Sayfalar

24 Ocak 2009 Cumartesi

City'e Gelirim

Buffon Kaka'nın aldığı türden astronomik bir teklif alırsa Manchester City'e imza atabileceğini söyledi. Bu noktada akıllara gelen sorular Buffon hain mi? Buffon Kaka'nın yaptığını yapmazsa Juventus'u satmış mı olacak? Buffon terbiyesiz mi, şerefsiz mi yoksa para manyağı mı?

Juventus yöneticeleri şike yaptığı için 2. lige düşürüldüğünde Del Piero, Nedved ve Trezeguet ile birlikte takımdan ayrılmayan, Juventus'u tekrar tutup 1.lige çıkaran, aldığı ücreti sırf kulübün içine düştüğü şike sonrası mali krizde destek amacıyla yarıya düşüren, 3 gün sonra 31 yaşında olacak bu adam kariyerinin son döneminde bu muhteşem teklife hayır derse kahraman, evet derse hain mi olacak? Üstelik Del Piero kariyerimi İngiltere'de bitirmek istiyorum derken.

ALS - Borgonovo - Beckham


Daha önce Borgonovo'dan ve hastalığı ALS'den bahsetmiştik. Geçtiğimiz günlerde genelde kazandığı para, magazinsel hayatı ve karısı ile gündeme gelen David Beckham'ın insan tarafını ortaya koyduğunu ve bunu gizlediğini öğrendik. Hala içindeki insanı saklayan Beckham'ı kendi adıma kutluyor ve D Haber Ajansının haberini aynen aktarıyorum. Bravo futbolun Brad Pitt'i.

"EDA BERKBAYRAK - MİLANO / DHA 24 Ocak 2009

Beckham kulübün ALS hastalığıyla mücadele eden efsanevi futbolcusu Borgonovo'yı ziyaret etti.


Mart ayına kadar Milan forması giyecek olan Beckham, üst ve alt motor dejenerasyonu olarak açıklanan ve kısa adı ALS olan Amiotrofik Lateral Skleroz hastalığı nedeniyle yatağa bağımlı bir yaşam sürdüren Stefafano Borgonova'yı evinde ziyaret etti. Milan Teknik Direktörü Ancelotti ile birlikte yaklaşık bir saat Borgonovo'nun evinde kalan ve hastalığın araştırılmasına dair kurulan vakıf hakkında bilgi alan Beckham, imzalı bir formasını da, internette açık arttırma ile satılıp vakfa gelir sağlanması için bıraktı.

Borgonovo'nun, "Sen Milan'da kalıp, kariyerini burada bitirmelisin" sözlerine ise, Beckham sadece, "Olabilir" diye yanıtladı. Beckham'ın tamamen basından gizli gerçekleştirdiği ziyaret, Borgonovo tarafından yapılan bir teşekkür açıklaması sonucusu ortaya çıktı. Beckham'in tutumu İtalya futbol camiasında taktirle karşılandı."

23 Ocak 2009 Cuma

Doc Rivers'ın Zaferi

Doc Rivers şampiyon Celtics'in olduğu gibi aynı zamanda Magic'in de eski koçu. Magic'ten ayrılışı acılarla dolu ve kötü olmuştur Rivers'ın, kredisi tükenmek üzere olan bir koçtan NBA Şampiyonu bir koça dönüşümü isesabrının sonu, Ainge'in ustalığıdır. Rivers kendisine "yıldızlarıyla şampiyon koçluğu o kadar da iyi değil" diyenlere dün geceyi ibretlik gösterse yeridir artık. Dün gece müthiş bir koçluk örneği, ciddi bir taktiksel başarı gösterdi koç Rivers ve gerçekten övgüyü hak etti.

Celtics'i galibiyete götüren etken savunma stratejisiydi dün akşam. Öylesine başarıyla uyguladı ki sahada o büyük yıldızlar bunu hayretler içinde kaldım, inanılmaz takdir ettim her birini. Neydi peki bu strateji.

1) Howard'ı önden savun ve top aldırma.
2) Howard top alırsa döneceği tarafa yardım getir.
3) Howard potadan uzakta top alırsa topu yere vurdurmadan ikili-üçlü sıkıştırma getir.
4) Lewis ve Hidayet pas isterken elini yüzlerine doğru aç.
5) Lewis ve Hidayet top alırlarsa çok yakın savun.
6) Nelson'ın pas açılarını pası alacak oyuncu noktasında kapat.
7) Nelson'ı penetreye zorla.
8) Birini riske ederek yukarıdakileri yapman gerekiyorsa Lee veya Redick'i seç.

8 maddede toplanabilecek bu savunma stratejeleri alt alta yazıldığında bunlara bir de geçen haftanın oyuncusu seçilen ve kariyerinde ilk kez bu ödülü alan Nelson'ın "ben süper bir oyuncuyum kardeşim" psikolojisini de eklersek Magic'in zaten pek bir şansı kalmıyor.

Boston hücumlarının da bu savunma stratejisini beslemek adına son derece yavaş yapıldığını, sete set hücumda Lee veya Redick'in adamını aradıklarını ya da perdelerle Pierce'ın önünü açtıklarını düşündüğümüzde koç Rivers'a ne kadar övgüde bulunsak azdır diyorum. Nelson gibi ilk düşüncesi kendisi atmak olan ve şiştiği zaman takımın üstüne patlayan bir oyun kurucunuz var ise mutlaka onu dengeleyecek bir yedeğe de ihtiyacınız vardır. Bu noktada çok umutlu olduğumuz Johnson'dan bir numara çıkmaması da elimizi eksik bırakmakta. Böylesi zor bir maçta özverili ve gayretli oynayan Lewis ve Hidayet'i de maç sonuna kadar vazgeçmeden savaştıkları için, Koç Van Gundy'i de son ana kadar bir çıkış yolu aradığı için kutlamak gerekir. Şu an için atan ama tutamayan 1-2 numaralarla ligde 60 galibiyeti yakalar yine ilk 3 içinde Konferans finalinin en büyük adaylarından biri oluruz diyorum ancak hep söylediğim gibi biri zaman zaman parçası olduğu takımda devamlı bulunması gerektiğini Nelson'a anlatmalı.

Sezon sonuna kadar müthiş bir mücadele olacak Doğu ilk 3'ünde, en karlı da biz basketbolseverler çıkacağız.

Orlando vs Boston

Maçı izlemek isteyenler için internet adresi:

http://iptv.tsinghua.edu.cn/p/watch?cid=60

VEYA

http://www.justin.tv/lipsofanangeltv

22 Ocak 2009 Perşembe

Lost Çarpması!

5. Sezonu dün gece başlayan Lost'un yeni yayınlanan 2 yeni bölümünü arka arkaya seyrettim. Tabiri caizse kafa şu anda binbeşyüz, başım dönüyor, beynim hallaç amuğu gibi bir kenara atılmış durumda. İtiraf ediyorum ki çok özlemişim ama arkadaş bir insan da bu kadar sarsılmaz ki birden. Vallahi bu dizi nasıl bitecek, nereye bağlanacak diye orta yerimden çatlayacağım yakında. Ama muhteşemdi be kardeşim, enfesti, çoooook özlemişim çok! Beni galiba Lost çarptı...

Not: Dizinin linkleri arayanlar yorumlara baksınlar

Futbolun 50 Yükselen Yıldızı

İngiliz Times gazetesinin yaptığı araştırma sonucu en çok umut vaaden ve henüz 23 yaşını doldurmamış potansiyelli genç futbolcuların listelendiği bir çalışma: Futbolun 50 yükselen yıldızı. İşin güzel tarafı dünyanın her tarafından oyuncular var listede. Geçen gün Aceto üstadımız FIFA yılın 11'i ile ilgili yorumlarını yaparken "Futbol bir tek Avrupa'da mı oynanıyor!" diyordu. Times futbolun dünyanın oyunu olduğunu idrak etmişcesine şimdi bu listeyi yayınladı. Avustralya'dan, Arabistan'dan, Kore'den her yerden adam var içinde. Times ekibi bu çalışması sonrasında dünya çapından eleştiriler almış okuyucularından, onun üzerine bir de okur alternatifi hazırlamışlar. Bu alternatif listedeki isimleri nasıl gözönünde bulundurmazsınız diye eleştiriler ayyuka çıkmış. İlk listede Hernanes, Benzema, David Silva, Falcao ve Douglas gibi gösterilirken, ikinci listede bulunanlar sanki ilk listeye biraz fark atmış gibi: Pato, Krkic, Ben Arfa, Da Silva ve Arda...

İlk listeye buradan 2. listeye de şuradan ulaşabilirsiniz. Her oyuncuya ilişkin kısa açıklamalar ile seçilme sebepleri de verilmiş.

Kapışma

Bu sabaha karşı saat 3'te muhteşem bir kapışma olacak Amway Arena'da. Orlando Magic Celtics'i konuk edecek ve 2 takım NBA ve Doğu Konferansı liderliği için kapışacaklar. Pierce'lı Garnett'li Allen'lı Celtics en büyük olduğunu kanıtlamaya çalışırken, Howard'lı Lewis'li Hidayet'li Magic "geçmişe mazi derler, Celtics'i Garden'da yerler" felsefesiyle NBA'in yeni büyüğü olduğunu göstermeye gayret edecek. Bizler de ekran karşısında tam bir heyecan kasırgası yaşayacağız. Sezonun en önemli mesaj maçlarından biri oynanacak bu gece ama mesajı kim alacak?
Geçen sezonki efsane maçı hep beraber hatırlayalım, en kötüsünden aynısını umalım.

21 Ocak 2009 Çarşamba

Müthiş Bir Maçtı!

Her hafta Çarşamba akşamları iş sonrası 6-7 halı sahada işten arkadaşlarla maç yapıyoruz. 20 kişilik gruptan o hafta müsait olan 12-14 kişiyle kıran kırana ama gönül kırmadan top oynuyoruz. Asıl mevkim savunma olmasına karşın 2 haftadır ayağımda ve karnımdaki ağrılardan dolayı kaleye geçiyorum. Geçen hafta ilk yarı inanılmaz kötü bir kalecilik performansı sonrası 2. devre ayağım ısınınca ağrımın azalmasıyla kaleden çıkıp savunmada arkadaşların açıklarını kapatmış ve son dakika golüyle maçı kazanmamızda katkı sahibi olmuştum. Sevgili blog partnerim ozhano da rakipteydi ve maç boyu 100 km üzerinde hızlara sahip olduğunu bacağımda 2 gün kalan top izinden çıkardığım 2 çok sert şutunu savuşturarak kendisini golle tanıştırmamıştım.

Bu hafta da dediğim gibi ağrılarım dolayısıyla kaleye geçtim. Bu haftanın organizasyonu yapan Sevgili ozhano maç saatini unutup bir arkadaşımız da su yapınca maça 5'e5 ve 10 kişi başladık. İlerleyen dakikalarda telefonla evden ulaştığımız ozhano'nun rakibe katılmasıyla maçı 1 kişi eksik oynamamıza karşın daha 15. dakikada 4-0 öne geçmemizin getirdiği dolduruş ve 6 kişiye yenilmeme inancıyla 2. yarıda yorulmamıza rağmen maçı bırakmadık. Son 3 dakikada öne geçmemize karşın maç 10-10 berabere bitti. Son golde de rakibin 0'a 3 geldiğini söylemem gerek. Tabi şimdi bunları anlatırken asıl önemli konuya gelmem şart. Sanıyorum 14-16 yaş arasında mahalle çapında yaptığım kalecilik günlerim de dahil olmak üzere kısa kalecilik dönemimin en verimli anlarını yaşadım bir kaç saat önce. Karşı karşıya 20'den fazla golü çıkardım. Hani öyle uzaktan şut, karambol falan değil, bildiğin bire bir, forvet, kaleci ve top üçlüsünden ibaret anlardı. Üstüne üstlük bu pozisyonlardan en azından 7-8 tanesi Sevgili kardeşim ozhano ile başbaşa kaldığımız anlardı. Bana bire bir de bugün sadece 1 gol atabilirken çıkardığım gollerde adeta saç baş yoldu, isyan etti! Keza köşeden çıkardım, yerden çıkardım, havadan çıkardım, şutunu çıkardım, plasesini çıkardım, ince gördü çıkardım! Öyle böyle de değil ayakla, bacakla, elle, kafayla, gözle çıkardım yetmedi bir şutunu kaba etimle çıkardım!

Böylesine bir maç hatırlamıyorum bu kadar eğlendiğim, eğlendikçe ağrımı unuttum, unuttukça coştum, bir pozisyonda aynı golü 3 kez çıkardım, bir de baktım ki avaz avaz haykırıyorum, kendimden geçmişim. 105 kilo 1,87'lik bir adamı sakinleştirmek kolay değil tabi, saldılar gittim, baktım rakip kalede gol arıyorum! Çok eğlendim çok, ozhano'ya da yazdırmadım ya golleri oh olsun!

Böyle de bir anım var...

Ha ha ne acayip bitirdim.

20 Ocak 2009 Salı

Raymond James Stadium ve Super Bowl

Bu yılki NFL finalinde mücadele edecek takımlar konferans finalleri sonrasında Arizona Cardinals ve Pittsburgh Stelers oldu. NFL'i takip edenler zaten bunu biliyorlardır. 2009 final maçı yani özgün adıyla "Superbowl XLIII"'e evsahipliğini ise Tampa Bay Florida'daki, aynı zamanda NFL takımlarından Tampa Bay Buccaneers'ın stadyumu "Raymond James Stadium" ev sahipliği yapacak. Amerika'nın en gözde, en ileri teknoloji ve mimarlık seviyesine sahip olan stadyumlarından biri olan Raymond James, daha önce 2001 yılındaki Superbowl'a da ev sahipliği yapmıştı. O finalde Baltimore Ravens New York Giants'ı 34-7 gibi bir açık farkla yenerek şampiyonluğa ulaşan taraf olmuştu. Stadın içinde bir çok restoran, alışveriş merkezi gibi maç günleri ve etkinlikler dışında da halka hitap eden yerler bulunmakta.
Stadın seyirci kapasitesi tümü oturur vaziyette 65,857 kişi. Stadın enteresan özelliklerinden biri tribünlerin tam ortasında Disney'in desteğiyle yaptırılmış bir korsan gemisi olması. Stadı kullanan Tampa Bay'in lakabı olan Buccaneer korsan demek ve hem pazarlama stratejisi hem de rakiplere gözdağı verme aracı olarak Tampa Bay bunu çok iyi kullanmış. Yaklaşık 32 metre uzunluğunda ve 43 ton ağırlığındaki korsan gemisinde monteli bulunan toplar maç esnasında Tampa Bay her touchdown yaptığında 7 kez her field goal bulduğunda 3 kez patlıyor (ses-gürültü olarak tabii ki). Bu patlamalarla taraftar çoşuyor ve statta muazzam bir gürültü hakim oluyor. Rakiplerin çoğu da bundan çok etkilendiğini itiraf etmiş. Gel gelelim Tampa Bay bu korkutucu evsahibi avantajına rağmen evinde oynadığı maçların ikisini kaybedince play-off'a kalma şansını yakalayamadı. İronik olan ise 1 Şubat'ta finalde oynayacak olan Arizona ile Tampa Bay'in normal sezon dereceleri aynı ancak Arizona zayıf olan grubunu lider, Tampa Bay çok kuvvetli grubunu 3. bitirmiş. Biri sezonu erken kapatırken diğeri finale kadar uzanmış.
Raymond James Stadyumunda harika bir maç olacağı kesin. 38'lik Kurt Warner idaresindeki Arizona ve bu sezon geçen yıla göre çok daha kötü performans sergiliyor olsa da takımını finale taşımayı başaran 27 yaşındaki Ben Roethlisberger idaresindeki Pittsburgh bize, ya da sporun meraklılarına diyelim, tarifi mümkün olmayan bir zevk yaşatacaklar.
Ben Roethlisberger
Kurt Warner

Robinho

Santos'tan "Ben artık oldum buralara fazlayım!" diye ayrılmak istedi, yıldız avcısı Real yetenekli Brezilyalı'yı havada kaptı. Real'de bir türlü ilk onbirin değişmez olamadı, bir dönemin Galatasaraylı Arif'i gibi hocaları onu hep joker olarak gördü, sonradan oyuna soktu, çoğunlukla başlama düdüğünde düşünmedi. Bu sefer "Ben yedek kalacak adam değilim, şunlar bunlar oynarken ben bu takımda haydi haydi oynarım!" dedi, Manchester biletini aldı eline. Daha 5 ay olmadı Manchester City'e geleli ama burada da mutlu değil, burada da sorun çıkarmaya başladı. Yaklaşık 1 aydır "Takıma takviye gerek, kadro güçlendirilmeli." diye demeçler veriyordu sağa sola. Önce Buffon, Zarate derken Kaka gelince gündeme sustu, hiç konuşmadı, sadece bekledi. Kaka'ya teklif edilen yıllık ücret miydi onu sessizliğe iten, yoksa sonunda takıma takviye yapılıyor düşüncesi mi bilinmez, transferin olmayacağı anlaşıldığı gün takımının kampını terkedip gitti. Ne Başkanı ne Hocası ne de arkadaşları bilmiyor nereye gittiğini. Menajeri oğlunun pasaport işleri için diyor, hatta izinli!. Ne olursa olsun şu kısa geçmiş bize Robinho'nun geçimsiz ve sorunlu ve kibirli bir adam olduğunu anlatıyor.

19 Ocak 2009 Pazartesi

Ekip İşi!

Mayıs ayından beri tek başına yaptığım Çoban Salata'ya başka bir katkı verenimiz de var artık. Sevgili ozhano bundan sonra özellikle Türk Futbolu ve iddaa konuları başta olmak üzere günlüğün eksik kalan sayfalarını dolduracak. Hoşgeldin tezgah başına diyor ve leziz salatalar bekliyoruz kendisinden.

Podolski Köln'de

Lukas Podolski'nin Bayern'deki sıkıntılarına dair sözler söylemiştik evvelce. Bayern için bir kayıp olacağı kesin, bu kadar genç ve potansiyelli bir yıldızı nasıl harcadılar, nasıl gitmesine izin verdiler hayret edilecek konu. Evet Podolski gitti, istikameti de kürkçü dükkanı oldu. Gelecek sezondan itibaren 4 seneliğine anlaştı Köln'le Podolski, transferin 10 milyon civarında olduğu henüz resmileşmemiş bilgi. Yetiştiği yerdi, yıldızlığa ilk adımları orada atmıştı. Artık Köln Bundesliga'nın bir takımı ve Podolski ile kuşkusuz önem ve değer kazanacaklar. Altın Çocuğun yanına bir iki katkıyla, dengelerin birbirine çok yakın olduğu Bundesliga'da kafaya bile oynayabilirler artık. Yepyeni bir sayfa açtı Podolski ve bence bu sayfanın tersinde kalan Bayern çok şey kaybetti.

18 Ocak 2009 Pazar

Kamyon Batı Yakasını Birbirine Kattı!

dwayde gereken yorumu yapmış bizim için. Hidayet'in kopardığı bir maç oldu, daha nicelerini ve Hidayet'i All-Star'da görmeyi şiddetle umuyoruz.