Rahmet olsun Dedem çok iyi bir Galatasaraylıydı. Hani o Galatasarayın 14 sene şampiyon olamadığı, hatta bir dönem düşme hattı civarında dolandığı evrelerde asla vazgeçmeyenelerden Galatasaraydan. Zaten bugün o iki eşsiz renge gönül verdiysem sebebi de odur bunun.
"Ya Dedem..." derdim "Bir takım bunca sene nasıl şampiyon olamaz, hem de bizimki bir ülkede?". "Bir takıldı mı gider..." derdi o da "Bir kere yanlış yapmaya başladın mı hep yanlış yaparsın." Bugün bakıyorum dediklerine cidden çok haklıymış benim canım. Kendi hayatım mesela, öyle büyük yanlışlıklar var ki içinde ardı ardına gelmiş, birbirine düğümlenmiş, biri diğerinin sonucu. Bir kırılma noktası gerekti, oldu. Kimi zaman Yüce Yaradan el atar zaten, sen ne yaparsan yap çıkamazsın yanlışlar girdabından. Mesela benim yanlışlıklar girdabım fırtınaya dönüp beni denizler ortasında bir başıma bıraktığında çıktı benim Derwallim karşıma. Sonuna kadar düşmem gerekti onu bulabilmek için. Bu noktada birden akıllarda beliren soru da Batman Begins filminden gelsin madem "Neden düşeriz Bruce?".
Belki de şu sıralar düşünmemiz gereken o 14 senelik ayrılık sonunda 1984'te Derwall'le karşılaşılmasıyla başlanan ve 2000'de doruk yapan tam 20 senelik önemli bir patlama yaşandığı ve evrendeki dengenin Galatasaray'a da sirayet etmesi gerektiğidir. Belki de bugünler henüz Galatasarayın daha en kötü günleri değildir, daha kötülerine hazır olmamız gerekiyordur. 14 sene bekleyip 20 sene sürülen saadeti bir kez daha yakalamak için iyice yerin dibine geçilmesi gerekiyordur.
Türk Futbolu eskisinden daha fazla değişken barındırıyor içinde, doğa bir şekilde verdiklerini geri almasını ya da elindekileri eşit olarak dağıtmasını çok iyi biliyor. Biraz başkaları başkaları toplayacak meyveleri ve maalesef bize çürükleri bile kalmayacak, hazır olalım bence bunlara. Hayat bir sinüs dalgası ve biz şu sıralar negatif tepe yolculuğundayız, istemesek de çukurun en dibini görmeden yukarıya çıkmamız imkansız.
Ben kendi negatif tepemi çoktan geride bıraktım mesela.
En yukarıda ne mi yapacağım?
Barcelona modelini uygulayacağım: En az yarım dalga doğrultmacı kullanacağım :)
5 yorum:
"negatif tepe" cok pozitif bi tanim olmus. Suna acik acik dip desek olmaz mi :)
Ben köprü doğrultucu öneririm. Hem daha iyi doğrultursun hem de filtrelemesi de yarıma göre daha iyi olur :D. Anladın mı bişiler...
Hep tepede, en pozitifte kalamayız be dost. En azından negatiflerden kurtulalım istedim ben. 0'a hiç yaklaşmamak doğaya saygısızlık olmaz mı?
anlamamis :)
koprunun cikisi da sifira gelir, ama orada beklemez. yarim dalga dogrultucu, yarim periyot sifirda bekler ;)
Havanız batsın sizin elektronikçiler :)
Doğrultmuyorum vazgeçtim arkadaş dağınık kalsın :P
Yorum Gönder