Sayfalar

23 Ocak 2010 Cumartesi

Hidayet'in İsyanı


Dün gece bu sezon hiç göremediğimiz Hidayet'i gördük sahada. Gerçi maçın 2. yarısında çıktı sahneye ama olsun özlemiştik böylesine bir Hidayet'i. Bu Hidayet'i geçen 2 sezondan çok iyi hatırlıyoruz aslında. Bu Hidayet son damla teri akana kadar savaşan, takımı için didinen ve asla vazgeçmeyen Hidayet. Son 4-5 maçtır Hidayet'in saha içindeki kendinle kavgasını izliyorduk. Bir türlü şut sokamıyor, savunma yapamıyor, ritm bulamıyordu. Dün gece maçın ilk yarısında erkenden aldığı 3 faul onu bençe mıhladı. Ama 2. yarıya çıktığında kendine isyan eden bir adam vardı sahada. Haftalardır pota altına giremeyen adam her fırsatta içeriyi zorlamaya çalıştı. Yine şut sokamıyordu belki ama bu sefer hem rakibi hem de kendini yenmek için oynadı. Ne zamandır yoktu suratındaki o hırs. Dün gece patlamak üzereydi, doldu doldu doldu ve patladı. Jarret Jack takımı tabelada tutarken o takımını ama önce kendini ateşledi. Öyle savaştı ki, öyle didindi ki, Hidayet dün gece Ocak ayının başından beri üzerinde olan ruhsuz, heyecansız ve bitik görüntüsünden sıyrıldı. Bu maç bu sezon için miladıdır Hidayet'in, bir daha kolay kolay onu bitik görmeyiz. Hem skor hem de çaba olarak Hidayet her geçen gün daha iyiye gidecektir. Bunu 13 senedir oynadığı maçların neredeyse % 70'ini seyretmiş biri olarak inançla söylüyorum. Toronto'nun artık gerçekten Hidayet'i var, imzalar şimdi kurudu.

Hiç yorum yok: