
Anlatılan bütün bu sıkıntılı sürece oyuncuların imza attıkları ücretlerin yaklaşık % 40'nın da vergilere gittiğini düşünürsek, aslında yuvarlak olarak 56 milyon dediğimiz NBA takım bütçeleri net olarak yaklaşık 34 milyona düşmekte. Son yıllarda iş adamlarının spora olan yoğun ilgisi, sponsorluk, reklam ve TV gelirlerinin artmasıyla Avrupa'da bunun tam aksi bir durum oluşmaya başladı. Birincisi Avrupa'da kontratlar net ücret üzerinden yapılmakta ve vergileri oyuncular adına kulüpler ödemekte. İkincisi ise Avrupa takımları için bir bütçe kısıtı ve NBA'deki gibi bir lüks vergisi uygulaması yok. NBA'de takımlar bütçe kısıtına uyabilmek için önemli isimlerden vaz geçip bunların yerlerini Geliştirme Ligi ve Draft'ten isimler katmaya çalışıyorlar. Sonuç istenmeyen bir şekilde çok iyi oyuncuların Avrupa'da kalması ya da orta ve üzeri oyuncuların NBA'de kazanacağından daha fazlası ve daha fazla oynama imkanını seçmesi oluyor.
Juan Carlos Navarro, Gordan Gricek, Carlos Delfino, Primoz Brezec, Victor Khryapa, Mario Kasun, seçildiği halde hiç gitmeyen Fran Vasquez, en son olarak da Childress ihtimali. Avrupa'nın en değerli isimlerinden Alaska asılılı Amerikalı Langdon kendisine bir çok teklif gelmesine karşın yine Rusya'yı ve daha fazla parayı seçiyor. Loren Woods gibi adamlar NBA'de alamayacakları paraları kazanıyorlar. Yakındır NBA'den kaçışların hızlanması. Bütçe kısıtı esnetilmeli artık, yoksa Euroleague>NBA günleri başlayacaktır. Abartmıyorum, vaktiniz olursa Amerikadaki Basketbol reytingleri ile Avrupa'dakileri bir kıyaslayın bakalım hangisi düşerken hangisi artışta.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder