Bir dönemin Sevilla'sıydı. Hatta bunlar şampiyon bile olmuşlardı. Valencia'yla kapışıyorlardı... Çok da geçmedi ki üzerinden. Geçen 10 yılın içerisinde gelmişti şampiyonluk kupası. İspanya'da kupaları kazanırken yakalanan iyi jenerasyonun skor üretmesini sağlayan isimdi. Ekürisi Roy Makaay ulusal takım düzeyinde ondan daha başarılı olabilmişse bunun tek nedeni Raul ve Morientes'te aynı dönemde oynamış olmasıdır. Bahsettiğimiz isimse sıkı bir İspanya ligi takipçisinin kolayca tahmin edebileceği bir isim: Diego Tristan.
Real Betis Balompie'de başlayan futbol kariyerinde A takıma çıkamasa da, 3 yıl oynadığı Real Betis "B" takımında oynadığı 95 maçta 23 gol, 98-2000 arasında oynadığı Mallorca ise toplamda 33 gol atmış. İlk senesini yine B takımda geçiren Tristan 35 maçta 15 gol, A takıma çıktığı sezonda ise 38 maçta 18 gol atmış. Bu performansı sayesinde 17.750.000 Avro karşılığında parlak yıllarını geçireceği Deportivo'ya transfer olmuş. İşin en ilginç yanı ise 2000 yılındaki seçimlerde Lorenzo Sanz Real Madrid başkanı olamayınca Tristan'ın Real Madrid'e transfer yatmış. Belki de kariyerindeki en önemli dönüm noktası olmamış bu biraz?? Eh üstelik yeni başkan olarak da Florentino Perez seçilince Figo'ya tercih edilmiş Diego.
2001-2002 yılında da İspanya'nın flaş takımı olmaya devam ederler... Şampiyonlar Ligi'nde de mücadele eden takım en büyük başarısını 6 Mart 2002'de oynanan Kral Kupası finalinde elde eder. Tam da 100. yıl önce 6 Mart'ta kurulan Real Madrid'i kendi sahasında 2-1 mağlup eder Deportivo ve maçın yıldızlaşan ismi benim gönlümde artık Diego Tristan olmuştur. Takımının ikinci golünü atmıştır Tristan ve kupanın mimarlarından olmuştur. Florentino Perez kupa elden gittikten sonra onu neden almadığını hiç düşünmüş müdür acaba? Aynı sezon Tristan toplamda 32 gol atmış, ligde de attığı 21 golle Pichici Trophy'yi de kazanmış... Yani gol kralı olur Morientes ve Raul'u geride bırakarak... Takımı da ligi Real Madrid'in önünde 2. bitirmiştir.
Bir sonraki sezon Makaay'ın yılı olsa da Tristanla beraber muhteşem güçleri ortaya çıkar ve takımlarını yine şampiyonlar ligine taşırlar. Tristan 19 gol atmayı başarmıştır çoğunu bileğinden sakat geçirdiği sezonda... Makaay'sa 29 golle galiba avrupa gol kralı mı olmuştu ne? ya da avrupa da yılın forveti falan. =)
Real Betis Balompie'de başlayan futbol kariyerinde A takıma çıkamasa da, 3 yıl oynadığı Real Betis "B" takımında oynadığı 95 maçta 23 gol, 98-2000 arasında oynadığı Mallorca ise toplamda 33 gol atmış. İlk senesini yine B takımda geçiren Tristan 35 maçta 15 gol, A takıma çıktığı sezonda ise 38 maçta 18 gol atmış. Bu performansı sayesinde 17.750.000 Avro karşılığında parlak yıllarını geçireceği Deportivo'ya transfer olmuş. İşin en ilginç yanı ise 2000 yılındaki seçimlerde Lorenzo Sanz Real Madrid başkanı olamayınca Tristan'ın Real Madrid'e transfer yatmış. Belki de kariyerindeki en önemli dönüm noktası olmamış bu biraz?? Eh üstelik yeni başkan olarak da Florentino Perez seçilince Figo'ya tercih edilmiş Diego.
Mavi-Beyaz çubuklu takıma geçen genç forvet dönemin teknik direktörü Javier Irrureta takımı 4-5-1 oynatıp ilk seçenek olarak da Roy Makaay'ı tercih eder. Yeni transfer olduğu takımında fazla forma şansı bulamasa da 2000-2001 sezonunu 18 golle Raul, Rivaldo, Javi Moreno'nun arkasından 4. olur. Bu sezonda ise İspanya Süper Kupasını kazanan takımın önemli bir parçası olmuş Diego. Espanyol'a karşı oynan final mücadelesinde golü var. O dönemin takımını da hatırlayalım hemen... >> [Molina - Romero, Naybet, Donato, Manuel Pablo - Fran, Mauro Silva, Emerson, Ví ctor Sánchez, Valerón - Tristán/Makaay]
2001-2002 yılında da İspanya'nın flaş takımı olmaya devam ederler... Şampiyonlar Ligi'nde de mücadele eden takım en büyük başarısını 6 Mart 2002'de oynanan Kral Kupası finalinde elde eder. Tam da 100. yıl önce 6 Mart'ta kurulan Real Madrid'i kendi sahasında 2-1 mağlup eder Deportivo ve maçın yıldızlaşan ismi benim gönlümde artık Diego Tristan olmuştur. Takımının ikinci golünü atmıştır Tristan ve kupanın mimarlarından olmuştur. Florentino Perez kupa elden gittikten sonra onu neden almadığını hiç düşünmüş müdür acaba? Aynı sezon Tristan toplamda 32 gol atmış, ligde de attığı 21 golle Pichici Trophy'yi de kazanmış... Yani gol kralı olur Morientes ve Raul'u geride bırakarak... Takımı da ligi Real Madrid'in önünde 2. bitirmiştir.
Bir sonraki sezon Makaay'ın yılı olsa da Tristanla beraber muhteşem güçleri ortaya çıkar ve takımlarını yine şampiyonlar ligine taşırlar. Tristan 19 gol atmayı başarmıştır çoğunu bileğinden sakat geçirdiği sezonda... Makaay'sa 29 golle galiba avrupa gol kralı mı olmuştu ne? ya da avrupa da yılın forveti falan. =)
Sonraki sezon ise gerileme yılları başlar Tristan'ın. Çünkü Makaay artık gitmiştir Münich'e. Ekürisi gidince eski başarılı yıllarını fazla devam ettiremez Tristan. Fakat takım olarak en başarılı sezonlarından birini geçiren Deportivo'nun yine en tehlikeli isimlerindendir ve takımının oynadığı 56 maçın sadece 8'ini kaçırır... Ne kadar çok maça çıkmış olsa da bir o kadar gol kaçırmış olmalı ki sadece 13 kez topu ağlarla buluşturabilmiş... Fakat klasından bir şey kaybetmemiş ki 8-3 biten efsane maçın gollerinden birini atan Diego'nun o golü Eurosport tarafından yılın golü seçilmiş... Ayrıca aynı yıl Şampiyonlar Ligi'ne kaybedilen yarı-finalde takımda yerini alan isimlerden biriydi Diego da...
Makaay'ın gidişiyle inişe geçen kariyerinde 2004-2005 sezonu aslında son yılı olması gerekir Diego'nun ama bir sene daha devam eder. Takıma 1998-2005 yılları arasında en iyi yıllarını yaşatan Javier Irrureta Diego'nun yaptığını yapmamış hemen fıyıvermiş ortamdan. Diego da 2006'da eski takımı Mallorca'ya gidivermiş. Gitmeden de 177 maça çıktığı Deportivo adına 87 gol atıvermiştir... He bu arada bu ağıza döndüm diye Diego'yu egeli falan sanmayın... =) Sevilla'nın bağrından, Cebelitarık'ın kenarındandır kendisi...
Tristan'ın Deportivo ile yollarını ayırması da fena olmuş. Sen gel yıllarını bu takımın en iyi döneminde sergile... Eylül'ün 1'inde 2006 yılında performansın kötü diye seninle kontrat yenilemedikleri gibi bir de sözleşmeni fesh etsinler... Neyse dah sonra Tristan Mallorca'ya dönüyor ve burada da aynı muameleyi görüyor ne yazık ki. 31 ocak 2007'de buradan da yollanıyor... Mallorca Güiza'yı tercih ediyor bir bakıma! Dönmese daha iyiymiş!
Mallorca, Livorno, West Ham United derken şimdilerde İspanya ikinci liginde Cadiz için ter döküyor Tristan. 13 maçta 2 golü var 5 Ocak 1976 doğumlu mühim golcünün. Bir dönem parlayıp sonralarında göz önünden uzaklaşsa da hala bir öneme sahiptir İspanyol futbolunda. En mühimi de Güiza'ya tercih edilmiş olması olmalı. Figo'ya tercih edildikten sonra fena koymamış mıdır?
Makaay'ın gidişiyle inişe geçen kariyerinde 2004-2005 sezonu aslında son yılı olması gerekir Diego'nun ama bir sene daha devam eder. Takıma 1998-2005 yılları arasında en iyi yıllarını yaşatan Javier Irrureta Diego'nun yaptığını yapmamış hemen fıyıvermiş ortamdan. Diego da 2006'da eski takımı Mallorca'ya gidivermiş. Gitmeden de 177 maça çıktığı Deportivo adına 87 gol atıvermiştir... He bu arada bu ağıza döndüm diye Diego'yu egeli falan sanmayın... =) Sevilla'nın bağrından, Cebelitarık'ın kenarındandır kendisi...
Tristan'ın Deportivo ile yollarını ayırması da fena olmuş. Sen gel yıllarını bu takımın en iyi döneminde sergile... Eylül'ün 1'inde 2006 yılında performansın kötü diye seninle kontrat yenilemedikleri gibi bir de sözleşmeni fesh etsinler... Neyse dah sonra Tristan Mallorca'ya dönüyor ve burada da aynı muameleyi görüyor ne yazık ki. 31 ocak 2007'de buradan da yollanıyor... Mallorca Güiza'yı tercih ediyor bir bakıma! Dönmese daha iyiymiş!
Mallorca, Livorno, West Ham United derken şimdilerde İspanya ikinci liginde Cadiz için ter döküyor Tristan. 13 maçta 2 golü var 5 Ocak 1976 doğumlu mühim golcünün. Bir dönem parlayıp sonralarında göz önünden uzaklaşsa da hala bir öneme sahiptir İspanyol futbolunda. En mühimi de Güiza'ya tercih edilmiş olması olmalı. Figo'ya tercih edildikten sonra fena koymamış mıdır?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder