Sayfalar

12 Mart 2009 Perşembe

Büyücü

Harry Kewell'ın yakın zamanda yayınlanan röportajlı bir biyografisi vardı. Four Four Two mu yoksa Galatasaray Dergisi miydi hatırlamıyorum orada eski antrenörlerinin Kewell'a ilişkin hatıraları ve yaşadıkları yayınlanmıştı. Kewell'ın aslında Leeds'e ilk geldiğinde sol bek olarak oynadığını ancak hücumdaki etkili performansı ve attığı goller nedeniyle önce sol açığa sonra sağ açığa alındığını anlatıyordu hocaları. Leeds'te 16-18 yaş seviyesinde bir çok kez defansta görev alan oyuncunun defansif niteliklerinin daha çok küçük yaşta oturduğunu düşünecek olursak bu akşam kırmızı kart sonrası defansın göbeğine geçmesi aslında yadırganmamalı. Hemen kart sonrasında frikik kullanılmadan barajın içindeyken kenara "Me, me, ben!" diye avazı çıktığı kadar bağırması onun ne kadar kendine güvendiğini ve bu işi ne kadar iyi yapabileceğini bildiğini gösteriyordu aslında hepimize. İngiliz futbolunda adettir "versatility" denilen özelliğini geliştirmeye çalışırlar futbolcularının. Bir çok oyuncuyu değişik mevkilere adapte etmeye çalışırlar. Zorunlu hallere hazırlarlar oyuncularını hocalar daha ufacık yaşlardan itibaren. Buna önemli örneklerden biri Gareth Barry'dir, diğeri Paul Scholes'tur, daha bir çok isim sayılır ama konudan kopmadan Kewell'a gelelim biz. Galatasaray'a gelirken çok büyük transfer, çok önemli adam, uyum sağlarsa muhteşem olur demiştik ama kimse bu derece sahiplenebileceğini Galatasaray formasını sanırım düşünmemiştir. Bu gece Kewell kendine neden "Büyücü" lakabının takıldığını öğretmiş oldu bizlere. Bir baktık sağ açıktı Kewell, sonra bir ara sol açığa dönüşüverdi, ama son numarası muhteşemdi. Büyücü bu gece Hamburg'da sahne aldı, bu yolda daha ilerilere gittikçe Galatasaray, onun büyüsü hiç ama hiç unutulmayacak. Vatansever olduğunu zaten biliyorduk ama büyücülüğü bizde derin bir iz bıraktı.

1 yorum:

ejikulat dedi ki...

harry kewell gerçekten çok özverili bir futbolcu, hatta her anlamda tam bir futbolcu.
galatasaray maçlarını izlerken adama özellikle dikkat ediyorum, her hareketi zevk veriyor.
sahada topu almasıyla, yaptığı koşularla, çıkarttığı paslarla ve çektiği şutlarla benzersiz olduğunu görüyorum her seferinde. izlediğim hiçbir galatasaray maçında sahada kewell'a denk bir oyuncuya rastlamadım bu sezon.
yetenek ve adaptasyonun tek vücutta toplanması hamburg maçında kewell'ın defansta bile oynayabilmesi sonucunu doğurdu.
hagi'den sonra galatasaray forması giyen en iyi futbolcudur ve türkiyede yılın transferidir.
Güiza mı dedi bir? Ernst için erken daha ama:D