Sayfalar

26 Nisan 2010 Pazartesi

Derviş

Bambaşka hayallerle gelmişti İstanbul'a Bekir. Düşündüğü şeyleri bulamadı ama. Tercih edilmedi, hep arka planda kaldı, ilk seçenek olamadı. Ama sabretti, sabretti, bir kez sesini çıkarmadı. Oynadığı, oynamadığı her maç sonrası bir gülümseme vardı yüzünde. Çok çalıştığı, azmettiği belliydi. Fırsatı yakaladığım zaman değerlendirmeliyim, bu formanın kıymetini biliyorum edası vardı hep gözlerinde. Pazar günü Bekir onca çalışmanın, onca sabrın, onca cefanın karşılığını aldı. Hafta sonunun gözümü buğulandıran, bana futbol sevgimi hatırlatan ve mutluluk veren dakikasıydı Bekir'in attığı gol sonrası Yaradan'a seslenişi "Çok şükür Yüce Rabbim, şükürler olsun sana!"

Bu çocuklar insan, robot değil hiçbiri, arkasından kurmalı bebekler gibi kurup kurup salamazsınız onları. Onlar inançlarından, ailelerinden, kendilerine inananlardan besleniyorlar. Milyon kere söylediler çok kıymetli yorumcularımız "Bekir Fenerbahçe'nin topçusu değil." diye. Ama ne oldu? Fenerbahçe 2010 senesinin şampiyonu olursa ilk hatırlanacak adam oldu Bekir, Liderliği getiren, şampiyonluk yolunu açan adam. Bekir de diğer hakkı yenen çocuklar gibi bir futbol emekçisi, inançlarına, tanrısına sığınmış bir işçi. Bekir benim için bir Derviş. Muradı daha ne olabilirdi ki?

3 yorum:

baha dedi ki...

budur abi. harika bir ikinci paragraf ve butunuyle "olmus" bir yazi.

C3Moi dedi ki...

cm 2003-2004 te gaziantepi seçerdim. aynı fenerbahçede olduğu gibi oynatmazdım :) ama sahaya çık dediğimde adam gibi işini yapardı fakat orda sol bekti sanırım :D

mussano dedi ki...

O yorumculara birşey diyim mi: Bekir belki de tek "Fenerbahçe topçusu"..