Sayfalar

5 Temmuz 2008 Cumartesi

NBA'den Gelişmeler

* Chris Duhon New York Knicks ile 2 seneliğine anlaştı. Bu anlaşma Stephon Marbury'nin Manhattan günlerinin artık kesin olarak biteceğine delalet, çünkü Duhon ilk 5 garantisiyle geldi.
* Golden State Elton Brand'den sonra Corey Maggette'ye de talip oldu. Mid-level exception'ın üzerinde kontrat verebilecek birkaç takımdan biri olan Warriors, Ellis'i de kaybetme olasılığına karşı Maggette'yle ciddi şekilde ilgileniyor.
* Knicks Duhon'dan sonraki hedefini Monta Ellis olarak belirledi, önümüzdeki hafta ciddi bir görüşme bekleniyor.
* Chris Kaman büyük büyük babasının Alman olmasından faydalanıp Alman vatandaşlığı aldı ve Olimpiyat elemelerinde Dirk Nowitzki ile Almanya forması giymesi kesinleşti.
* Miami Heat Orlando Magic'in serbest oyuncusu combo gard Keyon Doling'e talip olduğunu açıkladı. Oyun kurucu sıkıntısı yaşayan Magic için Dooling'i kaçırmak önemli bir kayıp olabilir.
* Oyun kurucu J.J. Barea Dallas Mavericks ile 3 yıllığına yeniden anlaştı.

4 Temmuz 2008 Cuma

Paul Hornets'la Devam Edecek

Chris Paul New Orleans Hornets ile son senesi oyuncu opsiyonlu 4 senelik kontrata imza atıyor. Bir çok takım Paul'ün peşindeydi ancak kendi takımı kadar astronomik para verecek bütçeleri yoktu. Normal olarak Paul de Hornets'ta kaldı, alacağı para 4 sene için 68 milyon $. Doğal olarak bu imza Hornets'i ve taraftarlarını bir hayli rahatlattı. Doğru eklemelerle geçen sezon yakaladıkları rüzgarı bir kaç sene daha sürdürebilir hatta şampiyonluk koşusu bile yapabilirler.

Bu arada piyasada takımının yaptığı teklife henüz tamam demeyen Deron Williams, Josh Smith ve Elton Brand'den başka serbest, önemli yıldız kalmadı. Takımların bundan sonra draftten seçtikleri isimler ve mid-level ile daha aşağıdaki meblağalara imza atacak tamamlayacı oyuncularla kontrat yapmalarını bekliyorum açıkçası. Tabii sansayonel takaslar olmazsa.

Avusturya Terlik Muharebesi

Dün Fransızlar'a neremle güleceğimi bilememiştim,
bugün terlik meydan savaşı yapan adamlara...
Allah akıl fikir ihsan eylesin!
Amin!
Hatta; El Fatiha!

Gilbert Arenas Wizards'ta Kaldı

Washington Wizards Antawn Jamison'dan sonra takımın diğer önemli ismi Arenas'ı da bırakmadı. Çekirdeğini koruyarak play-off alışkanlığını yukarıya götürmek isteyen Wizards "Agent Zero" Arenas'a maximum kontrat değeri olan 127 milyon $ teklif etmişti. Ancak Gilbert Arenas bu teklifin 16 milyonundan feragat ederek takımına çok önemli bir jest yapmış oldu. "Maksimum kontratı da alabilirdim ama takımın elini kolunu iyice bağlamak istemedim. Bıraktığım parayla takıma katkı yapacak oyuncuları tranfser etmek için daha esnek davranabilirler. Sonuçta bu takım bana çok şey verdi, ben de gerekeni yapmalıydım. 127 milyonla aileme 111 milyonla yapamayacağım daha ne yapabilirim ki!" 16 milyon $ çok büyük para, kendi adıma zaten çok sevdiğim Arenas'a sevgim bir kat daha arttı. Daha önce benzer bir hareketi Timberwolves'a katkı sağlamak için Garnett de yapmıştı. Karakterli adamlara hayranım.

Sorensen de Galatasaray'a mı?

Bonservisi olmayan kariyerlerinde yeniden bir çıkış yapmak yakalamak isteyen yıldızlar için Galatasaray biçilmiş kaftan. Galatasaray'da kolay kolay harcanan adama rastlamadık senelerdir. Kewell gibi Danimarkalı Kaleci Thomas Sørensen için de aslında Türkiye Ligi biçilmiş kaftan. 1997'den beri hiç durmadan, yedek kalmadan oynamış hep. Sunderland ve Aston Villa'yla Premier Lig'in önemli kalecilerindendi 10 senedir. Galatasaray O'nun için yeniden gündeme gelebileceği takım olacaktır, üstelik Şampiyonlar Ligi müthiş bir vitrin.

GS yönetimi uzun senelerdir ilk kez isabetli transferler yapıyor. Gelen adamlar başarılı olamasa da transferler yine de doğru ama tutmamış transferler olarak hatırlanacak. Umarım Sørensen de imzayı atar Galatasaray'a. Kewel ve Sørensen kuşkusuz Türkiye Süper Ligi ve Türk futbolseverleri için kazançtır.

Kewell Galatasaray'a Çok Yakıştı

Futbolu çok tutkulu takip etmeyenler O'nu Leeds-GS eşleşmesinden, FM meraklıları gittiği takımlarda her sezon asist kralı olmasından hatırlarken bizim gibi futbol tutkunları ise O'nu daha 17 yaşında Elland Road'a çıktığı günden beri patlaması ve süper bir yıldız olması umuduyla takip etmektedir. Liverpool transferinin Kewell'a sınıf atlatacağını düşünmüştük hep, ama üstüste gelen sakatlıklar O'nu çok sevdiği Liverpool formasından ayırdı defalarca. Aslında Real Madrid, Arsenal, Man Utd gibi takımlardan aldığı yüksek ücretli transfer tekliflerini, çocukluğundan beri tuttuğu takımda oynamak için reddetmişti. Daha az paraya attı imzayı, amatör ruhuyla merhaba dedi Anfiel Road'a, fakat sadece 93 kez giyebildi EPL'de o çok sevdiği formayı. Kewell şimdi Galatasaray'da. Bence müthiş bir transfer, solda daha iyi olmakla beraber sağ kanatta da oynayabilen müthiş bir yetenek. Kasım ayından beri sağlam ve kuvvetli. Sakatlık yaşamaz umarım tekrar, Galatasaray için büyük kazanç olacaktır sağlıklı kalabilirse, Ribery etkisi yapacaktır adaptasyonu başarabilirse. Öte yandan kedi olalı bir fare tuttular diyebiliriz artık Adnan kare'ye.

Hoşgeldin Kewell! Ne iyi ettin de geldin!

3 Temmuz 2008 Perşembe

Fransa Domenech'i Kovmuyor!

Neremle gülsem bu Fransızlar'a...

Frank De Boer'un gözünden Fatih Terim ve GS

Fatih Terim için;
"2000 yılında kazanılan UEFA Kupası'ndan dolayı bana göre başı hala göklerde, bulutların arasında geziyordu. Ama şunu söyleyebilirim ki, çok mükemmel bir antrenör değildi. Kendisi futboldan çok dış görünüşüyle meşguldü. Benim hiçbir yerde görmediğim bir şeydi. Yarım sezonluk bir dönemde aynı kıyafetle diğer antrenmana çıktığını görmedim. Her seferinde başka kıyafet giyerdi. Bu gerçekten inanılmazdı. Tam anlamıyla gerçek bir megalomandı."

Galatasaray için;
"Galatasaray'a gittiğim için pişman değilim, çünkü ben bilerek ve isteyerek seçimimi yapmıştım. Çok güzel bir kulüp Galatasaray. Her zaman Şampiyonlar Ligi'nde mücadele ediyorlar ve İstanbul gibi harikulade bir şehrin takımı. Ben orada belki çok üst düzeyde değildim"

Not: Yabancıların şu kendini eleştirebilme kabiliyetine hastayım, sanırım bizim gen kodlarımızda yok böyle bir şey. Başka da yorum yok!

Oklahoma Super Sonics!

Sonunda karar verildi. 6 gündür süren federal mahkeme sona erdi ve artık Seattle Super Sonics yok! Takım sahibi Clay Bennett 75 milyon $ karşılığında, takımın adını, renklerini daha doğrusu Sonics'e ait her şeyi Seattle'da bırakarak takımı Oklahoma City'e taşıdı. Yukarıda Oklahoma Super Sonics dedik ama bu takımın yeni bir adı olacak kesinlikle. Kadro tamamen korunuyor, aynı şekilde kulüp idaresi de ancak Super Sonics'e ilişkin hiç bir şeyin artık Oklahoma'ya giden takımla ilişkisi yok. Gelecek senelerde Seattle'da yine bir NBA takımı kurulursa adı belli şimdiden bu karar neticesinde.

Clay Bennett Sonics'i 2006'da Starbucks Coffee'nin sahibinden 350 milyon$'a satın almıştı. Aslen Oklahoma'lı olan Bennett'ın en büyük düşünün memleketine bir NBA takımı getirmek olduğu biliniyordu. Ve kurban Seattle oldu. Seattle şehri oldukça eskiyen Key Arena yerine yeni bir salon yapmak isterken, bu salonun maliyetinin (300 milyon $) önemli kısmını (yaklaşık yarısını) Sonics'in karşılaması isteniyordu. Bennett buna karşı çıktı ve hali hazırda NBA standartlarında bir salonu olan ve Katrina kasırgası sonrası Hornets'ı misafer eden Oklahoma'ya taşınmanın daha ucuza geleceğini düşünerek hareket etmeye başladı. Bennett böylece hem doğduğu şehre bir NBA takımı getirdi hem de ciddi bir kara geçmiş oldu. Daha önceki açıklamalarında Bennett Seattle'da kaldığı her sene için Sonics'in en az 20 milyon zarar ettiğini, takımın Oklahoma'ya taşınması durumunda 50 milyona yakın karın yakalanabileceğini söylemişti.

Bu gelişme üzerine David Stern 2010 senesine kadar Seattle şehrinin Key Arena yenilemesini bitirebilmesi durumunda 5 sene içerisinde yeni bir takımın lige alınabileceğini söyledi. Gözüken o ki Seattle artık gözüpek bir iş adamını bekliyor. 5 sene içinde NBA 31 takım olabilir.

Tatlı İntikam, Elton Brand Warriors'a mı?

Dün yazmıştım Baron Davis'in LA Clippers'la anlaştığını. Hemen üstüne fırından çıkmış sıcak ekmek tazeliğinde bir haber geldi: Golden State Warriors Brand'e maksimum kontrat önerdi! Salary cap (bütçe) kuralları nedeniyle Clippers Brand'e ancak 5 senelik ve 70 milyon seviyesinde bir teklif yapabilirken, Davis acısını iliklerinde hisseden Warriors Brand'e 85 ile 90 milyon arasında olduğuna inanılan 5 senelik bir kontrat vermeyi taahhüt etmiş. İşte Brand için burada zorlu bir seçim devreye girdi. Kadrosu güçlenen, bir iki güzel takas ve imzayla şampiyonluk adaylarından olacak bir takımda daha az paraya oynamak mı, yoksa kendi imzasından sonra bütçesi daralıp önemli taransferler yapamayacak bir takımda daha çok paraya oynamak mı? Sanırım Brand'in imzası yüzüğe olan açlığını gösterecek bize, kendi adıma merakla bekliyorum.

Ronaldinho City Yolunda

Belki de şu ana kadar ki en büyük teklifi yaptı Manchester City, tam 20 milyon Pound söz konusu. Mark Hughes bu transferden çok ümitli. "Ronaldinho son 18 ayda gerçek potansiyeline ulaşamamış olabilir ama bu bizim için önemli değil. Biz O'na gelişmekte olan bir takıma geleceğini söylüyoruz. Takımda kalacak ve gidecek isimler var, yeni gelen Jo mükemmel bir transfer, devamlı gelişiyoruz ve büyük hedeflerimiz var. Açıkçası Ronaldinho ile görüşmemde bize katılması yönünde olumlu sinyaller aldım." Ronaldinho'ya Chelsea'nin de talip olduğu söyleniyor, Scolari eski öğrencilerini birer birer toplamaya çalışıyor açıkça, Roberto Carlos'u istediği de gündemde bugünlerde, akıl fikir diliyorum kendisine hala İngiltere Ligi'nde takım çalıştıracağını anlayamamış.

Ronaldinho'ya dönersek, bu transferin gerçekleşmesini kariyerindeki bir düşüş olarak mı yoksa, patronluğa getirildiği bir iş olarak mı görmeliyiz, karar vermek zor. Mark Hughes gibi aklı başında bir Hoca ve her sezon kalitesi artan bir kadrodan söz ediyoruz, ama öte yandan, Manchester United - Arsenal - Liverpool - Chelsea hegamonyasının olduğu bir ligden de. Giderse sansasyon yaratacağı kesin. Barça onun İspanya'da başka bir takıma gitmesine izin vermeyecektir, İtalya ve Almanya ligleri ona oldukça sert gelecektir, İngiltere tercihi muhtemel, ama takım doğru takım mı, onu zaman gösterecek.

2 Temmuz 2008 Çarşamba

Martin Tyler'dan Euro 2008 Değerlendirmesi

Hakikaten güzel yazmış Martin Tyler. 11'ini de yapmış turnuvanın, yedeklerini de hocasını da seçmiş. Bizim açımızdan sempatik bir yazı. İngilizcesi olanlara tavsiye ederim, olmayanlar da sadece isimlere baksalar yeter. Keza Britanya'dan bir futbol yorumcusunun gözünden oluşan kadro diğerlerinden bir hayli farklı. Yazı burada.

Transferler

* Danimarkalılar'ın ünlü golcüsü Villarreal'li 31 yaşındaki John Dahl Tomasson tekrar Feyenoord'a dönmüş. Tomasson'un kontratı sona ermişti, bu yüzden bonservis söz konusu değil. Kontrat 3 yıllık.
* Newcastle Mallorca'dan kanat oyuncusu 25 yaşınaki Arjantinli "Örümcek Adam" lakaplı Jonas Gutierrez'i kadrosuna katmış.
* Liverpool'un daha önce Le Havre, St Etienne, Sunderland ve Sochaux'ya kiraladığı Fransız oyuncusu Anthony La Tallec Le Mans takımına transfer olmuş. Kontrat 4 yıllık.
* David Villa Valencia'dan ayrılmayacağını, Andrei Arshavin ise Zenit'ten ayrılmaya hazır olduğunu söylemiş.
* Liverpool Gareth Barry için en son tekliflerini 15 milyon pound olarak yapmış ve Aston Villa'dan cevap bekliyormuş.
* Atletico Madrid Çekler'in başarılı defans oyuncusu 30 yaşındaki Ujfalusi ile 3 yıllığına anlaşmış. Ujfalusi de serbest oyuncuydu.

Baron Davis Clippers'ta

Golden State Warriors'ın yıldızı Baron Davis LA Clippers ile anlaşmış. 5 yıllığına 65 milyonluk bir kontrat söz konusu. Brand ve Maggette'yi kaybetme noktasındaki takım açısından çok önemli bir hamle oldu bu. Çünkü Baron Davis'i kadroya katmak demek play-offlarda yukarılara oynamak demek. Brand büyük olasılıkla uzun soluklu bir kontratla kalmayı seçecektir, bu imza Maggette'yi de takıma bağlayabilir ya da yıldız oyuncu sign&trade ile başka bir yıldız ile takas edilebilir. Böylece Clippers takımın çekirdeğini fazla bozmadan birkaç gömlek daha iyi bir takım haline gelebilir. Davis Warriors ile kontratının 17.8 milyonluk son senesinden vazgeçmiş ve sınırsız serbest oyuncu olmuştu.

Bu imza sanırım Warriors'ı tekrar eski kötü günlere sürükleyecek bir hareket oldu. Keza Knicks Monta Ellis ile ciddi şekilde ilgileniyor. Diğer serbest oyunculara da bir çok talip var. Önceki sezon en büyük şampiyonluk adayını saf dışı bırakmayı başaran Warriors dağılma arefesinde, bakalım Don Nelson'ın bu imza sonrası hamleleri nasıl olacak.

Sivok ve Zapotocny'e 9.2 Milyon €

Beşiktaş Udinese'den aldı Sivok ve Zapotocny'i hepimiz biliyoruz. Aynı dili konuşan 2 adamı koyup tandeme Zago-Ronaldo etkisini yakalamak istiyorlar yeniden. Olabilir, umarım olur hatta, olur da Avrupa kupalarında yukarılara götürür bu uyum Beşiktaş'ı. Yalnız bu adamlar bu kadar eder mi onu sorgulamak gerek. Hadi Sivok Avrupa Şampiyonası kadrosundaydı diyelim ama yine de Udinese'nin sadece 1 sene evvel toplamda 4 milyon'a mal ettiği 2 adama 9.2 milyon oldukça fazla değil mi? Üstelik bu adamlar Udinese formasını sadece 11'er kez giymişler. Zapotocny de 1 senede oynamadan fiyatını 500 binden 4.5 milyona, 9 kat katlamış. Forma satışından, Avrupa başarılarından gelecek paralar karşılayabilecek mi acaba bu faturayı?

Bu ikiliye verilen para üzerine sözleşmesi feshedilen Higuian'a verilen 1.650.000 $'ı da koyunca müthiş bir transfer başarısı ve mali istikrar yakalıyoruz! Yazık değil mi bu paralara, neler yapılırdı, kimler alınmazdı aynı fiyatlara. Biri Türkiye'nin çar çur edilen paralarına sanırım artık dur demeli. Sivil toplum projeleri üretip kazanılanı halkla paylaşmak varken, kazanamadığımızı da yabancıya veriyoruz, helal olsun bize!

1 Temmuz 2008 Salı

Marca: Del Bosque Milli Takım'da

Marca Del Bosque'nin Milli Takım'ın başına geçeceğini duyurmuş. Ekibini de vermiş: Yardımcısı Toni Grande, Kondisyoner Javier Milano ve Paco Jimenez. U-21'e Juan Ramon Lopez Caro, U-19'a Luis Milla, U-15'in başına da Aitor Karanka getiriliyormuş.

NBA'den Gelişmeler

* Antawn Jamison Washington Wizard ile kontrat yeniledi. 4 yıl ve yaklaşık 50 milyon olduğu söyleniyor.
* Yine Wizards Arenas'a 100 milyon ve 6 sene civarında bir kontrat önermeye hazırlanıyor.
* Baron Davis "erken fesih" hakkını kullanarak Golden State ile olan kontratının son yılını feshetti. Önümüzdeki yıl için yaklaşık 17 milyondan vazgeçerken, tek hedefi geleceğini 4-5 yıllık bir kontratla güvence altına almak. Cliippers aşağıdaki nedenlerden kendisine talip.
* Clippers'ın yıldızı Elton Brand de "erken fesih" hakkını kullandı ve şu anada sınırsız serbest oyuncu konumunda. Clippers'da kalmak istiyorum dese de gözünün dışarıda olduğunu sağır sultan duydu, kalırsa sürpriz olacak.
* Clippers'ın "erken fesih" hakkını kullanan bir diğer yıldızı Corey Maggette de "N!olur Magic alsın beni, kul köle olurum" triplerine girerek şampiyonluk namzeti Magic'e dönmek talebinde bulundu. Giderse yıllık 5.8 milyondan başlayan en fazla 40 milyon ve 5 senelik bir kontrat alabilir, çünkü Magic mid-level exception'ı kullanabilecek durumda.
* Haslem'in Miami'den, Villanueva'nın Milwaukee'den ayrılması kuvvetle muhtemel.
* Yıldızlarını kaybetme arefesinde olan Clippers Baron Davis'e sulanırken, Clippers formasıyla son senelerin NBA tarihindeki en ağır sakatlığını geçiren Shaun Livingston'a vefasızlık yaparak "daha az paraya oynamayı kabul edersen gel, yoksa senle işimiz olmaz" tarzında davranışlar sergilemekte. Yazık ki ne yazık, bak çocuk senin için ne hallere girmiş parkede.

30 Haziran 2008 Pazartesi

Nereden Nereye - Fabio Pinto

Galatasaray'a Dünya yıldızı, süper yetenek diye gelmişti. Özbekistan Ligi'ne transfer olmuş şimdi. Oyuncu tarama ekiplerinin müthiş başarısıdır kendisi. Ya bir de Lutu, Lutzu, Kutu mu öle bir Romen de gelmişti değil mi Galatasaray'a. O şimdi nerede ki?

Xavi "Top Performer of Euro 2008"

İtalyan Libero (En iyi 11)
Casillas, Sergio Ramos, Puyol, Chiellini , Lahm , ARDA, Senna, Sneijder, Schweinsteiger - Villa, Pavlyuchenko

Aceto Balsamico (En iyi 11)
Casillas, Sergio Ramos, Puyol, Chiellini, Zhirkov, Senna, Sneijder, Hamit, Xavi, Iniesta, Pavlyuchenko

Çoban Salata (En iyi 11+1)
Casillas, Sergio Ramos, Puyol, Pepe, Zhirkov, Senna, Sneijder (Arda), Hamit, Xavi, Iniesta, Pavlyuchenko

UEFA
(En iyi 23)
Kaleciler
Gianluigi BUFFON Iker CASILLAS Edwin VAN DER SAR
Savunma
José BOSINGWA Philipp LAHM Carlos MARCHENA PEPE Carles PUYOL Yury ZHIRKOV
Orta Saha
Hamit ALTINTOP Luka MODRIC Marcos SENNA XAVI Hernández Konstantin ZYRYANOV Michael BALLACK Cesc FABREGAS Andrés INIESTA Lukas PODOLSKI Wesley SNEIJDER
Forvet
Andrey ARSHAVIN Roman PAVLYUCHENKO Fernando TORRES David VILLA

Yeni Sezon'a Başlarken Avrupa Kupası İşleri

# country 03/04 04/05 05/06 06/07 07/08 rank08 rank09
1 England 11.250 15.571 14.428 16.625 17.875 75.749 64.499
2 Spain 14.312 12.437 15.642 19.000 13.875 75.266 60.954
3 Italy 8.875 14.000 15.357 11.928 10.250 60.410 51.535
4 France 13.500 11.428 10.812 10.000 6.928 52.668 39.168
5 Germany 4.714 10.571 10.437 9.500 13.500 48.722 44.008
6 Russia 5.875 10.000 10.000 6.625 11.250 43.750 37.875
7 Romania 4.333 5.500 16.833 11.333 2.600 40.599 36.266
8 Portugal 10.250 8.166 5.500 8.083 7.928 39.927 29.677
9 Netherl. 5.416 12.000 7.583 8.214 5.000 38.213 32.797
10 Scotland 7.375 4.750 4.250 6.750 10.250 33.375 26.000
11 Turkey 6.500 5.375 4.000 6.100 9.750 31.725 25.225
12 Ukraine 4.875 8.100 5.750 6.500 4.875 30.100 25.225
13 Belgium 5.875 6.125 5.500 4.700 4.500 26.700 20.825
14 Greece 4.166 6.166 3.333 4.666 7.500 25.831 21.665
15 Czech Republic 7.375 2.875 4.625 5.750 5.125 25.750 18.375
16 Switzerl. 1.875 2.625 9.375 4.100 6.250 24.225 22.350
17 Bulgaria 4.166 2.375 8.750 5.125 2.750 23.166 19.000
18 Norway 6.125 3.500 5.400 2.000 5.400 22.425 16.300
19 Denmark 4.200 1.500 3.500 6.125 5.125 20.450 16.250
20 Austria 2.125 7.625 3.250 1.500 3.200 17.700 15.575

Yukarıda gördüğünüz liste 2008 senesi UEFA Ülke Sıralaması, tabii kulüp takımları açısından. 2008'i İskoçya'nın altında 11. sırada bitirdik. Hemen arkamızda ise Avrupa'nın yükselen değeri Ukrayna var. rank 09 sütununa baktığımızda bu sezona başlarken ülkelerin puan durumunu görmekteyiz. Aslında artık önemli olan bu sütun. 2007'de 14. sırada iken bu sene özellikle Fenerbahçe'nin başarılarıyla 11. sıraya tırmandık. Ancak bu seneye Ukrayna ve İskoçya ile kafa kafaya başlıyoruz. Belli ki bu sene sonunda sıralamamız 10-12 arası olacak ve açıkçası yukarılara çıkmanın en kolay yolu az takımla çok başarı yakalayabilmek.

Bu sezon kupalara (Intertoto - Sivasspor hariç) 4 takımlara katılıyoruz. bu durumda toplanılan puanlar 4'e bölünecek. Sivasspor da UEFA'ya kadar gelebilirse topladığımız puanlar bu sefer 5'e bölünecek. Bu da demek oluyor ki yukarılara çıkıp, ilk 8'e girebilmek için bir kaç sene tüm takımlarımızın en azından ikişer tur geçmesi, gruplardan çıkılması, hep birlikte başarılı olunması gerekmekte. Keza yukarılara bakarsak Portekiz, Hollanda ve Romanya takımlarının geçen sezon çok başarılı olmamaları gelecek seneler için bize ümit veriyor. Gerçi bu durum Lig kalitesi ile de yakından ilgili. Bu 3 ligde 4. takımı saymak zor, takım sayısı 6'ya çıkınca başarı otomatikman düşüyor. Daha fazla takımı Avrupa'ya çıkarmak için hep birlikte başarılı olmalı, ama oralarda kalabilmek için ligimizin kalitesini arttırmalıyız. Gündelik hevesler ve geçici başarılardan medet ummayan yöneticiler görmek dileğiyle Avrupa Kupaları'nda mücadele edecek 5 takımımıza da bol şans! (Tablo Bert Kassies'ten alınıp hafif modifiyelenmiştir)

Almanya Taklaya Geldi

Turnuvaya başlarken favorim Almanya idi. Hele ilk maçı seyrettikten sonra finale rahat çıkarlar demiştim. Çok rahat gelemediler ama yine de finaldeydiler. Alman futbolcusunun alışkanlığı haline gelmiş büyük turnuva oynamak. Takımlar hiç bir zaman komple yenilenmediği, eski yeni oyuncular arasında entegrasyon hep başarıyla sağlandığı için suyun yerini bilen yeni doğmuş kaplumbağa yavruları gibi hep finale doğru yürüyorlar. Bu seferki final yürüyüşü çok sıkıntılarla doluydu, çünkü 11'e koyacak yedeği yoktu adeta Löw'ün. Bizim maçı düşündüğümüzde, tam kadro çıkan biz 8 oyuncu eksiğiyle çıkan Almanlar olsaydı skor ne olurdu tahmin etmek zor değil. İşte bu yüzden Löw çok eleştirilebilir, takımı yine de finaldedir gerçi, ama finalde de olsa kaybeden yine de kaybedendir.

İspanya çok zorlandı gruplardan çıkarken, beklentileri hiç tatmin edemedi, herkes adeta saldırdı Aragones'e, "çek git" diyenler bile oldu. Bugün o sözleri söyleyenler adeta yalvarıyorlar Dede'ye. Aragones "değişime karşı direnç"i kıran isim oldu İspanyol futbolunda. Raul'u, Guti'yi, Salgado'yu sildi attı, arkasına bile bakmadı. "Aç" olmanın gücünü kullandı. "Genç" olmanın dinamizmini arkasına aldı ve "Önyargı"nın getirdiği motivasyonu. "Dürüst" oldu hep yüzüne söyledi oyuncusunun. Batıl inanca karşı durdu, 22 Haziran Laneti'ni kırdı. Uzun yıllar yapılamayanı yaptı. Bu turnuvadan sonra nasıl bir daha "Hakan Şükür" bahsi açılmayacaksa Türkiye'de, orada da "Raul" bahsi olmayacak.

Rakibe göre repertuarında çok fazla oyun şekli var İspanya'nın. Bundaki en büyük etkilerden biri artık dışarıya oyuncu ihraç ediyor olmaları. İspanyollar'ın ateşli oyununu İngilizler'in sabrı ve mantığıyla birleştirdiğinizde ortaya Avrupa Şampiyonu çıkıyor. Belki de Almanlar'ın en büyük sıkıntısı da bu. Ligleri yabancıyla dolarken, dılşarı oyuncu ihraç etmiyorlar, gelenlerden Alman çıkarmaya çalışıyorlar. Şampiyonaya en çok futbolcu gönderen ülkeydi Almanya, ama Anadan doğma Alman kaç taneydi acaba?

Bu turnuva Almanlar'ın şapkalarını önlerine koyup neyin yanlış olduğunu derin derin düşünmeleri gerektiğini göstermiştir. Keza Almanlar 2008 itibariyle taklaya gelmiştir. İspanyol Futbolu içinse bir milattır 2008, Dede'nin yerine doğru adamı bulabilirlerse, Akdeniz güneşi Avrupa'yı uzunca bir süre kavuracaktır.

29 Haziran 2008 Pazar

Polonya-Ukrayna 2012'yi Kaptırabilir

Polonya ve Ukrayna ortaklığı geçen sene 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası'nı gerçekleştirme hakkını kazanmışlardı. Ancak özellikle ikilinin Ukrayna ayağında 1 senedir neredeyse hiç bir çalışma yapılmamış olması haklarını kaybetmelerine neden olabilir. Ukrayana'da maçların oynanacağı statların hali hazırda çok kötü durumda olduğu ve hiç bir yenileme çalışmasına başlanmamış olması UEFA'yı harekete geçirdi. Platini başkanlığındaki heyet, 2 ülkeyi Eylül ayında ziyaret edip, turnuvanın ev sahibinin değişip değişmeyeceğine karar verecek. Bu arada İskoçya ve İtalya lobi faaliyetlerine şimdiden başlamış durumda. Özellikle İtalyanlar turnuvaya ciddi şekilde talip. Ukrayna ufacık bile bir çalışma yapsa Platini'nin devam kararı vereceğinden eminim ama İtalyanlar'dan da korkulur, bir anda film şeridi gibi senelerdir yaptıkları geçti gözümün önünden. "Van Basten Ültimatomu" diye bir gönderisi vardı Aceto'nun, o bile İtalyanlar'ın hedefe varmak için neler yapabileceğinin bir göstergesi. İtalyanın eline düşmeye gör.

Tekmeyi Yemek Üzere Olanlar

Bu seneki oyuncu seçimleri ve aynı gün yapılan takaslar bir çok dengeyi değiştirdi NBA'de. Gözüken o ki bir dönemin yıldızları teker teker postalanacak takımlarından. Tekmeyi ilk yiyecek isimler de sanki son dönemin devamlı nezarette yatan ismi Jamaal Tinsley ve bir türlü iyileşemeyen sakatı Stephon Marbury. T.J.Ford'u takasla alan Pacers, son 2 sezon bir türlü istikrar yakalayamayan Tinsley'e, Mike D'antoni ve Walsh'u takımın başına getirip takımın tüm karakterini değiştiren Knicks de Marbury'e basacak tekmeyi. Takas edemezlerse kontratlarını satın alıp koyacaklar kapı önüne iki eski yıldızı. NBA'de ne oldum demeyeceksin demek ki, hep çalışacak hep sağlıklı kalacaksın, doğrusu adam olacaksın aslında, kontratın üzerine yatmayacaksın.

28 Haziran 2008 Cumartesi

Huntelaar Ada Yolunda

Klaas Jan Huntelaar Ajax'ın yıldızı ve Hollanda ligi gol kralı. Takımının yeni sözleşme teklifini reddetti. Arsenal ve Manchester başta olmak üzere bir çok Ada takımı peşinde. Ajax'ta dengeleri bozacak nitelikte bir para istediğini söylemiş Hocası Blind. E tabi Ajax bir holding değil, orası bir futbolcu fabrikası. Klaas gider daha klası gelir, o gider altyapıdan başka bir volkan patlar. İşte bu Ajax'ın yıllar boyu neden hep Avrupa futbolunda var olabildiğinin açıklamasıdır. Su akarken bidonu doldurmak gerek, Ajax öyle bir düzen kurmuş ki su gibi futbolcu akıyor Arena'ya. Yakında okuruz sanırım transferini, falanca milyon Euro'ya filanca takımda, çok Klaas transfer!

Ballack'ın Durumu Belirsiz

Sağ baldırındaki sakatlığı nedeniyle 2 gündür antremanlara katılamayan Almanya Kaptanı Ballack'ın yarın gece İspanya karşısında sahaya çıkamama ihtimali yüksek. Oynamazsa Almanya'nın işi çok zor. Ballack'ın liderliğine ve gücüne inanılmaz ihtiyaçları var. Villa'nın olmadığı İspanya 6 orta sahayla mücadele ederken Almanya'nın bir de Ballack'sız kalması İspanya'nın uzun süreli özlemini bitirir. Bir futbolsever olarak O'nu mutlaka görmek isterim finalde hem futbolu hem de agresif tavırları için, kuşku yok ki oynarsa heyecan getirecek adamdır maça tıpkı Fabregas gibi. Umarım iyileşir, hatta umarım zevkimizi kaçıracak hiç bir sakatlık yaşanmaz artık, müthiş bir final izleriz.

Blick Gazetesinin Özrü

İsviçre maçımızdan önce Blick gazetesi yukarıdaki aşağılık karikatürle Terim üzerinden bizle dalga geçmişti. Adamlar ne kadar adice bir hareket yapmış olurlarsa olsun yine de medeniler. Buna da aferin.

"Sevgili Fatih Terim,

İtiraf etmeliyim ki; Lahm’ın golü geldiğinde kalbim, sen ve takımınla beraberdi. Son dakikaydı. Normalde eşitliğin sağlanmasına imkan yoktu. Ama sahada Türk takımı vardı. Bu defa olmadı, dördüncü kez olmadı. Ve şunu da itiraf etmeliyim ki; turnuvanın başında bir gün size karşı hoşgörü duyacağımı asla düşünmemiştim. Hatta nefret ediyorduk.

Her şey 2005’te İstanbul’da oynadığımız o unutulmaz maçla başladı. Olayları tetikleyen sendin. Yatıştırmak yerine körükledin hatta. Güney sahillerinin güzelliğine rağmen Türkiye’ye olan sempatim gitti, o günden sonra.

Ve turnuva...Kuralar çekildi. İsviçre ve Türkiye aynı gruptaydı. Harikaydı. Kimse sizi ciddiye almıyordu. İlk maçtan sonra da, hatta bizi yendiğiniz maçtan sonra bile. Sizi küçümsüyorduk. Ve sen Fatih Terim, bizi turnuvanın dışına attın. En sonunda anladık. Hâlâ patlamaya hazır bir volkan edası var sende. Eşim bile kararını vermişti: Bu adamda bir şeyler var. Sempatik, karizmatik ve çekici...

Nihayet destansı Almanya-Türkiye maçına gelmiştik. Son saniyelerdeki göz yaşlarına tanık olduk. Hiç şikayet ettiğini görmedik. Oysa 9 oyuncun eksikti. 2,5 sağlam adamın oturuyordu kulübende. Sen ve oyuncuların savaştınız. 2005’teki gibi değildi bu kez. Tutkuyla ve sanki olağanüstü bir savaşçının ruhuyla...

Ve şimdi. 2010’a kadar kontratın olmasına rağmen ayrılmayı düşünüyorsun. Ama sen ve takımının yaptığı şey eşsizdi. Sen, bunu bizim kalbimize kazıdın. 2,5 yıl aradan sonra. Sen olmasan da harika bir takım bıraktın.

En büyük saygılarımla.

Alain Kunz"

27 Haziran 2008 Cuma

Elmander Bolton'a İmza Attı

Enteresan bir adam Elmander, kafa toplarına hakimdir ama boyuna göre çok da hızlıdır. Oynadığı takımlarda ihtiyaçtan sol ve sağ açık da oynadı zaman zaman. Euro 2008'de de o'nu kanatta denedi Lagerback. Bence çift forvetli sistemlerin besleyicisi olacak bir isim. H.Şükür'e benzetirim, gol vuruşu eksik ama gücü, yıpratıcılığı çok yerindedir. Çoğunlukla kısır liglerin hücum potansiyeli eksik takımlarında oynadığı için artmamıştır gol sayısı. Bolton'da da 10 golü zor geçer ama devamlı oynama namzetidir. İskandinav özelliği sanırım 30'lu yaşlara gelirken gösterebiliyorlar kendilerini, Elmander de onlardan, her sene yeni bir şeyler öğreniyor. Ama 12,5 milyon Euro ederi midir diye sorana da git bir kaç fakire hayat kur o parayla ya da yatırım yap Afrika'ya 50 tane topçu çıkarırsın kendine 5 senede, hatta Elmander gibi topçu çok Ada'da derim de, futbol olmuş endüstri, benim dediğimi kim dinleye...

Viyana'ya Villa Yasağı

Nazar falan var herhalde bu işin işinde. Futbolun meyvesinin yetiştiricilerinin şansı pek yaver gitmedi bu turnuvada. Sakatlık ya da sistem sakatlığı bitirdi futbol çiftçilerini bu yaz. Toni, Gomes, Frei, Nihat en son Villa. Ne güzel başlamıştı David Villa. Ne şenlendirmişti bizleri ekran başında. Yazık oldu Villa'ya, finalde oynayamayacak, yazık oldu bize bencilleştikçe bencilleşen Torres'e kaldık yine. Şükür ki Aragones İspanya hocası, şükür ki Torres dünkü Torres olursa, 60'da rahatlarız.

Kalbi(miz) Kırık

Lilian Thuram, kalp hastası olduğu tespit edilmiş.
PSG transferi suya düştü.
1 ay içinde futbola veda edip etmeyeceğine karar verecek.
En saygı duyduğum savunma oyuncularından biri daha kırdı kalbimi.
Sağlığına dikkat et futbolun beyefendisi, bize canlı lazımsın.
Sahada olmasan da hala dünyada olduğunu bilmek bile yeter.

Draft Gecesi Piyasası

Memphis -- Minnesota
O.J.Mayo (3) + Antoine Walker + Greg Buckner + Marko Jaric = Kevin Love (5) + Mike Miller + Brian Cardinal + Jason Collins

Toronto -- Indiana
J.O'Neal + Nathan Jawai (41) = T.J. Ford + Rasho Nesterovic + Roy Hibbert (17)

New Jersey -- Milwaukee
Bobby Simmons + Yi Jianlian = Richard Jefferson

Indiana -- Portland
Jarret Jack + Josh McRoberts + Brandon Rush (13) = Ike Diogu + Jerryd Bayless (11)

Minnesota -- Miami
2 adet 2009 2. tur seçim hakkı + para = Mario Chalmers (34)

Cleveland -- Miami
Darnell Jackson (52) + 2 adet 2009 2. tur seçim hakkı

Cleveland -- Seattle
Sasha Kaun (56) = Para

Chicago -- Denver --Portland
Ömer Aşık (36) = Sonny Weems (39) = Denver'ın 2009 2. tur seçim hakkı, New York'un 2009 2. tur seçim hakkı, Chicago'nun 2010 2. tur seçim hakkı

Clippers -- Portland
Mike Taylor (55) = 2009 2. tur seçim hakkı

Washington -- Boston
Para = Bill Taylor (47)

Şimdilik bu kadar :D