Sayfalar

13 Eylül 2008 Cumartesi

17 Yıllık Ayrılık

Galatasaray senin yüreğindeydi, şimdi sen her Galatasaraylı'nın yüreğinde. Bu kadar duaya mekanın cennet senin, yok değilse söyle, her neredeysen biz de oraya geleceğiz, seninle dolu Galatasaraylı yüreğimiz son kez çarptığında.

12 Eylül 2008 Cuma

İç Parçalayan Sakatlıklar #3

Francesco Totti - 17/02/2008 - Roma Empoli Maçı

Geoff Jenkins -17/06/2002 - Milwaukee Brewers Houston Astros Maçı

Shaq Emeklilik Tarihini Açıkladı

"My basketball career will be over in 735 days, in 2010"

"Basketbol kariyerim 735 gün içinde sona erecek, 2010'da"

Bu 735 gün Shaq'ın Suns ile olan sözleşmesinin bitiş tarihi. Şu 40 milyonu alayım da öyle gideyim diyor Shaq, artık eskisi gibi olmadığını bilerek. Emniyet güçlerine katılmayı düşündüğünü söylüyor kariyerini sonlandırdıktan sonra. Düşünsenize Shaq polis ya da federal ajan olmuş ve saha görevine çıkmış. O koskocaman bünye nasıl olur da siper alır, saklanır! Bence Hollywod setleri kendisine daha uygun. Bugüne kadar 7 albüm yapan, üçünde başrol olmak üzere 8 filmde rol alan bir adam bence kanundan çok beyazperdeye uygun. Ha gerçi Shaq'ın Miami'de almış olduğu bir Miami Beach Emniyet teşkilatı yedek polis memuru ünvanı var, onu asil falan yaptırır, sokaklara salar kendini. Ne diyim Shaq bana mı sordun sanki de, haydi hayırlı Ramazanlar, müslüman adamsın, biliyoruz.

Pat Garrity Emekli Oldu

"Longest tenured Orlando Magic player" yani Orlando Magic formasını en uzun süre giyen oyuncu. Ben özellikle son 3 senesi hastalık derecesine dönüşmüş, ötesinde ik kurulduğu seneden beri şiddeti artarak devam etmiş bir Magic taraftarıyım. Bu takımın sembol ismi önümüzdeki 10 sene boyunca bir aksilik olmazsa Dwight Howard olacak, ama bugünden önceki on seneye damgasını vuran, adeta forma aşkıyla yanıp tutuşan ve önüne konulan her mukaveleye imza atan bir isim vardı. İşte o ilk cümlede bahsedilen adam Pat Garrity. Geçirdiği sakatlıklara karşı sabrıyla, envayi çeşit hocanın hep takımda görmek istediği adam oluşuyla, unutulmaz üçlükleriyle ve gençleri takımın ağabeyi olarak sahiplenişiyle örnek bir sporcuydu kaptan. Magic formasıyla toplam 513 normal sezon maçına çıkan Garrity bu kategoride Nick Anderson'dan (692) sonra 2. sırada olarak kariyerini bitirdi. %40'lık kariyer 3 sayı ortalaması ve eskittiği 5 koçla Pat aklımızdan ve kalbimizden asla silinmeyecek bir Magic emektarı. 32 yaşında parkelerden ayrılmak zorunda kaldığın için çok üzgünüz büyük kaptan. En yakın zamanda 8 numaralı formayı Amway Arena'nın tavanında asılı görmek istiyoruz!

Amare

"I'm at 2 percent body fat and 245 pounds and my (knees) ... I feel like I can do anything I want on the court again"

"Vücudumdaki yağ oranı yüzde 2 ve 111 kiloyum ve dizlerim ... Sahada istediğim herşeyi yeniden yapabilecekmiş gibi hissediyorum."

11 Eylül 2008 Perşembe

İç Parçalayan Sakatlıklar #2

Shaun Livingston - 27.02.2007 - L.A. Clippers Charlotte Bobcats Maçı

Hasim Rahman - 2003 - Rahman Evander Holyfield Maçı

Türk Usulü Fıkra Üretimi: Toraman Efendi

"Milli Takım’a kadar yükselen, ancak son Avrupa Şampiyonası’nda ay-yıldızlı formadan uzak kalan Beşiktaşlı futbolcu, Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu’nun seçmelerinde, “Futbol parkuru”nu geçemedi, üniversiteli olma hakkını kaybetti. ÖSS notunun yanısıra, özel yeteneğin de etkili olduğu okulun seçmelerine katılan siyah-beyazlı oyuncu, top sürme, top kontrolü ve isabetli şut atma hedefine dayalı bir parkura girdi. Ancak bu aşamayı 90 saniyede geçen İbrahim Toraman’ın bu derecesi yeterli olmadı. İbrahim’in, kendine olan aşırı güveninden dolayı, yapması gereken hareketleri fantastik bir şekilde gerçekleştirmeye çalıştığı, bunu gerçekleştiremeyince de zaman kaybettiği ifade edildi. BESYO seçmelerinin elektronik ortamda ve objektif yapılması nedeniyle milli sporcu bile olsa kimseye iltimas tanınmadığı belirtildi. Okul Müdürü Prof. Dr. Sami Mengütay, İbrahim Toraman gibi bir sporcuyu okulda görmek istediğini ancak derecesinin yeterli olmadığını belirterek, “Aslında rekor kırabilecek bir sporcuydu. ÖSS puanı da çok yüksek olmadığı için bu sonuç ortaya çıktı” dedi. Toraman, Avrupa Şampiyonası’nda yer almadığı için de amacına ulaşamazken, Fenerbahçeli Semih ve Uğur, Marmara Üniversitesi, Servet de İstanbul Üniversitesi BESYO’ya Avrupa üçüncülüğü nedeniyle sınavsız alındılar."

Kaynak

Theo "Trio" Walcott

İngiliz takımı Arsenal'in kadrosunda uzun süre boyunca tek İngiliz'di o (hala da öyle sayılır ya). Daha 16'sı yeni bitmişti Arsenal'e geldiğinde. Global takımın yerel topçusuydu, artık değil, dün akşamdan sonra hiç değil, o hat-trick'ten sonra asla. Euro 2008 yolunda İngiltere'yi dağıtan Bilic'in takımını dün akşam o tek başına dağıttı. Kendi sahasında yerle bir oldu Hırvatlar. İngiliz futbolu içinse yepyeni bir yıldız doğdu, küllerinden falan değil hem de, kendi ülkesinin, kadrosunda hiç İngiliz bulunmayan takımından, yepyeni bir kıvılcımdan, ateş oldu yanıyor artık. O artık Trio Walcott, benim için mucize Walcott,19 yaşında ve en az 15 senesi daha var o ülkede.

Zola West Ham'ın Başında

Çok severdim Zola'yı. İtalya'da da İngiltere'de de muhteşem performanslar sergilemiş, her ne kadar Baggio'nun gölgesinde kalsa da her zaman İtalya'nın en istikrarlısı olmuştu gözümde. CM'nin vazgeçilmeziydi, her gittiği takıma hemen adapte olurdu oyunda, gerçekte ise muhteşem frikik atardı, hareketli toplara vurmakta tam bir ustaydı. Onun maçlarını izlemek bir şölene katılmak, muhteşem bir konserin en ön sırasında olmak gibiydi benim için. Tanışmak istediğim futbolcuların başında gelir hala, o küçücük boyu ama kocaman beyni ve yüreği ile hep hayranı olarak kalacağım. Bugün West Ham'a imzayı atıyor ve takımın başına geçiyor, ilk ciddi teknik direktörlük deneyimi 2005'te Cagliari formasıyla futbolu bıraktıktan sonra. Bilen bilir Pierluigi Casiraghi ( bu blogda onun adına bir gönderi mutlaka olacak) ile birlikte U-21 ve Olimpik Milli takım çalıştırıyordu son 1 senedir. ama bu sefer işi ciddi, geldiği yer kurtlar sofrası. Umarım en az futbolculuğu kadar olur hocalığı. Önün açık olsun Zola, sana güvenen çok fazla!

İç Parçalayan Sakatlıklar #1

Djibril Cisse - 30.10.2004 - Liverpool Blackburn Maçı

Eduardo - 23.02.2008 - Arsenal Birmingham Maçı

10 Eylül 2008 Çarşamba

Keçiboynuzu Sevmiyorum: Milli Bir Hissiyat

Dün akşam iftar saatinde eşimin rahatsızlanması ile son 24 saatim hastane - iş - rapor alma telaşı - eşimi aklımdan çıkaramama ve onun için endişelenme beşgeninde geçti. Aşkam üzeri tansiyon düşmesi - mide bulantısı - istifra - baş ağrısı dörtlüsünün etkisinden kurtulup kendine gelmesiyle ben de kendime geldim. Gerçekten evlilik çok farklı bir olgu. Sevdiğin hasta ise daha hastasın ama daha kuvvetlisin de, tam bir paradoks. Zaten aşk, sevgi ve bağlılık formülü de bir anda var olmuyor mu!

Milli basket maçının son 15 dakikasını ve Milli futbol maçını izleme şansını buldum. Basketçilerimiz bir kez daha fazlasıyla coştururken beni, Hidayet ve Tunçeri'ne tekrar hayran oldum, gözlerim bayram etti. Ama nereden bilirdim cumartesi gününden kalan keçiboynuzunun bu akşam da servis edileceğini. Bilsem hiç başlar mıydım! Tadımız zaten pazartesi akşamı Hıncal - Emre polemiği ile kaçmaya başlamış, Hıncal - Terim karşılıklı giydirmesi ile iyice acı bir pas kaplamıştı ağzımızı.

Bu geceki maçın modern, çağdaş, hücum, cesur her ne derseniz diyin Avrupa Şampiyonası'nda oynanan futbolla hiç mi hiç alakası yoktu. Ha vardı da Portekiz ve Çek maçlarının ilk yarılarıyla vardı belki ve ben o oyunları ve bakış açısını geride bıraktığımızı sanıyordum. Resmen attım ağzıma, çiğnedim, çiğnedim, çiğnedim sonra tükürdüm! Ne tat alabildim ne zevk. Zaten acı bir pas doluydu ağzım, keçiboynuzu ile lanet etti ağız da ağız olduğuna.

Aylardır tetikte bekleyenler hemen maç sonu kılıçlarını çıkarmış kınlarından kan akıtmak için sıraya girmişlerdir. Çağlar'dan başlarlar, Emre'den devam ederler, Topal'a, Halil'e sallarlar, vay anasını be Volkan derler, Ayhan'ı sorarlar nerdeydi diye, bu memleket bir devşirmeye mi kaldı, o olmayınca hiç bir şey miyiz diye sorarlar. Yargılarlar sonra da büyük ihtimalle darağacını kurup bir de üstüne asarlar Terim'i ve çocuklarını! Ama ben tek yorum yapacağım: 2 ay önce de takır takır, canını dişine takarak oynayan çocuklar bunlardı ve ben onlara inanıyorum, İspanya'yı da geçeriz, yok geçemedik 2.ler kontejanından gideriz, bir şekilde Afrika'yı bulacağımıza inanıyorum. Hiç bir şeyi kolay yoldan yapmayı bilmiyoruz, zor yoldan Afrika'ya gideceğiz, eminim!

Ama itiraf edeyim mi, ben keçiboynuzunu hiç mi hiç sevmiyorum, elma şekeri istiyorum, ya da pamuk helva!

9 Eylül 2008 Salı

Emre - Hıncal Kapışması - Yanan Yaş NTV

"Tazminat Davası Hakkında

8 Eylül Pazartesi günü NTV kanalında yayınlanan 90 Dakika programında, Hıncal Uluç tarafından hakkımda hakaret sınırını aşan ithamlarda bulunulmuştur.

Bu yapılan yorumlar karşısında tüm hukuki haklarımı kullanarak, Hıncal Uluç ve şahsımla ilgili bu tür yorumların yayınlanmasına izin veren NTV hakkında tazminat davası açacağım.

Türk spor kamuoyuna saygı ile duyururum.

Emre Belözoğlu"

Söz konusu Hıncal Uluç konuşması:

"Takımın lideri Emre Belözoğlu. Emre olsa olsa anti lider olur. Bir liderde olmaması gereken ne kadar vasıf varsa Emre'de var. Antipatik, medya nefret ediyor, seyirci sevmiyor, takım arkadaşlarının kendisine sevgisi ve saygısı yok, son 5 yılda futbol hayatının yüzde 80'ini sakat geçirmiş, sahaya çıkarken bile 'En fazla 60 dakika oynarım. 90 dakika bana tahammül ettiği için hocama teşekkür ederim' diyen biri takımın lideri. Başka hiç adam kalmamış gibi.

Ben Emre karekterinde bir adamın Milli Takım'a çağırılmasına bile karşıyım. Türk Milli Takımı'nın kaptanlığı o kadar ucuz değil. Türk Milli Takımı'nın kaptanlığını bu düzeye düşürmeye kimsenin hakkı yok.

Basın tribününe işaretler yapan, İsviçre maçında olayları çıkarıp ceza almamıza sebep olan adamı 'benim liderim bu' diyemezsin. Türk gençliğinin önüne böyle bir örneği lider diye koyamazsın. Çünkü bu spor olaylarının ahlaki bir yönü de var. Türk Milli Takımı kaptanlarını gözünün önünden geçir ve o listeye Emre'yi de koy bakalım. Yakışıyor mu?"

İsteyenler şuradan videosuna da bakabilirler.

Sanırım olay andropozla ilgili, başka açıklama bulamıyorum kafamda. Emre'nin annesine de geçmiş olsun. Ben de Emre'yi sevmem ama arkadaş o da bir insan!

Allan Houston, a Knick Again?

Ha bir sen eksiktin şu ligde! Knicksli Thomas'tan bezmişti, şimdi de Walsh başladı acayipliklere! Eskidendi Houston devirleri!

Luis Fabiano

PES alışkanlığıdır en kuvvetli takımları alıp birbirine giydirme sevdası. Inter, Man Utd, Barça, Real, Brezilya, Arjantin en çok tercih edilen takımlardır. Bu sevdadan sıkılıp kayınbiraderle farklı takımlar alıp onlarla kapışalım dediğimiz bir gün almıştım ilk kez Sevilla'yı. Kanoute'den umutluyken Luis Fabiano ile coşmuştum. PES çoğunlukla objektiftiftir oyuncuların yetenek, güç ve kapasitelerinde. Fenerbahçe karşısında izlediğimiz Fabiano'dan çok değişikti oyunda Luis Fabiano. İspanya Ligi gol krallığında 2. sıradaydı geçen sezon, öncesinde yine vasatın üstündeydi genelde. Ama itiraf edeyim hiç bu kadar etkili ve öldürücü olduğu bir maçını izlememiştim. Dunga 9 numaraı ona vermiş Şili maçında. Hiç Ronaldo, Adriano falan aratmadı perfrmansıyla. Uzun bacakları ve boyuna rağmen fuleli koşusuyla apayrı bir Brezilya forvetiydi. Özellikle attığı 2. golde gücünü dosta düşmana gösterdi. Önü açık Fabiano'nun ve futbolun güzelliğinin peşinden koşan bizler için de BrezilYa maçları tekrar ve yeniden kaçırılmayacak maçlar.

8 Eylül 2008 Pazartesi

Ve MVP Tom Brady Dizini Eline Alır

Tom Brady Sahadan Çıkarken

Geçen normal sezonu 16-0'la bitirip şampiyonluğun en büyük adayı olarak gösterildiğinde New England Patriots, QB Tom Brady de MVP seçilmişti. 50 Touchdown pası atarak rekor kırmıştı Brady. Patriots'ın şampiyon olamamsıyla başlıyan şanssızlıklar zinciri, Brady'nin sezon başı kampını sakatlığıyla kaçırmasıyla sürmüş ancak son 2-3 antremanda iyi gözüken QB Kansas maçına çıkmaya karar vermişti. Şanssızlıklar zinciri devam etti ve maçın 1. çeyreğinde Kansas safety'si Bernard Pollard'ın müdahalesiyle yerde kalıp ancak sağlık ekibinin müdahalesiyle sahayı terkedebilen oyuncunun dizinde çok önemli bir sakatlık oluştuğu, sezonu kapatmış olabileceği konuşuluyor. Patriots'ın yedek QB'si Matt Cassel sahaya çıktı ve maçın 17-10 takımı lehine bitmesini sağladı. New England'ın işi bundan sonra çok ama çok zor. Bütün kariyerinde toplam 15 maça çıkmış ve sadece 3 Touch Down pası atabilmiş olan Cassel liderliğinde başarılı olmalarını açıkçası beklemiyorum. Belki bir takas, kim bilir. Bu arada adı Pollard olup da rakip sakatlamaktan başka işe yarayan biri var mı bildiğiniz?

Matt Cassel

Bernard Pollard

Favre Mesai'ye Başladı

New York Jets'e takasını ayrıntılı olarak anlatmıştım Favre'nin. Futbolu bırakması gündemdeydi, bırakmadı, 4 numaralı Jets formasını geçirdi sırtına ve ilk icraatını gerçekleştirdi. Miami deplasmanında Dolphins'i 2 TD pasıyla Favre'nin Jets 20-14'le geçti, ve tabii ki aynen düşünüdüğünü gibi Favre'nin etrafını saran basın ordusu. Jets'in kaderini, sıralamadaki yerini, hiç olmadı gazete sütunlarında kapladığı alanı değiştirecektir Favre, işe başladı bile. Yolun açık ve sakatlıktan ırak olsun koca çınar! Bu arada Favre'nin eski takımı Green Bay bu gece çıkacak ilk maçına, bakalım halef Rodgers neler yapacak?

Pilotluk Yetenek İster

Ramazan ve orucun iyiden iyiye sıcak havayla birleşip dehidrasyon yaşayan bünyeyi, başta beyin olmak üzere tüm organlarıyla haşlama telaşında olduğu şu dakikalarda bırakın yorum yapmayı falan okumak ve hatta oturmanın bile zor gelişine karşın sevgili Ersin'in blogunda okuduğum bir olayı sizle paylaşmak istiyorum. Benim diyen pilotun kolay kolay yapamayacağı iştir olan biten. İstikbal göklerdedir vurgusunun çağdaş, modern, cesur ve sapına kadar yetenekli Türk pilotuna selam olsun. Resim de sözkonusu uçağın modeli bir uçağın resmidir, onu da kapak olsun diye koydum. Tıklanırsa üstüne falan büyür, ellerimle büyüttüğüm geyiğini falan yapabilirsiniz serbesttir, bilet kesilmez.

" 196 yolcusuyla 14 Ağustos Perşembe günü saat 15:25 sıralarında İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan Nijerya’nın başkenti Lagos’a gitmek için havalanan Türk Hava Yolları’nın TK1123 sefer sayılı Airbus 310-300 tipi uçağı, Nijerya hava sahasında rotasında ilerlerken yerel saatle saat 22:00 da uçağın navigasyon ve haberleşme sistemleri bir anda devre dışı kaldı. Bunun üzerine yön bulma ve haberleşme sistemlerinden mahrum kalan kaptan pilot, sahili takip edip Togo, Benin veya Gana’da ki havalimanlarından birine görerek inmek için batı doğrultusunda uçağın rotasını çevirdi. Havada uzun süre tur atan uçağın kaptan pilotu, görerek inebileceği havalimanı aradı. Bu sırada Togo’nun başkenti Lome Havalimanı’nda kalkış için son hazırlıkları yapan bir Air France uçağının pilotu THY uçağının tur attığını görerek olayı Lome Havalimanı Kontrol Kulesi’ne bildirdi.

THY’nin kaptan pilotu uçağı görerek yaklaşma yöntemiyle pisti bir kez pas geçti. Pilot yön bulmaya yarayan sistemlerin ve telsizin devre dışı kalmasına rağmen ikinci denemede görerek Lome Havalimanı’na indi. İnişin sorunsuz olması nedeniyle yolcu ve mürettebatın korku dolu anları da son buldu. Navigasyon ve haberleşme sistemleri devre dışı kalan uçağın teknik arızası daha sonra uçakta bulunan teknisyen tarafından giderildi."

7 Eylül 2008 Pazar

Sağ Kanat Laneti!

Son Arnavutluk maçında Linderoth'un da sakatlanmasıyla GS sağ kanadında oynayabilecek oyuncu kalmadı. Adeta lanet var gibi o bölgede! Uğur, Emre Güngör, Sabri, Barış ve Tobias Linderoth sırayla sakatlandılar ki bu adamlardan sadece ve sadece Uğur Uçar gerçek bir sağ bek. Gerisi Emre hariç hep orta sahadan bozma. Tüm ölü sezon boyunca futboldan anlayanlar bu takımın forvete, orta saha takviye yapmadan önce mutlaka ama mutlaka sağ beke adam alması lazım diyerek kıçını yırtarken, müthiş hoca, Alman dehası Skibbe de dahil olmak üzere GS idari ve teknik kadrosundan kimsenin aklına gelmedi oraya birilerini almak. Şimdi Linderoth idare eder derken o da kaydı elden, sakatlığının ciddiyetine göre Cim Bom'un hasarı değişecek. Ha yok arkadaş biz zaten Serkan'ı sağ beke aldık bunları düşünerek derse ki yönetimden veya teknik kadrodan biri işte o zaman o adamın suratını sıvamak lazım uygun maddeyle. 18 yaşında, tecrübesiz ve antrenmansız bir adamdan ne verim alabileceksiniz Allah aşkına. Gözüken o ki acilen Emre Güngör iyileştirilip sağ beke konulacak yine. O çocuğa da yazık, Galatasaray'a da.

Alternatif bir görüş atayım ortaya. Madem sağ bekimiz yok o zaman zaten sol bekimiz de pek yerinin adamı olmadığı için çıkalım 3'lü savunma ya da liberolu oynayalım bir süre. 4-4-2 veya formasyonlarını oynayacağız diye bir ayet mi var! Amaaan sıvamamış paçayı zamanında millet derdi bize düştü, biraz az para kazanıversinler madem galip gelemesinler de. Sinirleniyorum bazen hakkaten. Bugün bana şu kadar para lazım 6 ay sonra ödeyeceğim borç versene desem kaçı elini cebine atacak? Salladım, zaten asabım bozuk! Ama böyle de idarecilik, hocalık olmaz be arkadaş. Kestim!