Sayfalar

12 Temmuz 2008 Cumartesi

Para Çok Verecek Adam Yok

Brand'i Sixers'a, Maggette'yi de Warriors'a kaptıran LA Clippers'ın şu an kontratlı sadece 7 oyuncusu bulunmakta. Bu 6 oyuncunun toplam maliyeti yaklaşık 39 milyon ve bu bedel NBA bütçe sınırının yaklaşık 20 milyon $ altında. Ancak Clippers bu 20 milyonu verecek oyuncu bulamıyor adeta. Bir ara Knicks'ten Randolph'u almaya sulanmışlar ancak takas edecek malzeme olmadığı için başarılı olamamışlar. Şimdi gündemde Emeka Okafor, Josh Smith, Josh Childress gibi isimler var ama piyasada adeta bu oyunculardan başka önemli bir isim kalmamış gibi. Bu sezon ciddi sıkıntı yaşayacaklar hem kadro kurmakta hem de lige tutunmakta.

Efes Eski Günlere Doğru

Özlediğimiz Efes Pilsen basketbolunun geri dönüşü yakın gibi gözükmekte. Her ne kadar Ergin Ataman'a inancım ve güvenim tam olmasa da yıllar sonra ilk kez çok sağlam bir kadro kuruluyor. Shumpert, Vujanic, Smith, Thornton, Kaya Peker, Sinan Güler en son da Engin Atsür. Atsür Benetton'da idi geçen sezon. Bu sene kendini bulacaktır Efes'te. Efes'in onun gibi bir oyun kurucuya, onun da Efes gibi bir camiaya ihtiyacı vardı. Sırada Kasun olduğu söyleniyor. Eski Orlando Magic'li ve halen Barcelona'lı olan oyuncu da gelirse, bu sezon Efes'i biraz zor tutarlar. Güzel haberi veren Salsa Basket'e sonsuz teşekkürler.

GS Forma Numaraları

Galatasaray'ın mevcut kadrosunun 2008-2009 sezonunda taşıyacağı forma numaraları belli olmuş. En ilgi çeken değişiklikler Uğur Uçar'ın 3 numarayı, Aydın Yılmaz'ın Kewell'ın tercih etmediği 7 numarayı alması, ayrıca Song ve Şükür'ün boşalan formalarına da talip çıkmamış. Dikkat çeken başka bir konu da kadroda sadece 4 yabancı bulunması, 4 kişilik kontenjan açığı için transfer çalışmaları ve spekülasyonları sürecektir. Diğer takımların da, özellikle Fenerbahçe ve Trabzonspor'un yeni numara tercihlerini merakla bekliyorum.Yeni sezonda tüm oyunculara sağlık ve başarılar.

Adebayor Milan'a Yakın

Ronaldo sakızından başka sakızlar da vardı bu sezon transfer piyasasında. Adebayor mesela. Sakız o kadar uzadı, tadı o kadar kaçtı ki 1 milyon tane haberini okuyup mide bulantısıdan kusmaya yaklaştık. Herhalde Wenger'in de midesi kalmış artık ki bonservisini düşürmüşler. Milan teklifini biraz yükseltmiş, artık anlaşırlar ortada bir yerde, biz de kurtuluruz Adebayor, madebayor haberlerinden. Cidden sıkıldım bu sene hep aynı 3-5 adamı konuşmaktan, git de kurtulalım be arkadaşım, hatta nereden attın Milan'a San Siro'da gol, atmaz olaydın.

Flamengo Vaziyetleri

Geçenlerde bir Flamengo maçı seyredip izlenimlerimi yazmıştım. Çok geçmedi üzerinden Flamengo'da yazdığım topçuların başından hem bir skandal hem de bir transfer geçti. Ballandırarak anlattığım Marcinho, Bruno hayat kadınlarıyla uygunsuz ilişkilerdeyken kadınlarla birbirlerine girince Brezilya karışmış, Beşiktaş'taki terlik skandalından çok öte bu olayı yönetim büyümeden kapatmış, lastik gibi uzatmamışlar.

Öte yandan önemli oyuncu olacağı belli dediğim Renato Agusto Bundesliga'ya, Bayer Leverkusen'e transfer olmuş hem de sadece 10 milyon €'ya. Bu sezon dikkat edin TV'den yayınlanan Leverkusen maçlarına, Agusto Avrupa'ya düşen yeni bir kuyruklu yıldız olacak.

Haberleri Lambuja'dan aldım, ellerine sağlık, skandal burada, transfer de şurada.

Aston Villa Kalecisini Buldu

Sorensen'i bırakan ve Carson'ı tutamayan Aston Villa kaleci sorununu Amerika'nın Chivas USA takımında oynayan Brad Guzan ile çözdü. Transfer 2 milyon Sterlin'e bitmiş. Geçen sezon MLS'in en iyi kalecisi seçilmişti Guzan ve son dönemde milli takımın kalesini de korumaya başladı. Henüz 24 yaşında ve 1.93'lük boyuyla kaleyi kaplayan bir görüntü veren Guzan'ın Ada'ya transferi yıl başından beri konuşulmaktaydı. Hatta Ocak ayında önce Celtic sonra da yine Villa'yla antremanlara çıkmış, Villa'ya transferi mili takım kotasını dolduramadığı için suya düşmüştü. Son dönemde Milli takım kalesini devraldığı için bu sefer çalışma izni sorun olmayacağa benziyor. Ama gözüken o ki son dönemde David James'ten başka üst düzey kaleci çıkaramayan İngiliz futbolu gelecekte kaleci konusunda çok sıkıntı yaşayacak.

11 Temmuz 2008 Cuma

Fowler Premier League'e Geri Döndü

Mark Hughes'tan boşalan Blackburn Teknik Direktörlüğü'ne Paul Ince geçtikten sonra belki de manşetlere taşınan ilk icraatı oldu bu. Eski takım arkadaşı Robbie Fowler'ı Cardiff City'den Ewood Park'a taşıdı Ince. Liverpool'un efsane oyuncularındandı Fowler, 92-2001 arasında Anfield Road'la fırtınalar estirmişti. Sonrasında hep düşüşteydi kariyeri, 2. Liverpool macerası da istediği gibi gitmedi ve geçen sezon sonunda EPL'den de düştü, bir de sakatlık gelince üstüne 2007 Aralık'tan beri hiç resmi maça çıkamadı. Şimdi beyaz bir sayfa açıyor yeniden eski dostuyla. Çok uzun süreceği kanaatinde değilim bu hevesin 33 yaşındaki eski Red için ama Fowler'ı tekrar EPL'de görmek bir zevk olacak benim gibi tüm sevenleri için. Sağol Paul Ince.

Ronaldo Blatter'e "Babamsın" Dedi!

Real Madrid'e gidecek mi gitmeyecek mi sorusu Temcit pilavı tadından, bozuk konserve kıvamına doğru ilerlerken, en azından fikren Ronaldo'nun imdadına FIFA ağası Sepp Blatter yetişti:

"Oyunculara uzun süreli kontratlarla köle muamelesi yapılmakta. Buna çok karşıyım. En yakın zamanda kontratın 3. senesinden itibaren oyuncuların kontratlarını fesh etmelerini sağlayacak düzenlemelere gitmeye kararlıyız. Futbolcular mal değildir. Ronaldo'nun durumu buna son örnektir, bence kulübü transferine izin vermeli"

mealindeki açıklaması sonrasında paylaşılamayan çok büyük topçu Ronaldo;

"Blatter'e katılıyorum, söyledikleri tamamen doğru."

diyerek transferinin gerçekleşememesinden aldığı hazzın mesajını Manchester dolaylarına doğru yollayıverdi. Aslında "Babamsın, ağamsın, şu işi çöz de bir Madrid havası alayım." mesajını da gönderdi Blatter'e. Şu açıklamasından sonra ben olsam gönderirdim bu adamı artık Madrid'e. Paraysa para, topçuysa topçu ne koparırsam koparırdım İspanyollar'dan. Profesyonel topçu falan hikaye, adam koymuş kafasına bir kere bugün olmasa yarın gidecek. Bu aşamadan sonra Manchester ne kadar verim alabilecek, Ronaldo eskisi gibi iştahlı oynayıp, topu arkadaşlarıyla paylaşabilecek mi? Salın gitsin kardeşim, akacak kan damarda durmaz, en azından üstünüz leke olmasın.

Bogut'a 72,5 milyon $! Yok Artık!

Öyle çok ahım şahım bir pivot olmanıza gerek yok 14-15 sayı, 9-10 ribaunt yaparsanız aranan adam olursunuz, NBA'de olsanız bile! Andrew Bogut Milwaukee Bucks'la 5 seneliğine kontrat yeniledi ve karşılığında aldığı para 72,5 milyon $! Bogut kaç maç kazandırmış, hangi uzuna karşı ciddi şekilde baskın oynayabilmiş, 3 senedir hangi spektaküler performansına şahit olmuşuz !?! Kalıplı ve biraz da hareketli iseniz yukardaki ortalamaları da yakalayabiliyorsanız keyfiniz kebap. Tamam belki Bogut ortalamanın biraz üzerinde sayılabilecek bir pivot ama 72,5 milyon, senelik 15 milyon da hak mı be kardeşim! Ne konuşuyorum ki ben, bu ligde Darko Milicic'e bile 7,5 milyon $ vermiyorlar mı? Amaaaan ben de yani!

Dee Brown Washington'da

Geçen sezonu Galatasaray'da geçiren eski Utah Jazz'lı Illınois Üniversitesi mezunu oyun kurucu Dee Brown Washington Wizards ile anlaşma imzaladı. Hakları halen Utah Jazz'da olan Brown'a Jazz NBA kurallarına göre 1 hafta içinde aynı teklifi sunup imzaya çağırmazsa transfer resmiyet kazanacak. Wizards'ta geçen sezon özellikle Arenas'ın yokluğunda önemli katkı yapan Roger Mason Jr. takımdan ayrılmaya karar verince oyun kurucu mevkiinde oluşan boşluk Brown'la doldurulabilir. Ancak sağlam bir Arenas'ın olduğu takımda Brown'ın süreleri 10 dakika civarında olacaktır. Bu arada Mason'ın da San Antonio ile 2 yıllığına 7 milyon $'a imza attığını hatırlatalım. Yaklaşık 10 gün önce Galatasaray geçen sezondan hiç bir yabancı ile kontrat yenilemeyeceğini duyurmuştu, başka takımla ilk imzalayan isim de böylece Dee Brown oldu.

10 Temmuz 2008 Perşembe

Kaleci Itandje Galatasaray'da

Adnan Sezgin açıkladı bugün, Galatasaray Kamerun asıllı Fransız kaleci Charles Itandje ile anlaşmaya varmış. Hem Liverpool hem de Itandje onaylamış transferi, en kısa zamanda imzaya bekleniyor 1.93'lük kaleci. 4 sene önce FIFA tarafından geleceğin en iyi kalecilerinden biri olarak gösterilen, Lens kalesini daha 19 yaşında devralan, Fransa'da hakkında övgüyle sözedilen, Milli takım'da görev alma ihtimali yüksek kalecilerden biri Itandje. Liverpool'da fazla forma şansı bulamayınca bu sezon gözden biraz düşmüştü, Galatasaray O'nun için bir yeniden doğuş mabedi olabilir. Üstüne üstlük bu yeniden doğuş bir kaç sene içinde Galatasaray'a ballı bir bonservis bedeli olarak da dönebilir.

Her iki taraf da umuda sarılmış gözüküyor bu transferde. Ama tabii ki olan yine Türk kalecilere oluyor. Orkun'a hiç güvenememiştim ama Aykut üzerinde çalışılırsa geleceği olan bir kaleci. Yazık olacak her ikisine de. Sanırım talibi çok olan Orkun satılır, Aykut ise emniyet sibobu gibi kulübeye mıhlanır yeniden. Milli takımda kaleci krizinin başlayacağı şu günlerde Trabzonspor, Galatasaray, Sivasspor ve Kayserispor yabancılara emanet ederken kalesini Fenerbahçe'ye yabancı kaleci alınabileceği konuşulmakta. Üst düzey müsabaka tecrübesi olan kalecimiz kalmayacak yakında ve milli takım ciddi sıkıntıya düşecek. Kaleye güvenmek iyidir de neden hep yabancıya güvenmek daha iyidir ve neden o kadar ithal ederken, bizim çocuklarımız neden geçemez ecnebilerin kalesine, üstelik Nikopoulidis gibi adamlar bu haldeyken?

Elton Brand Philadelphia ile İmzaladı!

Baron Davis'in Clippers'a gelmesiyle birlikte 70 milyona da olsa takımda kalacağı düşünülüyordu, hiç olmadı Warriors'ın 95 milyonluk teklifine evet diyeceği. O herkesi şaşırttı ve potansiyel gördüğü takıma 2 teklifin tam ortasına yani 82 milyona 5 senelik imza attı. O artık bir Sixer ve Sixers artık çok iddialı geliyor. Şu anki Miller - Iguodala - Young - Brand - Dalembert beşiyle bile doğunun önemli bir ekibi haline geldiler. Eğer Ben Gordon'u da almayı başarırlarsa gelecek sezon Doğu'da işler iyice karışır. Şöyle 1-2 hafta geçsin bütün imzaları bir arada değerlendireceğim bir yazı yazacağım, o zaman daha deteyalı konuşuruz Philadelphia ve lige etkilerini bu imzanın. Buradan Sevgili Memet'e de sonsuz selam ediyorum, hayırlı olsun!

9 Temmuz 2008 Çarşamba

Heitinga Atletico Madrid'de

Şampiyonlar Ligi'nde oynama fırsatını yakalayan Atletico Madrid Ajax'ın altyapıdan yetişme, 25 yaşındaki milli savunma oyuncusu John Heitinga'yı 10 milyon € karşılığında transfer etti. Madrid'e Hollandalı akını sürüyor, ama sanırım Atleticolular Rusya Hollanda maçını izlememişler. Heitinga'nın performansı o düzeyde olursa Madrid ekibinin işi çok zor.

Domenech'in Son Başarısı!

Yukarıdaki topa vurduğunda Fransa ayağa kalktı. O'na ve arkadaşlarına Dünya Şampiyonası'ndan sonra bir kez daha kahraman dediler. Milli formayı her terlettiğinde her şeyini verdi. 71 maçta 34 gol bıraktı rakip filelere. Hep koştu, hep boğuştu. Yedeksin dediler oturdu, çık oyna dediler kendini parçaladı. Kulüp takımını şike skandalı sonrası bir alt lige düşürdüler karakterini gösterdi, terkedip gitmedi. Ama bu son yapılan ayıptı resmen. Domenech'i hiç sevmem hatta keşke hiç başlamasaydı antrenörlüğe. Güzelim Fransız futbolunun adeta içine ediyor senelerdir. En son başarısı da Trezeguet'i soğutmak oldu Milli Forma'dan. O'na da yazık bize de. Bir bırak artık git, kaybol be Domenech!

Hakan Yakın Katar'da

Hakan Şükür'ün haberini beklerken Hakan Yakın'ın haberini aldık. Yazık oldu bence. En azından bizim ligimize gelebilirdi, hiç olmadı Trabzon alabilirdi Hakan'ı. Avrupa Şampiyonası'nda tam anlamıyla piyasasını da katlamıştı. Avrupa'da bir çok talibi var deniyordu ama o gitti Katar'ın Al Gharafa takımını seçti. Üstelik alacağı para da yıllık 1.4 milyon € olarak açıklanmış. Şaşırmamak elde değil. Alman veya İspanyol kulüplerinde çok rahat oynayabilecek bir adam Katar'a hem de bu paraya gidiyor. İki açıklaması olabilir bunun ya transfer ücreti dışında başka vaatler aldı Katarlılar'dan ya da adam Avrupa'dan kaçtı. Ne olursa olsun yazık oldu Avrupa'nın Hakan'ı kaybetmesi. Başarılar Hakan, başka söz bırakmadın.

Çok Eğleneceğiz!

Önce Skibbe, Kewell, Aragones sonra Güiza, yetmedi M. Aurelio Betis'e, Toraman'la Üzülmez kapı dışına, Toraman Cim Bom'a söylentileri, herkes herkesin peşinde ya Neill İstanbul'a gelir mi Carlos Chelsea'ye sıcak bakıyor, Itandje Reina'dan çok memmun kalmış bir daha geleceğim diyor!

Güya Galatasaray'da para yok, sanki Beşiktaş'ta topçu çok, Fener'e geleyim diyen de Fener'den gideyim diyen de. En renkli transfer sezonlarından biri yaşanıyor Türkiye'de, daha Trabzonspor'u saymadım bile. Birden içimden geldi öylesine, gideniyle, geleniyle, kalanıyla sanki çok eğlenecekmişiz gibi bu sene ligde. Belki Fener Türkiye Kupası'nı bile alır, belli mi olur!

Pietrus Magic ile Anlaştı

Golden State Warriors kan kaybetmeye devam ediyor. Skorer gard ve kısa forvet pozisyonlarında oynayan Fransız oyuncuları Mickael Pietrus Orlando Magic ile anlaştı. Magic Genel Menejeri Otis Smith Pietrus ile prensip anlaşmasını yaptıklarını, transfer yasakları kalkar kalkmaz sözleşme imzalayacaklarını söyledi. Genel kanı ve Magic cephesinden sızan haberler Pietrus'la 5 milyon civarından başlayarak 4 ya da 5 senelik bir kontrat imzalanacağı yönünde. İyi savunmacı, sert, atletik ve dış şutu olan, Magic'in geçen sene oturttuğu oyun planını yadırgamayacak bir isim Pietrus.

Bu imza uzun süredir peşinden koşulan Corey Maggette ile artık kesin olarak ilgilenilmeyeceğinin göstergesidir. Maggette'nin muhtemel imzasında Hidayet eksenli bir takasla bir oyun kurucu alınması gündeme gelebilirdi. Magic buna cesaret edemedi ve Hidayet'i gönderme riskine giremedi. En çok gelişme kaydeden oyuncu seçilmiş, 4. çeyreklerde NBA'in en skorer 5. oyuncusu, bir çok maçı son saniyede kazandırmış bir adamı göndermek açıkçası yürek ister. Geçen seneden 1 galibiyet daha az alsanız ya da ilk turda elenseniz hemen bu takas sürülecektir önünüze. Bence de doğru yaptılar, en azından 1 sene daha Magic'te Hidayet.

Tüm Orlando takipçileri takımlarının bir oyun kurucu hamlesi yapmasını beklerken, hem oyuncu seçimlerinde hem de serbest oyuncu piyasasında Lee ve Pietrus'un alınmasına şaşırdılar. Ancak piyasadaki serbest oyun kurucu azlığı Magic yönetimi ve koçunu bir karar vermeye itti. Dooling ve Evans'a toplam 8-9 milyon mu yoksa genç bir oyuncu ile bir serbest oyuncuya 6-6,5 milyon mu? İkincisini seçtiler, Pietrus tam bir şans oldu. Şimdi Redick'li bir takasla 5 milyon civarında kontratı olan bir oyun kurucu için takasa girebilecekleri gibi hiç bunu riske etmeyip veteran minimum ile tecrübeli bir oyun kurucu katabilirler takıma. Takımın pozisyonlara göre durumu şu an şu şekilde:

PG: Nelson - ?
SG: Pietrus - Bogans - Redick
SF: Türkoğlu - Lee
PF: Lewis - Cook - Augustin
C: Howard - Battie - Gortat

8 Temmuz 2008 Salı

Euroleague'de Türk Takımları

Fenerbahçe 2. torbadan, Efes Pilsen 4. torbadan girdi kura çekimine ama kura sonucu sanki Efes 2.,Fener 4. torbadaymış gibi. Fener'in grubu çok zorlu, Union Olimpija'nın performansına göre ilk 4 dışında bile kalabilirler. Efes'e ise 2. torbadan Partizan'ın gelmesi tam bir şans. Efes mantıklı bir kadro kurarsa ilk 3'te yer bulabilir. Sonra daha detaylı bakarız, kadrolar şekillendikçe keza daha transferler bitmedi. Gruplar aşağıda:

C GRUBU


TAU Ceramica (İspanya)
FENERBAHÇE ÜLKER (TÜRKİYE)
Virtus Roma (İtalya)
Union Olimpija Ljubljana (Slovenya)
Dkv Joventut Badalona (İspanya)
Alba Berlin (Almanya)

D GRUBU

CSKA Moskova (Rusya)
Partizan Igokea Belgrade (Sırbistan)
Real Madrid (İspanya)
EFES PİLSEN (TÜRKİYE)
Armani Jeans Mılano (İtalya)
Panionios On Telecoms (Yunanistan)

Tanrı Aşkına Bırakın da Gideyim!

"Daha geçen sezon bitmeden önce söyledim Wenger'e ayrılmak istiyorum diye. İstediğim gibi futbol oynayamıyorum burada ve kendi oyunumu oynayabileceğim bir yere gitmek istiyorum. Ama nedense izin vermiyorlar. Resmi olmayan teklifler var ve ben burada kalmaktan ziyade İspanya'da Barcelona'da oynamak isterim!"

"Gol pozisyonuna girdiğimizde Cesc (Fabregas) benden çok daha fazla bencil, en ufak bir şut şansı yakalarsa pas vermektense vuruyor, ben onun gibi bencil değilim."

Anlaşılan o ki Arsenal kendisini bırakmayınca tek çarenin kendini kovdurmak olduğunu düşünmüş Alex Hleb. Barcelona talip 27 yaşındaki Belarus'lu oyuncuya. Her daim direk oynayamaz ama iyi bir alternatif olur, rotasyonda forma bulur. Guardiola'nın takım oyuncusu arayışının başka bir halkası, Laporta'nın da koltuğu sallanmakta, eski Barcelona yok artık, Real'in yoluna girmeye çalışıyorlar umutsuzca.

7 Temmuz 2008 Pazartesi

Sadaka mı Veriyorsunuz?!?

Barcelona Arshavin için 15 milyon € teklif etmiş, Zenit elinin tersiyle itmiş. Üstüne "gel Andrei'ycim bebek yüzlüm biz seninle 2012'ye kadar sözleşme uzatalım" demişler. E tabi Ajax'ın bile Sülüman falan filan'a 16,5 milyon saydığı şu piyasada 15 milyon çekirdek parası bile değil, olsa olsa sadaka. Ayıp etmiş Laporta, terbiyesiz adam, yürü eve bakiim!

Crouch Portsmouth'a

15 milyon Pound'da ısrar ediyordu aylardır Benitez. Sonunda talip çıkmayınca 9 milyona razı oldu. Portsmouth şiddetle istiyordu, bugün yarın alacaklar. Şu anda görüşme halindeler Crouch'la. Takımda oynayamadığı için ayrılmak istiyordu Peter Crouch, daha az bir ücrete razı olacaktır, tekrar milli takıma dönmek için çabalayacaktır 2.02'lik golcü. Portsmouth'ta iyi iş yapar, Kanu'yla ilginç bir ikili oluşturacaklar, takım Avrupa'da da oynayacak prim falan çuvalı doldurur yine, sıkıntı yaşamaz. Bu sezon bayağı top şişecek Portsmouth rakiplerinin ceza sahasına anlaşılan. Eskiden pek çelimsizmiş, yukarıdaki QPR formalı resmi, şimdi biraz etlendi Allah'tan da bir şeye benzedi.

Laporta Yeniden Başkan

Juan Laporta'yı Guardiola kurtardı diyorum. Yıldızları satma ve Real Madrid gibi takım için oynayacak adamları toplama politikasıyla gelen Guardiola sayesinde 3 sene için tekrar başkan Laporta. Oy desteği azalmış olsa da, son 2 sezon çok sorunlu geçse de bir şans daha aldı ama bu son şanstır, bu sezon da hayal kırıklığı olursa adliye koridorlarına geri döner, müvekkil arar durur.

Carlos Queiroz Portekiz'in Başında

Manchester United'da Alex Ferguson'un yardımcılığını yapan, daha önce 2003-200 sezonunda Real Madrid'i çalıştıran Portekiz'li Carlos Quieroz Portekiz Milli Takımı'nın başına geçiyor. Chelsea'ye giden Scolari'nin yerine göreve gelecek olan Queiroz "Portekiz Futbol Federasyonu ve United anlaşır anlaşmaz göreve başlayabilirim" diyerek görevine odaklandığını ve işin aslında bitmiş olduğunu gösterdi. Ferguson'la birlikte uzun süre görev yapan ve Portekiz'in uyguladığı kalabalık orta saha-tek forvet sistemini iyi bilen bir isim Queiroz. Portekiz'in ivmesinin düşmesine izin vermeyecektir. Bence doğru tercih.

6 Temmuz 2008 Pazar

İlahi Jim Carrey! Aman Ronaldo!

Çok severim Jim Carrey'i komik adamdır, utanması falan da yoktur rahatsız olduğu insana karşı. Paparazzilerden bunalınca bütün gün, gitmiş sevgilisi Jenny McCarthy'nin mayosunu giyip gelmiş, haydi bunu da çekin demiş. Yakındır Cristiano Ronaldo da giyip bir bikini-tanga çıksın gelsin, alın size Ronaldo haberi desin. Ünlü ve popüler olmak zor, kimse bizi çekmeye geliyor, kafamız rahat diyip avunuyormuş modunda sıyrılalım konudan.

Ronaldinho Milanese!

Keyifsiz Geceyi Flamengo Renklendirdi

Başkan'ın ölümüyle kaçtı tüm keyfim bu akşam. Akşam geceye, aydınlık karanlığa döndükçe sıkıntı bastı yavaş yavaş. Aziz Nesin uyarlaması "Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz"ı seyretmeye çalıştım. Başarısız ama yine Şafak Sezer'in taşıdığı bir film olmuş, gülemedim, zaten gülemiyordum. Nette dolaşayım bari derken bu gece Brezilya Ligi'nden Flamengo-Nautico maçının naklen yayını olduğunu görünce, eşimi de yatağa uğurlamış olmanın yalnızlığıyla, yerimi aldım sihirli kutunun başında.

Maracana'daydı maç, çoğu da doluydu devasa stadın, her yer kırmızı-siyah. Flamengo'da eski dost Kleberson onbirdeydi. Bir çok genç oyuncuyla, dinamik ve göze hoş gelen bir oyun tarzı var Flamengo'nun. Hocaları Luiz Carlos Salori güzel bir takım çıkarmış meydana, 16 senedir kazanamadıkları Campeonato Brasileiro'yu kazanma niyetindeler bu sefer. Maça da lider çıktılar zaten. İnanılmaz hızlı başladılar oyuna. Nautico'lu oyuncular daha sahaya alışamadan 2 gol yazdı Flamengo. Öylesine baskılı oynuyor ki zaten takım, her alanda baskı yiyince rakip doğru düzgün pas bile yapamadı. Gecenin rengini değiştirdiler benim için, unuttum bir kaç saat öncesini.

Flamengo'da 4 isim şiddetle çarptı gözüme. Birincisi takımın sağ beki ve ilk golü atan isim Leo Moura. Cafu'ya benzettim açıkçası, adam lokomotif gibi, bir rakip ceza sahasında bir kendi kale alanında. Kademeye giriyor, top çalıyor, orta kesiyor, adam eksiltiyor, gol pozisyonuna giriyor. Merak ettim, araştırdım biraz. 29 yaşındaki oyuncu 1 sezon Hollanda'da Den Haag'da, 1 sezon da Portekiz'de Sporting Lisbon'da oynamış ama dikiş tutturamamış. Tam bizim lige göre bir oyuncu, rakip takımların sol kanadını hallaç pamuğu gibi atar gider. 2. isim ise 23 yaşındaki, forvet arkası gibi oynayan Marcinho. Çok hareketli ve fuleli bir adam, top ayağına çok yakışıyor. Üstüne üstlük bir hayli kuvvetli ve bitirici. Bizim takımlar neden böyle adamları bulup getiremezler ki derken, adamın 2005'te Gençlerbirliği'ne geldiğini ama dikiş tutturamayıp evine döndüğünü görünce şoka girdim. Bugün hangi büyük takıma koyarsanız koyun takır takır oynar. Takımın forveti Obina'yı daha önce Trabzonspor istemişti yanlış hatırlamıyorsam. 25 yaşındaki Obina üstün fizikli ve hava toplarına hakim bir isim, arkadaşlarına çok iyi servis yapıyor, top saklıyor, faul alıyor, muazzam da alan boşaltıyor. Diğer bir dikkat çeken adam ise takımın 10 numarasını da taşıyan Renato Agusto. Altyapıdan yetişmiş, müthiş bir yetenek. Topla çok hareketli ve ani ters toplar atabiliyor, oyunun yönünü bir anda çevirebilen, iyi bir saha görüşüne sahip bir adam, takımın beyni gibiydi oynadığı sürede. Henüz 20 yaşında ve önümüzdeki senelerin büyük paralara transfer edilmeye namzet yeni yeteneği, en azından artık ben çok dikkatli izleyeceğim kendisini.

Kaleci arayan takımlara yine Flamengo'nun kalecisi Bruno tavsiye edilir. Ve tabii ki merak edilir şu Kleberson ve Beşiktaş neden uyuşamadı diye. Takımının Senna'sıydı bu gece ve muhteşem de bir gol attı. Bu arada maçı Flamengo 3-0 alırken goller anladığınız üzere Leo Moura, Marcinho ve Kleberson'dan geldi. Flamengo ligde liderliğini sürdürüyor bu skorla.