Sayfalar

6 Aralık 2008 Cumartesi

İbrahim Üzülmez Denen Adam (!)

Bu Üzülmez futbolcusuyla biz futboldan anlamıyoruz, bu Üzülmez adamsa biz adam değiliz! Bu kaçıncı be arkadaş! Kampta arkadaşını döv, maçta rakibini döv! Gel bizi de döv! Demirören'in başkanlığına gıpta etmemek imkansız, bravo Demirören durmak yok yola devam! Yazık şu taraftara!

Piece of Cake

Taş attılar da kolları mı yoruldu, yoruma gerek bile yok, yazık oldu koca Sonics'e.

5 Aralık 2008 Cuma

Yepisyeni - Taptaze !!!

Real'in yeni Van Nistelrooy'u Klaas Jan Huntelaar

Tamahkar Fred

"Eğer bütün maçlarda oynayacağımın garantisi verilirse ücretimi yarıya indirmeye hazırım."

Fred - Lyon'un bu sezon çoğu yedekten gelerek 11 maçta oynayıp 2 gol atan golcüsü

ve eklemiş:

"Valla bak, yeminlen, Allah çarpsın" :D

Big Sam Sunderland Yolunda

İngilizler onu ve çalışma yöntemlerini çok beğeniyordu. Maçları saha kenarından izlemekle yetinmez, tribünde oturttuğu adamından telsizle devamlı doneler alır ve uygulardı. Hatta bazen kendisi tribüne çıkıp takımı telsizle idare ederdi. 8 sene boyunca Bolton'u çalıştırdı ve saygı duyulan bir takım haline getirdi, Lig Kupası finali oynattı, ilk kez UEFA'ya çıkardı. Bir çok İngiliz'in gözünde bir sonraki Milli Takım Hocasıydı. Önünü tıkayan McLaren'in saçma sapan performansı oldu. FA Capello'ya dönünce ortada kaldı. Yaklaşık 1,5 senedir takım çalıştırmıyordu. Keane'in istifası ile sarsılan Sunderland'in sarıldığı dal olmak üzere. Üstelik eski bir Sunderland oyuncusu Big Sam. Piyasadaki adamlardan en potansiyellisi belki de, belki de bu şok istifa onun şansı.

Bu arada Keane'in istifasına EPL genelinde verilen tepkiler ise gelişmişlik ve insana - yeteneğe saygının ne boyutta olduğunu gösterir düzeyde. Neredeyse bütün menejerler "yazık oldu Keane'e, lig için büyük kayıp" tarzında açıklamalar yapıyor. Hayran kalıyorum, söylecek söz bulamıyorum ki daha ne yazayım!...

4 Aralık 2008 Perşembe

NBA'de Koç Kıyımı

NBA'de alışık lmadığımız şekilde bir koç kıyımı yaşanmakta. Eddie Jordan, P.J. Carlesimo ve Şimdi de Sam Mitchell. Toronto Raptors'ın kovduğu koçu Mitchell üstelik 2007 senesinde "Coach of the year" ödülünü alan adamdı. Demek ki CV artık pek bir şey ifade etmiyor. Hızlı ve belirgin bir yükseliş yapamazsan kapının önündesin. Hele bir de geçen geceki gibi Denver'dan 39 sayı fark yediysen hiç mi hiç şansın yok. Carlesimo neyse de Jordan ve Mitchell'a gerçekten çok üzüldüm, böylesi kötü sonları hak etmiyorlardı.

Obvious

Sonucu oynanmadan belli olan bir maçtı. Yorgun olduğum için seyretme gereği de duymadım. Belli oldu ki bu takımın 3 sac ayağı ve sakatlar da yokken neredeyse hiç bir şeyi var. Umalım da "Big Three"te bir şey olmasın, nazar değmesin. Maçın sevindirici tek yanı çaylak Lee'nin 19 sayısı ve kendine güveni. Redick'in bu maçta bile yokları oynaması takas değerini de düşürüyor artık. Van Gundy'nin ise Foyle ve Gortat'ı sadece garbage time'da, bir zahmet oynatması ise geçen maç yazısında da dediğim gibi strateji hatasıdır.

Nelson ve Bogans 1 hafta içinde dönüyorlar, Pietrus'u ise yaklaşık 3 hafta daha bekleyeceğiz. Sonraki maç Oklahoma City ile, kaybedilirse rezaletin tepe noktası olur, o da sonucu önceden belli bir maç.

Onurlu Adam

"Ben bu iş için doğru adam olmadığıma karar verdim. Burada olmayı hak etmiyorum."

Roy Keane - İstifa eden Sunderland Menajeri

Onurlu adam diye buna diyorlar demek ki. Championship'ten düşmek üzere olan takımı alıp EPL'ye çıkaran, geçen sene EPL'de takımına saygı kazandıran bu adam, bu sene takımı geride kalan haftalarda daha iyi bir yere getiremediği ve iyi futbol oynatamadığı içi kendisini yetersiz bulup istifa edebiliyor. Acaba bizim ülkemizde böylesi onurlu kaç adam var, sadece idealleri için, olanların kendi suçu olduğuna inandığı için istifa edebilecek kaç teknik direktör? Ayrılırken özür dileyebilecek ve kendini küçültebilecek, kimseye suç bulmayacak kaç adam?

Futbolculuğunu sevmezdim, adamlığına hayran kaldım.

Bu Nasıl Kaptan?

"Hakem oyunun başından itibaren çok şımarıktı. Onunla konuşmak mümkün değildi. Belki de bir İtalyan olarak Almanları sevmiyordu. Bize karşı bir penaltı veriyorsa, bizim için de en azından bir penaltı vermeliydi!

Arne Friedrich - Hertha Berlin Kaptanı

Sanırım Hertha kaptanının şu açıklamasından sonra bizim oyuncularımızın maç sonu açıklamalarına pek de kızmamamız hatta pek de abartmadıkları için teşekkür etmemiz gerekir. Bu nasıl bir zihniyettir, nasıl bir spor ahlakıdır! Adam resmen ancak ırkçılıkla bağdaşan laflar söylerken hakemi de eyyam yapmadığı için eleştiriyor. Avrupa'nın da suyu çıkmış demek ki...

3 Aralık 2008 Çarşamba

Çılgın Araplar!

Manchester City'i satın alan Arapların çılgılıkları bitmiyor. Kaka ve Buffon'dan sonra şimdi de Casillas'a takmış durumdalar. Önerdikleri bonservis 120 milyon €, Casillas'a da senelik 13 milyon verelim sana demişler. Sözün özü bu adamlar delirmiş. Ne yapacaksın o kadar parayı verip Casillas'ı, adamın sütünü mü sağacaksın, yününden etinden mi faydalanacaksın, ne yapacaksın ya, peygamber mi bu adam! 120 milyon € ne demek, sen nasıl Müslümansın be kardeşim, sen müslüman mısın!?! Siz müslümansanız ben değilim! Ah ulan Fahim!

Big Brother

Boston tam anlamıyla büyük ağabey gibi geldi bu kez bize. Kısa rotasyonundan 3 sakat verince özellikle Prince ve Allen'ın savunmalarında Van Gundy'nin eli kolu bağlı kaldı. Üstüne bir de takımın tek kalan oyun kurucusu Anthony Johnson, yedek girdiği maçlar da dahil olmak üzere en kötü oyununu oynayınca maçın büyük kısmında oyun kuruculuğu Hidayet yapmak zorunda kaldı. Hem oyun kurmak hem de Prince'in savunması çok yordu Hidayet'i. Geçen seneki mağlubiyetlerden sonra Doc Rivers bu maça takımını faklı hazırlamış, sahadaki Boston oyuncularının her hareketinden bunu anlamak mümkündü. Özellikle Garnett ve Pierce inanılmaz adapteydi maça.

Rivers Howard'ı devamlı yardım getirerek savundu, Howard da ikili ve üçlü sıkıştırmalarda topu dışarı vermeyince sonuç ya top kaybı ya kötü bir şut ya da faul oldu ki zaten Boston buna dünden razıydı. Boston çok iyi oynadı asla itirazı olamaz kimsenin ancak bu mağlubiyetteki en büyük paylardan biri Van Gundy'de. Kadro ne kadar dar olursa olsun kenarda geçen sene önemli verim aldığın Cook, Foyle ve Gortat var. Bu adamları bu kadar sakat varken kullanmayacaksın da ne zaman kullanacaksın? Bu adamlar sakat da değil, 3-5 dakika da olsa bu adamları 3-4-5 numaralarda denesen, sık oyuncu değişiklikleri ile rakibin de kafasını karıştırsan, hiç olmadı bu adamlar girip dan-dun sert fauller yapıp rakibin konsantrasyonunu bozsalar kötü mü olurdu. Sinir savaşıydı ve doğal olarak kaybedildi. Redick ve Lee hala bu seviyede oyuna, savunmaya ve hücuma, hazır değiller, kaç tane boş şut sokulamadı. Bütün yük Hidayet ve Lewis'in üzerine yıkılınca bu adamlar da insan oldukları için faul atışlarını bile sokarken zorlandılar, çok zor pozisyonları sayıya dönüştürürken, boş şutları sokamadılar. 2 senedir ilk eleştirim bu Van Gundy'e. Kadro ne kadar dar olursa olsun kenarda adamın varsa sırf kargaşa yaratmak için bile bunları kullanmak gerek.

Boston bize bu kadro yapılarında bir gömlek büyük geldi, ağabey tokadını yedik oturduk aşağıya.

1 Aralık 2008 Pazartesi

MLS: Avrupa'nın Arka Bahçesi

Beckham ve Donovan'dan sonra 3. bir isim daha Avrupa'ya kapağı atmak üzere. Dallas'ın golcü oyuncusu Kenny Cooper Eintracht Frankfurt yolunda. Bu sezon gol yollarında çok sıkıntı çekiyordu Frankfurt. Cooper'ı buna çare olabilecek isim olarak grüyorlar. 1984 doğumlu Cooper aslında tam anlamıyla bir Amerikan mamülü değil. Babası İngiltere liglerinde kalecilik yapmışbir isim, onun da adı Kenny Cooper. Daha sonra antrenörlük de yapmış Ada'da. Bu esnada oğlan Cooper ise Mancester United altyapısında 3sene geçirmiş. Genç ve rezerv takımlarla maşa çıkmış. 2004'te Portekiz'in Academica takımına gitmiş ancak fazla forma şansı bulamayınca kiralık periyodunu erken bitirip United'a dönmüş. Sonra yine o sene Oldham'ı denemiş orada da dikiş tutturamamış sadece 7 maça çıkabilmiş, sonrasında da United bundan bi cacık olmaz felsefesiyle salmış Cooper'ı. O da ABD'ye yerleşen babasının yanına gidip, babasının ilişkilerini kullanıp FC Dallas'ta kendine bir yer edinmiş. MLS'te 2 sezondur minimum kontratla oynamış Cooper yani 100 bin $ + primler. Kontratı sona ermeye yaklaşırken de 2,5 sezonda 75 maçta attğı 33 golle, özellikle geçen sezon MLS'in en skorer 2. ismi de olarak Avrupa takımlarının dikkatini çekmiş. Daha önce Cardiff ve Rosenborg'un talip olduğu 1.91'lik golcünün yeni adresi Eintracht Frankfurt olmak üzere. Cooper Bundesliga tercihim diyor, artık 100 bin beni kesmez diyor, Dallas çok para istiyor ama gözüken o ki bu uzun adam Ocak ayında Avrupa'ya geliyor. MLS yavaş yavaş dikkat çeken ve ürün veren bir lig olma yolunda ilerliyor.

Geç Kalmış Bir "Helal Olsun!"

30 Kasım 2008 Pazar

Süleyman Abay'dan Sevgilerle

Sami Yen'de takımın gerçek yüzünü, ya da daha doğrusu geldiği yeri gördükten sonra bugünkü maçı farklı bir gözle izledim. Değişen iki adam Arda ve Ayhan'dı. Ayhan Baros'un boşalttığı alanlara girdi, Arda olabildiğince defansa yardım etti. İlk gol zaten orta saha göbeğinde oynayan adamların her zaman yapması gereken hareketi uzun zamandır ilk kez yapan Ayhan'ın savunma dengesini bozmasıyla geldi. Baros'un her zaman yaptığından farklı bir şey yapmadığı ama diğerlerinin biraz kıpırdandığı zaman neler yapabileceğini görmüş olduk. Öte yandan yenen gol tıpkı Metalist maçındaki gibi Servet'in ikramı oldu. Galiba bu adama birileri sıkışınca kaleciye pas vermek ayıp demiş olacak asla dönmüyor De Sanctis'e. Yine dönmedi, attığı şuursuz top 5 sn sonra dönüp gol oldu. Bu zaman kadar hep aşırı kendine güven dedik bu işe, yanlış yapıyoruz bence, bunun adı neredeyse laubalilik ve anlamsız güç gösterisi.

Skibbe'nin anlamsız Kewell değişikliklerinden birine daha şahit olduğumuz, nasıl olduysa Emre ve M.Topal'ı oyuna aldığı, klasik Skibbe maçlarından birini daha izledik tek bir farkla. Rakip 10 kişi kalınca sarı kartlı ve sinirli Meira'yı oyundan çıkardı, bu kararı kendisi mi verdi yoksa Kalli el kol mu yaptı düşünemeden edemiyor insan, keza bu bir Skibbe hamlesi değil.

Galatasaray açısından aslında anlatılacak çok şey de yok, Servet'in hatası hariç konuştuklarımız hep Hacettepe 10 kişi kaldktan sonrasına ilişkin. Peki nasıl oldu da Galatasaray'a kök söktüren, 1-0 öne geçen takım 3-1 verdi maçı? Cevap: Hacettepe değil Süleyman Abay alıp altın tepside takdim etti maçı Galatasaray'a! Tozo'nun ilk sarı kartını anlamak mümkün değil, itirazdansa kat kat şiddetlilerini Galatasaraylı futbolcular defalarca kez yaptılar, tek kart çıkmadı. Tamam 2. sart kitaba göre ama yazık be kardeşim! Gelelim 2. kırmızıya. Abay maçtaki en doğru tespitiyle penaltıyı yakaladı ama topa vuran o simsiyah eli nasıl oldu da beyazmış gibi gördü! Teli'ye çıkan kart tam bir fiyasko! Tamam 2. sarı burda da doğru ama hak mı bu, adalet mi! Yazık bu takımların emeklerine, yazık akan terlere, masrafa, zamana! Maç 11'e 11 devam etse belki de Hacettepe kazanacaktı ve Skibbe kovulacaktı. Şimdi yine mecburen Skibbe, yine aynı terane.

Bu maçtan sonra Süleyman Abay'ın uzunca süre dinlendirilmesi gerek. Ötesinde adaletsiz yönetimlerin önüe geçmek için mutlaka bir önlem alınmalı, yazık oluyor emeklere.

Galatasaray çok tatsız...

Küllerinden Doğan Adam

Kimse beğenmedi onu. Hep hor görüldü. Marco da Marco dendi o hep unutuldu. Oynatmadılar, bekledi, konuşmadı, çalıştı. Miyadı dolmuş adamlar getirdiler yerine, milyonlar saydılar, yılmadı, çalıştı da çalıştı. Bugün orta sahada o oynamazsa Fenerbahçe sıradan bir takım haline dönüyor. Yüreği gibi ciğeri de çok büyük, koşuyor da koşuyor. Galatasaray ve Beşiktaş galibiyetlerinin mimarı, belki de Porto maçı o olsa bu kadar kolay verilmezdi. Selçuk Şahin yine ve yeniden küllerinden doğdu...

İstikrarı Yakalamak, Magic Touch



Houston mağlubiyetinden sonra 4'te 4 yapmış oldu Orlando yukarıdaki 3 maç ve Buck maçıyla birlikte. İstikrar başarıyı getirir, ona şüphe yok. Ancak Orlando'nun başı zaten dertte iken şu sıra iyice batağa batmış durumda. Çok üzüldüğümü söyleyemem Nelson bacağındaki sakatlık nedeniyle bi süredir yok ve 1 numara Johson'a kalmış durumda. Johnson ilk maçında zorlanmış olsa da sonrasında toparlanmış ve yedeğinin de olmaması nedeniyle aldığı sürenin hakkını vermeye başlamış. Nelson dışında 2 önemli sakatı daha var takımın. 2 numara rotasyonunu oluturan zaman zaman birlikte 2-3 oynayan 2 adam Bogans ve Pietrus sakatlandı. Bogans'ı daha önce söylemiştik, Pietrus'un sakatlığı 76ers maçında oldu ve ciddi. Baş parmağının bağları kopmuş, geri dönüşü 5 haftayı bulacak. Bogans da 3 hafta yok. Sonuç 2 numara Redick ve Lee'ye kaldı. Bu Redick için önemli bir fırsat ama o üç maçta sadece 6 sayı ortalama ile oynayarak bu fırsatı heba ediyor gibi gözükmekte. Hidayet ve Lewis bildiğimiz gibi şutör kimliklerini sakatlar nedeniyle daha çok top kullanarak ve sayı üreterek pekiştiriyorlar. Howard ise artan ezici performanslarıyla korkulan bir adam konumunda. Battie de yavaş yavaş ısınıyor basketbola. Şu dar kadrodan bu istikrarı alan Stan Van Gundy'e selam olsun!