24 Temmuz 2008 Perşembe
Tevez Kaşınıyor, Ferguson Kızılcık Sopasını Arıyor!
Yuh Sana Olympiakos!
Oltayı Attım da Acaba Yem Takmış mıyım?
Ha şu olabilir: Ochoa gelir, kendisine helal süt emmiş, temiz, saf, hanımefendi bir kız bulunur, nikahları yapılır, Ochoa Türk pasaportu alır, hemen arkasından devre arasında, örneğin İspanya'ya, transfer olur, mahkemeye başvurur, AB statüsünde oynayan Nihat'ı emsal göstererek davayı kazanır, bu süre yaklaşık 3-6 ay arası sürdüğünden 2. devrede de Türkiye'de kalır. Yeni sezonun başlangıcıyla birlikte yeni takımının kalesine geçer, bizim hanımefendi kızımızdan elini değdirmeden 1 sene sonunda boşanır, vatandaşlığı baki kalır, Türklüğü çok severse, futbolu bırakınca gelir Burdur'da 21 gün çakı gibi bedelli asker olur, toplu tüfekli fotoğraflar çektirir, terhis olunca önce Nişantaşında bir Meksika yemekleri restoranı sonra Bodrum'da bir Meksika resort hotel açar, baba olur iş adamı olur.
Oltayı attı da hem Galatasaray hem Basın acaba ucunda yem takılı mı? Meira transferinden sonra Galatasaray'ın hiç bir şart altında bonservis ödeyerek bir kaleci transfer edeceğini düşünmemekle beraber, keşke Hildebrand'ı getirebirseler diyorum. Ochoa'ya da hayatında başarılar diliyorum.
23 Temmuz 2008 Çarşamba
NBA'den Kaçış ve Sebepleri
Anlatılan bütün bu sıkıntılı sürece oyuncuların imza attıkları ücretlerin yaklaşık % 40'nın da vergilere gittiğini düşünürsek, aslında yuvarlak olarak 56 milyon dediğimiz NBA takım bütçeleri net olarak yaklaşık 34 milyona düşmekte. Son yıllarda iş adamlarının spora olan yoğun ilgisi, sponsorluk, reklam ve TV gelirlerinin artmasıyla Avrupa'da bunun tam aksi bir durum oluşmaya başladı. Birincisi Avrupa'da kontratlar net ücret üzerinden yapılmakta ve vergileri oyuncular adına kulüpler ödemekte. İkincisi ise Avrupa takımları için bir bütçe kısıtı ve NBA'deki gibi bir lüks vergisi uygulaması yok. NBA'de takımlar bütçe kısıtına uyabilmek için önemli isimlerden vaz geçip bunların yerlerini Geliştirme Ligi ve Draft'ten isimler katmaya çalışıyorlar. Sonuç istenmeyen bir şekilde çok iyi oyuncuların Avrupa'da kalması ya da orta ve üzeri oyuncuların NBA'de kazanacağından daha fazlası ve daha fazla oynama imkanını seçmesi oluyor.
Juan Carlos Navarro, Gordan Gricek, Carlos Delfino, Primoz Brezec, Victor Khryapa, Mario Kasun, seçildiği halde hiç gitmeyen Fran Vasquez, en son olarak da Childress ihtimali. Avrupa'nın en değerli isimlerinden Alaska asılılı Amerikalı Langdon kendisine bir çok teklif gelmesine karşın yine Rusya'yı ve daha fazla parayı seçiyor. Loren Woods gibi adamlar NBA'de alamayacakları paraları kazanıyorlar. Yakındır NBA'den kaçışların hızlanması. Bütçe kısıtı esnetilmeli artık, yoksa Euroleague>NBA günleri başlayacaktır. Abartmıyorum, vaktiniz olursa Amerikadaki Basketbol reytingleri ile Avrupa'dakileri bir kıyaslayın bakalım hangisi düşerken hangisi artışta.
Kendini Kazıklayan Adam: Mo Evans
Bu arada Orlando Magic New Jersey Nets ile yaptığı takasla Dooling'i NJ'e gönderirken karşılığında New Jersey'nin Kidd takasında Dallas'tan arakladığı 3,3 milyonluk trade exception denilen ilave takas bütçesini aldı. Bu sayede Magic bütçesinde Redick'in 2,2 milyonluk kontratı ile birleştirildiğinde toplam 5,5 milyonluk bir takas esnekliği ortaya çıktı. Bakalım Adamımız Stan ve Otis Smith'in sıradaki hareketleri ne olacak.
Tertemiz Fikstür, Tam Aceto'nun Dediği Gibi!
10. Hafta Fenerbahçe - Galatasaray
13. Hafta Fenerbahçe - Beşiktaş
16. Hafta Galatasaray - Beşiktaş
Yetmediiiiii
17. Hafta Fenerbahçe - Trabzonspor
Hayırlı olsun!
22 Temmuz 2008 Salı
Golden State Visitors!
Şişirilen Adam Bu Sefer Monaco'da
Meira Sonunda Galatasaray'da
Demek ki bu sefer zar atan İngilizlermiş.
Yunanlılar Çıldırdı!
Boulahrouz Stuttgart'ta
21 Temmuz 2008 Pazartesi
Basketbol Olimpiyat Elemeleri Sonlandı
İşte Pekin'de izleyeceğimiz takımlar:
A Grubu : Arjantin, Avustralya, Hırvatistan, İran, Litvanya, Rusya
B Grubu: ABD, Almanya, Angola, Çin, İspanya, Yunanistan
Jonathan Cícero Moreira
Yeni Roberto Carlos mu?
Lokomotiv'in Makinistleri
Diniyar Bilyaletdinov, Lokomotiv Moskova’nın kaptanı. Euro 2008’de fazla gözümüze çarpmadı. Çoğunlukla 2. devrelerde gördük oyunda. Onun şanssızlığı aslında Arshavin’le aynı jenerasyon olması. Bütün dikkatler Arshavin üzerinde toplanırken o hep gölgede kaldı milli takımda. Bilyaletdinov da tıpkı Arshavin gibi liderlik özelliklerine sahip, oyunu istediği gibi yönlendirebilen, iyi frikik atan ve son vuruşlarda etkili bir oyuncu. Hocası Lokomotiv’de onu Fatih Terim’in Arda’yı milli takımda oynatmak istediği gibi kullanıyor. 4-3-3’te öndeki 3’lünün sol tarafında. Artı özelliği rakip hücum ederken süratle savunmaya da dönmesi, bir anda 4-5-1’in sol kanadı oluveriyor. 85 doğumlu, Tatar kökenli ve 1.86’lık boyu ile hızlı düşünme ve hareket etme yetilerini birleştirmiş olan Bilyaletdinov’un Avrupa takımlarının transfer listelerinde yukarılara tırmanması fazla uzun sürmez.
Dmitri Torbinski de kaptanı gibi Lokomotiv’in kıymetli oyuncularından, orta sahada arı gibi çalışan, bütün maç boyunca ileri geri gidip gelen, top taşıyan, gol pozisyonu yaratan, pozisyona giren, son vuruşları iyi olmasa da rakibin başını döndüren bir yapıya sahip. Hangi takıma koyarsanız koyun banko oynar. Spartak’tan yetişmiş ama geçirdiği sakatlık sonrası orada gözden düşmesinin ardından Lokomotiv’de Rashid Rakimov tarafından tekrar hayata döndürülmüş bir isim. Hiddink’in de gözdelerinden, onu Hollanda'ya uzatmalarda attığı golden hatırlıyordum daha ziyade ama artık ciğerleriyle hatırlayacağım kesin.
Peter Odemwingie geçen senenin transferdeki gözde isimlerinden biriydi. Almanya, İngiltere, İspanya, İtalya bütün liglerden teklif vardı Nijeryalı’ya. Kulübü Lille ve kendisi tabii ki en çok para vereni seçtiler, Lokomotiv’i. Odemwingie hem forvet hem de sağ açık oynayabiliyor, çok hareketli ve süratli olduğu kadar ayaklarına da hakim, çok kolay çalım atabiliyor, yetmiyor çok başarılı ve hedefi bulan ortalar yapıyor, derin paslar atıyor. 27 yaşında olmasına rağmen hakkında yapılan yorumlar her sezon kendisini daha da geliştirdiği yönünde. Lokomotiv hücumunun önemli parçalarından biri, bu formu devam ederse yeniden transferin gözdesi olacağı kesin.
Maç Manyağı!
Lokomotiv Moskova - Spartak Moskova
Barnet - Arsenal
Odense - Aston Villa
Galatasaray - L. Sofya
Corinthians - Bahia
Gremio - Cruzeiro
Hırvatistan - Almanya (Basket)
Porto Riko - Yunanistan (Basket)
Yukarıdaki maçları izledikten sonra hafif bir mide bulantısı, kesif bir ter kokusu ve koltukla bütünleşmiş kaba etimle sanki 3 cumartesi geçirmiş bir yorgunluk sardı vücudumu. Pazar günü ise düğünler ve ziyaretlerle, biraz da kayınbirader ve arkadaşıyla yapılan PES maçlarının ardından 19.30'da salondaki 3'lüde son buldu. Ama çok da güzel tespitler var cumartesinden, onlar da yukarıda.