Sayfalar

23 Temmuz 2010 Cuma

Tayyip Erdoğan ile Cuma Namazı Kılmak

Askerlik öncesi ailem ve akrabalarla son kez birarada olabilmek için Yalova'daki yazlığımızdayız bir kaç gündür. Cuma namazı için eniştemle Yalova Merkez Camiine geldik öğlen saatlerinde. Bir tören için Yalova'da bulunan Başbakan da remen tebaasıyla (!) beraber namaz için bu camiiyi tercih etmiş. Bir anda acayip bir kargaşa, uğultu, panik halindeki korumalar, özel harekat, toz duman. Yer açın, Sayın Başbakan geçecek, falan filan. Sayın Başbakan adeta cemaati yararak en ön sıralara geçip safını tuttu. Bu sırada onun bulunduğu kata girişleri korumalar ve özel harekat kapatıp içeriye yer olduğu halde ilave kimseyi almadılar. İnsanlar dışarıda sıkış tepiş, güneşin altında cuma kılmak zorunda kaldılar. Ve üst katlarda yer olmasına rağmen bu uygulama devam etti. Bu sırada cemaatin içinde Başbakan'ın hemen 2şer metre yanında ayakta durup namaz boyu asayişi sağlayan 2 koruması da resmen renk kattılar namaza. Enteresan olanı kapıları kapayan koruma ve harekatçıların bir kısmının da farz kılınmadan önce cemaatin içine karışıp namaza durmasıydı. Meraklı kalabalık, hiç kesilmeyen uğultu ve cehennem sıcağına rağmen illa da kapıları kapayacam diyen hafif tombul korumayı da söylemeyi unutmamak gerek.

Şimdi tabi insanın aklında şu sorular kalıyor:

1) Bir kaç saf önümde saf tutan ve cuma namazını kılan sayın Başbakan 1 cuma sevabı kazandıysa kaç tane kaybetmiştir?
2) Bu korumaların anlam verilemez telaşı nedir Allah aşkına?
3) İşleri koruma olan adamların koruma işini bırakıp namaza durmaları doğru mudur?
4) Başbakan namazını kılacak diye onu koruyup ibadet edemeyen korumaların günahı kimin boynunadır?

vs. vs.

Netice olarak ön safa geçerken kalabalığı yaran ve elime de basan Sayın Başbakan başta olmak üzere Yüce Rabbim sen affedicisin, affetmeyi seversin, ne olur bizleri, anne babalarımızı ve tüm inanları affet! Sana layık olamıyoruz, olmaya çalışırken de elimize yüzümüze bulaştırıyoruz. Bizleri bağışla!

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Kul hakki yemek bunlarin en iyi yaptigi is. Durmak yok yola devam.

HayattanSıkıldıgımda dedi ki...

Son paragraf her şeyi açıklamış.

Kemo dedi ki...

Aynı olay Ocak ayında benim de başıma gelmişti. Beşiktaş'ta Yahya Efendi Derhahı vardır. Bir Cuma günü arkadaşımla orada namazı kılmayı kararlaştırdık. Son anda yetiştiğimiz namaza camiinin kıyısında köşesinde bir yer bulduk. Son gelenler bizlerdik. Hemen sünneti kalmayı başladım. Sünneti kılarken tam secdedeyken arkadamdan itiş kakış kalabalık bir grup geçti. Namaz sonunda meraktan kafamı sola çevirdiğimde yanımdaki Başbakanı gördüm. Onun da yanında o zaman ki İstanbul valisi ve o zaman yeni atanan şimdiki İstanbul Emn. müdürü vardı. Benimle birlikte sünnete oturan hemen sağımdaki kişinin ise korumalardan biri olduğunu o zaman farkettim. Bizim bulunduğumuz kısımda 20 kişi varsa bunun 10 kişisi heyetten geri kalan 10 kişi ise koruma polislerinden oluşuyordu. Ve ayakta sadece bir polis bekliyordu. Diğerleri namaza eşlik etselerde rekat aralarında çok sessiz bir şekilde telsizle konuşuyorlardı. Dışarıda durum neydi bilemiyorum. Kapıları kapayacaklarını sanmıyorum çünkü kış olduğundan dışarıda kimse namaz kılamazdı. Neyse namaz bitip dışarı çıkıldığında resmen onlarca koruma polisi olduğunu gördüm. Tabi bunda Vali ve Emn. müdürünün de orada olmasının payı da vardı. Namazdan çıkan kimseyi dergahın bahçesinde bekletmediler herkesi korumaların tabiriyle dışarı "süpürdüler".. Değişik bir tecrübeydi..

Playful Penguin dedi ki...

Hayırlı tezkereler; ve Allah kabul etsin.
:)