Sayfalar

16 Ocak 2009 Cuma

Çağan Irmak - Issız Adam

İtiraf etmem gerek giden arkadaşların yorumlarından fazlaca etkilenerek filmi izlemek istemedim. Ancak dün akşam eşimin ısrarıyla istemeye istemeye gittim filme. Herkesin söylediğinin aksine filmde başından itibaren ne aşırı bir cinsellik ne de aşırı bir çıplaklık var. Çağan Irmak öylesine güzel bir işe imza atmış kifilm sizi hissettirmeden, yavaş yavaş içine alıyor ve derinden etkiliyor. Cemal Hünal gerçekten çok başarılı bir oyunculuk sergilemiş. Alper'in film ilerledikçe değişen psikolojisini çok güzel veriyor, kısacası rolünü beyazperdeden çıkartıp ete kemiğe büründürüyor. Melis Birkan'ın, ilk ciddi deneyimi olmasından diye düşünüyorum, performansı ise Hünal'ın performansının gerisinde kalsa da öyle çok sırıtmıyor. Çağan Irmak'ın yazınsal başarısını yönetmenlikle ne derece pekiştirerek sunabildiğinin başka bir ispatı bu film. Babam ve Oğlum mertebesine çok yakın bir içtenlik ve hitap edilen kitleyi genişletebilmek adına yapılmış, izleyiciyi hırpalamayan ve göze batmayan ama filme de değer katan önemli pazarlama hamleleriyle son halini almış, iyi ki de bu hali almış bir film.

Özellikle final sahnesiyle içimizde iz bırakan bu film, gözlerimizden de en azından 2 damla yaş süzülmesine neden olurken bir başka gerçeği daha öğretiyor bize: Bu filme cinsellik-çıplaklık dolu diyen insanlar aslında hayatlarını aşksız ve tutkusuz yaşamış, aşkın ve gerçekten sevmenin ne demek olduğunu hiç yaşamamış, yaşamış olsalar bile çoktan unutmuş olan insanlar.

Çağan Irmak'ı kutlamak ve yeni projelerini beklemekten başka çare bırakmıyor Issız Adam bize, ve tabii ki Cemal Hünal'ı sıkı bir takibe başlıyoruz artık.

Hiç yorum yok: