Sayfalar

Boston Celtics etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Boston Celtics etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Ağustos 2012 Çarşamba

Amacınız Ne?

Tüysüz Rob önderliğinde devam eden Magic yeniden yapılanması kapsamında ilginç işler oluyor. Ish Smith ile 16. oyuncu olarak kontrat imzalandığında zaten yedek bir pg ihtiyacı var doğru hareket ama kim kesilecek ya da takas mı gelecek acaba diye değerlendirmiştik. Ancak bunun üzerine hafta sonu Rusya'dan Vorontsevich ile ilgilnildiği ortaya çıktı. Rus oyuncu Dallas'tan da teklif geldiğini ama Rusya'da kalacağını açıklayarak elinin tersiyle teklifleri bir kenara itti. Bu olumsuzluk üzerine ise geçen sezon Celtics forması giyen, Lee takasında Rockets'a geçen, geçen sezonu 2,9 sayı 0,9 asist 0,9 ribaunt ortalamaları ve maç başına 8,5 dakika ile tamlayan E'tauwn Moore ismi gündeme geldi. Moore bir sg yani 2 numara. 3 numara için boyu kısa fakat zor durumlarda orada da süre alabilir. Üstelik takım 2-3 numara kaynarken Moore'a 2 senelik kontrat verileceği konuşulmakta. Hadi Moore geldi diyelim, kimi keseceksin takımdan, Moore takımdakilerden iyi mi, Moore'a vereceğin para kadar bir de kontrat satın alma parası mı vereceksin? Moore ile ilginç bir istatistik de vereyim madem. Moore kariyerinin en iyi maçını Orlando Magic'e karşı oynamış ve 4'te 4 üçlük ile 16 sayı atmış. Şimdi biz Fenerbahçe'nin kendine gol atan adamları transfer ettiği bi oyuncu mu transfer edeceğiz yani?

Sonuç; ben bu işten bir şey anlamadım arkadaş. Amacınız ne Rob, Jacque?

1 Ağustos 2012 Çarşamba

NBA'de En Son İmzalar

Boston Allen'ı kaybedip takasla Courtney Lee'yi takıma kattıktan sonra eksik parçaları tamamlamaya çalışıyor. İlk etapta Pivot pozisyonunu yedeklemek amacıyla NBAseverler arasında kalas adıyla da tanan pivot Jason Collins ile anlaştılar. Anlaşma söylenenlere göre 1 yıllık ve veteran minimum. Jason Coolins 34 yaşında.

Boston adına 2. imza ise Keyon Dooling'ten geldi. 33 yaşındaki skorer gard geçen sezonu da Celtics'te geçirmiş, bir kaç maçta ciddi katkı vermişti. Allen'ın yokluğunda 2 numara için hatırı sayılır bir yedek oldu. Onunla da 1 sene ve veteran minimum kontrattan anlaşıldığı duyumları geldi.

Boston son olarak ise yaz liginde denediği, geçen sezonu Çek Cumhuriyeti'nde geçiren Jamar Smith ve Kıbrıs Rum Kesimi'nde geçiren Dionte Christmas ile garanti olmayan kontratlar imzaladı. Her iki oyuncu da hazırlık kampında kendilerini göstermeye çalışacaklar.

Bu yazın önemli serbest oyuncularından Carl Landry Golden State Warriors ile anlaştı. Landry Hornets ile anlaşamamış ve takımdan ayrılmıştı. Bu sezon Warriors'ın önemli parçalarından biri haline gelen Brandon Rush sınırlı serbest oyuncuydu ve Warriors kendisine sezon sonu eşdeğer teklif yapmış olduğu için diğer takımlar en azından 4.3 milyonluk yükün altına girmek istemediler. Rush'ın Lakes ve Minnesota ile adı anılıyordu. Hem Landry hem de Rush Warriors ile 2. yılları oyuncu opsiyonlu, 2şer yıl ve toplamda 8'er milyonluk kontratlar imzalayarak takımlarını bulmuş oldu. Bu imzalar sonunda Warriors'ın kadrosu da 15 kişiye tamamlanmış oldu.

Smaç yarışmasında Howard'ı yendikten sonra adı Süpermen Katili ve Kriptonit'e çıkan Nate Robinson NY sonrası çalkantılı kariyerini raya sokabilecek bir fırsat yakaladı. Rose'a hem bir yedek arayan hem de Rose yokken Hinrich ile birlikte takımı yönetebilecek kapasitede bir oyuncu isteyen Bulls Robinson ile anlaştı. Şu an için kontratın detayları belli değil ama, ki ben veteran minimum ve 1 yıllık kontrat olmasını bekliyorum, Bulls Robinson için önemli bir şans olacaktır. NY'ta her sezon 15 sayı 3,5 asist 3 ribaunt 1 top çalmayı hers ezon verebilecek bir kimliğe bürünmüşken D'antoni ile sıkıntılı zamanlar yaşayıp önce Boston, sonra Oklahoma City ve en son da Warriors'ta oynayan Robinson Warriors'taki performansı ile tekrar piyasaya çıkmıştı. Robinson ile anlaşan Bulls için Tracy McGrady'nin de adı geçiyor ama ufak bir ihtimal olarak görüyorum ben bu imzayı.

17 Temmuz 2012 Salı

Adam gibi Adam Ray Allen

Ray Allen Boston'dan Miami'ye geçişi sonrası Boston taraftarına ve şehrine vefasını Boston Globe'ta yayınlattığı tam sayfa teşekkürle göstermiş. Helal olsun demek gerek.

7 Temmuz 2012 Cumartesi

Ray Allen Miami'de!

Sonunda Allen Celtics'ten ayrıldı. O artık King James'in generallerinden biri. Söylenenlere göre 2 yıl ve 6 milyon civarında bir kontrat karşılığı Miami'ye geçiş yapan Allen'ın Rondo ile takım içinde ciddi problemleri vardı ve o da 2. bir yüzük ihtimalinin yanında huzuru seçti. Miami gelecek sezon için yeniden en kuvvetli aday durumunda şampiyonlukta. Nets veya Lakers'tan bir Howard takası gelmezse yine ortalık fena ısınacak.

Bu arada uzun forvet arayanlar için Sixers'ın yaklaşık 18 milyonluk kontratı olan Brand'i amnesty clause'u kullanarak serbest bıraktığını hatırlatalım.

5 Temmuz 2012 Perşembe

Ersan İlyasova Brooklyn Nets'e mi Gidiyor?

Uzun süredir Howard'ın peşinde olan Nets bir B planı yapmak zorundaydı ve bunu hazırlamış görünüyor. Nets eğer Howard'ı alamazsa Brook Lopez ile tekrar anlaşıp Bucks ile kontratı biten Ersan İlyasova'yı takıma getirmek istiyor. Ersan'a Bucks'ın önerdiği 5 yıl ve 40 milyonluk kontrat teklifine henüz Ersan'dan bir kabul cevabı gelmedi. Hafta içinde Cleveland Cavs'i de ziyaret eden Ersan Nets Howard'ı alamazsa, ki öyle gözüküyor, en kötü şartlarda bir sign-and-trade ile Brooklyn yolunu tutabilir. Ersan'ın Nets'e gitmesi durumunda tahminen Williams-Johnson-Wallace-İlyasova-Lopez şeklinde bir 5 görebiliriz Nets cephesinde. Tabi Teletovic'i de unutmamak gerek.

Diğer taraftan takımların oyuncu avları devam ediyor:

Dragic Suns ile 4 yıl ve 34 milyonluk bir kontratta anlaştı.

Jeremy Lin Houston'dan gelen 4 yıl ve 30 milyonluk kontratı imzalayıp imzalamayacağını düşünmekte. NY Lin'in kabul etmesi durumunda bu kontratı karşılayabilme hakkına sahip.

Eric Gordon Suns ile 4 yıl ve 58 milyonluk bir kontrat imzaladı. Gordon Hornets'ta oynamak istemiyorum dese de Hornets'ın teklifi karşılayacağı konuşuluyor.

Micheal Beasley 3 yıl ve 18 milyonluk kontratta anlaştı. T-Wolves Beasley'i serbest bırakmıştı.

Spencer Hawes Sixers ile 2 yıl ve 13 milyona anlaştı.

Jason Terry Celtics ile 3 yıl ve 16 nilyon civarına anlaşmak üzere.

Earl Clark oyuncu opsiyonunu kullanıp Orlando Magic'te kaldı.

2 Temmuz 2012 Pazartesi

Howard Takası, Ömer Aşık Transferi, Garnett ve Diğerleri

Dwigth Howard efendi "Listemde tek bir takım var, eğer o takıma gidemeyeceksem son sezonumu Orlando'da oynayıp serbest oyuncu olduğumda yolumu kendim çizeceğim, takas edilmek istiyorum." demiş. Cuma günü Howard'la bu konuları görüşen yeni GM Hennigan da sadece son 3 kelimeyi anlamış olacak ki hemen Lakers ve Rockets ile görüşmelere başlamış. Gözüken o ki Hennigan'ın gözü kara ve pek kimseye pabuç bırakmayacak. Dolayısıyla Howard'ın istediği tek takım dışında başka yerlere de takas olma olasılığı çok yüksek. Keza NBA'de oyuncular bir nevi "mal" ve her birinin ticareti yapılabiliyor. O nedenle "ben de insanım" diyen Howard Orlando'dan gitmeyi zaten hak etti.

Milli pivotumuz Ömer Aşık bir kaç gündür Houston ile görüşüyordu. Houston Ömer'e 3 senelik ve 25 milyonluk bir kontrat önerisinde bulundu. Chicago'nun Ömer sınırlı serbest oyuncu olduğu ve sezon sonu kendisine "eşdeğer teklif" yani "qualifying offer" yapmış olması nedeniyle bu kontratı karşılayıp onu takımda tutma imkanı var. Draftte Bulls tercihini kadrodaki bolluğa rağmen oyun kurucudan yana kullanmıştı.

Kevin Garnett Celtics ile 3 sene ve 34 milyonluk bir kontrat uzatmaya imza atarak belki de kariyerini Boston'da sonlandıracağının sinyalini vermiş oldu. Garnett'in kontratının son senesi tıpkı Pierce'ın gibi garanti değil. dolayısıyla kurt Danny Ainge 2 sezon sonra yeniden yapılanmanın temellerini atmak isterse bir kalemde hem KG hem de PP'den kurtulabilecek.

Celtics ayrıca sanırım Ray Allen'ın ayrılma ihtimaline karşılık Dallas'tan Jason Terry ile görüşmelere başlamış.

Serbest oyuncu Deron Williams ise bugün Nets ve Dallas'la kontrat görüşmeleri yapacak. Nereyle anlaşırsa anlaşsın hemen akabinde imza atacağı takımın Howard takası için teklif hazırlayacağı sanırım bir ütopya değil.

Nets'in bir diğer serbest oyuncusu Gerald Wallace ise Nets'le yeniden anlaşarak takımda kaldı. Bu D-Will'i takımda tutmak için bir avntaj yaratmak anlamına gelebilir. Kontrat 4 sene ve 40 milyon değerinde.

38 yaşındaki Steve Nash ise sanırım dün sabah Toronto'dan gelen 3 sene ve 36 milyon değerindeki kontrat teklifiyle sarsılmıştır. Adam zaten Kanadalı ve Kanada Basketbolunun idari anlamda yönetimindeki en yukarıdaki adamlardan biri. Ben onun yerinde olsam balıklama atlardım bu teklife.

Joe Johnson da Nets'in radarındaymış. D-Will olsa da olmasa da Brooklyn'e taşınabilir 31 yaşındaki All-Star gard. Ayrıca Luis Scola ve O.J. Mayo'nun da adı Nets ile anılıyor.

Öte yandan Roy Hibbert Pacers'la 4 sene ve 58 milyonluk kontrat üzerinde anlaşarak takımda kaldı. Bu Hibbert'ın alabileceği maksimum kontrattı.

Nuggets ise Andre Miller'ı bırakmadı ve 3 sene-9 milyonluk bir kontrat ile 36'lık ismi takımda tuttu.

Sixers geçen sene takıma önemli katkı veren çaylak Lavoy Allen ile 2 sene ve 6 milyona tekrar anlaştı.

Hornets Wizards'tan takasla aldığı Rashard Lewis'in kontartındaki son seneyi satınalma opsiyonunu kullandı ve 13,7 milyona Lewis'i takımdan gönderdi. İster misin Lewis Magic'e dönsün?

11 Temmuz imzaların atılmaya başlanacağı gün, o güne kadar bir çok dedikodu ve haber gelecek kulaklara. Umarım biri Howard'ın, yerine Magic'e bir şeyler kazandırarak gittiği haberi olur.

27 Ocak 2012 Cuma

Orlando Magic 83 - 92 Boston Celtics

Anlatılır, anlaşılır, yorum yapılır bir şey değil. 27 sayıdan maç verilmez. Boston'un yine müthiş üçlük savunması ve adam kilitlemesi iş gördü. SVG'nin buna acil çözüm üretmesi gerek. Başka da bir şey yazmayacağım, asabım bozuk.

24 Ocak 2012 Salı

Boston Celtics 87 - 56 Orlando Magic

Kulüp tarihinin en az saha içi isabeti (16) bulunan rekor maçı! Boston tarihinde en az sayı yenilmesine izin verilen 2 maçtan biri (56 sayı)! Tam bir rekor gecesi. Her gece 10-15 tane üçlük sokulamayacağını, birilerinin gelip çok ciddi dış savunma yapıp öncelikle Hidayeti kilitleyeceğini söyleyip durduk. Boston harika bir savunma yapıp akıllı hücum etti, muhteşemdiler. Sezonda 1 kez olur bu tip maçlar ama öğretir. Bu takımın gard pozisyonunda takasa ihtiyacı var.

18 Haziran 2010 Cuma

Şampiyonlukları Takımlar Kazanır

Yıldızların yıldız olamadığı gecede, şapiyonluğun tek bir topla belirlendiği sahada, her iki tarafta da takımlar vardı. Ama daha fazla takım olmayı beceren bu maçtaki Kobe'ye rağmen Lakers oldu. Muhteşem bir finaldi. Bir kez daha takım olmanın, savunmanın, kavga edercesine mücadele etmenin, inancın insana neler kazandırabileceğini gördük.

Şampiyon Lakers, kazanan basketbol aşkı oldu.

Basketbolu çok seviyorum.

17 Haziran 2010 Perşembe

En Büyük Kim?

Bu geceyi bitirip yarın sabahı başlatacak saatlerde tarihe tanıklık etme fırsatımız var bir kez daha. Bundan yaklaşık 2 yıl önce bu blog yeni yeni emeklemeye başlarken defalarca kez yazı konusu olan olayların başında onlarca yıl sonraki Lakers - Celtics finali vardı. 2 yıl sonra bugün bir yeni efsane final, geleceğin efsane olarak hatırlayacağı kaptanlardan birinin elinde yükselecek. Pierce ya da Bryant bir kez daha o kupayı kaldırmak için bu gece tüm enerjilerini koyacaklar ortaya. Celtics Büyük üçlüsüyle bir daha bu seviyelere kolay kolay gelebilecek bir görüntü vermese de "ben de büyüdüm" diyen Rondo dengeleri bozmaya çalışacak. Kobe İspanyol partneri ve 6. maçta olduğu gibi bir kez daha savaşmak arzusuyla sahaya çıkmasını umduğu arkadaşlarıyla ağır basmaya çalışacak.

6. maçta kaç sayı fark olmuş, hangi takımda kim eksikmiş, maç Staples Center'daymış falan bunların hepsi hikaye. İlk hava atışı yapıldığı andan itibaren çok büyük bir savaş olacak o sahada ve gözlerimiz bayram edecek kesinlikle, basketbola, mücadeleye doyacağız. Lakers daha ağır basıyor olsa da kağıt üstünde, Tek top herşeyi değiştirebilir. Daha çok isteyen, kendini hayattaki son dakikaları o dakikalarmış gibi zevk ve inançla maça veren kazanacak. Ama tabii ki önce David Stern kazanacak, NBA kazanacak. Kim kazanırsa kazansın bizler ekran başında çok eğleneceğiz.

Maç bu sabah saat 04:00'da NTV'de, ben karşısındayım. Basketbolseverlere iyi seyirler ve iyi eğlenceler.
Keşke şu maçtan önce Magic ve Bird eski günlerin anısına çıkıp ufak bir şov yapsalar, kısa bir konuşma olsa ikiliden. Ne hoş olurdu, eskiyi yad ederdik...

5 Haziran 2010 Cumartesi

Kaybolan Sihir – Bir Orlando Magic Analizi


Aylardır yazamadık Magic ile ilgili tek satır. Takip edenler bilir hayatımdaki büyük değişiklikler ve yoğun iş temposu nedeniyle kendi blogumdan da NBAKolik’ten de uzak kaldım. Ama bu sezon başında söylediğim şeylerin gerçekleşmesine pek engel olmadı. Finallerde Orlando Magic’i göremeyeceğiz demiştim göremedik, Bu takım geçen sezonki dereceyi geçemez dedim geçemedi, gerçi aynı dereceyi yaptı ama her maçı kazanmak için oynadılar geçen sene son 5 maçın hangi atmosferde oynandığını hatırlarsınız. Eğer Atlanta ve Boston sezon içinde o kadar dalgalanma yaşamasalardı Orlando hem grupta hem konferansta koltuğunu kaptıracak ve 4. sıraya kadar düşecekti play-off sıralamasında. O noktada Van Gundy’nin basketbol bilgisi hatta dehası diyelim devreye girdi ve adeta maç seçerek hazırladı takımı. Hedef maçlarını hep kazandı Orlando, rakibi kaybederken kazanmaları ise onları 2.liğe kadar taşımayı başardı. Şimdi beni senelerdir okuyanlar yine diyeceklerdir ki “Ne yaptın ettin lafı yine SVG’ye getirdin. Bu kadar mı kötü bu takım?”. Takım kötü demiyorum, oyuncular kötü demiyorum, ama maalesef bu takımın bu sene IQ’su önemli derecede düştü. Özellikle Hidayet ve Lee geçen sene bu takıma mental anlamda çok şeyler katmış, paylaşmayı bilen adamlardı. Peki bu sene ne oldu? Orlando paylaşmayı beceremedi. Sadece bu bile en yükseğe çıkamamak için önemli bir sebep.

Oyuncuları tek tek değerlendirmek istemiyorum ama hiç sevmesem de istatistiklere bakmak zorunda kalıyoruz. Vince Carter’ın gelişini, hem de gelirken onun için Hidayet’in ve Lee’nin feda edilişini bir türlü anlayamamış ve bu hamleyi ciddi şekilde eleştirmiştim. Carter’dan savunma yapmasını, topu paylaşmasını, takımı oynatmasını bekleyemezsiniz. 5-6 sene önceki Carter’dan ancak takımı spektaküler hareketleri ve hızıyla şaha kaldırmasını beklersiniz ki bu adam 35’ine doğru gelmiş artık. Ne eskisi gibi zıplayabiliyor, ne bileğini ne omzunu sağlam tutabiliyor sezon boyu. Ciddi rakiplere karşı çoğunlukla kayıpken, sıradan takımlara aslan kesiliyor. Bu Carter Magic’i 1 adım ileri götüremezdi, götüremedi. Hele bir Ocak ayı var ki yaşadığı Carter’dan cacık olmaz diye yazı yazdırmışlığı var bana. Neyse konuya dönelim. Carter’ın gelişi takım içi dengeleri bozar demiştik. Ne oldu? Bozdu! Şimdi bu Orlando Magic takımının en pahalı oyuncusu ve en büyük yıldızı kabul edilen adamı kim? Rashard Lewis. Bu adama 118 milyon Dolar bağlamış Magic. İlk 2 sezonunda fena oynamadı ama geçen seneki finalden sonra artık bu sene patlar denilen adama ne oldu? Başına Carter düştü! Lewis’in kullandığı top 3, sayı ortalaması, 3.5, asisti 1 küsür, ribaundu yaklaşık 1.5 azaldı. Keyiften mi bunlar? Hayır. Çünkü artık takımda topu paylaşmayan bir yıldız eskisi vardı ve ha bire dağdan taştan üçlük sallayıp duruyordu, Lewis’in atması gereken üçlükleri. Lewis ne oldu? Pert oldu. 

Peki takımın diğer büyük yıldızı kim? Tabii ki Child Man Dwight Howard. Carter’ın takıma gelmesi ona da hiç yaramadı. Onun da şutu ve sayısı yaklaşık 2.5 düşerken ribaunt ortalaması da azaldı ve geçen seneki Howard’ı gözler arasa da bulamadı. Basın önünde arkadaşlarıyla atıştı, hocasına laf soktu, sempatik adam olmaktan çıkıp tepki toplayan adam haline geldi. 

Bu takımın saha içi liderinin kim olması gerek? Jameer Nelson, yedeği kim peki? Basketbola yeniden dönen J-Will. Bu iki adamın olduğu PG rotasyonu size sabırlı, sakin ve akılcı oyunu mu yoksa hızlı, düşünmeden ve spektaküler hareketlerin fazlasıyla bulunduğu ama rakip PG’lere karşı her daim savunmada parkenin öpüldüğü bir manzara mı hatırlatıyor? Ben daha ikisi sahaya çıkmadan Anthony Johnson – Rafer Alston ikilisine razıydım, düşünün artık. Ne yaptı peki bu spektaküler adamlar? Nelson geçen senenin çoooook gerilerinde kalırken birlikte yaptıkları maç başı toplam asist sadece 9 (yazıyla dokuz)! Böylesine şuta dayalı ve artık pivotunu daha az kullanan bu takımın oyun kurucularının toplam asist sayısı 9! Bu inanılacak bir sayı değil. Bunun mantıklı bir açıklaması yok. Demek ki bu takım oyun kurucusu olmadan oynuyormuş. Hele ki bu 2 adamın toplam sayı ortalamasının 16.5 olduğunu düşününce şampiyonluğa oynayan bir takımın PG rotasyonu bu mudur diye sormak zorunda kalıyor insan. Bu mudur gerçekten ya! 

Hadi onları da geçtik. Bu takımda bir de 35 milyona 5 senelik anlaşma yenilenen Polonyalı pivotumuz vardı değil mi? 13 dakika 24 saniye ortalama süre alıp 3.6 sayı, 4.2 ribaunt, 0.2 asist ve 0.9 blokla oynayan 35 milyonluk bir adam. Yetmedi yanında neredeyse bütün bir sezon oturan 18 milyonluk kontratı ile hem alınan hem beğenilmeyen Brandon Bass gibi bir 4 numara. 2 kontratı toplayınca yapan meblağ ise maalesef Hidayet’in Toronto’ya imza attığı para. Veteran minimumla piyasadan 13 dakika oynayacak o kadar adam bulma şansı varken 50 küsür milyon vermemk için gönderilen takımın zekası ve o paraya yedek sırasında pas tutturulan 2 adam. 

Orlando için en ilginç olanı ise J.J. Redick denilen istenmeyen adam ilan edilmiş gencin bir çok maçta takımın kurtarıcılığına soyunmuş olması. Hem de bunu yaparken Carter’ı oturtması. Pietrus, Barnes ve Anderson’ın iyi niyetli katkıları ise ancak tamamlayıcı nitelikte sezon boyu. Hiç biri asla takımı tek başına sürükleyecek adam olamadılar, zaten olamazlar da, ki onlardan bunu beklemek hem onlara hem basketbola yapılan çok büyük bir ayıp olurdu. 

Otis Smith’in şaheser transferi Carter ise sezonu 16.6 sayı 3.9 ribaunt 3.1 asist % 36.5 üçlük % 43 şut yüzdesi gibi muazzam istatistikler ile kapatarak çok önemli katkıda bulundu takıma. 

Sorulacak soru şudur: Bunları yapıp kurulu düzeni bozmaya değer miydi? Hem şampiyonluk yakalama ihtimali olan o güzelim Orlando kadrosuna hem Hidayet’e hem Courtney Lee’ye yazık oldu. O kadro ve o ruhun tekrar bir araya gelmesi geçen sefer ki gibi 15 sene sürerse çok ama çok yazık olur vefakâr, cefakâr Orlando taraftarına. 

Görüldüğü üzere oyun planı şöyleydi, şu maçın şu dakikasında şu yanlış yapıldı, bu maçta şu şut seçimi yanlıştı gibi bir şey yazacak durumum, halim hem de alışkanlığım yok. Ayıp olmasın Boston serisinin kaybedilmesinden bahsedelim. Tek sebebi Pierce. Onu sinirlendirecek, sindirecek, savunacak ve aynı anda Orlando için sayı atacak şu kadroda tek adam yoktu. Rondo Nelson’a, Garnett Lewis’e ağır gelirken Allen Carter kafa kafaya desek Howard Perkins’e ağır basmakta. Dengeleri sağlayacak, sarsacak ve en sonunda Orlando lehine bozacak tek eşleşme Pierce – Orlando 3 numarası eşleşmesi olacaktı. Barnes Pierce’a çok hafif geldi. Mental olarak buraları fazla yaşamamış bir isim olan Barnes adeta kayboldu Pierce’a karşı. Geçen seneki Hidayet performansı ve Garnett2in olmayışını eklediğimizde Orlando’nun Boston’u geçebilmesindeki nüanslar daha iyi anlaşılıyor. Pota altında Wallace eklentili bir Boston’la Orlando’nun başa çıkması şu kadro yapısıyla imkansızdı zaten. Nelson defalarca kez paspas olurken, Carter amaçsızca bitmiş maçlarda sayı yapmaya çalışır, Howard top alamadıkça çıldırır ve Van Gundy ceketini yerken ben ta sezon başında olacağını bildiğim şeyin gerçekleşmesine hiç ama hiç üzülemedim. Kendi düşen ağlamaz Mr. Smith. 

Bu duygularını yitirmiş, kendini bir şey sanan adamlar topluğu görünümündeki takım olamayan takımın bütün sezon tek bir süper yıldızı vardı, onun adı da Stan Van Gundy. Bu malzemeden bu hamuru çıkarması bile büyük işti, hocalığını yine gösterdi. Umarım gelecek sezon için akıllı hamleler yapılmasını sağlar ve Smith’in akıl tutulmalarının önüne geçebilir. 

Bu yazı benim NBAKolik için yazdığım son yazı oluyor maalesef. Çok büyük bir heyecanla ilk kez 2005’te başladığım Orlando Magic yazarlığım sitenin de kapanıyor olması nedeniyle sona eriyor. Çoban Salata’da illaki Orlando yazmaya devam edeceğiz ama NBAKolik günlerinin yerini asla tutmayacağı kesin. Harika bir ortamda çok güzel dostluklar kurdum burada. En başta Sevgili Mehmet İstanbullu olmak üzere emeği olan tüm arkadaşlara sonsuz teşekkürler. 2 defa en iyi yazarı seçildiğim, çok nitelikli ve çok özel bir sitenin kapanması beni fazlasıyla derinden etkiliyor. Çok şey söylemek istiyor ama uygun kelime bulamıyorum. Çok özleyeceğim bu işi yapmayı, bu keyfi tekrar yaşamayı. Hayatımda her geçen gün yeni güzellikler yaşarken bu çok ciddi bir kayıp oldu benim için. Hiç unutulmayacak NBAKolik günlerim ve sevgili dostlarım…

23 Mayıs 2010 Pazar

Süpürgenin Sapı Nerede?

 Ya daha geçen hafta elimdeydi, nerede bu süpürgenin sapı?

8 Nisan 2010 Perşembe

Kem Göz Değmesi

Yeniden ilk 5'e döndüğü ilk maça fırtına gibi başlamışken bu sabaha karşı Hidayet de tıpkı Chris Bosh gibi sakatlandı. Yüzüne aldığı kafa darbesiyle sakatlanan milli basketbolcumuz acilen hastaneye kaldırıldı. Onun da yüzündeki bir kemikte kırık şüphesi var. Boston da iyice eksik kalan Toronto'yu Finley'in etkili oyunu ile mağlup etti. Bosh gitti, Hidayet gitti, Toronto'nun sonu pek hayır gözükmüyor, Bulls önemli bir fırsat yakaladı tekrar. Şifalar diliyoruz tüm sakatlara, keşke hiç sakatlık olmasa da seyir zevki hep tavana vursa.

29 Ocak 2010 Cuma

Eski Formalarla Eski Ruh Canlandı

İlk 3,5 çeyrek çok net bir şekilde ezildi Magic Boston karşısında. Ama ilerleyen dakikalar artık Boston'ın yaşlanan bir takım olduğunun ispatıydı. Kalkmayan kollar, koşamayan bacaklar, sıçrayamayan dizler. Hele Wallace'ın kullandığı son şutun potaya bile değmemesi Boston'da ciddi bir rehabilitasyon ve rotasyona ihtiyaç duyulduğunun en önemli göstergesi. Orlando maçı gerçek 2 süper yıldızı Howard ve Lewis ile ligin belki de en overpaid uzunu Gortat'ın oyunlarıyla kazandı. Tabii ki en başta 2 uzunlu 5'e dönen Van Gundy'nin hakkını yememek gerek. Ultra, mega, süper yıldız Vince Carter'ın bu istikrarlı ve başarısı paçalarından akan oyunu sürdükçe (!) bu tip taktik değişikliklere Magic'in daha çok ihtiyacı olacak. Lewis'in bitime 1,3 saniye kala attığı inanılmaz zor ve uzun adımlı turnike maçı getirirken Doc Rivers'a da selam etmiş olduk ma-camia. Eski formalarımız, nostalji gecesinde o eski savaşçı ruhu geri getirdi adeta. Savaşan, en azından takımın bir kısmı, Magic bu sezonki en önemli galibiyetlerinden birini aldı. Şu an için artık aklımdaki tek şey acaba bu ligde Carter'ı takasla alacak kadar enayi bir GM daha var mı?

Bir de Howard'ın hakeme attığı bir tam saha pas var ki gülmekten karnım ağrıdı :)

27 Ekim 2009 Salı

8 Ağustos 2009 Cumartesi

Koca Bebeğe Meme Verdiler

Glen Davis özellikle geçen sezon Garnett'in sakatlığı sonrası aldığı süreleri çok iyi değerlendirmiş ve bir anda değerini arttırmıştı. Play-off'ta maç kazandıran basketlere imza atması iyi bir piyasa yapmasını da sağlamıştı. Bu momentumun etkisiyle ciddi para kazanma sevdasına kapılmış ama kimse kapısını çalmayınca adeta depresyona girmişti. Bir çok kişi tarafından Celtics'te kalması artık sürpriz olur denilen Davis, Wallace'lı takımda kalmaya ikna olmuş durumda. Mid-level exception ve en az 4-5 senelik bir kontrat peşindeki Davis umduklarını bulamasa da en azından takım bulmuş oldu kendine. Celtics 2 senelik konrat önermiş Davis'e ve büyük oranda da anlaşılmış. Tahminim 2 sene ve yaklaşık 7 milyonluk bir kontrat olur. Adeta ekonomik kriz vurmuş oldu Davis'e, diğer takımlar o parayı veremediği gibi Celtics seviyesine de çıkmadılar ve hep sign and trade üzerinden gitmeye çalıştılar. En azından 2 seneliğine kurtardı kendini Koca Bebek, verdiler memeyi ağzıma susturdular. Magic Bass ile anlaşmadan önce onlara evet dese belki bugün şampiyonluk adayı takımlardan birinin direk ilk 5 oyuncusu olacaktı, şimdi rotasyonda 15 dakikalık bir adam oldu yeniden. Ciddi bir sakatlığa denk gelmezse 2 sene sonra da işi çok zor.

13 Temmuz 2009 Pazartesi

Magic 54 - Pacers 68

Yaz Ligi'nin Orlando adına son maçı. Yazlıkta olduğum için izleyemedim ve yazamadım doğal olarak. Skora bakıp yazılanları okuyunca biraz fikir sahibi olunabiliyor. 4 gündür coşan Andeson'ın gücünün 5. güne yetmediğini, denenen isimlerden Powell, Chase ve Hendrix'in öne çıktığı, bütün takımın 54 sayı atabilip sadece 6 asist yapabildiği bir maç. Şu takımdan kimle imzalanır, ancak belki Powell ve Hendrix, ötesi soru işareti. Ligi 5'te 5 yapan Pacers kazanırken Nets/Sixers karması maç kazanamayarak ayrı bir rezalete imza attı.

Diğer Sonuçlar (Skorlara tıkla boxscore'a git):

Nets/Sixers 79 - 92 Celtics
Thunder 60 - 70 Jazz

10 Temmuz 2009 Cuma

Celtic Wallace

Magic 84 - 92 Jazz


Uzatmada kaybetti bu sefer Magic. 1 maç aradan sonra tekrar dönen Jeremy Richardson, 3 maçtır olduğu gibi Yaz Ligi'nin Orlando adına yıldızı Ryan Anderson ve eski Erdemirli Russell Robinson'ın iyi performans sergilediği bir maç oldu. Magic teknik ekibi 4 maçtır pivot pozisyonunda Howard'a yedek arıyor ancak 3. maçtaki Hendrix performansı dışında bir şey göremedik. 5. maçı şehir dışında olacağım için buradan aktaramayacağım size ancak pazartesi skor veririz ancak görünen köy de kılavuz istemiyor. Şu kadrodan Jeremy Richardson büyük ihtimalle tutulacak, sadece Robinson, Hendrix, Ager ve Kasib Powell kadroyu tamamlamak için minimum kontratla takımda tutulabilecek isimler. Hepsi değil tabii ki ancak biri kadroya girebilir diyorum.

Diğer Sonuçlar (Skorlara tıkla boxscore'a git):

Pacers 91 - 88 Celtics
Thunder 83 - 62 Nets/Sixers
Ryan Anderson