Tıpkı düşüdüğümüz gibi oldu tüm maç. Lee riske edildi, 24 sayı attı. Hidayet'in savunması ve ikili sıkıştırmaları azalınca devamlı penetre etti, bolca faul yaptırıp 16 sayı buldu, Lewis de ilginin Howard'da odaklandığı dakikalarda bir çok penetre ve şut sansı yakaladı, şutları girmese de faulleri sokarak can yaktı. Howard'ı sinirklendirip performansını neredeyse sıfırladılar ama diğer sac ayakları sapasağlam ayakta kalınca Sixers taktiği bu sefer tam anlamıyla işlemedi.
Maç aslında dengeli başladı. 2. çeyrekte ve 3. çeyreğin başında tıpkı ilk maçta olduğu gibi Orlando öne çıktı ve farkı 18 sayıya kadar çıkardı. Lanetli 18'e. İki maçtır fark 18 sayı olduğu anda sanki Sixers oyuncularına sihirli bir değnek değiyor ve birden farklı adamlarmış gibi oynamaya başlıyorlar. Herhalde bu sevgili dostum Alkın'ın söylediği gibi gençlik ateşi. Bu sefer bu ateşi söndürecek kadar suyu buldu Magic; Lee, Hidayet ve Lewis.
Sanırım bundan sonraki maçlarda Sixers Lee'yi riske etmeyecek, özellikle tepede Hidayet'e, alçak postta Howard'a ikili sıkıştrma getirmeye devam edecektir. Lewis içeri girdikçe zarar verir. Bir aydır şutu çok kötü, benzer şekilde Hidayet de kötü atıyor, demek ki ondan daha çok penetre izleyeceğiz ve çoğu da faulle sonuçlanacak. Alston fena hücumda fena oynamıyor ama savunmada Miller'a biraz hafif kaldı. Zaten 2. maçın sonunu Johnson ile oynayarak Van Gundy o zaafı gördüğünü anlatı bizlere.
Sixers için 3. maç çok önemli, eğer kazanamazlarsa seri 4-1 bitebilir. Cumartesi sabahı serinin geleceği çizilmiş olacak, Magic kazanırsa 4-1'e giden Sixers kazanırsa belki de 7 maça uzayan bir seri izleyeceğiz. Bu arada 3. maç Cuma'yı cumartesiye bağlayan gece sabaha karşı 3'te NTV'de olacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder