Sayfalar

8 Ocak 2010 Cuma

Sebepler ve Felsefe

Çoban Salata'yı takip edenler uzun süredir neredeyse hiç buralarda olmadığımızı (şükür ki birkaç gündür volkanbk3 geri dönmüş gibi), hem benim hem ozhano'nun yazamadığını fark ettiler ve bir kısmı da sağolsunlar maille, mesajla ulaşıp sordular yokluğumuzun nedenini. Geride kalan 2 ayı aşkın sürede çok ciddi ailevi ve sağlık problemleri yaşadık hayatımızda. Ben yalnız ve yepyeni bir hayata başladım sonunda, o başladığım hayata çok kuvvetli sarılıp kariyerimi bir adım öteye götürmek için her şeyden soyutlanıp çalıştım da çalıştım. Sonunda Çarşamba günü itibariyle amacıma ulaştım, bu ay sonuna kadar da çabam resmi olarak karşılığını alacak her şey yolunda giderse. ozhano'nun yaşadıkları ise genelde sağlık üzerine oldu. Böyle şeylerin insan hayatında üst üste, amansızca geldiği dönemler olur, ne yaparsan yap, ne kadar uğraşırsan uğraş yine de önüne geçemezsin. Ben yaklaşık 10 sene önce yaşamıştım böylesi bir dönemi, sıra ozhano'nun sınavında. Çoğunu geçti azı kaldı. Notu hepsinde 100 desem anlarsınız ne kadar sabırlı ne kadar güzel bir insan olduğunu. Sonuç olarak ben döndüm hayata, vicdanım rahat, alnım ak çıktım sınavlarımdan, Yaradan'ın izniyle ozhano da en kısa sürede, huzurla dönecek.

Ben o çok önemli adımı attıktan sonra toparlanmaya, herşeyi düzene koyup, arşivleme çalışması yapmaya başladığım sırada eski belgeler arasında yazdığım Orlando yazılarından birini buldum. Bilen biliyor aynı zamanda NBAKolik.com'da 2005'ten beri yazarlık yapıyorum. Oraya 18 Nisan 2008'de yazdığım bir yazıyı buldum. O yazı tam anlamıyla bir denemeydi benim için. Hem hayat felsefemi anlatmış hem de bunu Orlando'nun o zamanki durumuyla ilişkilendirmiştim. İlginç bir yazı olmuştu, farklı tepkiler almıştı. Neyse, o yazıdan Orlando kısmını çıkarınca nasıl olup da son 2 ayda yaşadığım çok ağır olaylardan hayırlısıyla sıyrıldığımı bir kez daha anladım. Nasıl başarabiliyorsun diyenlere de bir nevi cevap. Kötü şeyler olmasın diye benliğinin elverdiğince çabalayıp yine de engelleyemeyen biri olarak bu felsefe benim hayatımı ve benliğimi kurtardı desem yalan olmaz sanırım. Ne eskiyle ne de eskide kalan insanlarla işim var artık. Çok faydasını gördüm, görmeye de devam ediyorum bu felsefenin, çözüm arayana ukalalık olarak addedilmezse tavsiyedir.

Unut yaşananları ve devam et, öğrendiklerini unutmadan...


Dostlar Atamızın çok güzel bir sözü var, eminim farklı versiyonlarını ya da orijinalini birçok kez duymuşsunuzdur “Geçmişine bakarak yaşayan uluslar yok olmaya mahkûmdurlar.” Ben hayat felsefemin çok önemli bir yerine oturttum bu sözü, hayatımı bu doğrultuda şekillendirdim. Yaşadığım iyi veya kötü her ne olursa olsun birçok şeyi, gerekli dersleri aldıktan sonra hep arkamda bıraktım. İyilerin bir kısmını ayırdım kütüphanemin raflarına dizdim, ama onların da çoğu kendimle ilgili değil hep sevdiklerimle alakalı olanlar. Ömür boyu benim  yaşadıklarımla baş etmekte zorlanacak birçok insan tanıdım, hatta yaşadıklarımı dinleyip de bugün hala nasıl benim ben olduğuma, normal kalabildiğime inanamayan birçok insan. Geçmişime hiç bakmam ben, öğreneceğimi öğrendikten sonra yaşananlardan, devam ederim yoluma. Yanlışlar da yaparım, ama öğrendikçe doğrusunu, onların da kaldığı yer bellidir. Belki bu sayede hala Cenk olarak kalabildim, belki biraz da ötesine geçebildim.

Zaman zaman saatlerce kimseyle konuşmadan, adeta hayattan koparak düşünürüm. İşte bu dakikalar beni geleceğe bağlar. Tıpkı bir ayçiçeği gibi hissediyorum bazen, güneşe dönüyorum yüzümü, geleceğime ve yaşanacaklar yaşandıkça düşünüyorum üzerine. Hava karardıkça biraz başım eğiliyor öne doğru ama düşürmeden yüzümü, umutla, inançla, yaşanan her ne olursa olsun mutlulukla ve gülerek. Yaptığım hiçbir şeyden pişman olmadan yaşıyorum hayatımı, kırdıklarımdan, üzdüklerimden özür dilemesini bilerek, ama asla kimsenin karşısında küçülmeden. Her gün benim için, gelmek istediğim yere ulaşmak için ilk gün. İlk günkü gibi başlıyorum her güne, o zamana kadar yaşananlar altyapım. Her gün daha çok seviyorum hayatımı, sevdiklerimi ve nefretim, kızgınlığım azalıyor her kime karşıysa, çünkü şu güzelim hayatı harcayamam boş işlerle. Seviyorum insanları, ilerliyorum her engele karşı, gülüyorum, geçiyorum…


Her yeni günün yeni bir güzellik getirdiğine inanıyorum ben, en kötüsünün, bugünün olmasa bile yarının güzelliklerinin temeli olduğuna. Gülerek uyanıyorum sabahları, 10 dakikada siliyorum küskünlükleri ve haklı olsam bile, sarılıyorum, arayı açmadan. Sarılıyorum hayata, sarılıyorum umuda ve unutuyorum yaşadıklarımı dostlar, öğrendiklerimi, kimin ne olduğunu unutmadan. Mutluluklarımı ciltletip kütüphaneme yerleştiriyorum, arada dönüp bakmak, hatırlamak, tebessüm etmek için maziye, sırtımda taşımıyorum asla hiçbirini, altlarında ezilmiyorum. Yepyeni bir güne uyanırken yine bu sabah her şeye rağmen, “rağmen”leri unutup gülüyorum, o rağmenler zaten eridi gitti akşama kadar, kalan umut dolu tebessümler, kalan yine derin çizgiler, öğrenilenler… Yaşananlar kayboldu gitti zaman denizinde, insana sevgim, mutluluğum, umudum baki…

5 yorum:

sinem dedi ki...

her ikinize de geçmiş olsun diyorum, her ne yaşadıysanız bir daha yaşamamanız dileğiyle.

Adsız dedi ki...

@sinem
teşekkürler. Kimsenin yaşamaması dileğiyle...

@cenky
Sayın hocam senin de dikkat edeceğin üzere biz hayatımızla ilgili güzellikleri de sıkıntıları da aynı zamanlarda yaşadık. Belki tesadüf belki de bir kurgunun eseri idi daha yakın arkadaş olabilmemeiz için. Nihayetinde sen sıkıntını yendin darısı benim başıma...

ejikulat dedi ki...

Allah ikinizinde yardımcısı olsun sayın abilerim...
Yanınızda olamadım, olamıyorum affedin, üzgünüm...

Adsız dedi ki...

Allah yardımcınız olsun diyeyim ben de, takibinizdeyiz; daha mutlu yarınlar için bu günlerde dişleri sıkmak gerekse dahi sabretmek gerek sanırım.

Rastgele..

Alperen

Cenky dedi ki...

@ sinem, ejikulat, Alperen

İlginiz, sevginiz için çok teşekkürler.

@ ozhano

ilahi kurgu denir ancak bunlara. Benim yorumum çok şükür tüm sonuçlara, beterin beteri olduğu gibi, güzelliklerin de arkası var. Çok şükür bizi karşılaştıran kaderi çizen Yaradana.