15 Mayıs 2009 Cuma
Orlando - Boston 6. Maç Yazısı Yayında
7. maç pazarı pazartesiye bağlayan gece saat 03:00'da Boston'da oynanacak. Seyir zevkinin dorukta olacağı, kalp krizi riskli bu maçı bir değişiklik olmazsa NTV yayınlayacak gibi görünmekte. O gece bir terslik olmazsa burada paylaşacağız zaten kanalı. Spor ve sağlık dolu günler...
Boston'da Görüşürüz! Savunmanın Zaferi...
6.maç Celtics’in final biletiydi. Deplasmanda da olsalar psikolojik avantajı ellerinde tutuyorlar ve baskı altındaki rakiplerine karşı maça önde başlıyorlardı adeta. Panik yapması, baskının altında ezilmesi beklenen taraf ise Orlando Magic cephesi idi. Bahis şirketleri maçtan bir sayı patlaması ve şuursuzca hücum beklediklerinden olsa gerek 191 sayı üzerini açmışlardı. Ama konu konferans finaline yükselmek ve var olup olmama olunca söz edilmesi gereken hücum değil savunmadır her zaman. Van Gundy’nin usanmadan söylediği gibi “It’s all about the defence!”
Orlando - Boston 6. Maç Canlı Yayın
http://www.atdhe.net/7085/watch-boston-vs-orlando
http://www.atdhe.net/7000/watch-boston-vs-orlando
Dedenin Vakti Doldu!
Yazık oldu Fenerbahçe'ye, yazık oldu taraftara, yazık oldu futbolculara, yazık oldu Zico'ya ve yazık ki ne yazık koca bir sezon kaybolan seyir zevkimize! Ah bir Fenerbahçe vardı ki korktuğumuz, ah bir Fenerbahçe vardı ki Türkiye'de futbol oynanıyor dedirten.
Hepimize yazık oldu, Dede bayağıdır bekliyordu zaten, vakti doldu.
Fılaşbakınlan 5. Maça Dönelim!
Not: Bu yazı NBAKolik.com için yazılmıştır.
14 Mayıs 2009 Perşembe
Boston - Orlando 6. Maçı Hiçbiryerde!
Bu arada 5. maç yazısına başlamış olsam da maalesef aşırı telaş ve iş yoğunluğundan bitiremedim, zaman ayırıp okuyanlar ve yazıyı bekleyenler kusura bakmasınlar, keza çok kızdım kendime, planlar yürümedi. Artık 5. ve 6. maç kombin olacak, umarım 7. maç yazısını da yazabiliriz.
13 Mayıs 2009 Çarşamba
Azalarak Bitsin...
Fenerbahçe'nin çıktığı her Türkiye Kupası finali öncesinde arkadaş geyiklerinden başka bir şey ifade etmeyen 'neler değişti' içerikli futboldan uzak ayrıntılarla dolu yazılar gazetelere manşet oluyor. Ben kendi adıma bıktım bunlardan. Ayrıca bu gazetecilikte kolaya kaçmaktan başka bir şey değil. Neler değişti yerine zihniyet değişmedi içerikli haberler yapılsa, F.bahçe'ye şakayla takılmak yerine, eleştirel yaklaşılsa bu takımın 26 yıldır neden kupayı kazanamadığı yazılsa konuşulsa... Fenerbahçe 26 yıldır kupaya hasret. 19 kez finale çıkıp 4 kez kazanmış. Ama son 5 yılın 3ünde de finalde varlar. 3 olur, 5 olur hep ezeli rakibine elenirsin finalde anlayış gösteririz. Ama 26 yıldır finalde kupa kaybediliyorsa ortada bir sorun vardır... Son 5 yıldır gazetelerde bu haberler manşet oluyorsa gazetecilikte de bir sorun vardır... Bunlar sorgulansa daha güzel günler göreceğiz.
Fenerbahçe kupayı alsın ya da almasın farketmez ama bu haberler mümkünse artık azalarak bitsin...
sevgiler volkanbk3
Orlando Yine İntihar Etti
Orlando @ Boston
yayın kalitesi muazzam
12 Mayıs 2009 Salı
Boston - Orlando 5. Maçı NBA TV'de
Arayanlar için canlı yayın linki:
http://www.justin.tv/sonny_chiba
11 Mayıs 2009 Pazartesi
Son Şut Kurbanları
Orlando Magic şu ana kadar play-offta oynadığı 10 maçın 4’ünü kaybetti. Bu 4 maçın 3’ü ise, dün gecekiyle birlikte, son saniye basketleriyle kaydı ellerden. 1 maçı Hidayet’in savunduğu Iguodala alırken, 1 maçı Lewis’in adamı Young koparmıştı. Son darbeyi vuran yine Lewis’in adamı Glen Davis oldu. Maç sonu röportajında “Oradaydım ve bekliyordum, şutu atmak için hazırdım. Her gün çalışıyorum, çok çalışıyorum, kazanmak için her şeyi yaparım, şutu sokacağımı da biliyordum.” diyen Davis’in inanmışlığı hepimizi çok etkiledi. Kendi adıma helal olsun demek istiyorum. Geçen sene Garnett tarafından dövmekten beter edilen, aşağılanan, ağlatılan bu adam bugün takımını ipten alabiliyorsa her türlü övgüyü hak ediyordur.
4. maç son dakikasına kadar dengede gitti. Maçın başında Orlando, sonunda Boston biraz palazlansa da dengeyi bozamadılar. Orlando yine Rondo’nun şutunu riske etti, Allen ve Pierce’a baskılı savunma yaptı. Pierce bu sefer daha agresif ve akılcı oynadı ilk yarı boyunca ve bu seride ilk kez Hidayet’e karşı bariz üstünlük kurmayı başardı. Ancak onu durduran yine Hidayet’in zekası oldu. Hidayet’in her penetresinde her kaçışında ona yetişemeyip faulleri alınca ikinci devre son derece verimsiz oynadı. Allen devamlı değişen savunmacıları nedeniyle çok yoruldu kaçmaya çalışırken. Perde sonrası adam değişmelerde son derece başarılıydı Orlando savunması, pek fazla mis-match denilen eşleşme sorunu yaşamadılar. Boston tarafı ise savunmada yine Howard ve Lewis’e pek çözüm üretemezken Hidayet’i yakın alıp, top aldığında ilk adımına yardıma adam çıkartıp tıpkı Sixers serisinde DiLeo’nun yaptırdığı gibi bozdular. Redick’i top aldığında sert savundular, belki onlar da beklemiyorlardı ama Redick’in pas atabildiğini görünce biraz dengeleri bozulsa da faul problemine girerek Redick yine kendi kendini yaktı. Lee maç sonu enerji kattı Magic'e ama kaçırdığı 2 boş şutla maçın son saniyelere kalmasına neden olanlardan biri oldu. Rondo’yu Alston oyunda olduğu sürece iyi savundu, kolay pas atmasına izin vermedi ama aynı yetkinliği hücumda gösteremedi. Belki biraz daha isabetli oynasa maçı kazanan taraf Orlando olacaktı. Maç sonunda hem Boston hem de Orlandolu oyuncular bir çok atıştan faydalanamayınca düğümü çözmek son saniyeye kaldı. Glen Davis ise kötü oynadığı 3. maç sonrasında şüphesiz bu maçın “X” faktörü, İskender’i oldu. Maç boyu kaçırdığı 5 serbest atış ile takımını sıkıntıya sokan genç forvet, son şutta Magic savunmasının ona saygı göstermemesini feci fatura etti.
Skor 94-93 ve maçın bitimine yaklaşık 10 saniye var. Maçı izlerken kendi adıma mola alan Boston’da Rivers’ın Pierce üzerinden bir hızlı hücum çizeceğini, basket bulamazlarsa kalan sürede bir kez daha hücum edip beraberliği yakalamak için faul yapacaklarını düşünmüştüm. Ama tıpkı 2. maçta olduğu gibi Koç Rivers bir kez daha ne kadar kaliteli bir isim olduğunu göstererek beni de Orlando Magic’i de şaşırttı. Süreyi sonuna kadar kullandılar, son topu Pierce’a verdiler, şuta kalkan Pierce’ı Howard çok iyi kapadı, Lewis de ona yardıma koşuyordu, ben tamam bitti bu iş derken Pierce topu Davis’e indirdi ki, asıl o an Orlando’nun işi bitti. Rivers’ın bu seti çizdiğini, Davis’in ihmal edileceğini düşündüğünü maç sonu öğrendik. Herkes Pierce ya da Allen derken, O müthiş bir maç geçiren Davis’e verdi bütün sorumluluğu. Kaçırsa “İyi savunma yaptı Magic, Davis üzerinden oynamaya mecbur kaldık, O da elinden geleni yaptı” diyerek savunacaktı oyuncusunu belki de. Ama “Glen beni kendimden geçirdi, işi bitirdi!” diyerek ne kadar mutlu olduğunu anlattı maç sonunda.
Stan Van Gundy maç sonu demecinde “Oyuncularım tamamen benim istediğim savunmayı yaptılar son topta. Yanlış yapan biri varsa o da benim.” dedi. Oyuncularını savunması ve tüm sorumluluğu üzerine alması onun karakterinin ansıması tıpkı maç öncesi son antrenmanda taktik tahtasına yazdığı şu cümle gibi: Sixers 3. maç sonunda 2-1 öndeydi, seriyi 4-2 biz kazandık. Bugün biz 2-1 öndeyiz, benzer bir şeye izin verecek miyiz?
Bu seri koçların kapışması şeklinde geçiyor, her maç ayrı bir taktiğe her maçayrı bir stratejiye şahit oluyoruz. Dün Magic’in elinde olan saha avantajı bugün Celtics’in elinde ve hiç kimse 5. maçı kesin Celtics alacak diyemiyor bugün. İşte bu da basketbolun güzelliği. Maç anlatımı ve yorumlarıyla ilgili tek söz söylemedim gördüğünüz üzere, çünkü Kaan Kural yapmıyordu ve basketbolseverler her iki takıma da hakkını veren (yanılmıyorsam) Çolakoğlu ile çok rahattı.
2.maç yazısında söylediğim aşağıdaki sözlerin ne kadar yerinde olduğunu ispatlayan bir cümle ile yazıyı kapatalım. O cümle şuydu:
“Van Gundy mutlaka savunma çözümleri üretecektir Boston'a karşı. Çünkü bir şekilde Orlando Boston'a 90-100 sayı arası yense de yenilse de atacaktır ama yediği sayı serinin gidişatını belli edecektir.”
3. maçta Celtics açılan farkı azaltıyor ve hemen molayı alan Van Gundy oyuncularına bir kaç kez şu cümleyi söylüyor.
“It’s all about the defence!”
Not: Bu yazı NBAKolik için yazılmıştır.
Orlando - Boston Internet Yayını
İşte yayın adresi şurada, yazılım da burada. İyi seyirler ve eğlenceler.
Orlando'dan Gözdağı - Gecikmiş 3. Maç Yazısı
2. maçta Magic’e çok önemli mesajlar vererek Pierce’ı hiç kullanmadan, Eddie House faktörü ile ezici bir galibiyet alan Boston Celtics için 3. maç çok önemliydi. Bu maçı almaları demek serideki saha avantajını yeniden yakalamaları demekti çünkü. Ben kendi adıma maça çok hırslı, hızlı ve baskılı başlayacaklarını düşünmüştüm ama bu sefer beni şaşırtan Magic oyuncuları değil Celtics oyuncuları oldu. 2. maçı alanın sadece Rivers ve House olduğunu ispatlarcasına maçtan çok çabuk kopup bir daha toparlanamadılar.
Diğer 2 maçın aksine daha maçın hemen başında Orlando Magic’in farklı bir top oynayacağı belli olmuştu. Alston’ın cezası nedeniyle olmadığı beşte 1 numara oynayan adam Anthony Johnson’dı. Rondo ile ilk 2 maçtaki eşleşmelerinin çoğunu Rondo kazanmıştı. Maç öncesi görüşlerde de hep AJ’in ezileceği söyleniyordu. Ancak oynadığı süre boyunca Rondo’ya kabus oldu AJ. Marbury ilk kez bu kadar önemli süre aldı Rondo’nun yerinde. AJ’in savunmasının sırrı Alston’ın yaptığı gibi çok yakından almak değildi rakibini. 1 adım daha geriden alarak, diğer arkadaşları asist kanallarını kapattığında Rondo’yu şuta mecbur bıraktı, o bir adımın avantajıyla perdelerden çıkmayı da başardı. Yeşil kadroda belki de en kötü şut atan adam olan Rondo da isabetsiz atışlarıyla ritmini kaybetti. AJ’den sonrası da pek renkli olmadı onun için. Zaman zaman Hidayet aldı onu, sonrasında Lee. Üçünden de çok çekti, Celtics’e de bu savunma stratejisi çektirdi.
Takım savunması anlamında belki de bu post-season’daki en iyi maçı oynadı Magic. Şutörleri maçın büyük bölümünde yakından savunup, şut attırmadan penetre ya da zorlama atışlara mecbur bıraktı savunmacılar. Redick kariyerinin en iyi savunmasını yaparken, sakatlıktan dönen maskeli süvari Redick’ten aşağı kalmadı. Hidayet öylesine bezdirdi ki Pierce’ı attığı sayıların Hidayet dışarıdayken ya da başka bir adamın üzerindeyken geldiğine odaklanmak gerek. Lewis 2. maçta eleştirdiğimiz yardım savunmalarına gelmeme eksikliğini biraz gidermiş gözükürken, kendi adamlarını da yakın alarak iyi savundu. Howard içinse blok performansını gördükten sonra söylenecek söz yok. 2. maçta Magicseverleri çok üzmüştü umarsızlığı ile. Yaptığı sansasyonel bloklar çok ciddi ivme verdi takım savunmasına ve hücumu da ateşledi adeta.
Bu savunma verimini ve Hidayet’in, Johnson’ın, Lewis’in hücum performanslarını gördükten sonra Stan Van Gundy’e birkaç kelime etmeden geçemeyeceğim. Rivers’ın 2. maçtaki karakter gösterisinden sonra o sahne aldı 3. maçta. Savunmadan aciz, adam paylaşamayan bir mahalle takımı görüntüsündeki Magic’i 2 gününde nasıl başardı da böylesi iyi savunma yapar hale getirebildi, alkışlamak gerek. İlk devre neredeyse hiç üçlük seti oynatmayarak rakibin savunma konsantrasyonunu bozup 2. devreyi yağmur gibi üçlüklerle geçirtti takımına ve bu sene ilk kez güvenle üçlük attı Magic. Maçtan önceki yorumumda oyun kurucusuz bir beş görebiliriz demiştim ve maçın 20 dakikasını böyle oynadığını gördük Van Gundy’nin, yetiyi Hidayet’e verdiğini. Stan Van Gundy her şeyiyle çok farklı bir Koç. Bu koçun 3 senedir kenarda oturan NCAA efsanesi oyuncusu Redick'in, maçın sonuna 26 saniye kala aldığı topu hücum etmeden 24 saniye süresi dolarken hakeme teslim edip rakibin ve taraftarların ciddi saygısını kazandığını ve ayrıca Boston Celtics'i onore ettiğini söylemeden geçmek de ayıp olur. Kutlamak gerek J.J. Redick'i.
Hidayet’in sakatlığının etkilerini atmaya başladığını ve zorlama atışlardan olabildiğince uzak durduğunu görmek, Lewis’in ısrarla potaya yaklaştığını izlemek, Lee’nin penetrelerini, Redick’in şutlarını takip etmek bir zevkti. Ama 4. maça bu Boston olamayacak Amway Arena’da.
Bu serinin TV kahramanları Kaan Kural ve Murat Kosova’ya dönüp yaptığım bazı tespitlri paylaşmak istiyorum. Kural’ın Boston maçlarında taraftarca maç yorumladığından, fazlaca konuştuğundan ve spikere maç anlattırmadığından dem vurmuştum hep. Üşenmedim ilk devre daha maç kopmadan bir sayayım dedim Kural nedeniyle anlatılamayan hücumları. İlk çeyrekte 16, 2.çeyrekte 12 olmak üzere ilk devrede tam 28 hücumu anlat(a)madı Kosova. 28 hücum ne demek Allah aşkına. İlk devrenin 3’te 1’i anlatılmamış! Taraftarca yorumlarını takip etmek istedim ama bu sefer azdı bunlar, bizim yazıları mı okudu ne? Maçın başından itibaren Boston hep geride kalıp bir türlü patlama yapamayınca pek bir az bahsetti Boston’dan ve oyuncuların şecerelerinden, ama yine de kabına sığamadığı dakikalar oldu. Lewis’e faul yapılan bir pozisyonda sinirli bir şekilde “şamarı yedi suratına!” demesi, Howard’ın boyalı alanı dağıtan smacına yorum bile yapmayıp 30 saiye kadar konuşmaması, Eddie House’un 2. çeyrekte farkı 12’ye indiren üçlüğünü bir nara ile kutlaması, Boston’ın bu kadar fark yemesi ve hücumdaki başarısızlığını Orlando’nun iyi oyun ve savunmasına değil de “Bugün çok dağınıklar, özellikle Alen ve Pierce’ın bu performanslarında savunmanın rolü yok.” diyerek farklı yerlere bağlaması Kaan Kural’ın rengini anlamamız için yeterli verilerdi.
Maç anlatımıyla ilgili unutamayacağımız diğer enteresanlıklar Kosova’dan geldi. Türkçemiz'e kazandırdığı penetrasyon kelimesi ve bir smaç sonrası söylediği “smacı koymuştu!” sözleriyle geceye renk kattı. Teşekkürler Kosova.
4. maçı kim anlatacak bilmiyorum ama dünkü Denver-Dallas maçındaki gibi tarafsızca maç yorumlayan bir Kural istiyoruz yine yoruma gelecekse. Allahtan Digiturk’te orijinal dil seçeneği var da onlara mahkum değiliz.
Not: Bu yazı NBAKolik için yazılmıştır.