Sayfalar

18 Nisan 2009 Cumartesi

Leo Franco

Sami Yen'deki 3 direğin arası ona mı emanet edilecek? Yakışır bence.

17 Nisan 2009 Cuma

Gurbetçilerimizin Lig Performansları

Mevlüt Erdinç - Sochaux - 29 maç, 9 gol, 6 asist
Nihat Kahveci - Villarreal - 12 maç, 0 gol, 1 asist
Tuncay Şanlı - Middlesbrough - 27 maç, 6 gol, 3 asist
Tugay Kerimoğlu - Blackburn Rovers - 24 maç, 1 gol, 0 asist (Milli Takımı bıraktı)
Halil Altıntop - Schalke 04 - 25 maç, 3 gol, 4 asist
Hamit Altıntop - Bayern München - 7 maç, 1 gol, 1 asist
Yıldıray Baştürk - Stuttgart - 4 maç, 0 gol, 0 asist
Nuri Şahin - B.Dortmund - 18 maç, 1 gol, 0 asist
Sinan Kaloğlu - Bochum - 16 maç, 3 gol, 2 asist
İbrahim Kaş - Getafe - 6 maç, 0 gol, 0 asist
Fatih Tekke - Zenit - 24 maç, 10 gol, 1 asist*
Caner Erkin - CSKA Moskova - 19 maç, 1 gol, 0 asist*
Çağdaş Atan - E.Cottbus - 24 maç, 2 gol, 1 asist (murarty'nin ilavesi)

*(2008 ve 2009 sezonu toplamı, Rusyada sezonlar aynı yıl içinde oynanıp bitiyor)

** 17 Nisan 2009 itibariyle

Şu performanslarına bakalım ve hangileri Milli Takımda tercih ediliyor hangileri edilmiyor tekrar düşünelim. Sanki içerdeki ve dışardaki bazı isimlere haksızlık yapılıyor gibi değil mi?

Tugay Kerimoğlu

Tugay 24 Ağustos 1970 doğumlu. Galatasaray'daki yıllarında herkesin çok iyi bir kumaşı var ama kendisini geliştirmiyor diye şikayet ettiği, kızdığı, hatta adı "el freni" takılmış bir oyuncuydu. Bundan 9,5 sene önce 30 yaşındayken, ki bu yaş Türkiye'de futbolcuların artık yaşlı sayılmaya başladığı yaştır, büyük bir cesaretle, UEFA yürüyüşü esnasında hem de, İskoçya'ya transfer oldu. "Bunu hem kendim hem ailem için yapıyorum, çocuklarımın eğitimi her şeyden önde gelir, mutlaka bir kaç dil öğrenmeliler." diyerek Türk futbolcusunda görmediğimiz bir karakter sergilemiştir Tugay. Gittiği sezon Rangers'la Lig Şampiyonluğu ve Kupa sevinci yaşamış, daha sonra transfer olduğu Blackburn Rovers'la Lig Kupası sevinci yaşamıştır. Bu takımda kaptanlığa kadar yükselen Tugay, taraftarlar tarafından efsane futbolcular arasında gösterilmektedir. Bu sezon 14'ü ilk 11'de olmak üzere 24 EPL lig maçında görev alan Tugay Kerimoğlu, 7 maçta ise 18'de yer bulmuş ve 39 yaşında takımın devamlı oyuncularından biri olmayı başarmıştır. Kulübünde 8 sezonda şu ana kadar tam 276 resmi maça çıkmıştır. Bugün Blackburn taraftarı ondan 1 sezon daha oynamasını beklemekte. Kendisini ailesine adayıp, tam anlamıyla profesyonelce bir hayat süren, 30 yaşından sonra dil öğrenen, 40 yaşına gelmişken EPL'de top oynayan kaç futbolcu tanıyoruz biz Türkiye'de, bu cesareti gösterebilen ya da gösterebilecek kaç oyuncumuz var?

Önünde saygıyla eğiliyorum Tugay Kerimoğlu!

Magic - Sixers Eşleşmesi Üzerine

Normal sezon sonunu sakatlıklar ve Pistons’la eşleşmeme cinliği eşliğinde, üstelik 2. sırayı yakalamışken 3. bitirdik. 59-23’lük normal sezon derecemiz kulüp tarihinin 1995-1996 sezonundan sonraki en başarılı derecesi. Sezon başından beri hedefin 60 galibiyet olduğunu söylüyorduk, ancak asıl play-offlarda ihtiyacımız olacak yıldızları kaybetme korkusunun da etkisiyle zayıflayan kadro 59’da kaldı. Sezon geneline öyle pek sevmesem de istatistiklerle bakacak olursak neden Magic’in bu sezonki en önemli takımlardan biri olduğunu çözebiliriz:


Sayı Ort: 101.04 (10.)

Yediği Sayı Ort: 94.35 (6.)

Attığı-Yediği Farkı: 6.69 (4.)

Rakip Şut Yüzdesi: %43.1 (3.)

3 sayı Yüzdesi: %38.1 (7.)

Rakip 3 Sayı Yüzd.: %34.2 (2.)

Rakip Asist Ort.: 18.14 (2.)

Ribaund Ort: 43.25 (3.)

Blok Ort.: 5.35 (6.)

Rakip Blok Ort.: 3.75 (2.)

Yüz Sayı Attığında Kazanma Oranı: %91.3

Rakip Yüz Sayı Attığında Kazanma Oranı : %57.1


Sayılar bize Orlando’nun ne kadar eleştirilse de Howard dışında da takım savunmasında başarılı olduğunu göstermekte. Rakipler Howard tehdidi nedeniyle şuta mecbur kalmakta ve bu noktada gardlar ve forvetler de bir hayli etkili savunma yapmakta. Howard gibi bir adama sahip olunca normal olarak blok ve ribaund kategorilerinde önde gidersiniz ancak hem Howard hem de Lewis, Hidayet, Alston, Pietrus, Lee, Redick gibi şutör adamlara sahipseniz bu sefer rakibi şut bombardımanına da maruz bırakırsınız. Kısacası eşleşme ve savunma sorunları yaratması nedeniyle 2 sezondur Orlando Magic adeta kabus yaratan takım durumunda. Bu sezon Detroit’le eşleşmemiş olmamak en azından psikolojik etkenleri de lehe çevirmiş durumda. Üstüne bir de Garnett’in play-off’ların en az 2 turunu kaçırma ihtimali eklenince Orlando’da iyiden iyiye bir Konferans finali havası oluşmaya başladı.


Sixers Serisi


Diz sakatlığı bulunan Lewis ve ayak bileği sakatlığı bulunan Hidayet çok büyük bir aksilik olmazsa Sixers’a karşı sahada olacaklar. Tam kadro bir Magic ile Young’ı sakatlığa kurban vermiş bir Sixers’ı kıyaslamak aslında hem adil hem de doğru değil (Edit: Yazı bir kaç günde yazıldığı için Young'ın son iki maçta oynamış olduğu ayrıntısını atladık, son gelen haberler oynayacağı şeklinde ama oyuncunun sakatlığı açısından ne derece doğru orayı tartışmak gerekir. Hatırlatan Adsız arkadaşa teşekkürler.). Sezon içinde oynana maçların tamamını Magic kazanarak Sixers’ı süpürdü. Dalembert’in bu maçlarda çoğunlukla Howard karşısında kaybolduğunu gördük. Üzerine bir de Howard’ın omuzlarında yükselen boyalı alan savunmasını aşamayınca 3 sayı fakiri olan Sixers bir hayli üretkenlik sıkıntısı çekti hep. Bunlara bir de hiç olmayan Brand’i eklersek bu eşleşmenin sonucu en baştan görülüyor gibi.


Bir çokları Andre Miller’ı, Iguodala’yı neden saymıyorsun diyecektir bu yazıyı okuduktan sonra. Denilebilir ama o sayılan adamlar birer kişidir, karşılarındaki rakip ise 2 sene sonunda iyi bir takım olmayı başarmış oyuncular topluluğu.


Sixers’ın Magic’i durdurmak için tek bir şansı var, o da şanslarının yaver gitmesine bağlı. Geçen seneki Pistons-Magic serisi hatırlanacak olursa Ratliff’in Howard’a sertliği ve tecrübesiyle neler yaşattığı gözlerimizde tekrar canlanabilir. Dalembert daha sağlam durmaya çalışarak, Ratliff o tecrübesiyle ve rotasyondaki diğer isimler de faul yapmaktan korkmayarak Howard’a yoğunlaşırlarsa Magic dış şutlara ve zorlama penetrelere mecbur kalır. Eğer ilk şutlarını sokamazsa Magic şutörleri o zaman Sixers psikolojik bir avantaj yakalar ve maç kazanma ihtimalleri doğar. Aksi bütün senaryolar ve eşleşmelerde Magic hep birkaç adım önde. Bu dış şuta mecbur bırakma ve üçlüğü riske etme pozisyonlarında Howard’a ikili sıkıştırmalar getirildiğinde riske edilecek isimse ilk defa play-off tecrübesi yaşayacak olan çaylak Lee olmalı Sixers açısından. Şutları kullanan o oldukça diğer yıldızlar da soğuyacaktır.


Di Leo’nun ne düşündüğünü tahmin etmeye çalışıyorum, gerçi Mehmet, Alper bu konuda devamlı takip ettikleri koçları hakkında daha doğru değerlendirmeler yapabilirler ama, savunma noktasında benimle aynı fikirleri paylaştığını sanıyorum. Hücumda da çoğu zaman hızlı hücuma çıkmayı deneyeceği kanaatindeyim. Eklem sakatlıkları bulunan Lewis ve Hidayet hızlı tempoda geçen oyunlarda fazlasıyla zorlanıp yorulacaklardır. Set oyunu ve perde üzerinden katları tercih eden sistemiyle her hücumda en fazla 1 kişiyi koşturan Stan Van Gundy takımını hep ekonomik kullanmaya çalışıyor. Bu nedenle devamlı koşan bir takıma karşı şutörleri yorulursa şut ritmleri de bozulur. O açıdan kısa oyuncuları genç olan Sixers bu düşünceden yola çıkarak, savunmada Magic oyuncularını yormak isteyecektir. Hem 100 sayı altında yeme gayretinde olup hem de hızlı hücum yapma çabasına girerlerse bu sefer Alston, Lee, Pietrus gibi atletlerini ve Hidayet gibi beysbol pas atan adamlarını devreye sokacak olan Magic Sixers’ı bu noktada da sıkıntıya sokabilir.


Sonuç olarak iki takımı kıyasladığımızda tartının ağır basan kefesi Orlando Magic tarafı. İlk 2 maçı çok zorlanmadan kazanacağını sanıyorum Magic’in. 3. maç Sixers için dönüm maçı olur. Kendi seyircileri önünde bu maçı alabilirlerse seriyi uzatma şansları olur. Ancak o maçı kazanamazlarsa seri 4-0 biter. Şahsi kanaatim 3. maça Sixers’ın fazlasıyla asılacağı yönünde. Ancak deplasman fatihi Magic 4. maçı alıp 5. maçta işi bitirecek ve en az 6 maça uzayacağını sandığım Celtics-Bulls serisinden rakibini beklemeye başlayacaktır.


Seri Pazar gecesi, Pazartesi gününün ilk saatlerinde başlıyor bizim zaman periyodumuza göre. Şu an için ilk 2 maçın NBATV’den naklen yayınlanacağını öğrendik. Diğer maçlara ilişkin NTV’den sevindirici haber bekliyoruz.


Not: Bu Yazı NBAKolik.com için yazılmıştır.

Orlando - Philadelphia İlk Tur Maçları


1. Maç Pazartesi20 Nisan00:30 a.m. TSİ@OrlandoNBATV
2. Maç Perşembe
23 Nisan02:00 a.m. TSİ@OrlandoNBATV
3. Maç Cumartesi
25 Nisan03:00 a.m. TSİ@PhiladelphiaNTV
4. Maç
Pazartesi
27 Nisan
01:30 a.m. TSİ@Philadelphia?
5. Maç
Çarşamba
29 Nisan02:30a.m. TSİ
@Orlando ?
6. Maç
Cuma
1 MayısBelirlenecek
@Philadelphia
Gerekirse
7. Maç
Pazar3 Mayıs
Belirlenecek
@Orlando
Gerekirse

Sezona Veda, Play-Off'a Merhaba

Sezonun son maçında hafif sakatlıkları bulunan Hidayet ve Lewis otururken, Howard bu sefer sahadaydı ama o da sadece 2 çeyrek oynadı. Bobcats galibiyeti daha ziyade yedekler açısından bir moral maçı oldu. Battie, Pietrus gibi adamlar takımı sürükleyen isimler oldular ve güven tazelediler. Bu pozitif enerji onların play-offlardaki tamamlayıcılıklarına katkı sağlayacaktır. Aynı akşam Chicago Toronto'ya yenilirken, Philly sürpriz şekilde deplasmanda Cleveland'ı mağlup edince 6-7 sıralaması bir anda değişti ve Philly 6. sıraya tırmandı. İnsanın aklına ister istemez acaba Chicago ve Cleveland hinlik mi yaptı sorusu takılıyor ama ufak ihtimal tabii. Gerçi pota altını Miller kısa rotasyonunu Salmons ile kuvvetlendirmiş olan Chicago Garnettsiz Boston'u Orlando'ya da tercih etmiş olabilir ama Philly'nin Cavs'i yeneceğini nereden bileceklerdi. Belki de Cavs Sixers değil de Bulls Boston'a diş geçirebilir diye düşünüp Sixers'a da yatmış olabilir, ama son saniye de yatılır yatılsa. Aman komplo teorileri işte. Dün bütün gün Adliye'de olunca bilirkişilik dolayısıyla kafam bunlara çalışmaya başladı herhalde :)

14 Nisan 2009 Salı

Play-off'u Beklerken

Büyük üçlü olmayınca normal skor. Şimdi bekliyoruz bakalım Chicago Detroit'i yenip Sixers'ın önüne geçti, hangisi 6. olacak?

12 Nisan 2009 Pazar

Hidayet Sakatlandı, New Jersey Tokatladı

Herhalde tarihi fark yediğimiz New Orleans maçından sonra sezonun en sıkıcı ve sonucu başından bu kadar belli 2. maçını oynadık. New Jersey ve Bucks'a karşı dizinde esneme ve ağrı olan Lewis'i dinlendirme kararı almıştı Van Gundy. Howard ve Hidayet'in de sürelerini son maçlarda azaltacağını söylemişti. Lewis yerine Battie çıktı beşte ve ço verimli oynadı. New Jersey ise Battie ile hiç ilgilenmeyerek bütün dikkatini Howard üzerine verdi ve tıpkı Rockets maçında olduğu gibi Howard'ı sindirip bitirdile. 7 sayı 8 ribaund nasıl bir top oynadığının göstergesi. İlk devre şutlar girmedi ve iğrenç bir savunma yapıldı. 2. devre takım biraz toparlandı Pietrus, Alston ve Hidayet takımı maçta tutmaya çalıştı. 4. çeyrekte takım oyuncusu süveterini çıkarıp Bay 4. çeyrek pelerinini giyen Hidayet tam maça ortak etmişti ki Magic'i 2 daika önce dudağını patlatan Yi Jianlian'la girdiği bir pozisyonda sol bileği ciddi şekilde dönünce acılar içinde yerde kaldı ve bir daha maça dönemedi. Şu saat itibariyle sabah ezanı okuyor, ne durumda olduğuyla ilgili bir bilgi yok ve ben Allah'a önemli bir şey olmaması için yakarıyorum. Gecenin tek sevindirici gelişmesi Detroit'in Indiana'ya yenilmesi oldu bizim için. 6. sıradan biraz daha uzaklaştılar. Tahminim hem Hidayet hem Lewis önümüzdeki son 2 maçta sahada olmazlar. Dedim ya zaten biz kepenkleri çoktan kapattık.