Sayfalar

15 Mart 2012 Perşembe

San Antonio Spurs 122-111 Orlando Magic

Bugünkü Orlando Sentinel’den George Diaz’ın dediği gibi; Orlando şehri, Dwight Howard sayesinde, NCAA oyunları için söylenen ‘Mart Çılgınlığını’ yaşamış oldu. Aslında bırakın Mart ayını, şu son 24 saatte o kadar şeyler konuşuldu söylendi ki, kafamız ‘git gel’lerden o kadar karıştı ki, bu son 24 saatten güzel bir film senaryosu çıkarılabilir diye düşünüyorum. Daha iki gün öncesine kadar herkes Howard’ı bir yerlere takas etmişti, dün geceki Spurs maçından önce sezonu Orlando’da tamamlayacağını açıkladı ancak Orlando yönetimi Howard’ın ETO’sunu yani o artı 1 sezon için serbest kalma opsiyonunu kullanma ihtimalini göz önüne alarak Dwight’tan, sonraki sezonu oynaması için garanti istedi. Bundan sonra, Orlando bu durum karşısında takas yapar kesin diye düşünüldü, ama maçtan sonra % 99 ihtimalle Howard’dan kontratını sonuna kadar götürme sözü aldılar, ve bir sene daha- gelecek sezon sonuna kadar Howard’ı takımda tutmayı başardılar. Sıcağı sıcağına yapılan röportajda, Howard, aslında pek de hoş (niyetli) olmayan tavsiyeler aldığını itiraf etti ve bu süreçte özellikle şehir taraftarında yarattığı hayal kırıklığından dolayı hepsinden özür diledi. Sezonun henüz başında, Carmelo vb. birçok insandan fikirler aldığını, bunun bir iş olduğunu ve herkesin geleceğini düşünmesi gerektiği şeklinde demeçler verdiğini dün gibi hatırlıyorum. Buna karşılık, Carmelo vb. adamlardan eğer tavsiye alacaksa Carmelo kafasında bir adam olduğunu ama o çok istediği şampiyonluk yüzüğünü rüyasında bile göremeyeceğini düşünmüş ve buna yakın şeyler yazmıştık. Açıkçası bu son itiraflarından, haklı çıkmanın gururunu yaşıyoruz. Çünkü; şu aşağıdaki fotoğrafta görüldüğü gibi Magic takımındaki atmosfer, iklim bu tip kirli basit adi düşünceleri barındıramayacak kadar güzellikte elemanlara sahiptir. Basketbolunu çokça eleştirdiğimiz Nelson’dan, baygın surat Clark’a kadar herkes egolarını frenlemiş, bu takımın birer parçası olduğunun bilincinde insanlar.
Maça dönecek olursak: Bir gece önceki Miami galibiyetinin verdiği özgüvenle başladı Magic maça. Aslında maç başlangıçlarını, hücum tarafında kusursuza yakın oynayan bir SVG takımı var yıllardır. Bu seneki en büyük sıkıntı, çokça sıkıntısı çekilen, bench takımı yani ‘second unit’… İlk yedi-sekiz dakikadan sonra başlayan rotasyon Orlando takımına çok büyük zarar verdi Magic takımına; Spurs maçı da onlardan biriydi klasikleşen bir şekilde. Spurs ikinci takımı sahaya girdiğinde ilk yarıda Leonard ve Neal ile ikinci yarıda ise Manu ve Splitter ile rakibinin ikinci takımını ezdi geçti. Magic takımında, daha sonrasında birinci takımlar oyuna döndüğünde ritimlerini bulmaları kolay olmuyor, bu yüzden maç başlarında ortaya koyulan üstün hücum performansının pek bir manası da kalmıyor. Takasla da ne yazık ki, bench için, dilimizde tüy bitti gerçi, bir uzun takviyesi yapmayı uygun görmedi yönetim kademesi. Eğer Davis’in bu performasıyla mutluysalar diyeceğimiz bir şey yok ama, şu andaki hiçbir şeye benzemeyen saçma sapan basketboluyla Baby Davis, herhangi bir takımda bırakın süre almayı havlu bile sallayamaz, şu andaki süresi tamamen uzun yokluğundan. Asgari, Koufos gibi bir uzun katkısına bile çok ihtiyacı var Magic’in. (Hatta yaptığım Portland- Denver- Orlando arasındaki takas önerimle Nelson ve Q-rich karşılığında Felton ve Koufos’u bile takıma eklemiştim ama yönetim dikkate almadı sağolsun beni.) Yönetim Howard’a yoğunlaşmış olabilir ama Horford’un sağlıklı olması durumunda Atlanta ve Sixers’a bile elenebilir bu uzun rotasyonuyla. Sonuçta Howard peygamber değil, insan canlısı. Artık, Baby Davis hamlesinin iflas etmiş olduğunu itiraf etmek gerekiyor.
Nelson her nekedar ilk üç çeyrek insan üstü şut soksa da, Parker’ın hemen hiçbir penetresine engel olamadı. Üstüne Pick&roll savunmasında Baby Davis sıvayınca, üstüne de Nelson’un yedeği protez bacak Duhon olunca, baştan sona Parker’ın tecavüzüne sahne oldu maç. Pick& roll savunmasında oyun kurucunuz ya da dış oyuncunuz hiçbir çaba sarf etmeyince tüm savunma dengeniz bozuluyor ister istemez. Yani 5 gün önceki Pacers maçının yarısı savunma yapabilseydi Magic, maçı zorlanmadan kazanabilirdi ama bir gün önce Orlando’da Miami’ye karşı oynamış üst düzey mücadele vermiş bir takımın sahaya çıktığını da göz ardı etmiyoruz. Abartmıyorum, play-off’larda karşı karşıya gelse bu iki ekip Magic zorlanmadan süpürebilir Spurs’u. Ama sezon içinde her maç aynı performansı veremiyorsunuz, hele ki böyle bir sıkışık sezonda bu daha da zor bir hal alıyor. Bu maçla ilgili gözüme takılan bir adamdan da bir iki cümle bahsedeyim. Çok kısa süre alsa da DeAndre Liggins, belki bu takımda kendini gösteremeyecek ama, ileride eğer şansı da yardımcı olursa bir Trevor Ariza kalibresinde oyuncu olabilir. Şu anda basketbolu hala ham ama Ariza’nın da öyle kolay kolay bu işi öğrenemediğini görmezlikten gelemeyiz, Gerald Wallace’da aynı şekilde Sacramento’da kenarda oturduktan sonra geldiği nokta ortada, o yüzden Liggins için bir işaret koyalım buraya, ileride yüzümüzü kızartmaz umuyoruz.
Cuma gecesi artık Mehmet Okur’suz ama Gerald Wallace’lı Nets karşısında umarız zorlanmayız ama bu seneki bench’i ile Magic’ten bunu beklemek biraz zor…

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Bu siteyi ben burada son kez gözden geçiriyor iken hahah, dizüstü çöktü. Ve son 2 ay için bu blogu için ben bir kez daha bulunduğu bu nedenle minnettar olmuştur! : D