Sayfalar

7 Temmuz 2010 Çarşamba

Almanya-İspanya maç öncesi görüş…

 

Aylardan beri bugünü bekliyorum. Kısa ve öz de olsa dolu dolu yazabilmeyi. Turnuvanın en güzel ve heyecanlı maçlarında arasında gösterilmeye aday bir Almanya – İspanya maçı izleyeceğiz birazdan. Herkesin favorisi Almanya. Çünkü hem Arjantin hem de İngiltere’yi 4 golle eledi. Attıkları gollerin dışında oynadıkları güzel futbol da favori olarak gösterilmelerinin en büyük nedeni. Ama bu akşam için ben Almanya’nın İspanya’yı eleyebileceğinden çok emin değilim. Hatta finali Hollanda ile İspanya’nın oynamasını istiyorum. Bu da beni İspanya’nın Almanya’yı eleme ihtimaline meyillendiriyor. Sadece duygusal yaklaşmıyorum. Gerekçelerim var elbette.

Almanya çok iyi futbol oynadı hem İngiltere, hem de Arjantin maçında. Turnuva boyunca Arjantin için yapılan en önemli eleştiri ne idi? Takımın orta sahasız ya da 5 atakçı 5 savunmacı ile oynadıklarından dolayı yaşadıkları-yaşayacakları orta saha zaafıydı. Almanya maçında bunu yaşadılar. Veron o maçta oynamadı bile! Tek başına Mascherano’ya güvenmekse çok anlamsız kaldı. Sonuç orta sahasız bir Arjantin Almanya’dan 4 yedi!

Altın jenerasyon olarak gösterilen İngiliz takımında ise Capello Gerrad’ı sağ kanada, James Milner’ı da sol kanada koydu ve iki oyunucunun sahadan silinmesini sağladığı gibi bir de kanatları çok iyi kullanana Almanya’ya davetiye çıkardı. Stoperdeki ve defanstaki eksikler ve zaaflar da Almanya’nın affedemeyeceği şekildeydi ki Almanlar affetmedi ve kontraya çıktıkları 3 atakta 3 gol bulup İngilizleri kupadan sepetlediler.
Arjantin ve İngiltere orta sahaları, Khedira, Schweinsteiger, Müller ve Podolski’den oluşan futbolu iki yönlü oynayabilen Almanya’nın orta dörtlüsüne mağlup oldu. İngiltere’de birbirine benzeyen oyuncu fazlalığı ve yaratıcı oyuncu eksikliği ile Arjantin’de tek adam dayalı sistem iki takımın da sonunu getirdi. İki takımda da bahsettiğim bölgedeki zaaflar İspanya’da mevcut mu peki?

İspanya dünyanın en iyi orta sahasına sahiptir dese 100 kişiden kaçı hayır diyebilir? Xavi, Iniesta, Busquets bu yıl birarada  40′tan fazla maç yaparak inanılmaz bir uyum içinde. Busquets dışında Xavi de, Iniesta da maç sıkıştığında bireysel inisiyatif alıp skoru değiştirebilecek isimler ve oyunu çok iyi okuyup yönlendiriyorlar. Xabi Alonso sessiz maestro gibi. Uzaktan beklenmedik şutları ise skoru takımının lehine değiştirebilir. Tamam daha fazla zırvalayamayacağım bu adamlar hakkında.

 

Biraz önce İspanya’nın maça Torres’le değil de Pedro ile başlayacağı haberi bence İspanya’yı bir adım öne götürüyor. Gerçi Pedro Barcelona’da ilk 11′de çıktığı maçlarda değil de sonradan girdiği maçlarda daha iyi oyunlar sergiledi. (Şu anda Mustafa Doğan diyor ki…) İspanya’nın zaafı beklerinin ileri çıkması imiş. Arkalarında çok açık bırakıyorlarmış bu bekler. Çağdaş futbolda olması gereken şey de zaten bu değil mi? Beklerle hücuma destek vermek… Ayrıca Busquets ne güne duruyor? Bekler çıkınca bu iki oyuncunun kademesine girsin diye… Neyse Mustafa Doğan Alman’dır ondan diyelim…

Kıssadan hisse kalecisiyle, defansıyla, ortasahası ve forvetiyle dünyanın en iyi isimlerine sahip İspanya, bence bir adım önde olan takım. Hem daha iki yıl önce Avrupa’nın en büyüğü olan takım İspanya finalde Almaya’yı elememiş miydi? Almanya ise yakaladığı İspanya’dan çok daha iyi olduğu için Arjantin ve İngiltere’ye karşı aldıkları galibiyetlerin getirdiği hava ile İspanya’yı eleyebilir. Bence bu maçta İspanyol orta sahasında Mesut Özil kaybolabilir… Gönlüm İspanya’dan yana… İspanya çıksın ki dünya kupası “anadoluya” daha önce bu kupayı hiç kazanmamış bir takıma gitsin…

2 yorum:

Cenky dedi ki...

Bu yazıyı yayınlamasam olmazdı. Volkan bu Dünya Kupası'nda harika tepitlerle gidiyor. Önce Hollanda sonra İspanya. Bravo Volkan...

volkanbk3 dedi ki...

saol cenky...