Sayfalar

1 Kasım 2009 Pazar

Tuncay'ın Savaşı

Tuncay Şanlı memleketin yetiştirdiği en önemli aktif futbolculardan biri, daha da önemlisi Milli Takım Kaptanı. Henüz 27 yaşında. Fenerbahçe ve Milli Takım'da yaşadığı başarılar sonrası 2 sene öncesinin UEFA Kupası sahibi EPL'nin köklü takımlarından Middlesbrough'a transfer olması burada çok eleştirilse de bence yanlış bir hareket değildi. Boro Southgate yönetiminde çok adamla hücum etmeye çok hücum adamıyla çalışan bir takımdı. Tuncay 2 sezon boyunca iyi roller buldu orada kendine, önemli performanslar verdi. Ancak Southgate'in tecrübesizliğinin kurbanı oldu o da bütün takım gibi. Yanlış transferler yaktı başlarını. Boro'nun Championship'e düşmesiyle birlikte adı hep transferle anıldı Tuncay'ın. Beklendiği gibi Ada'da kaldı ama büyük ağabeylerden birinde değil İngiltere'nin en eski kulubü Stoke City'de.
Stoke City'nin oyuncu kadrosuna baktığımızda onları sanki biraz İstanbul Büyükşehir Belediye'ye benzetebiliriz. Ligin diğer takımlarında oynadıktan sonra gözden düşen ya da yaşları nedeniyle kapı dışarı edilen adamları bir çatı altında birleştirmiş Pulis. Geçen sezon bu evsizlerden yaptığı takımı sürpriz şekilde 12. sıraya taşıdı Pulis. Geçen sezon sonunda düşen Boro'nun oyuncularından ikisini kadrosuna kattı, Huth ve Tuncay. İkisi de ihtiyacı olan adamlardı. Huth direk oynamaya başladı takımda, stoperde eksiklerdi, kafa toplarına hakim adam eksikliğini gidermişti Pulis. Tuncay'ın da kolayca forma bulacağını düşünüyordu herkes. Keza bir kontraatak ve Delap vesilesiyle bir de uzun taç takımı olan Stoke'ta hem hızlı hem açık alanda etkili, gerektiğinde kanatlarda görev alabilecek ve o taçlara kafa vurabilecek, vuramasa da oraları karıştıracak bir adam lazımdı. Kadroda bu tarife az çok oturan adam Fuller. İşte Tuncay eksik olan parçaydı bu takımda, gerektiğinde golcü, gerektiğinde orta saha ya da kanat adamı.
Tuncay Stoke City'e transfer olduğundan beri Stoke 8 lig maçı oynadı. Bu maçların hiç birinde Tuncay ilk 11'de çıkamadı. Sadece 5'inde oyuna sonradan girdi ve toplam oynadığı süre de 88 dakika. Lig maçları dışında Stoke'un çıktığı 2 Carling Cup maçında ise ilk 11'deydi Tuncay, rotasyonda kendine yer buldu. Blackpool'u 4-3 yendikleri maçta 90 dakika sahadaydı ve 2 asist yaptı. Bir sonraki turda EPL'nin dibindeki Portsmouth'a 4-0 yenilirlerken etkili olamadı ve 81. dakikada oyundan alındı. Sonuç olarak o geldiğinden beri Stoke'un oynadığı maçlarda Pulis sadece ve sadece 259 dakika faydalandı ondan.
Bunun sebepleri ne olabilir diye düşünüyorum. Birincisi kesinlikle Tuncay Stoke'ta kesin oynar düşüncesinin getirdiği aşırı kendine güven ve rahatlık. Ne de olsa Tuncay Milli Takım Kaptanı ve bir adı var. İşte mental anlamda bir futbolcunun en büyük düşmanı bu. İkinci olarak Pulis'in oynattığı sistem katı bir 4-4-2 ve oyuncuların rolleri, sınırları kalın çizgilerle çizilmiş durumda. Tuncay ise çok yönlü bir oyuncu olmasına karşın ne çok iyi bitirici ne de oyunun iki yönünü aynı anda %100 oynayabilen bir oyuncu. Son olaraksa Tuncay'ın transfer itimalleri ve görüşmeleri nedeniyle Boro kampına çok geç katılmış olması dolayısıyla önemli bir hazırlık sürecini kaçırmış olduğu gerçeği var. Dikkat ettiyseniz Fatih Terim bile ona dayanamadı son Milli maçlarda ve oyundan aldı Tuncay'ı. Hepsini birleştirdiğimizde fiziken hazır olmayan, kafaca kendini yeni takımına adapte edememiş ve farkında olmadan kendisini fazlaca büyütmüş, üzerine bir de katı bir 4-4-2 sisteminde ömür boyu hiç görev almamış bir Tuncay'ın Pulis'in takımında gelir gelmez oynaması muhtemel değildi. Aynen öyle oldu ve Tuncay şu anda forma için savaşıyor, savaşmak zorunda. Bu sezonu İngiltere'de bitireceğine ve bu süreçte Stoke'un ilk 11'inin vaz geçilmez adamlarından biri olacağına inanıyorum ben, ama bir gerçek de kafasını boşaltıp fiziken ilerlemesi gerektiği.

Şahsi kanaatim Tuncay'ın 22 Kasım'daki Portsmouth maçıyla birlikte Stoke'ta ilk 11'de forma bulmaya başlayacağı. Bu arada oynanacak lig veya kupa maçlarında bulacağı muhtemel bir gol ona doping etkisi yapacak ve hırsını arttıracaktır. İngiltere Ligi'nde temsilcimiz olması futbolumuz için çok önemli. Senelerce Tugay'ın sürdürdüğü önemli görevi sürdürmek artık Tuncay'ın elinde. Türk oyuncuların EPL'ye gelip gelmemesi kararı verilirken bakılacak en önemli referans artık Tuncay. Zamanında Hakan Şükür, Emre, Okan devamlılık sağlayamayarak İtalya için kapıların kapanmasına sebep oldular. Tugay'ın mirasını devralan Tuncay İngiltere biletidir bir anlamda. İşte o yüzden her gün onu Türkiye'ye geri getirmeye çalışan basın organlarının, aksine onun yanına birilerini nasıl yollarız diye düşünmesi gerekir. Ama burası Türkiye ne de olsa, önce kapıyı kapatır sonra da kendi yaptığımızı unutup niye kapanıyor bu kapılar diye sorarız dev aynasının tam karşısında dururken.

Ben Tuncay'a inanıyorum ve "Ne olur sadece işine bak Tuncay!" diye haykırmak istiyorum.

Hiç yorum yok: