
İspanya çok zorlandı gruplardan çıkarken, beklentileri hiç tatmin edemedi, herkes adeta saldırdı Aragones'e, "çek git" diyenler bile oldu. Bugün o sözleri söyleyenler adeta yalvarıyorlar Dede'ye. Aragones "değişime karşı direnç"i kıran isim oldu İspanyol futbolunda. Raul'u, Guti'yi, Salgado'yu sildi attı, arkasına bile bakmadı. "Aç" olmanın gücünü kullandı. "Genç" olmanın dinamizmini arkasına aldı ve "Önyargı"nın getirdiği motivasyonu. "Dürüst" oldu hep yüzüne söyledi oyuncusunun. Batıl inanca karşı durdu, 22 Haziran Laneti'ni kırdı. Uzun yıllar yapılamayanı yaptı. Bu turnuvadan sonra nasıl bir daha "Hakan Şükür" bahsi açılmayacaksa Türkiye'de, orada da "Raul" bahsi olmayacak.
Rakibe göre repertuarında çok fazla oyun şekli var İspanya'nın. Bundaki en büyük etkilerden biri artık dışarıya oyuncu ihraç ediyor olmaları. İspanyollar'ın ateşli oyununu İngilizler'in sabrı ve mantığıyla birleştirdiğinizde ortaya Avrupa Şampiyonu çıkıyor. Belki de Almanlar'ın en büyük sıkıntısı da bu. Ligleri yabancıyla dolarken, dılşarı oyuncu ihraç etmiyorlar, gelenlerden Alman çıkarmaya çalışıyorlar. Şampiyonaya en çok futbolcu gönderen ülkeydi Almanya, ama Anadan doğma Alman kaç taneydi acaba?
Bu turnuva Almanlar'ın şapkalarını önlerine koyup neyin yanlış olduğunu derin derin düşünmeleri gerektiğini göstermiştir. Keza Almanlar 2008 itibariyle taklaya gelmiştir. İspanyol Futbolu içinse bir milattır 2008, Dede'nin yerine doğru adamı bulabilirlerse, Akdeniz güneşi Avrupa'yı uzunca bir süre kavuracaktır.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder