Sayfalar

19 Kasım 2011 Cumartesi

Mire CHATMAN.Hürmetler...


Her izlediğimde saygı duyduğum.Kiminin beğendiği kiminin savunmasını çok zayıf bulduğu ama Allen Iverson gibi bir efsanenin bile sahada saygı duyduğu bir adam.Olması gereken kadar olamayan onlarca adam sayabiliriz.Hatta bu adam kariyerin de gittiği her takımı (ventspils-pau orthez-lottomatica roma-dinamo moskova-beşiktaş-ksk'yı taşımayı da geçti...) sürükledi diyebilir kimileri...6,2 asist ile euroleague asist krallığı hatta şaşırabilirsiniz letonya ligi smaç yarışması şampiyonluğu dahi vardır.Giderek yavaşlayan ayakları ve malum nedenlerle dumanlanan kafası nedeniyle NBA'den hep bir adım uzak kalması bu adamı her seyrettiğimde beni kahreder.Kim ne derse desin bu adam NBA top skorer kalibresinde oynayan bir adamdır.Kaf-kaf'lılar tadını çıkarın.

Saygılar,hürmetler,duygular şelale....

18 Kasım 2011 Cuma

WESTBROOK??


Arabada radyo spor dinlerken böyle bir dedikodu duydum.Genelde futbol transferi söz konusu bir dedikodu ise Özgür Sancar oyuncunun menajeri ile telefonda röportaj yapar sanırım ama Russell Westbrook'a erişecek kadar değildir.Elimizde kenarda 5 dk. oturtmaya bile kıyamayacağım 3 tane guard(açık,arslan,lakovic) artı birde yarım guardımız varken (büker).Tutku'nun Barca maçında oyuna girip delici oyunuyla bizi ayağa kaldırması bizde ki asıl eksik parçayı da gösterdi diye düşünüyorum.Oyunun her tarafını oynayan oyun kurucularımız var fakat delen ve sorumluluk alan yok.Lakovic kariyeri boyunca böyle bir oyuncu olmadı,Ender zaten boyu itibariyle bu opsiyonu sağlamıyor,Tutku'da kariyeri boyunca böyle olmadı.Biz bu opsiyonu Gordon ile kullanmaya çalışıyoruz ki o da çok iyi bir oyuncu olmasına rağmen 1 vites daha altta...

Ama ya Westbrook...Hayal etmesi bile güzel....Eğer gelirse,eğer takımdan teğet bile geçerse,bhfbdffsdbfkelımşlözçlökmkn................

17 Kasım 2011 Perşembe

BARCELONA'YI YENMEYE İNANMAK...


Esasında söze merhaba diyerek başlamak mı gerekir bilemiyorum.Her merhabanın sonunda elvedanın da geldiğine inananlardanım ki ilk cümleyle vedaları sevmeyen bir adam olduğum hasıl oluyor.Nbakolik.com'dan yazar arkadaşım Cenk ile tekrar beraber yazmak büyük mutluluk benim adıma.Sevmediğimiz vedaları mecburen yapmak zorunda kaldık ki her ikimizin içinde de sanırım bir yara olarak yer alacak eski sitemiz.Bu arada henüz tanıma fırsatı bulamadığım blog arkadaşlarıma da buradan selam olsun.Yuvarlak bir topun herkesi birgün bir araya getireceğine eminim.

Sıcak bir maçın üstüne heyecanım da var açıkçası.Yıllar ama yıllar sonra bir maçta bu kadar inanç yada heyecan içinde olduğumu hatırlamıyorum.20 sayı gerideyken bile bu maça dönecek olmayı düşünmek cahil cesaretimi,inanç mı yada delilik mi?Hayır diyebilirim hepsine yada evet.Kafanız karıştı değil mi?Tıpkı Xavier Pascual'ın depresif şaşkın suratında ki ifade gibi.Her pozisyonda bir kafa hatta bir adım ötesi bir kulaç size(sayz) olarak üstün bir rakibe karşı sırasıyla 19-10-19-18 sayı atmışız.THY Euroleague'de oynadığı 16 periyodun 15'ini önde bitiren bir takıma karşı 4 periyodun 2'sini önde bitirip 1 periyodu berabere bitirmiş bir takımın maçta 20sayıgeriyedüştüğünü sadece sahada Navarro,Lorbek,Mickael,Huertas,Ndong,Messi,Xavi,iniesta üzerine total futbol ile açıklayabilirsiniz.Fazla istatistiğe takılmaya gerek kalmayabilir ama kalpleri oyunlarından daha büyük oyuncuları görmek sanırım bir Galatasaray'lı olarak en çok bizleri mutlu etmiştir ki bunun mimarını es geçmek haksızlık.

Sakinleştikçe hala molada ki sesi kulaklarıma geliyor "We dont give up pressure-Baskıdan vazgeçmiyoruz".Tamamen kaderine terk edilmiş bir şubenin dirilişine tanıklık ediyoruz bu adam sayesinde.Ranking yada verimlilik puanlaması diyeyim uydurma bir Türkçe ile -4 olan Cevher Özer'in kullandığı hiçbir şutta başarılı olamamasına rağmen 19:04 dk. oyunda kalıp bildiğimiz bir Cevher Özer'den çok Fatih Solak gibi savaşacak bir oyuncuya dönüştürmek de sadece Mahmudi'nin yapacağı bir şeydi.

Hepsinin toplamında sadece 2. periyodun son 5-6 dk.sını çok kötü oynayarak maçı kaybetmiş bir takımı maçı kazanmış gibi bağrına basmak Galatasaray tribünlerinin kaybettiği bir şeyleride kazanmak adına önemliydi.F16'dan bir adım öteye geçeceğimize olan inancımı arttıran,basketbol maçlarına kombine alarakta aile bütçeme vereceğim zararı bir kefeye koyarak karlı mı zararlı mı olduğu mu bilemediğim bir geceyi en azından mutlu uyuyabilmekte önemliydi.

Ve sanırım evet.I FEEL DEVOTION;)