Sayfalar

13 Temmuz 2011 Çarşamba

YARAnmak

Türkiye Futbol Federasyonunun tam anlamıyla vermiş olduğu kararın kelime olarak karşılığıdır. Türk Dil Kurumu yaranmak kelimesi karşılığını şu şekilde vermektedir:

  1. Bir davranışla birini memnun etmek. 
  2. İçten olmayan davranışlarla birini memnun etmeye çalışmak.  
Özellikle bu kelimenin TDK tarafından verilen 2. anlamı yaşanan olaylar ve verilen kararlarda yerine oturmaktadır. Keza ülke menfaatini ilgilendiren, hem maddi hem de manevi açılardan olumsuz sonuçları büyük zararlar doğurabilecek, muhtemel olumsuz sonuçlarda ülke itibarının zedelenebileceği çok önemli bu konuda TFF ne yazık ki ülke menfaatlerini ve itibarını gözetmekten ziyade başını İlhan Cavcav'ın çektiği "büyük takımlar olmazsa biz biteriz" görüşündeki aklı selimden uzak, kendi camialarını hiçe sayacak noktada bulunan ve duruma "ülke itibarı" açısından değil sadece parasal akışı kaybetmeden, koltuğunu kaptırmadan çarkın dönmesiyle ellerini ovuşturan fikir yapısı ve bakış açısıyla yaklaşan zihniyete yaranmıştır. Bir çok çözüm ve Türk Futbolunu şaibeden, itibarsızlıktan uzak tutma yolu var iken, sadece maç görüntülerinden onlarca takımın küme düşürüldüğü memleketimizde Aykut Kocaman'ın yaptığı "maçlarımız izlensin ona göre karar verilsin" çağrısı da kulak arkası edilmiştir.

Bugün, bu saatte TFF'nin kararı ve UEFA'nın tehditkar onayından sonra yapacak bir şey kalmamışken sadece, ülke menfaatini ilgilendiren konularda belirli makam ve seviyelerde bilgi paylaşımı talep etmek, edilirse de bu paylaşımı yapmak bu kadar zor mudur diye düşünmekten kendimi bir türlü alamıyorum.

Şimdiden kendi adıma yeni TFF'ye güvenimi kökten sarsan bu yaranmak fiili, umarım Türk Futbolu'nda tahmin edildiği üzere çok büyük YARAlar açmaz, keza deri incelmiş, kan çoktan toplanmış durumdadır.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

TFF'nin aldığı karar tamamen doğru ve şu an itibari ile alınabilecek en iyi karardı bana göre. Ellerinde hiçbir delil olmadığı söylemlerinden hareketle empati kuruyorum da şu anda hükmü gerçekleştirilmemiş tutuklamaları gözönünde tutup zaten bıçak sırtı gibi bir olay hakkında erken karar vermek olası bir yanlışta ipe gitmelerine sebep olacak, üstüne üstlük cezası olmayan kulüpleri geri dönüşü olmayan bir yola sokacaktır. Diğer yandan yarın birgün yargı kararını verip artık hangi kulüpler bu işe bulaşmışsa belli olduktan sonra ve hükümler verildiğinde biz olayları görmemezlikten geliyoruz, kişilerin yaptığı suçlar camialara mal edilemez türünden bir açıklama ile yasada belirtilen müeyyideler uygulanmazsa yani eyyamcılığın kralı yapılırsa işte o zaman TFF tam olarak Yaranma eylemini gerçekleştirmiş olacaktır. Belli olmaz şu an tutuklu olanlardan bazıları bir süre sonra tutukluluğa itiraz amacıyla başvurdukları üst mahkemece serbest bırakılacak. TFF şimdiden karar verirse nasıl geri dönecek o zaman?

İşin kötü olan yanı, gazetelerde de belirtildiği gibi, yarın birgün hükümler verildikten sonra eğer kurallar ve müeyyideler aynen uygulanırsa süper ligden düşürülen takımların bir senesinin heba gidecek olması. O zaman da şimdi yırttık anlayışında olan takımlar şu ankinin iki-üç katıyla bağıracaklar TFF'ye karşı.

Aslında açıkçası ben bu olayların var olsalar bile bir şekilde kitabına uydurulup kamu yararı da gözönünde bulundurularak küme düşmenin olmayacağı en fazla puan silinmesi ile olayların kapanacağını düşünüyorum. O zaman da puanı silinenler yalandan 3-5 gün bağıracaklar, karara karşı olanların da eylemleri bir süre sonra bitirilecek karşılıklı konuşmalarla. Biz de bu ligde adaletli şekilde top oynanıyor diye bir orta oyununu izlemeye deam edeceğiz. Yani kendimizi tatmin etmeye aynen devam. Nasıl olsa Avrupa'ya çıkınca herşey bitiyor, ak kara ortaya çıkıyor. Tokatlanıp geri dönüyoruz. Biz tokat yemeye alışmışız. Kendimizi kandırdığımızı bile bile mutlu olmayı becerebilen ender milletlerden biriyiz.