Sayfalar

21 Ekim 2011 Cuma

Ağırlıkları Çıkardık, Özür Dileriz...

Şubat ayı civarında askerden geldikten sonra hayata adapte olabilme sürecindeki basamaklardan biri de tekrar yazmaya dönme çalışmalarıydı. Ancak hem evlilik telaşına girmem hem iş yoğunluğu hem de Türk sporunun futbol odaklı olmak üzere içinde bulunduğu durum bir türlü tam anlamıyla yazmaya geri döndüremedi beni. Öyle bir heves kırılması yaşadım ki anlatamam. Son dönemlerde tam yeniden heveslenir gibi olup paylaşımları arttırmışken ozhano'nun ortaya çıkan twitter hastalığı da hevesimi yeniden kırdı açıkçası. Çok yoğun çalışan, bu nedenle çoğu zaman mobil olmak zorunda kalan ben twitter ve facebook hastalığına kendimi kaptırmadan çok uzun süredir devam etmeyi başarmıştım. Ama bazı şeyleri tek başına sürdürmek gerçekten zor oluyor. Özel hayatımızda bir çok şey yaşıyoruz, işlerimizde çok yoruluyoruz, terapi olarak Çoban Salata'nın kollarına sığınıyoruz uzun zamandır. Fakat iyice yalnız kalınca o çırpınan heves de havasız kalıp yumuyor gözlerini. Volkanbk3 ile yollarımızı ayırmıştık, tolga ailevi durumlarından çok uzun zamandır hiç bir şey yazamıyor, ilter sanırım Amerikan Futbol Liglerinin başlamasını bekliyor, ozhano da kendi hayatında bir çok yoğunluk yaşarken twittercı olduğundan blogtan biraz uzaklaştı. Benim durumumu zaten anlattım.

Açıkçası sözün özü belli. Bilenler bilir blogu kapatacak değilim ama gelip giden dostlarımıza vefa borcudur şunları söylemek: Kusura bakmayın kendimizi hayata kaptırmış durumdayız ve en azından bir süre bu blogta kaliteli spor yazıları göremeyeceksiniz. Ha sürprizler olur, birimiz klavye boşalımı yaşarsa bilemem, ama tahminim o ki blog biraz stand-by'da kalacak. Sloganımız olan "Hayat katkılı, spor ağırlıklı blog"tan ağırlıkları bir süreliğine çıkarıyoruz. Döndüğümüz, kendimize geldiğimiz zaman zaten anlaşılır. Hepinize teşekkürler... Bir de kahrolsun micro-blogging!!!

Hiç yorum yok: