Sayfalar

22 Aralık 2008 Pazartesi

Kaç Gündür Neredeydim?

Geride kalan yazamadığım süre boyunca yurtdışındaydım Almanya'nın Deggendorf şehrindeki "Deggendorf University of Applied Sciences" yani "Deggendorf uygulamalı Bilimler Üniversitesi"ndeydim. Erasmus Hayat Boyu Öğrenme Proramı dahilinde gerçekleşen bir seyahat oldu. Geçen hafta içi 15-19 Aralık tarihleri arasında beraberimdeki 4 idari personel arkadaşımla sabahtan öğlene kadar Üniversite'de çeşitli temaslarda bulunduk. Gerek idari gerek akademik anlamda gerçekten önemli paylaşımların yaşandığı, özellikle sanayi-üniversite işbirliğinin nasıl yapılması gerektiğini anlatan bir kullanma kılavuzu mahiyetinde bir çalışma gezisi oldu. Deggendorf Üniversitesi sadece 200 akademisyen ve 3500 öğrenciye sahip omasına karşın her sene kendi ürettikleri mühendislik projelerinden minimum 1 milyon € kar eden bir Üniversite. Devamlı teknoloji ürettikleri için Almanya'da ciddi saygı görüyorlar. Hatta Bavyera'nın Başbakan Merkel tarafından ziyaret edilen tek üniversitesi. BMW'ye başta motor parçaları olmak üzere birçok parça geliştirmiş olan Mühendislik Fakültesi'nde şu anda Avusralya'dan bile bir firmaya teknoloji üretilmekte.

Üniversitedeki etkileşimin sonucu olarak kendi düşüncem şudur ki Türkiye'de akademisyenlerin ayaklarına adeta birer pranga takılmış durumda. Teknoloji üretilmesin, araştırma geliştirme yapılmasın diye öyle yasa ve yönetmelikler var ki ülkemizde! Bir defa en başta döner sermaye denilen canavarı yaratmışız. Döner sermaye üzerinden yaptığınız işlerden yapılan işin yaklaşık % 25'i cebinize girerken, gerisi devlete kalmakta, bununla da bitmiyor o aldığınız % 25 daha sonra hükümetin ekonomik iyileştirme olarak verdiği maaş ek ödemelerinden tamamiyle kesilmekte. Yani günlerinizi, aylarınızı verip yaptığınız işlere dair verilen paraları daha sonra çatır çatır "yapmasaydın kardeşim!" diyerek kesmekteler. Bu şartlar altında iyi bir iş yaptığı için ödüllendirileceği yerde cezalandırılan akademisyenler sanayi ile bütünleşmekten kaçınıyorlar, ötesinde zaten sanayi kuruluşları da çoğunlukla 5 liraya burada 6 ayda Üniversite'de yaptıracağıma, 6 liraya alır zamandan kazanırım diyerek hem ağır prosedürlerden kaçmakta hem de üniversiteler ile yabancılaşmaktalar. Açıkçası bu şartlar altında işimiz idealist adamlara kalmış durumda ve ben de ideallerinden vazgeçmeyen bir adam olmaya çalışıyorum.
Hem artıları olan hem de sorgulamalara yol açan bu seyahatte öğleden sonraları boş kalan zamanımızı ve hata sonunu tabii ki gezerek değerlendirdik. Deggendorf bir sınır şehri ve Avusturya - Salzburg'a 220, Çek Cumhuriyeti - Prag'a 320 km uzaklıkta. Kiraladığımız arabayla 2 gün üniversitede işimizi bitirir bitirmez bu iki şehre doğru yola çıktık. Prag'a geçen yıl eşimin konferansı dolayısıyla gitmiş oluğum için önemli mekanları hızlıca arkadaşlarıma gezdirirken, Salburg'ta internetten öğrenebildiğimiz kadarıyla dolaştık. Açıkçası her iki şehir de tarih-kültür turizmi açısından doruk noktada. Blog spor ana teması üzerine oturduğu için yukarıdaki kimilerine sıkıcı gelebilecek ağır konudan sonra gezi konularına hiç girmeyeyim. Ama her iki şehre gideilmesini de şiddetle tavsiye etmekteyim.
Bu seyahatin blog için asıl can alıcı kısmı Allianz Arena'da seyredilen 1860 München - Nürnberg maçıdır. O da sırada...

Hiç yorum yok: