Sayfalar

6 Ekim 2009 Salı

Kapadokya'daydım




Memleketin kelimelerle anlatılmayacak yerleri var,ancak iki göz görüp anlamalı mucizelerini. Hem tarihi hem coğrafi açıdan bir miras bir servet Türkiye, ama maalesef farkında değiliz. Sosyalleşmeyi açılan alışveriş merkezi, cafe, bar sayısına bağlayan, anlamsızca yaşayan insanlar haline gelip, betonun, çeliğin içine hapsediyoruz kendimizi. Toprak, yeşil, taş, su, çamur halbuki neler vaadediyor bize farkında değiliz. Yaşam alanlarımızı daraltarak hem sağlığımızdan hem özümüzden oluyoruz. Türk insanı bu değil aslında, yabancılaşıyoruz kendimize, bunu da meziyet biliyoruz, yazık ediyoruz.

Ölmeden mutlaka Kapadokya'yı içindeki vadilerle, yeraltı şehirleriyle, bağlarıyla, ekiniyle, taşıyla görmek gerek. Köylü'nün güleryüzünü, cömertliğini yaşamak gerek. İşte o zaman asıl efendinin kim olduğu çok ama çok net anlaşılıyor. Bir fırsatını bulduğumda sırada Karadeniz var.

5 yorum:

LaCatolica dedi ki...

blogu actigimda bu yaziyi gormemeliydim.futbol yazisi okuyup kafa dagitalim derken memleket hasreti moduna girdik.ukraynadan selamlar herkese.blogu okumaya calisacagim zamanim oldukca

Cenky dedi ki...

Sağolasın Antonio, sana gurbette sabırlar ve başarılar bizi sensiz bırakma.

ejikulat dedi ki...

ya hocam işte kimi üzüm suyundan pekmez yaparak mutlu olur, kimi de üzüm suyundan şarap yaparak...:D
şaka bi yana ama harbiden o bol oksijen, bağ bahçe işleri insanı acaip mutlu ediyor yaa...

derinkuyuya indiğimde 15 yaşlarındaydım. en derin yerine gittik abimle... bi baktım abiler güzelce şaraplarını açıp antep fıstığıyla tüketim modundalar.
tiksindim, allah belanızı versin dedim.

bahsettiğiniz o yerlerin hepsine gittim ama hiçbiryer beni derinkuyu ve zelve kadar etkilemedi.

keşke zelvede balona binseydiniz sayın hocam. o nemsiz topraklarda, yaşadığınız yere oranla daha berrak bir gökyüzünde, yerin 400 mt. üstünden nasıl göründüğünü görmüş olmanızı isterdim... zelveden erciyes dağı nası güzel görünüyo:D

Cenky dedi ki...

Sene 2005, ay Ağustos, yer Ürgüp Göreme. O balonda ben de vardım. Balona sadece Göreme'den biniliyor bildiğim kadarıyla. Zelve'nin üstünden geçilir, çatılara yaklaşılır, demlenen çaya el uzatılır :D

ejikulat dedi ki...

peribacalarının bazısında yerel halkın peynir sakladığını biliyor musunuz?