 milyon iken, Eto’o=Zlatan+40 milyon etmiyor anlam veremedim.
Transferin eli kulağında gibi bir durum var. Transferin gerçekleşmesi halinde Nike’ın yıllar evvel çektiği reklam gerçekleşip Eric Cantona’nın sorusu da cevaplanmış olacak. Zlatan ve Ronaldo daha toy birer çocuk iken, Nike sanki geleceği görmüş gibi ikiliyi kapıştırmış. Kimin kazanacağı cevabını El Classico tarihlerinde öğrenmiş olacağız. Acaba Barcelona bu reklamı izledikten sonra Ronaldo ve Zlatan’ı kapıştırmak adına Ibra’yı kadrosuna katmak istemiş olabilir mi?