Sayfalar

6 Haziran 2008 Cuma

Kaptan'ın Kalbi


Ne fazla söze ne fazla yoruma gerek var. Celtics 21 sene sonra ilk finalinde ilk maçını kazandı. Hem de dizinden sakatlanıp, maça sakat sakat dönen Kaptanı'nın kalbiyle.

Euro 2008 Uyduda Yok!

Avrupa Şampiyonası'nın şifresiz yayın hakkı Atv'de ve sadece yurt içine yayın yapma yetkisi olduğu için uydu üzerinden maç saatlerinde yayın yapamayacaklar. Sadece kablolu tv ve karasal yayından maçlar takip edilebilecek. Tabi LigTv'si olanların bir sıkıntısı olmayacak.

Sadece uydu yayınından faydalanan futbol ve milli takım sevdalıları hemen yarın önlemini almazsa şeker, tansiyon problemleri yaşayabilirler.

Eskiye döndük yine...

Nuri Yapma Bunu Kendine!

Nuri sen de yapma bunu, hem kendine hem örnek olacaklarına.

Hakan Şükür ilk yurt dışına çıktığında bir kapı açtı arkasından gelenlere denilmişti. Şimdi dere tersine akmaya başladı. Giden de dönüyor, orada başlayan da bırakıp buraya geliyor. Neden yapıyorsunuz bunu kendinize, neden kapatıyorsunuz kapıları arkadaşlarınızın suratına.

Nihat'a bravo demiştik, Nuri daha 16 yaşında kapmıştı aferinleri. Sen de vaz geçme doğrundan, paraya değişme kariyerini.

4 büyükler sizler de bırakın artık şu çocukların yakasını, sanki duyacaksınız da.

5 Haziran 2008 Perşembe

Zico'nun Yolu Kapandı

Ada'nın en çok saygı duyulan Teknik Direktörlerinden birine dönüşen Mark Hughes, Sven Goran Eriksson'dan boşalan koltuğun yeni sahibi oldu Manchester City'de.

Hughes'a hayırlı olsun da bu Zico için pek hayırlı olmadı. Adı hep City için geçiyordu, daha 2 gün önce rest çekmişti Fener'e. Zico'nun bildiğim kadarıyla başka talibi yok Avrupa'da şu an için. Kapılar kapandı, şimdi acaba Zico tükürdüğünü yalar mı?

Ha bir de acaba Hughes sağ kolum dediği Tugay'ı da City'ye alır mı, olmaz ya, belki bizim basın oldurur.

1 Asırlık Saygı Duruşu

Tat almayı bilmeyen, hak edene saygı göstermeyen, insanlıktan nasibini almamış insan müsvettelerine lanet olsun. Örnek aldığımız, satırlarında lezzeti bulduğumuz adamı bile kaçırdınız.

"Aceto Balsamico" kapandı. Acımız büyük, tıpkı kaybımız gibi.

1 asırlık saygı duruşuna davet ediyorum sizi, yetmez biliyorum ama haydi.

Güle güle ACETO!

Edit: Geri Dönüşün çok sevindirdi bizi, iyi ki döndün!

4 Haziran 2008 Çarşamba

Güle Güle Flip!

Flip çöktü, Flip bitti, Flip gitti.

Geçen sezon Cavs, bu sezon Celtics saf dışı bıraktı Pistons'ı. Çözüm bulamadı 2 sezondur. Pistons eski baskın karakterinden uzaklaşmaya başladı, uzaklaştıkça aldığı tepkiler arttı, arttıkça koltuk altından kaydı. Flip artık işsiz. Halefi Micheal Curry deniliyor. Sıradaki Wallace dedikoduları artıyor. Detroit'te taşlar yerinden oynuyor, bir imparatorluk daha tarih sayfalarındaki yerine yavaş yavaş yerleşiyor.

Flip'in gitmesinin sebebi sadece başarısızlığı mı yoksa kravatları da sonunu hazırlayan sebeplerden biri olabilir mi? Sizin fikriniz nedir bilmem ama bence evet. Eve perde de gerek!

Hedefi Olanlar da Varmış Meğer

"Burası milli takım kampı ve önümüzdeki zorlu maçlara hazırlanıyoruz. Böyle bir ortamda başka bir şey düşünmek istemiyoruz. Kulübümle 3 yıllık kontratım daha var. Bazı şeyler benim elimde değil. Ama tek bildiğim şey ben futbol hayatıma Avrupa'da devam etmek istiyorum"

Herkes Emre değilmiş, Nihat Emre hiç değilmiş.

3 Haziran 2008 Salı

Tabuları Yıkan Adam


Fatih Terim ne yaparsa doğrudur.
Fatih Terim ne derse haklıdır.
Fatih Terim'e tepki gösterilmez.
Fatih Terim'i her futbolcu çok sever.

Bu 4 tabu yıkıldı. İlk kez "Kral çıplak" dedi cesur bir genç.

Ne kadar hayranı olsam daTerim'in her zaman haklı olduğunu ve her zaman %100 objektif olduğunu düşünmüyorum. İlk kez bir sporcusunun Terim'e isyan ediyor olması bence bunun göstergelerinden. Üstelik bu isyan çok beyefendi, sessiz ve son derece sabırlı isimden geldi. Yıldıray tabuları yıktı "Türkiye için severek oynuyorum. Ancak Fatih Terim yönetiminde bundan sonra hiçbir zaman oynamam. Bunun anlamı yok" diyerek ilk kez Fatih Terim'e de karşı çıkılabileceğini ispatladı.

Tabular paspas, Kral çıplak.

Sergen Ekrana Yakıştı

Sahaların hırçın ama bir o kadar da parlayan yıldızıydı O. Zidane seviyesine çıkmadığı, gerekli patlamayı yapamadığı için hep eleştirildi. Ben de O'nu eleştirenler arasındaydım. "Ben futbolcuyum" diye bağıran sahadaki duruşuna ihanet edişi hep sinir küpü yaptı beni. Galatasaray'daki performansıyla işte patlıyor derken bu kez sakatlıkla bırakmıştı heveslerimizi kursağımızda. Zaman zaman siyah beyaz formasıyla şahlandı zaman zaman milli formasıyla. Oynadıkça mest etti ama devamlı oynamadı Sergen, niyeyse veremedi kendini, yazık etti hem kendi kariyerine hem bize. Ne zevkti onu seyretmek...

Bu gece NTVspor'da yakaladım Sergen'i. Sağında Rıdvan Dilmen, solunda Güntekin Onay. Yine tam ortadaydı, takımının olduğu gibi ekranın da beyni olmuş sanki. Dilmen'i, Onay'ı dinlemek zaten zevkti, Sergen bu zevki 2 gömlek ileri taşıdı. Derin toplar atardı, milimetrik, oyalamazdı fazla, hemen görürdü boşluğu sahada. Ekranda da aynı, direk yapıyor yorumlarını, lafı dolandırmıyor ve sanki evdeymiş gibi çok rahat, yüzü güleç, keyfi yerinde. O güldükçe ben de güldüm, son zamanlarda ilk kez bir spor - yorum programında bu kadar eğlendim. Çok yaşa Sergen, sahada yapamadıklarını anlaşılan ekranda yapacaksın, çok yakışmışsın oraya.