Türk Basketbolunun üçlük atma, kullanma, üçlükle kısa yoldan maç kazanma sevdasından altyapıdan başlayarak kurtarılması şarttır (Potaya atmak değil potaya gitmek).
Türk Basketbolcusu yine altyapıdan başlayarak temas almaktan korkmayan bir kafa yapısında yetiştirilmeli ve faul çizgisi korkulan değil orada olunmak istenen yer olmalıdır (Blok yemekten korkan değil aksine teması almak isteyen kafa yapısı).
Savunmanın alasını yapan bir ekol haline gelen Türkiye'nin sorunu asla kendi yarı sahasında değil, aksine karşı sahada işi bitirecek kendine güvenen, güçlü skorer yetiştirememektedir (Kendini önemli şutör-skorer zanneden bir çok vasat hücumcuya sahibiz).
Ne bu şimdi diyenlere bknz: Eurobasket 2009; Slovenya-Türkiye ve Yunanistan-Türkiye müsabakaları
3 yorum:
Futbolda da baskette de aynı nane kahraman ben olayım takım ne olursa olsun düşüncesi
Valla hocam su ispanya - Yunanistan macini izledikten sonra cok da uzulmedim dunku maglubiyete. Bu ispanya bizi de 20 sayi farkla 3.luk macina gonderirdi. Uzulecek tek mac slovenya maci, o maci alsak final oynayabilirdik. Her ne olursa olsun gruplarda 6da5 yapip, ceyrek finalde Yunanistan ile eslesmemizden belliydi bu sanssizlikla bi sakatlik cikacagi.
Şu anki takımımızın karakterinden yola çıkıp çok fazla genelleme yapmışsınız bence.Şu anki takımda farklı kuşaklardan gelmiş farklı yollar izlemiş bir sürü adam var. Bunların hepsi Tanjevic'in sisteminde oynadığı için hepsi aynı türde adamlar demek bence yanlış. Güçlü skorer yokluğu gibi bir durumda bence yok, takımdaki sorun daha çok yine sistemden kaynaklanıyor diye düşünüyorum. Neyse, sezarsalata.blogspot.com olarak çoban salata diye blog görünce girip birşeyler yaziym dedim
Yorum Gönder