Sayfalar

8 Kasım 2009 Pazar

Futbol?

futbolcu
Futbol: Ezilmiş halkların oyunudur!
  • öncelikle ayrımcı.
  • tamam halkların oyunudur ama halklar neden ezildiğini kabul ediyor bu tanıma ses çıkarmayarak? ya da bu tanımı kullanan halkları direk olarak ezmiş olmuyor mu?
  • Şu anda en medeni-uygar ülkeleri saysak İngiltere başı çekmez mi? Peki günümüz futbolunun çıkış noktası neresi? cevap: İngilitere...
sm-08-2129-football-match-puno-v-puerto-maldonado-cr

Futbol: 22 adam bir topun peşinden koşuyor!
  • Bir kere o topun ardından 22 adam aynı anda koşmuyor ki? Aslında minimum 2 kişi kovalıyor! Biri topu süren, diğeri de topu süreni kovalayan! diğerleri sadece topun gidebileceği yerlerde duruyor. yani duruyor!
  • Bir kez olsun futbola vaktini ayırmamış birinin yapabileceği en sığ tanım. Bu da aslında onun sığlığını göstermiyor mu? Zamanını ayırıp, o şeyi tanımaya çalışmadan ön yargılarıyla yaptığı bir yorum.
  • Entel olmaya çalışan, olduğunu iddia eden adam-kadın yorumu!
gogogo-tribün

Futbol: Halkların afyonudur!
  • Evet futbol, totaliter rejim dönemlerinde diktatörler ve darbeci komutanlar tarafından kullanılmıştır! Diktatörler futbolu bu amaçla kullanarak kendi yedikleri haltların üstlerini kapatmışlardır. Arjantin'in Dünya Kupası'nı aldığı yılda yönetimde olan Arjantin cuntası bunu yapmıştır! Hitler, Çavuşesku, Salazar, Mussolini, Kenan Evren! Bu isimler sadece futbolu yedikleri haltları kapatmak için iyi bir politikayla kullanmıştır. Futbol kendini kullandırmamıştır. Kendini kullandıran halklardır. Kimse kimseyi afyon kullanması için zorlamaz...
  • Futbol ayrıca halkların kendi seslerini çıkarabildikleri de bir yerdir! Bu hep göz ardı edilmiştir. (Katalan halkı...)
futbol_topu

Futol: Dilencisi olunan şey (Bknz. İbrahim Altınsay'ın Radikal gazetesindeki köşesinin başlığı ve Eduardo Galeano gibi bir futbol bilgininin bu oyun hakkında yaptığı en aciz ama gerçekçi ve bir o kadar da insanın kendi kendini çaresiz bıraktığı yorum!)
  • Gerekçeleri haklı gibi görülebilir. Paraya bağlı sistemde futbolu parası olanlardan dilenmek zorundasın. Ya da bir statta, özellikle Türkiye'de maç izlemek için para dilenmen gerek birilerinden. Fakat bu iki güzide insan, futbolseverleri kendi ülkelerinde bu konularda örgütleyebilecek kadar etkili olabilecek yerlerdeyken, futbolu hatta kendisini de böyle tanımlayıp sistemin içine sokmuyorlar mı kendilerini?
  • Kendilerini böyle tanımlayacaklarına futbol isyankarları deseler ve istedikleri şeye eldetmeye çalışsalar ya! Madem kendilerini bir şekilde farklı bakış açılarına sahip oldukları için farklı bir yere koyuyolar- ya da farklı bir safa geçiyorlar, bazı şeylere karşılar, bıraksınlar ironi yapmayı da isyan etsinler. İroni, kelime anlamı olarak içinde bir kabullenmişlik, ya da zaten gerçekleşmişlik barındırır! Neden isyan edip istedikleri oyunu getirmek için o duvarları yıkmaya çalışmazlar! Çünkü dilenerek, eleştirerek edebiyat yaparak para kazanırlar!
  • Tamamen fakir edebiyatı! Hiç sevmem!
Belki bu seri devam eder...
sevgiler volkanbk3

Halı Saha Günlüğü #2 – Kendimi Xavi gibi hissettim

www.yeniresimler.com-komik_karikatrler-resimler-seluk-erdem_6

Son halı saha maçımı 12 Ağustos'ta yaptığımdan o günden bu güne dek bu günlüğe bir yazı ekleyememiştim. Geçen hafta içi maç dolu geçti. Yani bu iki farklı maç yazısı demek. Aslında geçen salı gününden önce de 2 maç daha yapmıştım ancak o iki maç için yazılacak çok bir şey yok. İki kelam edeyim sadece o iki maç için. Takımların dengesizliği ve benim bulunduğum takımdaki oyun ve mevki disiplini çok çok farklı iki galibiyet almamızı sağladı. Bu iki maç için pek söylenecek bir şey yok... Gelelim salı günü yaptığım maça...

Kendimi Xavi gibi hissettim
SPAIN SOCCER
Salı günü maç yaptığım arkadaşlarımla orta okuldan beri tanışıyoruz. Hepsiyle de yıllardır halı sahalarda birlikte kramponlar eskittiğimiz için saha içi uyumumuz da oyunumuza yansıyor. Yine böyle bir maçtı. Maçın benim açımdan en büyük farkı bu sefer sahanın her tarafına koşuşturan bir pozisyonda oynuyor olmamdı. Asıl mevkiim daha önceki yazımda da belirttiğim gibi aslında stoper. Boyumun kısalığından dolayı Cannavaro'vari kalıyorum stoperde. Salı günü de Puyol formamla sahadaydım. Kaleci abimiz "Puyol gibi oynayacaksan sorun yok" diyerek ön motivasyonu verdi. Fakat salı günü defansif yönü fazla kişi olunca bizim takımda ben kendi kendimi "çapa" olarak ilan ettim. Ve sağ ya da sol bekteki oyunculardan biri ileride kalınca -her defansif orta sahanın yapması gerektiği gibi- onların açığını kapattım.

Her zaman topun defans oyuncusunun oyuna sokması gerektiğini düşünürüm. Bu orta saha ve ileride oynayan futbolcuların ileride kalmasını sağlayarak rakip defansı-takımı kendi yarı alanında tutacaktır. Topu da çoğu zaman oyuna ben sokarım bulunduğum pozisyondan ötürü. Yine bir pozisyonda topu oyuna sokarken pas atacak adam ararken, takım arkadaşlarım pas almak için koşular yaparken orta sahayı çok rahat bir şekilde geçtiğimi ve ceza sahası ön çizgisinde önümün açıldığını fark ettim. Artık gol atmanın zamanıydı zira bir halı saha maçı için gol gecikmişti. Topu dümdüz kaleye gidecek bir şutla ağlarla buluşturdum. Şaşırmadım gol olunca. Çünkü basit bir takım oyunu oynamıştık topla sadece benim temas etmiş olmama karşın. Ben kaleciden topu alıp pas atacak adam arıyormuş gibi bakınırken takım arkadaşlarımın rakip oyuncuları meşgul etmesi sonucu ben boş kalmıştım ve şutumla gol gelmişti. Hakan Şükür de kimi maçlarda topa değmemesine karşın bunu yapmamış mıydı? Ve bu yüzden yermemiş miydik onu?
Xavi_976282
Skoru lehimize sürdürürken oynamamız daha kolay oldu. Topla ileri çıktığım zamanlarda arkadaşlarıma koşacağı yerleri elimle gösterip onları o bölgeye yönlendirip rakibin de atacağım yeri görmesine karşın müdahale edemeyeceğini bildiğim şekilde ayağa paslar attığımda oyunumdan çok daha fazla zevk alıyorum. Bir pasımın da gerçekten Xavi'nin Messi'ye defansın arkasına attığı paslar gibi rakip defans tam ofsayttan taktiği yaparken attığım için o ve elbette top da arkadaşımla buluştuğunda işte o an Xavi gibi hissettim kendimi. Ofsayt da olabilirdi o pas ama burası halı saha! İşte o pasımı Xavi görse o an futbolu bırakabilirdi! Bir pozisyonda da defansta çok tehlikeli bölgede de olsam iki kişiye attığım soğukkanlı çalım Ergün Penbe ve İniesta karışımıydı. Daha sonralarında skoru arttırmakta zorlanmadık demek pek mümkün. Skoru arttırdıkça rakibin farkı kapatma arzusu haliyle arttı. Fakat bu arzularını takım oyunuyla değil de bireysel oyun ağırlıklı gerçekleştirmeye çalışmaları dezavantajlarıydı. Bu bireysel olarak yetenksiz oldukları için gerçekleşmemiş değil. Fakat tek başına topu alıp giderken topu kaptırdığın anda ceza sahası çevresinde top bekleyen arkadaşların oyundan düşer ve rakip takım ani atağa çıkma şansı yakalar. Ve bu her zaman büyük bir tehlikedir.
Salı günü benim ve takımımın galibiyetle eve dönmesinin en büyük nedenlerden biri takım oyunu oynamamızdı. Atağa defanstan hep birlikte çıktık. Futbolun çok basit bir kuralı var. Takım oyunu! Alın verin orta sahaya can verin. Halı sahada bile her zaman takım oyunu kazanır bunu unutmayın.