30 Ekim 2009 Cuma
Hem Ağlarım Hem Giderim
Salata'da Neler Var?
Tenis
0
kişi de çatalı bandırmış yorumunu yapmış
Yaşasın Borges Döndü!
Salata'da Neler Var?
Blog
2
kişi de çatalı bandırmış yorumunu yapmış
29 Ekim 2009 Perşembe
Her Takıma Lazım
Salata'da Neler Var?
EPL,
Futbol
1 kişi de çatalı bandırmış yorumunu yapmış
Yazık Oldu Bu Dizilere #4

Dizimiz Terminator filmi serisiyle uyum içinde bir zaman aralığında 2. filmin bittiği yerden bir kaç sene sonra 3. filmin başladığı yerden bir kaç sene öncede geçiyor. Yani özetle 2. ve 3. filmler arasındaki boşluğu dolduruyor TTSCC. Sarah Connor oğlu John Connor'la, ki bu bizim bildiğimiz insanlığın kurtarıcısı olacak çocuk, 2 yıldır halkın arasına karışmış ve huzurlu, tehlikeden uzak br hayat sürmektedirler. Sarah'ın erkek arkadaşı Charley Dixon kendisine evlilik teklif edince huzursuzluğa kapılan Sarah oğlunu da alıp ortadan kaybolmayı seçer. New Mexico'ya yerleşen ikilden John normal hayatına devam etmek ve kendini belli etmemek zorunda olduğu için liseye kayıt olur. Yeni okulunda kendisiyle çok ilgili bir genç kızla, Cameron'la tanışır. Daha birbirlerini tam anlamıyla tanımamışken okulunda bir Cromartie'nin saldırısına uğrayan John'un hayatını kurtaran Cameron'ın aslında gelecekten John'un kedisini korumak için gönderdiği yeniden programlanmış bir Terminator olduğunu öğreniriz. O bölgeden de ayrılıp aceleyle başka bir yere kaçan Connorlar ve Cameron'ın peşine FBI ajanı James Ellison takılmıştır. Seneler boyu Sarah Connor'ı bir takıntı haline getirmiş olan Ajan Ellison sadece Connor'a odaklanmış ve işi gücü bırkamış, tüm Amerika'da onu arar hale gelmiştir. Bu sırada peşlerine düşen Cromartie ve Ellison'dan kaçmaya çalışan kahramanlarımız, dünyanın makine istilasından kurtulmasının tek yolunun Sky Net'i daha yapılmadan ortadan kaldırmak olduğu düşüncesiyle hareket etmeye başlarlar. Cameron kurtuluş yolunun ne olduğunu bildiğini söyleyer ve 3'lü bir banka kasasına yerleştirilmiş olan gizli bir zaman yolculuğu aleti ile 1999'dan 2007'ye sıçrarlar. Artık önlerinde 2 hedef vardır. Sky Net'i tarihten silmek ve her ihtimale karşı Joh'ın korunmasını ve eğitimini sağlamak.

Bilim kurgu ağırlıklı, dram yüklü ve kimi zaman ağır kimi zaman baş edilmez tempolu, flash forwardların ve sürpriz gelişmelerin sıklıkla yaşandığı, John Connor'ın nasıl o John Connor olduğunu öğrendiğimiz bir diziydi TTSCC. 1 ay önce devam etmeyeceği kesinleşti ki FOX'un en kötü kararlarından biridir bu. "Yapım maliyeti yüksek, hiç kar edemiyoruz" diyerek sıyrıldılar işin içinden. Ama en azından CBS'in Jericho'ya tanıdığı gibi bir şans tanınıp dizinin finali yapılabilirdi. 3-6 bölüm arası bir bölümde sonlandırılabilecek dizi en azından "bilim-kurgu dizisi klasikleri" payesiyle ve FOX'un dizisi olarak yerini bulurdu tarihte. Bence çok yazık oldu. 2 sezonluk hikayesi hazır, bitirin denilse kolayca bağlanacak bir diziyi heba ettiler. Bizim içinse kıymeti ve anısı bol bir dizi olarak hem arşivlerimizdeki hem de hatıralarımızdaki yerini aldı "Terminator: The Sarah Connor Chronicles". Dizinin tanıtımı hemen aşağıda.
Salata'da Neler Var?
Televizyon
0
kişi de çatalı bandırmış yorumunu yapmış
2 Numaralı Kabus
Toronto Triano yönetiminde geçen seneki Magic gibi oynuyor. Ancak 2 farkla. Birincisi pota altında Bosh-Bargnani gibi şutu da olan 2 uzuna sahip olmaları onları savunulması zor bir takım yaparken bu 2 uzunun yumuşaklığı pota altında hem savunma hem de hücumda azaltıyor. Gerçi dün gece Cavs'e sert bile kaldılar ya neyse. 2. fark ise Calderon ve Jack'in önce pası düşünen yapıdaki gardlar olmaları. Geçen sezon Nelson'ın bu felsefeyle oynadığı maçlarda Magic'i sürükleyen isim olmuş ama sayı atma isteği ile kavrulduğu maçlarda Magic'i yakan isim olmuştu. 2 takımın geçen seneyle ortak bir diğer noktası ise Hidayet. Hidayet kolay dağılabilen Toronto da tutkal görevi göreceğini gösterdi bu ilk maçta. Arkadaşları iyi şut atarken ve sıcakken sadece onlara servis yapan, dengeler bozulup ihtiyaç duyulduğunda devreye girip bir drive bir şutla işleri yoluna koyan adam pozisyonunda Hidayet ve yüzünden anlaşıldığı kadarıyla da çok ama çok mutlu hem yeni takımından hem rolünden. 12 sayı 7 ribaunt 3 asist ve 3 blokla oynadı ve yine kadar çok yönlü bir oyuncu olduğunu gösterdi temsilcimiz. Üstelik önemli bir süre boyunca da Lebron James'in savunmasını yapan adamdı.
Cavs'in şampiyonluk için acilen içinde bulunduğu psikolojiden çıkması gerek. Toronto oyuncuları ise neler yapabileceklerini görmüş olmanın morali ve motivasyonu ile inanarak devam etmeli yoluna.

Salata'da Neler Var?
Cleveland Cavs,
Hidayet Türkoğlu,
NBA,
Toronto Raptors
0
kişi de çatalı bandırmış yorumunu yapmış
Orlando Magic - Philadelphia 76ers
Bir de buradan Sevgili Mehmet İstanbullu'ya sevgilerimi gönderiyor, geçmiş olsun diyorum. Anladı o :)
Salata'da Neler Var?
NBA,
Orlando Magic,
Philadelphia 76ers
0
kişi de çatalı bandırmış yorumunu yapmış
28 Ekim 2009 Çarşamba
Rüya Başlamadan Kabusa Yatmak
(Tıkla öğren)
Salata'da Neler Var?
Boston Celtics,
Cleveland Cavs,
NBA
0
kişi de çatalı bandırmış yorumunu yapmış
27 Ekim 2009 Salı
İki ileri, hep geri!!!
Çok önce demiştim "Mustafa Sarp gelmesin" diye... Geldiğinde de "Gelecek yıl Avrupa Ligi’nde Galatasaray’la mücadele edebilecek çapta bir yeteneğe sahip değil. " demiştim... Söylediklerimin doğru çıkmaya başlaması haklı olduğumun kanıtlanıp egomun okşanmasından çok, Galatasaray'ın kayıplarının çoğalması üzüyor beni.
Evet ileride uçta 6 tane birbirinden kariyerli ve yetenekli adamlarımız var. Fakat bu 6 adamın yükünü ne kadar kaldırabiliyor Mustafa Sarp? Ve Ayhan tabi ki... Deniyordu ya, "Galatasaray henüz üst düzey bir takımla oynamadı. Galibiyetler yanıltıcı olabilir"... Onlar da genel olarak değil ama orta ikilinin zayıflığı konusunda haklı çıktılar, ne yazık ki...
Mustafa Sarp'la olmayacağının ilk sinyalini lig maçlarında almıştık. Hep geriye, hep Servet'e, hep Sabri'ye pas atıyordu. Bir tane ileriye olumlu pas çıkardığına şahit oldum. O da sanırım Trabzon maçının ikinci yarısındaydı. Ya da Bükreş maçında. Hep skor olarak öndeyken yani. Sturm Graz gibi bir takımla Ali Sami Yen'de oynanan maçın son dakikalarına 1-1 girilirken bile topu ayağına aldığında ne yapacağını bilemeyen bir halde topla debelenip ardından pasını geriye vermesi ilk kırmızı alarmdı aslında. Görülmedi bile... Çünkü Galatasaray'ın ileri uç elemanları gol attıkça, Mustafa'nın yaptıkları umursanmadı. Çünkü skor 1 ya da 2-0 Galatasaray lehineydi ve Mustafa'nın geri pas yapması garanti skoru koruma, zaman geçirme adınaydı. Riskli oynamıyordu. Basit oynuyordu! Hem de ne basit!!!
Sığ düşüncedeki yorumcular da Mustafa Sarp'ın sadece koşup, top kapmasını yeterli görüp topu verimli kullanamamasını göz ardı ediyor ve kendisini öve öve bitiremiyorlardı. Bu çıkarımdan yola çıkarsak, Mustafa Rijkaard'ın ilk 11'de en çok şans verdiği oyuncu olduğu için aynı sığ düşünceyi ne yazık ki Rijkaard da paylaşıyordu. Haftasonu oynana derbiden sonra da bu kararından vazgeçmesini bekliyorum.
Tamam Mustafa çok iyi top kapıyor ve takımda onun kadar iyi top kapan adam yok! Ve ondan topu ileriye kullanması, çalım atması, gol atması da beklenmiyor olabilir. Mustafa topu kapsın, Keita götürsün topu, Nonda-Baros golü atsın... Evet bu çok uygulanabilir bir düşünce ki uygulandı da bugüne dek Galatasaray'da. Ancak Mustafa'nın eksiklerinin göz ardı edildiği kadar, görmezden gelinen çok önemli bir şey de var.
Galatasaray'ın en başarılı dönemlerinde golcülerinden çok konuşulan isimler orta sahadaki üçlü Okan-Suat-Emre idi. Çünkü bu üç isim de çok iyi top kapıp, topla çok iyi ileri çıkabiliyorlardı. Galatasaray o dönemde avrupa'nın ve dünya'nın bir numarası olduysa süper üçlünün çift yönlü oyunu sayesinde olmuştu. Eğer aynı başarı bugün de kazanılmak isteniyorsa, Galatasaray acilen bu bölgeye oyuncular katmalı, eldeki Mehmet Topal'ı, Barış Özbek'i, Emre Çolak'ı bu yönde değerlendirmeli, geliştirmeli, evrimleştirmeli, yönlendirmeli...
Evet ileride uçta 6 tane birbirinden kariyerli ve yetenekli adamlarımız var. Fakat bu 6 adamın yükünü ne kadar kaldırabiliyor Mustafa Sarp? Ve Ayhan tabi ki... Deniyordu ya, "Galatasaray henüz üst düzey bir takımla oynamadı. Galibiyetler yanıltıcı olabilir"... Onlar da genel olarak değil ama orta ikilinin zayıflığı konusunda haklı çıktılar, ne yazık ki...
Mustafa Sarp'la olmayacağının ilk sinyalini lig maçlarında almıştık. Hep geriye, hep Servet'e, hep Sabri'ye pas atıyordu. Bir tane ileriye olumlu pas çıkardığına şahit oldum. O da sanırım Trabzon maçının ikinci yarısındaydı. Ya da Bükreş maçında. Hep skor olarak öndeyken yani. Sturm Graz gibi bir takımla Ali Sami Yen'de oynanan maçın son dakikalarına 1-1 girilirken bile topu ayağına aldığında ne yapacağını bilemeyen bir halde topla debelenip ardından pasını geriye vermesi ilk kırmızı alarmdı aslında. Görülmedi bile... Çünkü Galatasaray'ın ileri uç elemanları gol attıkça, Mustafa'nın yaptıkları umursanmadı. Çünkü skor 1 ya da 2-0 Galatasaray lehineydi ve Mustafa'nın geri pas yapması garanti skoru koruma, zaman geçirme adınaydı. Riskli oynamıyordu. Basit oynuyordu! Hem de ne basit!!!
Sığ düşüncedeki yorumcular da Mustafa Sarp'ın sadece koşup, top kapmasını yeterli görüp topu verimli kullanamamasını göz ardı ediyor ve kendisini öve öve bitiremiyorlardı. Bu çıkarımdan yola çıkarsak, Mustafa Rijkaard'ın ilk 11'de en çok şans verdiği oyuncu olduğu için aynı sığ düşünceyi ne yazık ki Rijkaard da paylaşıyordu. Haftasonu oynana derbiden sonra da bu kararından vazgeçmesini bekliyorum.
Tamam Mustafa çok iyi top kapıyor ve takımda onun kadar iyi top kapan adam yok! Ve ondan topu ileriye kullanması, çalım atması, gol atması da beklenmiyor olabilir. Mustafa topu kapsın, Keita götürsün topu, Nonda-Baros golü atsın... Evet bu çok uygulanabilir bir düşünce ki uygulandı da bugüne dek Galatasaray'da. Ancak Mustafa'nın eksiklerinin göz ardı edildiği kadar, görmezden gelinen çok önemli bir şey de var.
Galatasaray'ın en başarılı dönemlerinde golcülerinden çok konuşulan isimler orta sahadaki üçlü Okan-Suat-Emre idi. Çünkü bu üç isim de çok iyi top kapıp, topla çok iyi ileri çıkabiliyorlardı. Galatasaray o dönemde avrupa'nın ve dünya'nın bir numarası olduysa süper üçlünün çift yönlü oyunu sayesinde olmuştu. Eğer aynı başarı bugün de kazanılmak isteniyorsa, Galatasaray acilen bu bölgeye oyuncular katmalı, eldeki Mehmet Topal'ı, Barış Özbek'i, Emre Çolak'ı bu yönde değerlendirmeli, geliştirmeli, evrimleştirmeli, yönlendirmeli...
Salata'da Neler Var?
Futbol,
Galatasaray,
volkanbk3
0
kişi de çatalı bandırmış yorumunu yapmış
Ucuz Kahraman!!!
"Hakediş" demiştim kaptanlık ve 10 numara verildiğinde. Saha dışı kişiliği ve saha içi oyunuyla bu iki unvana layık görülmesi pek normaldi. Fakat fazla mı pembeyi o anda gözlüklerimiz? Hem milli takımın, hem de ülkenin en büyük kulüplerinden Galatasaray'ın yetiştirdiği dünya yıldızı sıfatını alan son isimdi. Pazar gününe dek de kendisine verilen kaptanlığı gerçekten çok iyi götürmüştü.
Maç öncesi bir haftasonu gazetesinde ropörtajı çıkmıştı. "Allah bana o formayı giydirmesin" diyordu: "Ben o kadar profesyonel değilim..." Ne kadar profesyonel acaba sorusuna cevabını yine kendisi verdi Kadıköy'deki derbiye ısınırken...
Maç öncesi bir haftasonu gazetesinde ropörtajı çıkmıştı. "Allah bana o formayı giydirmesin" diyordu: "Ben o kadar profesyonel değilim..." Ne kadar profesyonel acaba sorusuna cevabını yine kendisi verdi Kadıköy'deki derbiye ısınırken...
Salata'da Neler Var?
Fenerbahçe,
Futbol,
Galatasaray,
volkanbk3
1 kişi de çatalı bandırmış yorumunu yapmış
Hangisine Dalacağım?
Salata'da Neler Var?
Boston Celtics,
Cleveland Cavs,
NBA
1 kişi de çatalı bandırmış yorumunu yapmış
Güle Güle Deli Fişek
Salata'da Neler Var?
NBA
0
kişi de çatalı bandırmış yorumunu yapmış
Griffin'in Diz Kapağı Kırıldı

Salata'da Neler Var?
LA Clippers,
NBA
1 kişi de çatalı bandırmış yorumunu yapmış
26 Ekim 2009 Pazartesi
Testere 6'nın Akıbeti

Şu anda Türkiye'de Testere 6'nın izlenebilir bir kopyası yok yani. Bu nedenle sinemada izlemek için 11 Aralık'ı beklememiz gerekecek, kötü ihtimalle 18 Aralık'ı. Fida Film de bu işten şikayetçi ve internet yoluyla filmin yayılması neticesinde seyirci kaybetme endişesini yaşıyorlar ki haklılar. Öte yandan Testere 6 tutkunlarının komplo teorisi kurmalarına gerek olmadığını her hangibir filmin önünü kesmemek amacıyla yapılan bir hareket olmadığını söylüyorlar bunun. Hatta bana söylenen tam cümle şuydu "Testere'nin farklı bir izleyicisi kitlesi var. 4 senedir Testere'yi hangi hafta vizyona çıkarırsak ona göre bir çok filmin vizyon tarihi değişiyor. Testere karşısında duramıyorlar".
Yukarıdaki tüm bilgileri nereden aldın derseniz kaynağımı da vereyim, Fida Film Dağıtım'dan adaşım Cenk Bey. Bir de kendim duyayım deyip isteyene kendisinin telefon numarasını da verebilirim. Sonuç itibariyle verilen bilgi sorunun Amerika'daki dağıtıcı firmayla ilişkili olduğu ve bu yüzden 23 Ekim zevkini yaşamaktan mahrum kaldığımız. Ben sinemada seyretme taraftarıyım Testere serisi filmlerini, en azından ilk seyredişimde. Şimdi gelsin 11 Aralık!
Salata'da Neler Var?
Sıkıntı,
Sinema
0
kişi de çatalı bandırmış yorumunu yapmış
Beckham G.Afrika Aşkına Yeniden Milan'da

Salata'da Neler Var?
Dünya Kupası,
Futbol,
Serie A
0
kişi de çatalı bandırmış yorumunu yapmış
Gordon Strachan Boro'da

Fotoğraf: Barry Pells/Getty Images
Salata'da Neler Var?
EPL,
Futbol
0
kişi de çatalı bandırmış yorumunu yapmış
NBA Başlarken
Salata'da Neler Var?
NBA
1 kişi de çatalı bandırmış yorumunu yapmış
Teşekkürler Emre!
Salata'da Neler Var?
Fenerbahçe,
Futbol,
Galatasaray,
Sıkıntı
0
kişi de çatalı bandırmış yorumunu yapmış
Blog İçi İsyan!

Salata'da Neler Var?
Blog
1 kişi de çatalı bandırmış yorumunu yapmış
Ufak Bir Değişiklik
Pclion Uğur'un Blog Kardeşliği Yalan mı? gönderimize attığı yorumdan sonra Blog Kardeşliği kavramı üzerine biraz daha düşündüm. Bütün blogları aynı listede listeleyince ve sayı da 100'ü geçmiş olunca diğer bloglara ziyaretçi gönderme sayısının önemli derecede azaldığını gördüm istatistiklerden. O yüzden bu 100 küsür blogu (Spor) Blog Lokantası, Hayata Tad Katan Bloglar ve Basketbol Sosu Bol Bloglar olarak 3'e ayırdım ki her 3 farklı konsept ve ağırlıktaki bloglara daha fazla okuyucu gönderebilelim. Blog güncellemeleri yine görülebilmekte. Özeti budur, yoksa blogu konseptiyle falan oynamadık. Blog tutmak ve okumaktan karşılıksız zevk alanlara selam olsun.
Salata'da Neler Var?
Blog
0
kişi de çatalı bandırmış yorumunu yapmış
25 Ekim 2009 Pazar
Bize Düşen Tebrik Etmek

Salata'da Neler Var?
Fenerbahçe,
Futbol,
Galatasaray
1 kişi de çatalı bandırmış yorumunu yapmış
Judas

Futbola aşık eden adamların protestolarının bile ne kadar usturuplu olduğunu tekrar görünce, üstüne Ferguson'ın yerinden kalkar kalkmaz Benitez'in elini sıkmaya gittiğine şahit olunca bir kez daha kaptırıyorum kendimi futbola, feci halde İngiliz Futbolu'na.
Salata'da Neler Var?
EPL,
Futbol
2
kişi de çatalı bandırmış yorumunu yapmış
Futbolu Sevme Sebebi


Salata'da Neler Var?
EPL,
Futbol
0
kişi de çatalı bandırmış yorumunu yapmış
3 Hollandalı

Futbolu bıraktıktan sonraki teknik adamlık kariyerlerinde ise işler tam tersine döndü. Gullit Chelsea, Feyenoord, Newcastle ve Los Angeles Galaxy'de Chelsea'de kazandığı FA Cup'ı bir kenara koyarsak hiç bir şey yapamadan ayrıldı Teknik adamlık sahnesinden. Marco Van Basten 4 sene Hollanda Milli Takımını çalıştırmış olsa da hep eleştirildi. Sonrasındaki Ajax macerası da hüsranla sona erdi. Hiç bir şey kazanamadan bir kenarda belki de Milan'da sıranın kendisine gelmesini bekliyor. Diğer taraftan Rijkaard ise futbolculuğunun aksine ön plana çıkan, Barcelona ile parlayan, Avrupa'nın zirvesine tırmanan adam oldu. Bugün Galatasaray'ın başarısı için çalışırken arkadaşlarına kıyasla, teknik adamlık kariyerinde en çok başarıyı elde eden, en çok kupa kazanan ve hala çalışan tek adam.
Alışılageldiği üzere her muhteşem futbolcu muhteşem bir teknik adam olmuyor. O resimdeki 2 muhteşem futbolcu 2 vasat teknik adam olabilmiş ve işsizken, diğeri günümüzün adını futbol tarihine yazdırmış ve çalışan teknik adamı.
Salata'da Neler Var?
Futbol,
Galatasaray,
Serie A
0
kişi de çatalı bandırmış yorumunu yapmış
3 Kasım'da Geliyorlar

Orjinal adı "V" olan dizide Tüm dünyayı barışçıl bir şekilde istila edip aslında barış ve paylaşım için geldiklerini söylüyorlar. Tıbbi ve teknolojik olarak dünya halkına bir çok konuda yardımcı oluyorlar. Hastalar iyileştiriliyor, ileri teknolojileri ile bir çok sorunu çözüyor ziyaretçiler. Hükümetlerle karşılıklı anlaşmalar yapılıyor, dünya gençleri özellikle kendisini "Barış Elçisi" olarak tanıtan Anna'nın etrafında toplanıp ona destek oluyorlar. Ama bir FBI ajanı hem de oğlu Ziyaretçiler'in hayranı ve destekçisi olan Erica Evans uzaylıların asıl amacının barış değil Dünya'yı ele geçirmek olduğunu bir şekilde anlıyor, öğreniyor. Ziyaretçileriyle huzur ve uyum içinde olan dünyanın geri kalanını buna ikna etmek için uğraşmaya başlıyor ve tabii ki insanları inandırmak için çabalıyor.

Salata'da Neler Var?
Televizyon
0
kişi de çatalı bandırmış yorumunu yapmış
24 Ekim 2009 Cumartesi
Karanlıkta Işık Olmak

Fotoğraflar: Orlando Sentinel, Gary W. Green
Salata'da Neler Var?
NBA,
Orlando Magic
0
kişi de çatalı bandırmış yorumunu yapmış
En Siyah Beyaz



Fotoğraflar: Orlando Sentinel
Salata'da Neler Var?
NBA,
Orlando Magic
1 kişi de çatalı bandırmış yorumunu yapmış
Yazık Oldu Bu Dizilere #3

Jay ve Tyler aynı evde kalan ve birlikte üniversiteye devam eden 2 arkadaştır. Tyler zengin bir babanın şımarık çocuğudur, üniversite hayatı genellikle eğlenmekle ve para harcamakla geçerken, Tyler'ın rahatlığının aksine Jay okulu ve derslerine daha bağlı olan, ekonomik durum pek de iyi olmayan bir ailenin çocuğudur. Diğer ev arkadaşları Will ise sürpriz bir şekilde ortya çıkmış, onlara daha sonra taşınmış bir gençtir. 3 arkadaş bir gün gezmek için New York'a giderler. Orada sırf çılgınlık olsun diyerek bir müzenin içine patenle girip heyecan yaşamk isterler. Will onlara eşlik etmez ve onları dışarıda bekleyeceğini söyler. Gençler içeri patenle girince doğal olarak bir kargaşaya sebep olurlar ve güvenlik peşlerine düşer. Onların tam müzeden kaçmaya çalıştığı sırada müzede bir patlama olur. Dışarıya çıkmayı, kaçmayı başaran Jay ve Tyler bir türlü Will'i bulamazlar. Will ortadan kaybolmuşken patlama öncesi kargaşa yaratan adamlar olarak müze güvenlik kameralarına yakalanan Jay ve Tyler bir anda en çok aranan teröristler olurlar ülke çapında. Başlarına gelen olayın bir komplo olduğundan kuşkulanan ve kaçmaya başlayan gençler Will'le ilgili detayları araştırmaya başlarlar. Will'in yüzünün göründüğü tek bir fotoğrafları bile olmadığını, Will'e ait bildikleri ne varsa aslında bir hikayeden ibaret olduğu ve aslında dünyada Will Traveler diye bir adam var olmadığını öğrendiklerinde ise artık çok geç olmuştur. 2 kafadar bir komploya kurban gitmiştir, üstelik bu komployu kuran kişinin ev arkadaşları Will Traveler diye bildikleri adam olması en kuvvetli ihtimaldir. Bu dakikadan sonra ülke çapında bir kedi fare oyunu başlar. FBI artık Jay ve Tyler'ın peşindedir, onlarsa Traveler'ın.
Böylesi kuvvetli ve sürükleyici bir hikayeye sahip olmasına karşın Traveler adeta kurban edildi. Jay rolünde Tru Calling dizisinden Tru'nun hoşlandığı olay yeri fotoğrafçısı Luc Jonston ve Teksas Katliamı: Başlangıç'taki Eric rollerinden hatırlayabileceğimiz Matthew Bomer, Tyler rolünde 24 ve O.C'de kendine yer bulmuş şu sıralar TNT'nin Dark Blue dizisinde Dean Bendis'i oynayan Logan-Marshall Green ve Will Traveler rolünde X-Men serisinden Pyro rolünden hatırlayacağımız Aaron Stanford oynamaktaydı. Başroldeki 3 isim de rollerini kaldırabilecek ir performans vermişler ve diziye seyirciyi bağlamayı başarmışlardı. Dizinin yaratıcısı ise Eight Below filminin de senaryosunu yazmış olan David DiGilio idi. Bir hayli güzel bir fikir ve senatro ürettiğini söylemek gerek.
Son sözümüz yine yazık oldu. Traveler geliştirebilecek bir hikayeye, potansiyelli bir yapımcı ve oyunculara sahip olduğu, hatta ve hatta çağımızın "The Fugitive"i yani Kaçak'ı olabilecekken ABC tarafından harcandı. Bize ise geçmiş zaman olur ki demek kaldı.
Jericho
Journeyman
Salata'da Neler Var?
Televizyon
0
kişi de çatalı bandırmış yorumunu yapmış
James Troisi

Salata'da Neler Var?
Futbol,
Kayserispor,
TSL
0
kişi de çatalı bandırmış yorumunu yapmış
Baytar

Ama dün akşam gerçek Baytar'ı bir kez daha gördük, Trabzon adına üzüldük. Broos'un kılıç keskinliğindeki neşterini yerken henüz maçın ilk devresinde yüzünde okuduklarım az sonra patlar bu adama delalet ediyordu. Taraftar da bir türlü ısınamamış Baytar'a belli ki çok ciddi protesto ettiler oyundan çıkarken onu. Kulübeye bile uğramadan soyunma odasına giderken de protestolar devam edince beklediğimiz gibi Baytar çıldırdı ve taraftarı alkışlamaya başladı ama onlara hakaret edercesine. Sonra aldı formasını öptü, sanki ben hepinizden daha çok Trabzonluyum der gibiydi. Öyle bir yüz ifadesi vardı ki sanki aralarına dalsa tekme tokat dövecek bütün taraftarı. Ama Baytar bir dur Allah aşkına. Sen daha kimsin, nesin? Dünkü çocuksun, yeni transfersin bu şehirde. Bu takım için daha ne yaptın ki taraftara posta koyuyorsun. Sen geçip gidersin o formadan ama o taraftar baki kalır. Trabzonspor senin değil onların takımı. Önce taraftarına, şehrine saygıyı öğren ondan sonra öp formanı. Önce takımına katkı ver, kademe atlat ondan sonra tepki gösterecek hakkı bul kendinde!
Trabzonspor seyircisi için sanırım Baytar bitmiştir. Broos da artık onu pek düşünmeyecektir kadroda en azından devre arasına kadar. Bu fırsattır Baytar'a düşünmesi için, sormalı artık kendine "Ben nerede yanlış yapıyorum?" diye. Baytar'lı Trabzonspor'a sabırlar diliyorum.
Fotoğraf: Hürriyet
Salata'da Neler Var?
Futbol,
Trabzonspor,
TSL
1 kişi de çatalı bandırmış yorumunu yapmış
Kazanan Daima Haklıdır
Salata'da Neler Var?
Atlanta Hawks,
NBA,
Orlando Magic
0
kişi de çatalı bandırmış yorumunu yapmış
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)