Sayfalar

18 Ekim 2009 Pazar

Denizlispor ve İstikrar

Denizlispor senelerdir centilmen seyircisi ve lig sonunda hiç bir şekilde vazgeçmediği mücadeleci yapısıyla gönüllerde taht kuran bir ekipti. Özellikle Rıza Çalımbay yönetiminde ligi 5. bitirip UEFA Kupası'nda mücadele ettikleri dönemde hem ülke puanına katkıları hem de küçük bütçeli bir Anadolu takımı olarak 4. tura kadar çıkabilmeleri büyük sempati, sevgi doğurmuştu. Çalımbay'ın takımdan ayrılması sonrasında Giray Bulak'la da tam 2,5 sene çalışan Denizlispor ligin istiikrarlı ve ilk5-6'da devamlı düşünülen ekiplerinden biri haline gelmişti.

Giray Bulak'a onca süre takımı iyi götürmesine rağmen istediği transfer olanaklarını sunmamaları ve geldikleri yeri Yönetimlerinin yeterli görmesi, yani bir anlamda hedef büyütememek Denizlispor'la Bulak'ın yollarını ayırdı. Bulak daha iyi şartlar ve vizyon sunan Ankaraspor'u tercih etti kendine. Denizlispor ise Nurullah Sağlam'la çalıştı. Bütün bir sezon Sağlam'dan kötü sonuçlara karşın vazgeçmediler. Özellikle sezon sonuna doğru Sağlam'ın takımı oturdu ve ligde kalmayı hak edecek bir oyun oynadı. Sezon sonu gelip de yeni kontrat söz konusu olunca parasal konularda ve transfer stratejisinde anlaşamayan iki tarafın yolları ayrıldı.

Yeni sezona Faruk Hadzibegic'le başladı Horozlar. Tarihlerinin ilk ve tek yabancı teknik adamına fazla dayanamadılar. Lige kötü girilince Boşnak çalıştırıcı takımdan gönderildi. Kısa süreli olarak dönemin yardımcı antrenörü Mehmet Kulaksızoğlu takımı idare etti. Sonrasında göreve gelen isim hepimizin yakından tanıdığı Güvenç Kurtar oldu. Kurtar'ın toparladığı takım yine son haftalarda ligde kalmayı başardı. İmzaladığı sözleşme 1,5 yıllık olunca Kurtar ertesi sezonu da Denizli'de geçirdi. 2 sezondur düşmekten son anda kurtulan takımı bir kaç ufak eklenti ve doğru yabancı tercihleriyle Kurtar tekrar ligin tehlikeli ekipleri arasına soktu. Ligi 7. bitirdi Denizli ama bir kez daha aynı hastalık nüksetti ve Kurtar'la hem parada hem hedeflerde anlaşamadılar. Kurtar adeta ağlayarak ayrıldı oyuncularından ve Denizli yeniden çöküşe girmeye başladı.

Yeni sezona altyapılarda ve pilot takım Denizli Belediye'de çalışmış olan Ali Yalçın'la başladılar. Kendi çocukları daha az paraya görev yapıyordu isimli hocalara göre. Saadet fazla sürmedi. Ligin dibine demir atıldı, Sivas mağlubiyeti sonrası Yalçın istifa etti. Uzun zamandır takım çalıştırmayan ve gözünde para değil sadece kendini ispat etmek olan Ümit Kayıhan geldi Denizli'ye. Onun da ömrü uzun olmadı. Bir kaç hafta sonra Kayıhan istifa ettiğinde bu sefer göreve Mesut Bakkal geldi. Tıpkı daha önceki Bulak ve Kurtar etkileri gibiydi yarattığı etki, Denizli yine lige tutundu ve son hafta ligde kaldı. Yönetim tıpkı Bulak ve Kurtar yanlışlarında yaptığı gibi 3. kez aynı yanlışı yaparak küçük hedefler ve az parayla Bakkal'ı ikna etmeye çalışınca Bakkal Denizli'den ayrılıp henüz Süper Lig'e çıksa da daha çok şey vaad eden Manisa ile anlaştı.

Yeni sezon için Denizli ise tam aradığı türde birini bulmuştu. Kocaelispor'u ligde tutmak için o sezon elinden geleni yapan, iyi futbol oynatan ve Galatasaray'ı beşleyen Erhan Altın. Hem de Altın Bakkal'a göre çok daha az paraya çalışacaktı. 4 hafta dayanabildi Altın ve takımı. Altın görevden ayrılsın diye yapılan baskılar sonuç verdi ve istifa etti cesur ama tecrübesiz teknik adam. Sonra eski çalıştırıcı Nurullah Sağlam'a sarıldı yönetim. Sağlam o sıralar takım çalıştırmıyordu anlaşmak zor olmadı. Maddi konularda orta nokta kolay bulundu. Fakat aradan sadece 6 hafta geçmişken dünkü Bursa mağlubiyeti Sağlam'ın istifasıyla sonuçlandı.

Şimdi Denizli yeni bir teknik adam arayacak. 2,5 senelik Bulak döneminden sonraki 5. sezonda 10. çalıştırıcı olacak yeni gelecek adam. Ve şu tedirginlikle gelecek Denizli'ye "Her an istifaya zorlanabilirim". Bugün gelinen noktayı hangi yönetim hangi taraftar ister? Başarılı olunan her sezon sonrası daha yükseği hedefleyen bir ekip kurup başarıyla daha fazla para kazanmaktansa, her daim küçülmeyi seçiyorlar. Milyon dolarların döndüğü piyasada 50-100 bin liralar için takımı tanıyan, oyuncuları bilen adamlara diğerlerini tercih ediyorlar. Peki alışkanlık haline gelmeye başlayan bu istikrarsızlık istikrarı daha ne kadar sürecek? Ben bir futbolsever olarak Kurtar, Çalımbay ya da Bulak dönemlerindeki Denizlispor'u özlüyorum.

3 yorum:

LaCatolica dedi ki...

gecen sezon kume duseceklerdi ligin ikinci yarisinda bir dunya transfer yapmasalardi.denizli kume duserse kotu olur cunku benim yanimda her zaman fenerbahceye yasattiklari travmayla hatirlanacaklar.

Adsız dedi ki...

Denizlili ve futbolu yakından takiben bir kişi olarak ben de bu konuda yorum bırakmak istedim. Öncelikle şunu söylemeliyim tarafınızca yapılan tespitler çok doğru. Ancak Denizlispor un gelinen noktada olması çok şaşırtıcı ve düşündürücüdür. Süper lig takımlarına baktığınızda geçmişte denizlispor da oynamış her takımda en az bir oyuncu görebilirsiniz. Bunlar içerisinde Ahmet Hassan, Yusuf, Servet, Ali Tandoğan, Adriano, El Saka, Sarhat Gürpınar gibi iyi transfer ücretleri ile bu takımlara transfer olmuş oyuncular çoğunluktadır. Ancak UEFA kupasında bahsettiğiniz başarılı dönemden sonra Denizlispor satılan oyunculardan gelen parayı ne yazıkki çok kötü bir şekilde kullanmıştır. Tabi bu paranın nereye kullanıldığı veya kullanılıp kullanılmadığı! da bir muammadır. Zaten sonraki dönemde de Dnizlispor da bu vizyon düşüşü ortaya çıkmıştır. Burada başkanın tasarrufları da iddia edilen son hakaret olayında olduğu gibi çok etkilidir. Neyse yorumu fazla uzattık. Ben bir Denizlili ve Egeli olarak Denizlispor, Altay, Manisaspor gibi ekiplerin süper ligin değişmez ekiplerinden olmasını isterim hele ki ligde İstanbul ve özellikle Ankara dan bu kadar ekip varken, ancak son olarak izlediğim bursaspor maçındaki futbol, bu klüp yapısı ve anlayışı ile olağanüstü bir gelişme olmadığı sürece Denizlisporun bu sene ligde kalması çok zor olacaktır.

Mehmet Dinler dedi ki...

Zaten Denizlispor'un ligden düşmesi, oradaki adam gibi oynyanların Denizli Belediye'ye gelmesi ve bu takımın TSL'ye çıkarılması herkesi daha mutlu yapacaktır. :P