Senelerdir aynı terane. Bir Türk, hele de Milli takım futbolcusuysa yurt dışına gitti mi, her sene her ne hikmetse geri dönüyor memlekete. Kendi kendine değil ama, çok kıymetli basınımız elinden tutuyor, elini veren kolunu kaptırıyor, bu çocuklar paketlenip memlekete gümrükten kaçırılan mal edasıyla sokulmakta. Nice Nihatlar, Nica Hakanlar, Emreler, Okanlar, Canerler, Arifler bu senaryolarla dönüş yaptılar kutsal topraklara.
Galatasaray'ın efsanesi olmak üzere olan ve herkesin sevdiği Emre Fenerbahçe mahareti ile döndükten sonra bir çok kişinin nefret ettiği skandalların adamı haline geldi. İspanya'da çok sayılan ve sevilen Nihat'a zorla futbol bıraktırıldı. Bir Okan Inter sonrası Avrupa'da bir çok kulübün transfer adayı iken Belediye topçusu olarak veda etti futbola. Şükür'ün belki kendi sorunları da vardı ama hergün Türk medyasının manşetlerinde olunca hep aklı burada kaldı, birileri hep dürttü.
Netice itibariyle henüz 24-25 yaşındaki, kendi toprağımızdan yetiştirip yabancı diyarlara yolladığımız, milli takımın önemli bir ismini şu noktada uğraşmayın geri getirmeye. Biraz oralarda yaşasın, dil, futbol, adamlık, profesyonellik öğrensin, öğrensin de gelsin arkadaşlarına, küçüklerine öğretsin. 30 yaş veya sonrası o çocuğu gerçekten kaptanlık, liderlik yapması için geri getir illaki getireceksen. Gelmeyecekse de o da bir Tugay olsun, adını duyan top oynadığı memleketin insanı duyduğu saygıyı göstersin, gözleri ışıldasın.
Altyapılarınızda nice gençler var ki teknik direktör ve yönetim yanlışlarıyla birer yıldız olamıyorlar. Bırakın gidenin arkasından bakmayı, kalan sağları yüceltin, yetiştirin bre gafiller. Ha yok biz illa ki gideni geri getireceğiz, biz illa ki onun peşindeyiz diyorsanız en başta Arda kadar taş düşsün başınıza! Hele ki Arda veya namzetleri milyon Eurolar kazanırken, milyon Eurodan fazlasını edecek tecrübeye bulanırken hala biraz daha fazla Eurocuk için geri dönmeyi tercih ediyorsa onların da benim kadar taş düşsün başlarına!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder