Sayfalar

14 Ağustos 2008 Perşembe

Bu Adam Haftada 190 Bin Euro Kazanıyor

Bugünkü şartlarda 21 sene çalışırsam Frank'in 1 haftasını yakalarım!
Yuppiiii!

Savaş Sporu Olumsuz Etkiliyor

Wit Georgia Austria Vienna UEFA Kupası 2. ön eleme turu ilk maçının Rize'ye alındığını yazmıştık. Wit Georgia UEFA'ya başvuruda bulunmuş ve savaş nedeniyle ülkeden ayrılan sporcuları olduğu için takımı toplayamadıklarından dolayı maçın iptalini istemiş. UEFA bunun üzerine ilk maçı iptal ederek 28 Ağustos'ta turu geçen tarafın tek maç üzerinden tayin edilmesine karar vermiş. Viyana'da 28'inde oynanacak maçı kazanacak olan takım turu geçmiş olacak. Detayını bilmiyorum ama net hatırladığım kadarıyla 20 senedir böylesi bir duruma şahit olmamıştım. Umarım bu son olur ve hem acılar hem de tüm sıkıntılar ortadan en kısa sürede kalkar.

Teşekkürler Nazmi Avluca

Dimyat'a Pirince Giderken Eldeki Bulgurdan Olduğumuz Olimpiyatlarda Nazmi'den Bronz Madalya.

Meksika'nın Şükür'ü Blanco Tekrar Milli Takımda

Sven Goran Eriksson tecrübeye sarıldı ve 36 yaşındaki forveti tekrar milli takıma çağırdı. Milli takımla çıktığı 97 maçta 34 golü bulunan ve America takımında Meksika efsanesi olan Blanco geçen seneden beri Birleşik Devletler'de Chicago Fire'da forma giyiyor. Takımı yukarı taşımak ve ülke futbolunu yeniden yapılandırmak için göreve getirilen İsveçli'den ilginç bir karar. Belki de takıma Tümer (!) gibi ağabeylik yapsın diye alınmıştır.

Bu Yazı Basketbolu Karıştırır

Salsa sayesinde haberim oldu ve okudum Ünal Özüak'ın son yazısını. Çok iddialı ve tehlikeli yazı bir aslında. Tam anlamıyla camiayı karıştırabilecek cinsten. Aynen koyuyorum ve açıkçası Turgay Demirel'in bu yazıya bir cevap verip vermeyeceğini merakla bekliyorum.

"
Demirel'in naklen yayın açmazı / ÜNAL ÖZÜAK

TÜRKIYE Basketbol Ligi televizyon yayın haklarını 2001-2002'de TRT'ye yıllık 2 milyon dolara verirken bu kanalı terk edip, o gündür bu gündür NTV'ye reysen 800 bin dolara veren Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel bugünlerde büyük sıkıntıya düştü.

Yıllardır ihalesiz, pazarlıksız NTV diyen Demirel, kulüplerin baskısına daha fazla dayanamayıp teklif almaya zorlandı. Hafta başında Skyturk-Show-Digiturk üçlüsü iki yıllığına 13 milyon dolarlık teklif verdiler. Rüçhan hakkı olan NTV ya bu fiyata çıkacak ya da yayın hakları üç kanalda yayın yapacak bu üçlüye geçecek.

Şimdi.. Ederi 13 milyon dolardı, hatta açık arttırma yapsan belki daha fazlasını alacaktın da neden tek kanala üç otuz paraya mahkum ettin basketbolu demezler mi adama? Demirel güdümünde ki Kulüpler Birliği diyemez ama biz hesabı sorarız.

Gazetelerde İspanyol Milli Takımı'nın Çinliler'i rencide edecek şekilde, oyuncuların topluca çekik göz işareti yaptıkları, fotoğrafını gördünüz mü? "Irkçılık yapıyorlar"diye dünya ayağa kalktı. Demirel yıllardır kulüplere bizim göreneklerimizi çok zorlayan meşhur "al sana" el hareketini yapıyor. Mercedes arabalardan oluşan sponsor filosunu Milli Takım'a diyerek kendine alıyor. Mercedes binek arabasını Milli Takım'ın hangi iş için kullanacaksa. Lig isim hakkının kaymağını kendi alıyor. Pazarla diye Ahmet Gülüm'e yılda 300 bin dolar verilirken, kulüpler 95 bin dolarla idare ediyorlar. Daha sonra da ligimizin kalitesizliğinden bahsediyoruz. Kaliteyi arttırabilecek bütün finans kaynaklarının başına Demirel çöreklenmiş. Demirel Federasyonu'nun bu götürdükleri karşısında verdiği hizmet, salonlar devletin olduğuna göre hakem tayini ile sınırlı.


Diğer işi milli takımları da nasıl Tanjeviç mahkumu yaptığını birlikte izliyoruz. Parker'sız Fransa, kağıt üzerinde zayıf Ukrayna ve Belçika ile oynayacağımız, kapaktan favori olduğumuz, eleme maçları için takım seçiminden hazırlık programına kadar her şeyi, "nerem doğru ki" diyen deve misali ısrarla yanlış yapıyorlar."

Dün Geceden Kalanlar ve Düşünceler

İki takımımız da şok ettiler dün gece hepimizi. Böylesine skorlar beklemiyorduk tabii ki, ama öpülmüş yanağın davası olmuyor değiştirilmiş haliyle. Burada sorgulanması gereken takımlarımızın bu müsabakalara fizik olarak hazır olup olmadığı ve konsantrasyon eksikliği. Fenerbahçe’nin MTK maçlarını resmi ve ciddi birer maç olarak nitelendirmek imkansız, tıpkı 2 hazırlık maçı oynamış gibi oldu takım. Hatta Macar şampiyonuna evinde 5 atmak biraz rehavete bile soktu oyuncuları. Galatasaray’ın da bu sezonki ilk resmi maçıydı bu maç. Geçmiş senelerde hep şikayet ettik sıcaktan, ligler erken başlıyor, sağlık için sakıncalı dedik. Bu sezon 23 Ağustos’a aldılar lig başını ve 3 hafta ileriye attılar. Peki bu sefer ne oldu? En az 2-3 haftadır kendi liglerinde resmi müsabakalar yapan takımlarla oynamak durumunda kaldık. Oyuncu kalitesi çok yüksek olmasa da rakiplerimizin fizik ve dayanıklılık olarak bizden ileride olduğunu gördük her iki maçta da. Baskılı başlayınca rakipler oyunlara, adeta iki ekibimizde dondu kaldı. Kafaca hazır olunmadığını gösteren başka bir kanıt da Volkan ve Aykut’un çok kötü maç başlangıçları. Her iki kaleci de ancak 2 golü yedikten sonra kendilerine gelip maça konsantre olabildiler.

Bu noktada Federasyon’a kadar uzanıyor sorun yukarıda söylediğimiz gibi. Hazırlık maçları asla resmi maçlar gibi olmuyor ve futbolcular konsantrasyonlarını sağlayamıyorlar bir türlü. Milli Takımımızın birkaç sene boyunca hiçbir özel karşılaşmada galip gelemediğini hatırlayın. Denilebilir ki “Arkadaş İngiliz, İspanyol, İtalyan ligleri de başlamadı, adamlar takır takır top oynuyorlar.” , “Kusura bakmayın ama burası Türkiye ve kafamızın içini değiştirmedikçe bu hallere düşmeye devam edeceğiz.” derim ben de cevaben. Futbolcumuzu hazır tutmak ve Türk futbolu için bu kadar önemli olan organizasyonlara katılma şansını arttırmak için lig başlangıç tarihlerinin mutlaka Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme ve UEFA Kupası 2. ön eleme turlarına göre baştan revize edilmesi gerekir. Yoksa daha pahalı takımlarla daha başarısız olmaya ziyadesiyle devam ederiz.

Sami Yen'den 3 Kare

Umulanları Boşa Çıkaran

Umulandan Fazlasını Yapan

Çok Özlenen

12 Ağustos 2008 Salı

Can Simidi Azerbaycan Ligi

Oktay Derelioğlu Azerbaycan'ın Hazar Lenkeran takımına transfer olduğunda şaşırmıştık. Rasim Kara ile birlikte çalışıp çok başarılı olmuş, ardından şansını tekrar buralarda denemeye çalışıp hayal kırıklığı yaratıp emekliye ayrılmıştı. Oktay'ın 17-25 yaş arası ne kadar başarılı olduğunu hepimiz biliyoruz. Yanlış kararlar ve çalkantılı bir hayat sonucu tepe noktayı göremeden kaybolup gidenlerden olmuştu. Azerbaycan Ligi'nde geçirdiği günler Beşiktaş'taki şaaşalı günlerinden sonra en başarılı olduğu dönemdi. Şimdi onun yolundan giden, 18-22 yaş aralığını çok büyük potansiyel, geleceğin yıldızı, süper topçu diye anılan üç kişi daha oldu Azerbaycan'da. Hollanda'da yetişip genç ve Ümit milli takımlarda çok başarılı olan, İngiltere yerine Galatasaray'ı seçen ve o gün bugündür hep düşüşte olan Suat Usta, Beşiktaş formasını uzun yıllar taşıyacağına ve Türkiye'nin yeni Hakan Şükür'ü olacığına inanılıp tam bir seyyah haline gelen Ali Cansun ve Türkiye'de dolaşmadığı orta sıra takımı kalmayan Levent Kartop. Üçü de seneler geçtikçe geleceği tahmin edilen yerden devamlı uzaklaşan ve moral bozukluğu ile her sene daha kötüye giden, potansiyellerini dışa vuramamış oyuncular. Neftchi Bakü takımı ile anlaşmışlar. İkişer yıllık imza atmışlar. Türkiye Ligi'nin 2 vites altında futbol oynanan Azeri Ligi'nin en köklü takımlarından Bakü temsilcisi. Bu çocuklar burada devamlı oynar ve başarılı olurlarsa hem kendilerine güvenlerini kazanırlar hem de Türkiye'de sağlam birer kontrat. Üçüne de bol şans diliyorum, hiç bir futbolcunun kaybolup gitmesini istemem ama bazen dibe de vurmak gerekir daha kuvvetli ayağa kalkabilmek için. Demek ki Türk Futbolunun yeni Can Simidi Azerbaycan Ligi.

Gürcistan'ın Uluslarası Maçları Türkiye'ye Kayıyor

UEFA bugün yaptığı açıklamayla UEFA kupası 2. öneleme turunda Gürcistan'ın WIT Georgia takımının Austria Vienna ile yapacağı maçı Tiflis'ten Rize Atatürk Stadı'na aldı. Güvenlik gerekçesi ile Gürcistan'ın evsahibi olduğu planlanmış bundan sonraki uluslararası müsabakaların da yine Türkiye'de yaptırılması bekleniyormuş. Diyecek çok şey yok. Savaş sürüyor, her dakika ölü sayısı ve şiddet artıyor ama öte yandan hayat devam ediyor. Şu ana kadar Kızılayımızla yapabildiğimiz yardımı böylece bir adım ileri götürmüş ve Gürcistan sporcularına kapımızı açmış olacağız. Umarım en kısa sürede bu savaş sona erer ve daha fazla kan dökülmez.

Türk Basını Yine Kaybetti: Simic Monaco'da

Bir çok ismi saydık bu zamana kadar bu satırlarda, basınımızın itinayla uğraşıp Türkiye'ye getiremediği, elden kaçırdığı (!) transferleri. Bunlara son halka da Hırvat Simic oldu. Galatasaray 7 kez anlaştı Simic'le, Simic 9 ayrı uçaktan inemedi, 34 farklı demeç verdi Türk basınına "Ya Cim Bom ya Celtic" dedi. Yine karavana yine karavana! Simic Monaco'da. Hepimize hayırlı olsun, o kadar çok haberini okuduk ki eski Milanlı'nın sanki Milan'dan değil de İstanbul'dan transfer olmuş gibi geldi bir an Monaco'ya. 2 senelik anlaşma yapmış Fransız ekibiyle Simic, büyük ihtimalle kariyerinin son imzası. Simic'e Fransa'da, basınımıza yeni spekülasyonlarda başarılar.

M.City Darda, Hughes Ne Yapacak?

Alper Öcal yazmıştı Lambuja'da M.City'nin sahibi Thaksin Shinawatra'nın başının dertte olduğunu. Ülkesi Tayland'da bir dizi yolsuzluk olayına karışmakla suçlanıyor küçük adam. Kendisi ve eşinin de sanıklar arasında olduğu dava nedeniyle hükümet 1 milyar Pound'luk banka hesabını dondurdu ve büyük ihtimalle bu parayı bir daha geri alamayacak. Geriye Shinawatra'nın Tayland dışındaki ülke hesaplarında bulunan 200 milyon Pound'u kalmış. Buna karşın M.City başkanı Cook Shinawatra'nın City ile ilgili planlarının değişmediğini ve kulübü ileri götürmek için elinden geleni yapmaya devam edeceğini söylüyor. Bir çok yerde ise Taylandlı'nın geçen ayki bazı maaş ödemelerinde çok zorlandığını ve bu ödemeleri yapabilmek için 2 milyon Pound borç aldığını yazıyor. Alper Öcal City satılır demişti ben de aynen katılıyorum fikrine, Shinawatra'nın fazla dayanabileceğini sanmıyorum. Adını aklamak varken futbola uzak kalacaktır. Bu hikayenin ise tabii ki en ciddi kaybedeni Mark Hughes. City'e kendi yağında kavrulan bir orta sıra takımından parası olan ve büyük hedeflere oynayabilecek bir takım olduğu için gelmişti. Şimdi ise Corluka, Ireland gibi isimlerin takıma kaynak sağlamak amacıyla satılması söz konusu ve bu Hughes'un keyfini bir hayli kaçırmış gözüküyor. Hughes'un bu transferler gerçekleşir ve kulüp küçülmeye giderse görevi bırakabileceği ve son derece huzursuz olduğu yazıyor hep İngiliz gazetelerinde. Bakalım City küçülecek mi, küçülürse Hughes ne yapacak ya da Taylandlı kulübü gerçekten satacak mı?

Kara Bulutlar Valencia'nın Peşini Bırakmıyor

Son senelerde giderek düşen sportif başarı, huzursuz oyuncular, devamlı maruz kalınan transfer teklifleri ve akıl çelmeler sanki Vlencia'ya yetmiyormuş gibi bir de sakatlık belasına bulamaya başladılar. Avrupa Şampiyonu İspanya milli takımın stoperi Marchena ayak bileği sakatlığı dolayısıyla en az 2-3 hafta takımla çalışamayacak. Bakalım Valencia'nın başına daha neler gelecek. Çok ciddi nazar bence üzerlerinde, bilen varsa nefesi kuvvetli bir hocaya yönlendirelim.

Lyon'un Kanadı Kırıldı: François Clerc

François Clerc Lyon'un son 2 sezondur sağ kanadında hücumcubek olarak iyi işler yapan bir adamdı. Son 2 senede 13 kez milli formayı giymesi ötesinde milli takımın kadrosunda devamlı bulunan bir isim olması her sezon artan kalitesini göstermekteydi, keza Euro 2008 kadrosuna da girmeyi başarmıştı. Gerçi o milli takımın başında Domenech var ama neyse. Ligin ilk maçında, yetiştiği takım olan, Toulouse karşısında sol diz ön çapraz bağları yırtılan oyuncunun en iyi ihtimalle dönüşü 6 ay sürecek gibi. Hakan Ünsal'ın futbol hayatını bitiren sakatlıktır bu. Çok sabırla ve çalışmaktan bıkmadan üzerinde durulması gereken bir sakatlık. Bu sakatlık Lyon'u kuşkusuz şampiyonluk yarışında etkileyecektir. Sagnol'un uzun süreli sakatlığı sonrası milli takımın da sağ beki olacaktı elemelerde büyük ihtimalle. Şimdi hem Lyon'un yeni hocası Claude Puel hem de Domenech'in planları bozuldu. Lyon'da formasını büyük ihtimalle Clerc'in yedek kulübesine hapsettiği Anthony Reveillere giyecek. Milli takımdaki halefi de Arsenalli Sagna olacak. Lyon açısından durum biraz Galatasaray'ınkine benzemekte. Clerc'i Uğur Uçar, Reveillere'i de Sabri olarak düşünün ne demek istediğimi anlarsınız. Puel haklı olarak transfer arayışına girmiş, bu saatte iyi bir sağ bek bulabilirse helal olsun, belki Miguel'i onlar alır, bulamazsa Allah sabır versin.

11 Ağustos 2008 Pazartesi

İyi ... Yedin Beşiktaş!

Af geldi! Karizma dümdüz! Koca bir kulüp topçulara mağlup! Bu dakikadan sonra her şey müstehak Beşiktaş'a. Çünkü Beşiktaş'ta Hoca'ya tepki de affedilir, ulu orta tekme tokat kavga da! Birazcık antrenmana çıkarsın paf takımla, özür diledim ayaklarına affedilirsin anında. Geçen sene Nobre kadro dışıydı, pafa gitti geldi, terlik muharebesinden oldu 2. kaptan. Vallahi Beşiktaş bravo! Çekinmeyin tapusunu da verin kulübün İbolar'a. Ne de olsa yönetici, hoca, taraftar geçici, futbolcu baki sadece sizin orada!

Biraz Tatil, İyi Gelir

Cuma akşamından Yalova'ya kaçtık. Orda kuzenlerle buluşup havuz, balık keyfi ve tembelik yaptık. 2 gün de olsa kendine getiriyor insanı. Hem yapamayalara hem de kendime acil olarak yenilerini temenni ediyorum. Fotoğraf da Flying Dutchman'e nazire olsun, hiç göremedik onun uçan kaçan fotolarını.

Delikanlı Adamım, Kaptanlık Beni Değiştirmez

Aferin Evladım!
Van Bommel - Bayern Münih'in Yeni Kaptanı

Baptista Roma Yakınlaşması

Bu yaz takımdan ayrılacağına kesin gözüyle bakılıyordu Baptista'nın. Liglerin başlamasına çok kısa bir süre kaldı ama daha yaz bitmedi. Türk basınında abartılı bir şekilde, temcit pilavı usülü adı devamlı Galatasaray'la geçse de, Baptista'nın Roma'ya transferi ufukta gözüken tek kara gibi duruyor. Real kadrosunda devamlılık sağlaması çok zor gözüken Brezilyalı'ya, bu sezon kadrosuna mutlaka bir forvet oyuncusu katmak isteyen Roma ciddi şekilde talip. Spalletti de dedikoduları doğrulamış ve "Baptista ile görüşüyoruz, henüz transfer için vaktimiz var, rahatız ama o da tam kadromuza uyacak tipte çok yönlü bir oyuncu." demiş. Mutu'dan ağzı yanan Spalletti haklı olaak Baptista'yı üfleyerek yemeye çalışıyor. Her iki taraf için de isabetli bir transfer olur Roma Real'i para konusunda ikna edebilirse.

Bu Spalletti de hep Sphagetti'yi getiriyor aklıma, midem kazınıyor hemen ardından :D

Meleke'den Tam İsabet

Uğur Meleke çok beğendiğim spor yorumcularından biri. Laf kalabalığı yapmadan direk konuya girmesi, söyleceğini verierle destekleyerek söylemesi, istatistiği sevmesi ama spor istatistikten ibaretmiş gibi asla davranmıyor olması ona ola saygımı her geçen gün arttırmıştır. Bugün yine 12'den vurduğu bir yazısı yayımlanmış. Almanya'da yeniden yapılanma ve altyapıdan oyuncu çkarmanın en verimli isimlerinden biri olarak görülen Skibbe'nin Galatasaray'da yaşadıkları ve bir çok elişkiyi gözler önüne sermiş Meleke. Keyifli ve düşündüren bir yazı.

"Galatasaray'da Transfer Hiç Bitmez"

Ölüm Yolu Karasu Yolu


Benim de çok ciddi bir kaza atlattığım, Allah'ın hayatımı bağışladığı yoldur Karasu yolu. Nasıldır, nedendir bilmem Sakarya sınırları içinde meydana gelen kazaların yarısından çoğu hep orada olur. Sanayi girişi, yeni yol bağlantısı, eski yol çıkışı, şehir girişindeki ışıklar saymakla bitmez kaza yapabileceğiniz mekan sayısı.

Dün de yeni kurban Sakarya'nın yeni değerlerinden gencecik fidan Kerem Ersen Arslan. Nasıl üzülmezsin, nasıl için yanmaz 20 yaşındaki delikanlıya. Mekanın Cennet olsun denir ancak Kerem'e, çarpıştığı şoför'e de sabır dilenir, işi çok zor bundan sonra. Ama suçlu onlar değil, o yolsuçlu ve hala o yola önlem alamayanlar. Ben hayat boyu oradan kalan izle yaşayacağım, Anne babası Keremsiz, nicesi kim bilir hangi sevdiğinden uzak. Nurlar içinde yat Kerem.