11 Ekim 2008 Cumartesi
Big Three
10 Ekim 2008 Cuma
Indiana Dallas Takası
Skibbe'nin Tavuğuna "Kışt" Demek
Başarısızlıkların nedeni sorulduğunda güya Skibbe "Yardımcılarımdan gerekli verimi alamıyorum" demiş. Ben açıkçası inanmıyorum buna, ha böyle dediyse zaten yazıklar olsun bin kere Skibbe'ye. Asıl olay Skibbe'nin tavuğuna "kışt" demektir burada, "haydi bakalım efendi ufaktan topuk" demektir. Ama günahtır be kardeşim, her kim olursa olsun umut verip getirip, sonra paçavra edip kovmak, kariyerini yerin dibine sokmak. Tabii Galaasaray'ın tazminatla heder edilecek parasıyla, yeni gelecek adama verilecek astronomik kazık kontrat. Değer mi bu kadar rezalete. Yazık Ümit'e, yazık Boekamp'a, yazık Cevat Güler'e! Ne suçu vardı be Cevat Hoca'nın yeniden gençlerden sorumlu antrenör-kondüsyoner kırması yaptınız!
Bilmediğimiz Denizli
Çok tanışmak istiyorum Sevgili Mehmet Demirkol'la. Bazı olaylardan sonra tam benim içimden geçenleri yazması, hem de tam benim kurmak için kıvrandığım cümlelerle anlatması benim düşündüklerimi, ben inanılmaz etkiliyor. Mustafa Denizli'nin Beşiktaş'la anlaşmasını yorumladığı yazısında o kadar içten o kadar güzel yazmış ki yine çoğunluğu kafamda debreşenleri. Mutlaka okuyun.
Bir Denizli vardı bildiğim futbola ve Galatasaray'a aşkımızı doruklara taşıyan, bir Denizli vardı bildiğim taktik ve strateji uzmanı, bir Denizli vardı bildiğim hak edene hak ettiğini veren, bir Denizli vardı bildiğim gerektiğinde adamı yerin dibine sokabilen, bir Denizli vardı bildiğim, yukarıdaki fotoğrafta o mağrur bakışlı adam, eminim o Denizli bu değil!
Sadece çocukluk aşkı diye yiyecek miyiz bu imzayı? Hakaretin Allah'ını eden adamın altında çalışmasını nasıl kaldıracağız? Ben çok bozuldum arkadaş, İran'da bir şey mi yaptılar bu adama? Bu Denizli'yi tanımıyorum ben, hiç mi hiç bilmiyorum...
Saygı Duyuyorum Sana
6 Ekim 2008 Pazartesi
Gül ki!
"Bu sabah terini kimler almış diye düşündüm kalktığımda
Hiç biri seni, hiç biri beni,hiç biri bizi anlamamış
Bu sabah telefonu hiç açmadım,çaldı durdu aldırmadım
Hiç birşey seni seni düşünmemi engellemez ben anladım bu sabah
Gül ki sevgilim,gül ki gözlerin solmasın sakın aşk çiçeğim
Gel biraz bana gel biraz daha arşa çıksın nağmelerim
Gül ki sevgilim, gül ki gözlerin solmasın sakın aşk çiçeğim
Gel biraz bana gel biraz daha arşa çıksın nağmelerim
Bu sabah adını boş kağıtlara yazdım astım duvarlara
Ben birtek seni eski günleri özledim canım anlasana
Bu sabah yatağın boş kısmını resimlerinle süsledim
Gördün halimi anla derdimi ne olur dön çok özledim bu sabah
Gül ki sevgilim, gül ki gözlerin solmasın sakın aşk çiçeğim
Gel biraz bana gel biraz daha arşa çıksın nağmelerim
Gül ki sevgilim, gül ki gözlerin solmasın sakın aşk çiçeğim
Gel biraz bana gel biraz daha arşa çıksın nağmelerim"
5 Ekim 2008 Pazar
Anadolu Efsane Dolu
Shaun Livingston Miami Heat'te
Bu arada Jamaal Tinsley'in Denver'a takası söz konusu, hafta başında kokusu iyice çıkar, biz de bakarız ayrıntılara.
Dinamolar
Gözlere Bayram; Barça-Atletico
Ezeli rakiplerinizden birine karşı alınacak dört gollü bir mağlubiyet çok ağırdır, beş gollü bir mağlubiyet hezimettir, altı gollü olanı ise kimse alınmasın ama yıllarca konuşulacak alay konusudur. 30. dakikadan sonra Messi ve arkadaşları olayı biraz daha ciddiye alsa çift hanelere doğru gidecek efsanevi bir maçın şahitleri olacaktık. Senelerce anlatılacak bir maç oldu bu haliyle bile: 6-1. Atletico tarihine kara bir leke, Aguero – Messi kıyaslamasına uzunca bir süre es. En güzel yanı maçın belki de bitiş düdüğü çaldığında iki takım oyuncuları arasında yaşanan sıcak diyaloglar, forma değişimleri, tebrikler ve teselli verme çabalarıydı. Her hafta sonu 30-40 maç, çoğu boğucu, uyutan karşılaşmalar. Her hafta başıyla, sonuyla böyle bir tek bir maç olsa da biz de oturup seyretsek. Teşekkürler Barça ve teşekkürler her şeye karşın maçı çirkinleştirmeyen Atletico.