Sayfalar

11 Mayıs 2009 Pazartesi

Orlando'dan Gözdağı - Gecikmiş 3. Maç Yazısı

2. maçta Magic’e çok önemli mesajlar vererek Pierce’ı hiç kullanmadan, Eddie House faktörü ile ezici bir galibiyet alan Boston Celtics için 3. maç çok önemliydi. Bu maçı almaları demek serideki saha avantajını yeniden yakalamaları demekti çünkü. Ben kendi adıma maça çok hırslı, hızlı ve baskılı başlayacaklarını düşünmüştüm ama bu sefer beni şaşırtan Magic oyuncuları değil Celtics oyuncuları oldu. 2. maçı alanın sadece Rivers ve House olduğunu ispatlarcasına maçtan çok çabuk kopup bir daha toparlanamadılar.


Diğer 2 maçın aksine daha maçın hemen başında Orlando Magic’in farklı bir top oynayacağı belli olmuştu. Alston’ın cezası nedeniyle olmadığı beşte 1 numara oynayan adam Anthony Johnson’dı. Rondo ile ilk 2 maçtaki eşleşmelerinin çoğunu Rondo kazanmıştı. Maç öncesi görüşlerde de hep AJ’in ezileceği söyleniyordu. Ancak oynadığı süre boyunca Rondo’ya kabus oldu AJ. Marbury ilk kez bu kadar önemli süre aldı Rondo’nun yerinde. AJ’in savunmasının sırrı Alston’ın yaptığı gibi çok yakından almak değildi rakibini. 1 adım daha geriden alarak, diğer arkadaşları asist kanallarını kapattığında Rondo’yu şuta mecbur bıraktı, o bir adımın avantajıyla perdelerden çıkmayı da başardı. Yeşil kadroda belki de en kötü şut atan adam olan Rondo da isabetsiz atışlarıyla ritmini kaybetti. AJ’den sonrası da pek renkli olmadı onun için. Zaman zaman Hidayet aldı onu, sonrasında Lee. Üçünden de çok çekti, Celtics’e de bu savunma stratejisi çektirdi.


Takım savunması anlamında belki de bu post-season’daki en iyi maçı oynadı Magic. Şutörleri maçın büyük bölümünde yakından savunup, şut attırmadan penetre ya da zorlama atışlara mecbur bıraktı savunmacılar. Redick kariyerinin en iyi savunmasını yaparken, sakatlıktan dönen maskeli süvari Redick’ten aşağı kalmadı. Hidayet öylesine bezdirdi ki Pierce’ı attığı sayıların Hidayet dışarıdayken ya da başka bir adamın üzerindeyken geldiğine odaklanmak gerek. Lewis 2. maçta eleştirdiğimiz yardım savunmalarına gelmeme eksikliğini biraz gidermiş gözükürken, kendi adamlarını da yakın alarak iyi savundu. Howard içinse blok performansını gördükten sonra söylenecek söz yok. 2. maçta Magicseverleri çok üzmüştü umarsızlığı ile. Yaptığı sansasyonel bloklar çok ciddi ivme verdi takım savunmasına ve hücumu da ateşledi adeta.


Bu savunma verimini ve Hidayet’in, Johnson’ın, Lewis’in hücum performanslarını gördükten sonra Stan Van Gundy’e birkaç kelime etmeden geçemeyeceğim. Rivers’ın 2. maçtaki karakter gösterisinden sonra o sahne aldı 3. maçta. Savunmadan aciz, adam paylaşamayan bir mahalle takımı görüntüsündeki Magic’i 2 gününde nasıl başardı da böylesi iyi savunma yapar hale getirebildi, alkışlamak gerek. İlk devre neredeyse hiç üçlük seti oynatmayarak rakibin savunma konsantrasyonunu bozup 2. devreyi yağmur gibi üçlüklerle geçirtti takımına ve bu sene ilk kez güvenle üçlük attı Magic. Maçtan önceki yorumumda oyun kurucusuz bir beş görebiliriz demiştim ve maçın 20 dakikasını böyle oynadığını gördük Van Gundy’nin, yetiyi Hidayet’e verdiğini. Stan Van Gundy her şeyiyle çok farklı bir Koç. Bu koçun 3 senedir kenarda oturan NCAA efsanesi oyuncusu Redick'in, maçın sonuna 26 saniye kala aldığı topu hücum etmeden 24 saniye süresi dolarken hakeme teslim edip rakibin ve taraftarların ciddi saygısını kazandığını ve ayrıca Boston Celtics'i onore ettiğini söylemeden geçmek de ayıp olur. Kutlamak gerek J.J. Redick'i.


Hidayet’in sakatlığının etkilerini atmaya başladığını ve zorlama atışlardan olabildiğince uzak durduğunu görmek, Lewis’in ısrarla potaya yaklaştığını izlemek, Lee’nin penetrelerini, Redick’in şutlarını takip etmek bir zevkti. Ama 4. maça bu Boston olamayacak Amway Arena’da.


Bu serinin TV kahramanları Kaan Kural ve Murat Kosova’ya dönüp yaptığım bazı tespitlri paylaşmak istiyorum. Kural’ın Boston maçlarında taraftarca maç yorumladığından, fazlaca konuştuğundan ve spikere maç anlattırmadığından dem vurmuştum hep. Üşenmedim ilk devre daha maç kopmadan bir sayayım dedim Kural nedeniyle anlatılamayan hücumları. İlk çeyrekte 16, 2.çeyrekte 12 olmak üzere ilk devrede tam 28 hücumu anlat(a)madı Kosova. 28 hücum ne demek Allah aşkına. İlk devrenin 3’te 1’i anlatılmamış! Taraftarca yorumlarını takip etmek istedim ama bu sefer azdı bunlar, bizim yazıları mı okudu ne? Maçın başından itibaren Boston hep geride kalıp bir türlü patlama yapamayınca pek bir az bahsetti Boston’dan ve oyuncuların şecerelerinden, ama yine de kabına sığamadığı dakikalar oldu. Lewis’e faul yapılan bir pozisyonda sinirli bir şekilde “şamarı yedi suratına!” demesi, Howard’ın boyalı alanı dağıtan smacına yorum bile yapmayıp 30 saiye kadar konuşmaması, Eddie House’un 2. çeyrekte farkı 12’ye indiren üçlüğünü bir nara ile kutlaması, Boston’ın bu kadar fark yemesi ve hücumdaki başarısızlığını Orlando’nun iyi oyun ve savunmasına değil de “Bugün çok dağınıklar, özellikle Alen ve Pierce’ın bu performanslarında savunmanın rolü yok.” diyerek farklı yerlere bağlaması Kaan Kural’ın rengini anlamamız için yeterli verilerdi.


Maç anlatımıyla ilgili unutamayacağımız diğer enteresanlıklar Kosova’dan geldi. Türkçemiz'e kazandırdığı penetrasyon kelimesi ve bir smaç sonrası söylediği “smacı koymuştu!” sözleriyle geceye renk kattı. Teşekkürler Kosova.


4. maçı kim anlatacak bilmiyorum ama dünkü Denver-Dallas maçındaki gibi tarafsızca maç yorumlayan bir Kural istiyoruz yine yoruma gelecekse. Allahtan Digiturk’te orijinal dil seçeneği var da onlara mahkum değiliz.


Not: Bu yazı NBAKolik için yazılmıştır.

3 yorum:

muribbi dedi ki...

bu kadar güzel maç analizinden sonra yine kaan kural paragrafı. ben sıkıldım. gidin ntv ile anlaşın maçların yorumunu sizden dinleyelim. çünkü aklıma daha başka bir şey gelmiyor. bu ne kendini beğenmişliktir anlamadım. açık açık bu adamlar bir şey yapamıyor çekilin ordan diyueceksiniz nerdeyse.

Cenky dedi ki...

Sevgili ismail, maç analizi ile ilgili söylediklerin için sonsuz teşekkürler. Ama sonrasında cidden sıkılmışsın, hatta sinirlenmişsin, hatta ayıp etmişsin bence. Kendini beğenmişlikle alakası yok bu işin. Biz 4 senedir NBAKolik'te defelarca kez Kaan Kural üzerine konuştuk, tartıştık. Oraya yazdığım fikirler sadece benim değil bir çok NBA takipçisi arkadaşın da ortak fikridir. Biz Kaan Kural'ın bilgi birikimine bir şey demiyoruz, derdimiz yerli yersiz konuşması ve Boston maçlarındaki taraftarca yorumları, maç anlatımları, hareket yorumlamalarıdır. Her iyiyi Bostonlular yapar her kötüyü rakip. Boston kötüyse kötü günündedir, rakip kötüyse Boston çok iyi durdurmuş, sindirmiştir onları. Böyle şey olmaz. Hep aynı mesele, çıkar formayı maça çıkarken! Kimseye çekilin oradan yapamıyorsunuz, biz daha iyi yaparız dediğimiz yok ama, en azından Kaan Kural kadar bu işi yapacak çok adam tanıyorum, o da madalyonun diğer yüzü. Kaan Kural'ın taraftar hali Murat Kosova'ya "smacı koymuştu" dedirtebiliyorsa, şapkalarını önlerine koyup bir düşünmeleri gerek.

Dünya özgür dünya, rejim demokrasi. Blog macerasına başladığımdan beri bir çok blog takip ettim, bir çoğunu da takip etmeyi bıraktım. Çünkü sıkıldım o bıraktıklarımın partizan tavırlarından, dik kafalılıklarından. Bazı arkadaşlar beni kaldırdı blog listelerinden sırf onlarla aynı fikirde değilim diye, bazılarını da ben. Sonuçta sıkıldıysan benim tarzımdan okumazsın Çoban Salata'yı bir daha olur biter. Biz ne birilerini sıkmak ne de mutlu etmek için yazıyoruz yazılarımızı. Tek maksadımız eğlenmek, yaşadıklarımızı, düşündüklerimizi paylaşmak şu blogta. Ve blog tamamen kişisel fikirlere, hayat tarzına dayalı olduğuna göre sıkıldıysan bir daha okumazsın arkadaş. Neden sıkmak isteyim ki ben seni, neden Kaan Kural gibi aynı fanatizme devam edeyim. Ben buyum, sen de sıkılmışsın. Selametle derim en fazla, iyi eğlenceler dilerim internet dünyasında. Sıkılan kim varsa okumasın, ben sıkılmayanlara ötesinde kendime yazıyorum şunları, anıdır, en nihayetinde günlüktür. Salla gitsin İsmail, rahat ol.

muribbi dedi ki...

bir blog sahibi tarafındanda hiç azar işitmemiştim oda oldu :)

kısa yazdığım için tam anlatamadım galiba, sıkıldığım şey asla çoban salata blogu olmadı. kaan kural paragraflarının bu kadar istikrarlı bir şekilde gelmesine takıldım. bir kez yazılır iki kez yazılır tamam ama bunun bu kadar devam etmesinin altında farklı sebebler mi var demekten kendimi alamıyorum.

ben boston u desteklerim. ama orlando yazılarınında okumaktan çekinmem. zaten eloğlunun takımınıda büyük bir heyecanla saveceğimde yok. burada aslolan basketbol izlemekten başkası değil. işler basketboldan uzaklaşınca hoşnutsuzluğumu dile getirmek istedim.