27 Eylül 2008 Cumartesi
Yazık Oldu Bu Çocuğa: Shaun Livingston
6 Haftalık Hoca Kinnear
idi Joe Kinnear'ın göreve geldikten sonra söylediklerinin özeti. Hem durumun hem de sonunun farkında, son dönemlerde alıştığımızın aksine, mütevazi bir adam. Sadece 6 haftalığına anlaştılar Kinnear'la. Ekim sonu gibi takımın satılması neredeyse kesin. Yeni bir kulüp sahibi, yeni transfer çılgınlıkları ve sonlarının ne olacağını bilmeyen Newcastle taraftarları. Bir tek Kinnear biliyor sonunun ne olacağını. Demek ki Emre Castle'dan kaçmış aslında farkında olmadan.
Giderim! Korkma Alacaklar!
Milli Takım Kalesi
Volkan %35
Başka bir isim %16
Serdar %14
Tekrar Rüştü %7
Tolga %6
Recep %6
Serkan%1
oranında oy almış. Oy verenlerin çoğunluğu Volkan'ı tercih etse de gözüken 3'te 2'lik bir kesimin Volkan'ın yerine bir alternatif aradığı. Fenerbahçe kalesini koruyor ve bir çok uluslararası maçta o kalede duruyor olmasının vermiş olduğu izlenimle seçenekler arasında öne çıkmış Volkan. Hemen arkasındaki tercih ise arkasında paslanan ma yeteneği ve fiziğinden bir şey kaybetmeyen, en nihayetinde bu sezon Kocaelispor'u tek başına ayakta tumaya çalışan Serdar Kulbilge. Rüştü'den vaz geçemeyenler ve seçeneklerden başka isimleri o kalede görmek isteyenler de mevcut.
Uzatmadan direk bir mesajdır aslında bu. Türk futbolseveri o kaleye gözü kapalı kimseyi koyamıyor, ülkenin kalesini kimseye kolay kolay emanet edemiyor. Yabancı kaleci sayısının artışı, Anadolu takımlarında bir türlü istikrar yakalayamayan ya da yakalattırılmayan eldivenlerimiz. Ne kadar etkili orta saha, forvet yetiştirirsek yetiştirelim kanadımız hep kırık. Savunma oyuncusu sıkıntımız bu kadar barizken, kalemizde de fazlasıyla sıkıntılıyız aslında, hep bir fazlasını atmak zorundayız yediğimizin. Kaleci sorununu bitirmek için proje üretilmeli bu ülkede yoksa sonumuz David James'e mecbur İngiltere'den farklı olmayacak.
26 Eylül 2008 Cuma
Ilımlı Faşist
25 Eylül 2008 Perşembe
Get Smart
Bugün nedense hiç spor yazma isteği belirmedi içimde, bir nevi blogtan bir gün çalmak olsun bu post da.
24 Eylül 2008 Çarşamba
Hidayet Orlando'dan Ayrılabilr
Orlando Magic Forveti Hedo Türkoğlu Sezon Sonu Serbest Kalabilir
Brian Schmitz, Orlando Sentinel, 24 Eylül 2008
Kısa forvet Hedo Türkoğlu, yaz sezonunun ardından Pazartesi gecesi ülkesi Türkiye’den Orlando’ya gelip takıma katılan son oyuncu oldu. Türk bu yazın hayranlık duyduğu takım ve şehirle geçireceği son yaz olmamasını umuyor şu sıralar. Salı günü verdiği demeçte, sezon sonu serbest oyuncu olabilmek için kontratındaki opsiyonu kullanmayı düşündüğünü açıkladı ve Magic’le 6 yıllık, 39 milyonluk kontratının sona erebileceğinin sinyalini vermiş oldu. Eğer takımda kalırsa son sezonunu 2009-2010’da 7.3 milyona geçirecek. Geçen sezon En Çok Gelişme Kaydeden Oyuncu Ödülü’nü kazandıktan sonra doğrusu düşündüğünü yapabilecek özsermaye ve hakka kavuşmuş durumda. Gelecek Mart ayında 30 yaşında olacak, bu da demek oluyor ki bu yaz onun karlı bir kontrat imzalaması için son şansı.
“Opsiyonu kullanıp serbest kalmak mantıklı geliyor.” diyor Türkoğlu ve gülerek ekliyor “Bir yaş daha genç olacağım.”
“Orlando'da kalmak çok hoşuma gider… Ama sonuçta bu bir iş. Benim işimde oyunumu oynamak. Eğer oyununuzu oynamazsanız, hiçbir yerde kontrat alamazsanız. Umarım Orlando ile anlaşır ve yeni bir kontrat imzalarız, bekleyip göreceğiz. Şu an için kalacağım ya da gideceğim demek çok zor.”
Magic Genel Menajeri Otis Smith kulübün “Türk’ü tutmak” istediğini ve Şubat ayındaki son takas gününe kadar Türkoğlu’nun menajeri Lon Babby bu konuyu detaylı olarak görüşmek istediklerini söyledi. “Görüşmemizde söyleyeceğimiz şey Hedo’nun serbest kalmasını istemediğimiz olacak, o zamana dek çok iyi bir çözüm yolu bulmalıyız.”
Yeni sezonun hazırlık kampını gelecek Salı (30 Eylül) RDV Sportsplex’te açacak olan Magic’te yönetim, bir an önce Hedo’yu takımda tutmak için ne yapmaları gerektiği hakkında bir fikir edinmek istiyor. Türkoğlu’nun bu yaz Golden State ile serbest oyuncu iken 50 milyona beş senelik kontrat imzalayan kısa forvet Corey Maggette’ninkine yakın bir kontrat isteyeceği konuşuluyor. Magic’in elinde hali hazırda 3 tane ağır kontrat bulunmakta: Rashard Lewis (6 yıl ve 116 milyon), Dwight Howard (5 yıl ve 85 milyon) ve Jameer Nelson (5 yıl ve 40 milyon)
Smith’e Magic’i lüks vergisi cezasına sokabilecek sezon başına ortalama 10 milyon dolarlık bir kontratı Türkoğlu’na verip veremeyecekleri sorulduğunda cevabı “Eğer rekabet edebilir kalmak istiyorsanız her şey yapılabilirdir. Bu bizim teklif edeceğimiz kontratta ne kadar yaratıcı olabileceğimize bakar. Hangi paraların konuşulacağı konusunda şu an için çok emin değilim.” Gözüken o ki Türkoğlu ve Magic (Şubat’tan önce) anlaşamazlarsa Magic Hedo’yu bedavaya kaybetmektense takas edebilir. Türkoğlu da takas edilebileceğinin bilincinde olduğunu söyleyerek sözlerini “Bu benim elimde olan bir şey değil. Olando beni takas edebilir. Bu sonuçta bir iş.” şeklinde sürdürdü.
Smith Türk’ü tutacakları konusunda kendinden emin hissettiğini, Hedo’nun menajeri Lon Babby’nin de mantıksız - anlaşılamaz bir adam olmadığını söyledi. Ayrıca Smith, Orlando’ya geldiği günden beri bir oyuncu olarak devamlı gelişen Türk’ün, özellikle Stan Van Gundy’nin uta dayalı sisteminin önemli bir ismi olduğunu ekledi. “Eğer serbest kalmaya karar verirse, en iyi senesini benimle geçirmiş olacak. Tabiî ki bunun bir sebebi vardı. Türk’ün yaptıklarının arkasında durduk, ve ona bir çok ciddi özgürlük tanıdık. Fakat Keyon Dooling gibi, o da kendisi için en iyi olacak şeyi seçmekte özgür.”
Çeviri: CENKY, NBAKolik.com için çevrilmiştir.
Orlando Magic 2008-2009 (20. Sene Özel)
"Kanat"landı
Gitti Gidiyor: Topun Ağzındakiler
Matt Derbyshire
İki Resim Arasındaki 32 Fark
Öküz öldü ortaklık bozuldu derler ya onun gibi bir şeyler. West Ham'ın göğüs reklamı XL firmasındaydı. XL İngiltere, Almanya, Fransa, Avustralya gibi ülkelerde hizmet veren bir hava yolu ve turizm şirketi, XL Leisure Group açık ismi. Aslında bu sezona da anlaşarak başlamışlardı ama ne olduysa vazgeçtiler, ya da anlaşma bir şekilde bozuldu, bilen varsa başımız üstüne (Edit: giigle loop sağolsun bilgiyi verdi, XL'e devlet el koymuş, bir nevi iflas). Sezon başından reklam baskılı, ki formaların üzerinde reklam fabrika çıkışı mevcut yani tam anlamıyla baskı değil de aslında forma reklamlı üretilmiş elektronik baskılı olarak, baskıları sökmek mümmkün değil dolayısıyla. West Hamlılar da çözümü reklamın üzerini oyuncuların numaralarıyla kapatmakta bulmuşlar. İlk bakışta renk uyumsuzluğu nedeniyle biraz itici gelse de sonra insan alışıyor. 32 yaşındaki, 32 numaralı Di Michele 3-1 kazandıkları maçın 3 golününün 2'sini atıp 1'ini attırırken, reklamı kapatan "32" yeniden doğuşun simgesi gibi parıldıyor.
Sal Gitsin
Gianluca Nani - Gianfranco Zola
Shareef Abdur-Rahim
23 Eylül 2008 Salı
İç Parçalayan Sakatlıklar #5
Zico Özbekistan'a
22 Eylül 2008 Pazartesi
Newcastle Nijeryalılar'a
Maradona Inter'e mi?
Nefret Ettirdin Artık!
Değişen Saray ve "Yeni"çeriler
Dün akşamın "ben balon değil futbolcuyum" diyen adamı da kuşkuşuz Baros. Bellinzona maçındaki gollerine, iyi ve yıpratıcı performans katkılı oyunuyla devam etti. Toplu oyunda çok hızlı olması ve topu ayağına adeta yapıştırarark sürmesiyle rakip savunmayı çok yoruyor. Kuşkusuz Baros'un iyi oyunu takıma seviye atlatacaktır ama Milan Baros geldi diye de Galatasaray Milan olmamıştır (bu sezonki Milandan bahsetmiyorum). Nonda ile uyumu çabuk yakalamaları çok büyük avantaj ama gol kaçırma virüsüher ikisine de bulaşmış durumda, acil şifalar.
De Sanctis'in yine kalesinde güven verip, arkadaşlarının başlarını arkayaçevirtmediği bu maçta en önemli kazançlar eskiye göre sakinleşen ve pozisyonun hakkını vermek için çabalayan Hasan Şaş, Volkan Yaman ve Alpaslan Erdem'di. Bir sakatlığın bir oyuncuya ne kadar yarayabileceğini geçen sene post-Linderoth döneminde Topal ile görmüştük. Şimdi ise bu dalgaya 1 değil 2 kişi takılmış durumda. Dün geceki maç hem Volkan hem A.Erdem için "Ben de en az Balta kadar oynarım" dedikleri maçtı. Hatta Balta'dan kat kat fazla defansif ve ofansif verim verdikleri, verebileceklerini ispatladıkları maçtı. Skibbe Balta'da ısrar etmez ve en azından bir rotasyon yakalarsa Galatasaray solu bu sene çok iş yapar.
Kewell'a ise denecek söz bulamıyor insan. Böylesine üstün bir profeyonel, iş ahlakı doruk noktada ve işini severek yapan adamı bulmak çok zor. Galatasaray'n son yıllardaki en büyük transferi, bakalım nereye kadar iyi kullanabilecek Galatasaray onu. Netice sözü yine istikrara getiriyor, kadro istikrarı, kazanma alışkanlığı kazanan takımların önünün açık olduğu en azından moral olarak her maça önde başladıkları gerçek. Bellinzona galibiyeti Galatasaraylı oyuncuların kafasındaki bazı engelleri yıkmış, yıkılan engellerin altında kalan Kocaelispor oldu. Engin İpekoğlu'nun kale ve forvet dışındaki er mevkide sorunu had safhada, işi çok zor. Bir kaç kelime de Kocaelispor taraftarına: Arkadaş 4 hafta olmuş lig başlayalı, seneler sonra takımın orada tutunmaya çalışıyor, oynadığın takım lig şampiyonu, yenilgi olabilir ama oyuncuların ciddi mücadele ediyor, neden oyuncuları yuhalamak, biraz sabır göstersek ölür müyüz?